bugün

adana

adana, türkiye'deki birkaç ilin başarabildiğini başarmış ve kendi hinterlandını yaratmış bir şehirdir. bünyesinden akbank, çukurova holding, temsa, botaş, bossa, altınyıldız, ceytaş, adana çimento, memsa, pilsa, gibi devleri çıkarmış bir şehri küçümseyenler ancak lümpen takımından kendini ona buna bok atmakla tatmin etmeye çalışan hala akşam eve gittğinde mastürbasyon yapan post-ergen tiplerdir. üretmeden laf söylemeyi, eleştirmeyi meziyet saydığımız devirleri çoktan bitirdik zannediyordum. Hala Reha muhtarcılık oynayıp fırsatçılık yaparak abalıya vurma taktiklerini ancak savaş ay*, ajdar anik, mehmet ali erbil gibileri izlemeyi kendine düstur edinenler yapıyordur zaten.

türkiye'nin bu güzide şehrini bir defa bile görmeden olumsuz eleştiri yapanlar ve hakaret edenler ancak zohnerizm etkisindeki düşünce yapısı altındakilerdir. Bu tarz iki ayaklı organizmaları ancak engin ardıç paklar*.

zohnerizm etkisi altındaki bu yazarlar güzel izmir diye yahut düzenli ankara filan diye sayıklarken izmir'in orta yerindeki kadifekale'deki polisin giremediği sokakları, basmane'deki sahipsiz ortamı, gıda çarşısı'ndaki hergün yaşanan kapkaç vakalarını, menemen ve çiğli'deki gecekondu kültüründen kaynaklanan dengesiz ortamı yahut başkent ankara'daki çınçın mahallesi'ndeki getto kültürünün etkisini o şehirlerin sorunu saymazken konu adana'ya gelince oryantalist bir yaklaşımla hede hödö boş külaha sallıyorlar. Edward Said avrupalı ve amerikalılar'a özgü bu oryantalist yaklaşımı görseydi hiç düşünmeden muhakkak gereksiz insan yığını yaklaşımı derdi... kendine avrupa'nın sana baktığı gibi oryantalizm etkisinde bakma, kendi benliğini bul arkadaş!.