bugün

akp pkk ilişkisi

pek kimselerin dillendirmediği ilişkidir.

bilindiği üzere kürt oyları iki gruba dağılmıştır. bunlardan birinci grup bir zamanların "marxist-leninist"i, günümüzün amerikan uşağı pkk ve ondan emir alan bdp; ikincisi ise cumhuriyet'ten önce bile şeriat isteriz diyen güruh ki onlar her dönem güçlü gördükleri dinci partilere oy verirler. son on yıldır akp oluyor bu parti.

görünüşte bu ikisi birbirine düşmandır. pkk ve kürt hizbullahı çatışır görünürler. gerçekten de çatışırlar ama onların ki çıkar çatışmasıdır. iki terör örgütünden hangisi kürtler üzerinde söz sahibi olacak çatışmasıdır yani. zaman zaman sıcak çatışmaya girerler ama sonuçta ikisinin de hedefi aynıdır. bağımsız kürdistan! haaa, bu ikisinin arasındaki can alıcı sorun bu "devlet"in nasıl yönetileceğidir. başka da bir dertleri yoktur.

üçüncü milenyumun başında kendini fesh etme kararı almış; hiçbir eylemsel gücü olmayan pkk'ya ne oldu da giderek güçlendi ve sonunda güneydoğu anadolu bölgesi'nde devlet otoritesini gölgede bırakan bir erk durumuna geldi? işte bunun yanıtı uzundur:

recep tayyip erdoğan, akp daha kuruluş aşamasındayken abd'ye ve ab üye ülkelere ziyaretlerde bulundu. buralarda destek sözü alırken başka sözler verdi. bunların başında da kürtler üzerine verilen tavizler vardı. artık herkesçe bilindiği üzere akp'nin çekirdek kadrosu türkiye cumhuriyeti'yle sorunları olan, rövanşist tasarıları olan tiplerdir. doğal olarak devletle sorunu olan herkesi o ya da bu şekilde bir şemsiye altında toplamayı başarmışlardır. dinciler zaten merkezi oluştururlar; liboşu, bölücüsü, gericisi falan hep bu şemsiyenin altına toplandı. abd'nin büyük ortadoğu projesi ve kendi çıkarlarına uymayan ülkelere ajanları aracılığıyla el altından pompaladığı islamcılık ve ayrılıkçılık on yıllardır kullanmaktan bıkmadığı yöntemlerdir. zaten bunları tâ roma imparatorluğu'ndan miras almıştır. bu abd ve türkiye'nin güçlenmesi çıkarlarına aykırı olan ab için recep tayyip erdoğan bulunmaz nimetti.

mütareke basını 2002 seçimlerinden önce emir almış gibi(!) akp propagandasına başladı. bunun tek istisnası cem uzan'ın başında bulununduğu star grubuydu. recep tayyip erdoğan'ın kuruluşlarına bizzat önayak olduğu samanyolu tv, kanal 7 gibi kanallarda başka partilerin adı bile okunmazken ana akım medyada ise akp ve chp pompalanıyordu. ana akım medyanın düşüncesi chp'nin hükûmeti kuracağı iki partili bir meclisti ama evdeki hesap çarşıya uymadı. neyse efendim konumuza dönelim;

1999'da pkk kendini fesh etme kararı almış bir örgüttü. 2002'ye kadar hiçbir eyleme bulaşamayacak kadar zayıflamıştı. akp iktidarı sırasında bakın ne olmuş:

-akp'nin çıraklık dönemi-
2002 - 13 şehit
2003 - 21 şehit
2004 - 73 şehit

-akp'nin kalfalık dönemi-
2005 - 92 şehit
2006 - 121 şehit
2007 - 118 şehit
2008 - 150 şehit
2009 - 135 şehit
2010 - 141 şehit

-akp'nin ustalık dönemi-
Son iki hafta - 28 şehit.

görüldüğü üzere akp iktidara geldiğinden bu yana pkk'nın eylemselliği ve gücü istikrarlı bir biçimde yükselmektedir. osman pamukoğlu'nun bir ayda 400 leşini serdiği pkk giderek türkiye'yi tehdit edebilecek güce kavuşmaktadır. terörist başı denen tüm sövgülerin övgü kaldığı şey devleti ve ulusu, hem de hapishanede olması gerekirken kendine tahsis edilen özel adadan tehdit etmektedir. özerklik ilânlarına falan hiç girmiyorum.

akp yıllarca pkk'yla savaşmış ve bitmesine neden olmuş komutanları saçma sapan davalarla silivri toplama kampı'na kapatmaktadır. görevden el çekmek zorunda kalanlar, zorla emekli edilenleri falan da katınca türk ordusu son 70 yılın en zayıf durumuna düşürülmüştür. abd'yle "terörle mücadelede ortalık" denen anlaşmayı imzalamak da işi tuzu biberidir ki o abd ırak'ta yönetime peşmergeleri getirendir.

adım adım uygulanan bu plan yalnızca türk silahlı kuvvetleri'ne karşı değildir. bu planların ucunda türkiye cumhuriyeti tarihin tozlu sayfalarına karışacak ve yerine tayyibistan kurulacaktır. bununla ilgili bir diğer örnek için;
(bkz: başkent/#11442518)