bugün

islam öncesi druid kültürü

druidlerin kökeni anadolu'dur.
hiçbir zaman ne müslümanlığı, ne hristiyanlığı kabul etmemişlerdir.

anadolu'nun en büyük tanrıçası kybele'nin tapınaklarında "arkigallos" denilen rahipler bulunurdu.

bu arkigallos'lar simyayı iyi bilirler, küçük mucizeler yaratırlar ve halkı etkisi altına alırlardı.
anadolu'nun roma imparatorluğu tarafından ele geçirilmesi ile roma burada kendi patrikyal dinlerini ve tanrılarını dayatmaya başladı.
ana tanrıçaya inanan ve onun temsilcisi olan matrikyal arkigallos rahipleri ise romalılar tarafından ortadan kaldırılmaya başlandı.

işte bu arkigallos'lar, anadolu'da yaşayan galatların arasında gizlendiler.
galatlılar onlara "meşe ağacı" anlamına gelen "duridee" dediler.

ve ankara yakınlarındaki ilk druid tapınağı olan Drunemeton'u inşa ettiler.

ne var ki roma, galatlar'ı da hakimiyeti altına almak istiyordu.
bir kısım galatlılar roma hakimiyetini kabul ettiler ve roma'nın galatya eyaletini oluşturdular ve dahi dinlerinden döndüler ve jupiter'in penisi üzerine iman yemini ettiler.

lakin bazı galatlılar, yani kelt kabileleri, özellikle kızılırmak havzasında yaşayanlar roma hakimiyeti altına girmeyi reddetti.
pek çoğu katledildi.
tabi katledilenler arasında arkigallos rahipleri yani druidler de vardı.

roma baskısından kurtulmak için anadolu'dan kaçtılar.
galya'ya(fransa) geldiler.

burada anadolu'dan geldikleri yer olan kızılırmak nehrine (galat dilinde: alis ırmağı) benzeyen bir yere yerleştiler ve burada yerleşim kurdular.
kurdukları bu yerleşime de anadolu'dan geldikleri yerin adını verdiler ve camp alis dediler.

işte o camp alis, bugün bildiğimiz champs elysees'tir. (bağcılar'daki şanzelize ile karıştırmayalım)

neyse, nereden nereye, konu konuyu açtı...

tabi roma bizim galatlıları galya'da da barındırmadı.
sezar'ın galya'yı fethetmesinden sonra bizim anadolu'dan gelen galatlılar ve druidler "bir daha romalı görmemek ve jupiter'in çükü için yemin etmeye zorlanmamak için" daha uzağa gittiler.
denizi geçerek britanya'ya yerleştiler.

anadolu'dan ta britanya'ya, hatta galler'e gelen kybele rahipleri olan arkigallos'lar yani druidler işte burada efsanevi avalon kültü'nü oluşturdular.

o meşhur kral arthur'un efsanevi kılıcı excalibur işte burada, yani avalon'da dövülmüştür.
o çağlarda kılıcın sırrına akıl erdiremeyen britanyalılar bilmiyorlardı ki anadolu'da hititler, truvalılar, amazonlar çeliğe su veriyor ve yenilmez kılıçlar yapabiliyorlardı.

işte kral arthur'un efsane kılıcı excalibur'da anadolu'nun turani halklarının çeliğe hayat vermesinin britanya mitolojisinde efsanelere konu olmuş yansımasıdır...
(bkz: avalon/#42715192)
(bkz: glastonbury tarlalarındaki zodyak haritası/#42711207)

konu nereden nereye geldi...
bağlıyorum.

tabi aradan yüzyıllar geçti.
insanları jupiter'in çükü üzerine yemin ettiren roma, hristiyanlığı resmi din olarak kabul etti.
bu arada britanya da roma tarafından fethedildi.

yani bizim druidler roma'dan bir türlü kurtulamadı.
eskiden jupiter'in çükü için yemin ettiren romalılar, artık isa'nın eti kemiği için yemin ettiriyorlardı.

oysa ki druidler kendi dinlerini, tanrıça kybele'nin dinini yaşamak istiyorlardı.

olmadı...
onlar da baktı ki olmuyor.
sırra kadem bastılar.

gizlendiler.

belki bugün hala biryerlerde ana tanrıçaya dua eden bir druid vardır...

ha...
anadolu'dan göç eden arkigallos rahipleri druid oldular...peki ya anadolu'da kalanlar?

onlar da aynı göç edenler gibi, önce romalılarla, sonra bizansla, sonra selçuklu, osmanlı ile mücadele ettiler.
onlar ne jupiter'e, ne isa'ya, ne muhammed'e yemin etmeyi reddettiler.
onlar doğaya, ağaca, yeşile, ateşe, evrene, yıldızlara iman ediyorlardı.

anadolu'da kalanlar da kam ana-şaman baba olmayı seçtiler.

eh, bu kadar yazdık. yazıyı bir bursa türküsü ile bitirelim.
https://www.youtube.com/watch?v=tFxzQsGHHJA

"seviler baştan gitmiyor ah kamana, sarılıp yatmayınca..."

#tarih
#mitoloji
#din