bugün
- uyudun mu yazan kız11
- 4 mayıs 2025 fenerbahçe beşiktaş maçı30
- iyi geceler15
- ali koç11
- ramadan fahriden8
- sırrı süreyya önder43
- osmanlı yı yeniden kuracağız12
- kader doğuştan yazılı bir şey midir8
- 3 mayıs türkçüler günü17
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri13
- en sevdiğiniz sözlük ahmeti9
- 13 yıl önceki fotoğraflarınız11
- 4 mayıs özgür özele saldırı30
- iyi insan olmanın hiçbir işe yaramaması13
- bir ilişkinin kısa sürme sebebi14
- anın görüntüsü14
- kemalist erkekler gizli eşcinsel midir12
- yazarların sahip olmak istedikleri süper güçler11
- garanti bankası13
- piyasadaki en adam gibi sigaranın rothmans olması14
- gerçeği aramak9
- sözlüğün 18 yaş altına hitap etmesi14
- stanley termos olmazsa ben pikniğe gitmem12
- kendini esmer sanarken birden sarışın olan kız19
- mokv nerede8
- nihal atsız türkçülüğü vs atatürk türkçülüğü13
- akrep burcuyum soruları alayım9
- diyanetten skandal cuma hutbesi16
- akp belediyelerinin hiç yolsuzluk yapmaması29
- 3 mayıs 2025 galatasaray sivasspor maçı16
- akp ve chp'nin birbirinden farkı olmaması10
- uludağ sözlük zirvesi32
- tas kafa saç modeli10
- koltukta uyumak12
- 9 yaşındaki felçli çocuğa yoğun bakımda tecavüz13
- cin görünce yapılması gerekenler11
- ekrem imamoğlu8
- otizmliye cennet garanti mi15
- 80 yaşında olmak11
- ülkemde başı açık kadın istemiyorum15
- müge anlı mı esra erol mu9
- faiz yemenin wow haram olması11
- kemalizm9
- masklavinin bu aralar çok gergin olması32
- vampirov'a sorular17
- küresel nerde yahu9
- ölüm10


entry'ler (85)
Başlangıç kitinden satın aldım 190 liraya, kargo parasıydı, şekeriydi şişesiydi suyuydu derken sıfırdan bira yapmak 225 liraya mal oldu toplumda. Temizliğe azami özen göstererek kovayı kurdum ve 17 gün sonra şişeledim. Şuanda şişede gazlanmasını ve mayalanmanın devam etmesini bekliyorum. 3 gün sonra ilk tadımı yapacağız.
(bkz: forum butikbira com) Butik biranın forum adresine göz atmanızı tavsiye ederim. Paylaşılan bilgiler gerçekten okunmaya değer.
(bkz: forum butikbira com) Butik biranın forum adresine göz atmanızı tavsiye ederim. Paylaşılan bilgiler gerçekten okunmaya değer.
2010 dan beri takip ederim kendisini. okur okur çok az yazarım. Son birkaç yıldır girmiyordum, uzun süre sonra girip sol framede şöyle bir göz gezdirince farkettim ki incisözlüke dönmüş olan platform.
Türk yapımı, tarayıcı üzerinden oynanan çok oyunculu bir oyundur. Selefi olan seafight'ın artık fakirler için oynanamaz hale gelmesinden dolayı, pek çok oyuncusu aslında seafight'a alternatif olarak oynamaktadır kendisini.
Hazırlık yılını doldurduğum bölüm. Geleceğe olan inancımı sömürmüştür.
Son çıkardıkları albüm efsane olan bir grup. Grubun kendisi enfes genel olarak ama son albümleri, grubun neler yapabileceğini gösterir vaziyette olmuştur.
Dün gece rüyamda seni gördüm. Kanlı canlı seni gördüm. Her zamanki kıyafetlerinin içinde seni gördüm. Ben seni hissettim bile rüyamda. O kadar gerçekti ki, bir an ölüyorum sandım o anın gerçekliğinde. Yan yana oturuyorduk. Yine sana bir santim yakın olduğum ama kilometrelerce uzak olduğum zamanlardan birisiydi. O kadar sessizdim ki, içimdeki deliyi dizginlemeye çalışırken seninle kelam edecek konu bulmaya vaktim yokmuş gibiydi. Dizimi kaşıdım sonra, sadece sana biraz daha yakın olmak için. Farkında mısın bilmiyorum ama ruhun bana hep dokunuyor. Görüyorum bunu. Sana ne zaman yaklaşsam, gözlerin ne zaman bana baksa ruhunu görüyorum. O zaman da bunları düşünürken, birden elimi tuttun. Fal taşı gibi açılan ufacık gözlerimi hayal edebilirsin. Sıcaklık elinden kalbime akıyordu. '"istediğin bu değil miydi?" dedin bana. istediğim buydu. istediğim belki fazlasıydı ama o an ona da kanaat getirirdim. Bu an gerçek olsaydı, yanıma oturup ruhunu hissetmeye bile kanaat getirirdim. "Nasıl yani" dedim. Sanki her zaman hiç gerçek olmayacakmışcasına hayal ettiğim bir şey ete kemiğe bürünmüş gibi ürperdim. Belkide hissetiğim sevinçti. En büyüklerinden bir sevinç. Öylesine bir şeyi pek yaşamadım, bu yüzden belki de ne olduğu hakkında şuan bile yorum yapamıyorum. Elimi öyle bir sıktın ki sonra, "Sus. Seninim, benimsin." Bunu anladım o sıkışta. Bir şey demedim. Ben daha sıkı sıktım elini. Gelecek planlarımı kurdum o sıkışta elini.
Bölüm1.
Bu bir hikaye blogu değil. Size enteresan şeyler de anlatmayacağım. Size bir şey anlatmayacağım daha doğrusu. Kendime anlatacağım. Kendimi kendimle tanıştıracağım. Bazı şeyleri kendime ne kadar söylersem söyleyeyim akla uygun gelmiyor. Uygulayasım gelmiyor. Belki buraya girip ara sıra okuyunca, başkası söylemiş gibi hissederim de uygularım. Uzun zamandır da unutkanlığımı önlemek için günlük tutmak istiyordum zaten, bu gün üşengeçliği kenara bırakıp blog açtım bunun için. Teknoloji bunu gerektirir sonuçta. Kağıt kalemle istediğim şeyleri yazana kadar, bir sonraki cümlemi unutuyorum.
Sıradan bir yaşantım var. Okuyorum ve memur olmaya çalışıyorum. Lisede bölümümü aşk eseri seçtim. Sonra bölümümü seçmeme neden olan kız ilk yıl okuldan gidince, dımdızlak kaldım. Şimdi Üniversitede Mütercim Tercümanlık okuyorum.
Sahil kasabında doğdum büyüdüm. Üniversite okuduğum yer ise denize çok uzak. Gerçekten şairler denizi sevmekte haklılar, memlekete özlem duymakta haklılar. Her şeyiyle farklı bir yere geldim ve yine o hissi yaşıyorum. Okuldasınızdır, hani babanız size o gün bisiklet alacaktır ya da anneniz sevdiğiniz bir yemeği yapacaktır ve siz bunu biliyorsunuzdur. Okul bitsin de ve gideyim istersiniz. Bir sabırsızlık olur içinizde. Eve gidip istediğiniz şeye kavuşmak istersiniz. Ya da ertesi gün okul gezisine gideceksinizdir, geceden uyuyamazsınız heyecandan veya iştesinizdir ve o gün cumadır. Eve gidip televizyon karşısında en sevdiğiniz filmi açıp kanepede bir kaç bira içmek için sabırsızlanıyorsunuzdur. Eminim o his şuan içinizde canlanmıştır. O hissi yaşıyorum. Sorun ise o hissin içimden hiç gitmemesi. Sürekli bir şey için sabırsızım ama ne olduğunu bilmiyorum. Okuldayken eve gitmek evdeyken okula dönmek istiyorum. Memleketteyken üniversite şehrime gitmek, oradayken de eve dönmek istiyorum. Sanırım ne istediğimi bilmiyorum ama daha kötüsü buna neyin sebep olduğunu da bilmiyorum. Böyle bilmediğim şeyler içinde olmak da sağlıklı kararlar vermemi engelliyor. Sabit birisi olamıyorum, alabildiğine esnek. Bundan nasıl kurtulacağım ben?
Artık oturup düşünemiyorum. Boşluğa baksam bile odaklanamıyorum. Düşünecek bir şeyim olmadığından değil duygularımı kontrol edemediğimden oluyor bu sanırım çünkü çok müzik dinliyorum ve çok karışık bir çalma listem var. Sürekli başka tarzlar işin içine girince duygudan duyguya atlıyorum. Duyguları müzik ile hissetmeye o kadar alışmışım ki müzik olmadan düşünmek istediğim duyguyu toparlayamıyorum. Şunu yazarken bile kendimi toparlayamadım bir sürü konudan konuya atladım kendimi tanıtacağım diye. Aslında bunu kendimi anlatmak için açmadım. Birisi var onu anlatmak için açtım. Her günümü günlük gibi, onun ekseninde yaptıklarımı anlatarak geçirmeyi düşünüyorum. Bunun için bu kadar yeterli sanırım, görüşürüz.
http://kalbimyumrugumkadarmis.blogspot.com.tr/
Bu bir hikaye blogu değil. Size enteresan şeyler de anlatmayacağım. Size bir şey anlatmayacağım daha doğrusu. Kendime anlatacağım. Kendimi kendimle tanıştıracağım. Bazı şeyleri kendime ne kadar söylersem söyleyeyim akla uygun gelmiyor. Uygulayasım gelmiyor. Belki buraya girip ara sıra okuyunca, başkası söylemiş gibi hissederim de uygularım. Uzun zamandır da unutkanlığımı önlemek için günlük tutmak istiyordum zaten, bu gün üşengeçliği kenara bırakıp blog açtım bunun için. Teknoloji bunu gerektirir sonuçta. Kağıt kalemle istediğim şeyleri yazana kadar, bir sonraki cümlemi unutuyorum.
Sıradan bir yaşantım var. Okuyorum ve memur olmaya çalışıyorum. Lisede bölümümü aşk eseri seçtim. Sonra bölümümü seçmeme neden olan kız ilk yıl okuldan gidince, dımdızlak kaldım. Şimdi Üniversitede Mütercim Tercümanlık okuyorum.
Sahil kasabında doğdum büyüdüm. Üniversite okuduğum yer ise denize çok uzak. Gerçekten şairler denizi sevmekte haklılar, memlekete özlem duymakta haklılar. Her şeyiyle farklı bir yere geldim ve yine o hissi yaşıyorum. Okuldasınızdır, hani babanız size o gün bisiklet alacaktır ya da anneniz sevdiğiniz bir yemeği yapacaktır ve siz bunu biliyorsunuzdur. Okul bitsin de ve gideyim istersiniz. Bir sabırsızlık olur içinizde. Eve gidip istediğiniz şeye kavuşmak istersiniz. Ya da ertesi gün okul gezisine gideceksinizdir, geceden uyuyamazsınız heyecandan veya iştesinizdir ve o gün cumadır. Eve gidip televizyon karşısında en sevdiğiniz filmi açıp kanepede bir kaç bira içmek için sabırsızlanıyorsunuzdur. Eminim o his şuan içinizde canlanmıştır. O hissi yaşıyorum. Sorun ise o hissin içimden hiç gitmemesi. Sürekli bir şey için sabırsızım ama ne olduğunu bilmiyorum. Okuldayken eve gitmek evdeyken okula dönmek istiyorum. Memleketteyken üniversite şehrime gitmek, oradayken de eve dönmek istiyorum. Sanırım ne istediğimi bilmiyorum ama daha kötüsü buna neyin sebep olduğunu da bilmiyorum. Böyle bilmediğim şeyler içinde olmak da sağlıklı kararlar vermemi engelliyor. Sabit birisi olamıyorum, alabildiğine esnek. Bundan nasıl kurtulacağım ben?
Artık oturup düşünemiyorum. Boşluğa baksam bile odaklanamıyorum. Düşünecek bir şeyim olmadığından değil duygularımı kontrol edemediğimden oluyor bu sanırım çünkü çok müzik dinliyorum ve çok karışık bir çalma listem var. Sürekli başka tarzlar işin içine girince duygudan duyguya atlıyorum. Duyguları müzik ile hissetmeye o kadar alışmışım ki müzik olmadan düşünmek istediğim duyguyu toparlayamıyorum. Şunu yazarken bile kendimi toparlayamadım bir sürü konudan konuya atladım kendimi tanıtacağım diye. Aslında bunu kendimi anlatmak için açmadım. Birisi var onu anlatmak için açtım. Her günümü günlük gibi, onun ekseninde yaptıklarımı anlatarak geçirmeyi düşünüyorum. Bunun için bu kadar yeterli sanırım, görüşürüz.
http://kalbimyumrugumkadarmis.blogspot.com.tr/
4 gb rami olan pc lerde oyuna giriş yapıp 1-2 dakika gezdikten sonra ram yetmediği için hdd den kullanan ve kasmaya başlayan oyun. Çözümü çok basit.
Öncelikle bilgisayarınızda 2 tane ayrı sanal disk olması lazım. (Yerel disk c ve d gibi mesela)
Eğerki diskiniz bütünse, (Sadece yerel disk c varsa) Şu programı kullanarak diskinizi 2 ye bölün. Böldüğünüz ikinci disk en az 65 gb boş yeri olsun.
http://www.minitool.com/partition-manager.html
Şimdi elimizde iki tane sürücü var.
Öncelikle oyun klasörünü direk olarak yeni böldüğümüz boş olan diske atıyoruz.
1.)Bilgisayarıma sağ tıklıyoruz ve özelliklere basıyoruz.
2.) Sol tarafta olan gelişmiş sistem ayarlarına basıyoruz.
3.) Peformans seçeneği altındaki ayarlara basıyoruz.
4.) Gelişmişe sekmesine geliyoruz.
5.) Aşağıda Sanal bellek var. Değiştir butonuna basıyoruz.
6.) Tüm sürücülerdeki disk belleği dosyası boyutunu otomatik yönetteki tiki kaldırıyoruz.
7.) Aşağıda iki tane disk olması lazım.
8.) Windowsun kurulu olduğu sürücüye tıklıyoruz ve aşağıdan sistem yönetimli boyuta tıklayıp sonra ayarlaya tıklıyoruz. Uyarı gelirse tamam deyin.
9.) Diğer diske tıklayıp disk belleği dosyası yoka basıyoruz. Ayarlaya basıyoruz, gelen uyarılara tamam diyoruz. Bilgisayarı yeniden başlatalım mı diye sorması lazım, evet diyoruz ve bilgisayar yeniden başlıyor.
Daha sonra eğer NViDiA kullanıyorsanız, nvidia denetim masasını açıyoruz.
Sağ taraftan 3d ayarların yönetilmesi penceresine tıklıyoruz.
Program ayarları penceresi altında ekle butonuna basıp, gta5.exe yi ekliyoruz. Dikkat! gta5launcher.exe değil gta5.exe olması lazım.
Aşağıdaki ayarları uygulayın.
Doku Süzme-Kalite---> Performans
Doku Süzme-Eşyönsüz örnek optimizasyonu----> Açık
Doku Süzme-Triliner optimizasyon----> Açık
Güç Yönetimi Modu----> Maksimum performansı tercih et.
Sağ alttan uygulaya basıyoruz ve uygulamasını bekliyoruz. Sonra çıkıyoruz.
Oyunu açıp oyun içindeki ayarlardan shadow quality ayarını normal yapıyoruz. Diğer ayarları istediğiniz gibi yapabilirsiniz.
Bu kadar. 4gb ram ile yine biraz kasma var ama eskisi kadar aşırı kasma yok. Görev felan rahatlıkla yapılıyor. Bu yaptıklarımız fps artışı çok sağlamaz. Sadece 4 gb rami olan bilgisayarlarda GTA5 i sorunsuz oynatmaya yarar.
Öncelikle bilgisayarınızda 2 tane ayrı sanal disk olması lazım. (Yerel disk c ve d gibi mesela)
Eğerki diskiniz bütünse, (Sadece yerel disk c varsa) Şu programı kullanarak diskinizi 2 ye bölün. Böldüğünüz ikinci disk en az 65 gb boş yeri olsun.
http://www.minitool.com/partition-manager.html
Şimdi elimizde iki tane sürücü var.
Öncelikle oyun klasörünü direk olarak yeni böldüğümüz boş olan diske atıyoruz.
1.)Bilgisayarıma sağ tıklıyoruz ve özelliklere basıyoruz.
2.) Sol tarafta olan gelişmiş sistem ayarlarına basıyoruz.
3.) Peformans seçeneği altındaki ayarlara basıyoruz.
4.) Gelişmişe sekmesine geliyoruz.
5.) Aşağıda Sanal bellek var. Değiştir butonuna basıyoruz.
6.) Tüm sürücülerdeki disk belleği dosyası boyutunu otomatik yönetteki tiki kaldırıyoruz.
7.) Aşağıda iki tane disk olması lazım.
8.) Windowsun kurulu olduğu sürücüye tıklıyoruz ve aşağıdan sistem yönetimli boyuta tıklayıp sonra ayarlaya tıklıyoruz. Uyarı gelirse tamam deyin.
9.) Diğer diske tıklayıp disk belleği dosyası yoka basıyoruz. Ayarlaya basıyoruz, gelen uyarılara tamam diyoruz. Bilgisayarı yeniden başlatalım mı diye sorması lazım, evet diyoruz ve bilgisayar yeniden başlıyor.
Daha sonra eğer NViDiA kullanıyorsanız, nvidia denetim masasını açıyoruz.
Sağ taraftan 3d ayarların yönetilmesi penceresine tıklıyoruz.
Program ayarları penceresi altında ekle butonuna basıp, gta5.exe yi ekliyoruz. Dikkat! gta5launcher.exe değil gta5.exe olması lazım.
Aşağıdaki ayarları uygulayın.
Doku Süzme-Kalite---> Performans
Doku Süzme-Eşyönsüz örnek optimizasyonu----> Açık
Doku Süzme-Triliner optimizasyon----> Açık
Güç Yönetimi Modu----> Maksimum performansı tercih et.
Sağ alttan uygulaya basıyoruz ve uygulamasını bekliyoruz. Sonra çıkıyoruz.
Oyunu açıp oyun içindeki ayarlardan shadow quality ayarını normal yapıyoruz. Diğer ayarları istediğiniz gibi yapabilirsiniz.
Bu kadar. 4gb ram ile yine biraz kasma var ama eskisi kadar aşırı kasma yok. Görev felan rahatlıkla yapılıyor. Bu yaptıklarımız fps artışı çok sağlamaz. Sadece 4 gb rami olan bilgisayarlarda GTA5 i sorunsuz oynatmaya yarar.
Ben bu Türkçe sorularında emeği gecen herkesin elini ayağını sikeyim. Onlarca denemeye girdim, hiçbirinde bu kadar zor türkçe kısmı görmedim. Paragrafını, ses olayını siktiklerim. Paragraflar basitti ama cevaplar çok çetrefilliydi.
Evde orayı burayı kurcalarken elime gecen kitap. "Zennettiğin gibi değil" başlığı altında yazılanlar sağlam kahkaha attırdı.
Birisinin bir gülüşüne, bir mesajına, olumlu bir sözüne bırakıldımı adamı mahveder yokluğu.
Derdine derman olsun diye konuştuğun arkadaş derdini katlıyorsa onun da allah belasını versin.
Denilir ki (dikkatli olalım.. demişti ki..)
adem ve havva yasak ağaç yüzünden yeryüzüne.. farklı farklı yerlere atılmıştır..
adem kendini kınayarak ağlamadadır
ve bir yandan belki bir çok yandan havvayı aramadadır..
uzun arayışlardan,ilk ayrılığın acısından.. derin vadilerden, yüksek dağlardan günahkar nefisten vesaireden geçerek.. aramaktadır..
cebelirahme yakınlarında göz göze gelirler.. yaklaşır ve ellerinden tutar havvanın..
ah elleri cennet müjdesidir.. gizlice ağlarlar.. adem daha gizli ağlamaktadır..
gözleri havvanın ayaklarına doğru kayar..
havvanın ayaklarında dikenler ve kıpkırmızı kan..
havva der adem.. ey havva.. nasıl bir özlemle aradın beni.. ne oldu böyle ayaklarına..
seni mi aradım diye sorar havva?
cennetten yalanın yüzünden kovulduk.. sen hala yalan söylüyorsun havva.
adem ve havva yasak ağaç yüzünden yeryüzüne.. farklı farklı yerlere atılmıştır..
adem kendini kınayarak ağlamadadır
ve bir yandan belki bir çok yandan havvayı aramadadır..
uzun arayışlardan,ilk ayrılığın acısından.. derin vadilerden, yüksek dağlardan günahkar nefisten vesaireden geçerek.. aramaktadır..
cebelirahme yakınlarında göz göze gelirler.. yaklaşır ve ellerinden tutar havvanın..
ah elleri cennet müjdesidir.. gizlice ağlarlar.. adem daha gizli ağlamaktadır..
gözleri havvanın ayaklarına doğru kayar..
havvanın ayaklarında dikenler ve kıpkırmızı kan..
havva der adem.. ey havva.. nasıl bir özlemle aradın beni.. ne oldu böyle ayaklarına..
seni mi aradım diye sorar havva?
cennetten yalanın yüzünden kovulduk.. sen hala yalan söylüyorsun havva.
Pek bir şey yapasım gelmiyor bu aralar. Canım sıkılıyor durduk yere ya da nedenini kendime söylemek istemediğim bir sebepten dolayı. Aslında diğer insanları -onların yaşantılarını ve üzüntülerini- düşününce diyorum ki, seninki de sorun mu? Herkesin kendi sorunu varken irili ufaklı, ben neden bu kadar büyütüyorum diyorum; seni. Tabi öncelikle neden sen? Etraf insan gölü, ama niye sen? En anlaşamadığım kişi; sen.
Sen benim için bir armağan mısın yoksa ceza mı bunu tartışıyorum. Benim için ceza isen, neden bu rastlantılar? Neden bu içinden binbir anlam çıkarılacak hareketler? Armağan isen neden bu...
Neyse, bir yazıyı daha yarıda bırakıyorum böyle.
Genelde insanlar beni hep yanlış tanır. Sense hic tanıyamadın. Diyorum ki, seninle konuşayım, ama cevap gecikmiyor kendime: "Neden daha çok uzatıyorsun?" kız çok net bir şekilde bitirdi iste. Ağzına tepti tüm lafları. Aslında ben bitirdim, ama bitirmeyen yanlarım var ve bunlar bana ağır geliyor. Kaldıramıyorum artık.
Herkes zamanla oynamak ister. Eminim sende istemişsindir. Geçmişe gitmek, yaptığın bazı şeyleri değiştirmek. Evet bende istedim, herkes gibi. Mesela ilk tanışma anlarına giderdim. Farkında değilmişim ama o kadar güzel günlermiş ki.
Her zaman zıt kutup olduk ve fırsatları tepme konusunda çok ustayımdır. Daha sonra da o fırsatları tekrar elde etmeye çalışırım. Aslında, hic benim olmamış bir seyi geri kazanmaya çalışıyorum sanırım.
Aslında ne güzel, geçen gün gözlerine bakana kadar Havva benim için sadece yasak elmayı yiyen annemizdi. Sonra seni gördüm yeniden, sana meylediyorum birden. Birden ideolojim kaydı, inançlarım sarsıldı. Benim kimyamı değiştiriyorsun. Gönlüm sapıtıyor birden. Açıklayamıyorum ki.
Cevap veremediğim dolu sorularla bıraktın beni, belki hiç gelmedin. Seni görmek için yaptığım onca saçma hareket ile kaldım. Görüp de daha kötü hissetmek için. insan nasılda böyle özenle seçebiliyor karşısına almak istediği insani, inan ki bilmiyorum.
Sen benim için bir armağan mısın yoksa ceza mı bunu tartışıyorum. Benim için ceza isen, neden bu rastlantılar? Neden bu içinden binbir anlam çıkarılacak hareketler? Armağan isen neden bu...
Neyse, bir yazıyı daha yarıda bırakıyorum böyle.
Genelde insanlar beni hep yanlış tanır. Sense hic tanıyamadın. Diyorum ki, seninle konuşayım, ama cevap gecikmiyor kendime: "Neden daha çok uzatıyorsun?" kız çok net bir şekilde bitirdi iste. Ağzına tepti tüm lafları. Aslında ben bitirdim, ama bitirmeyen yanlarım var ve bunlar bana ağır geliyor. Kaldıramıyorum artık.
Herkes zamanla oynamak ister. Eminim sende istemişsindir. Geçmişe gitmek, yaptığın bazı şeyleri değiştirmek. Evet bende istedim, herkes gibi. Mesela ilk tanışma anlarına giderdim. Farkında değilmişim ama o kadar güzel günlermiş ki.
Her zaman zıt kutup olduk ve fırsatları tepme konusunda çok ustayımdır. Daha sonra da o fırsatları tekrar elde etmeye çalışırım. Aslında, hic benim olmamış bir seyi geri kazanmaya çalışıyorum sanırım.
Aslında ne güzel, geçen gün gözlerine bakana kadar Havva benim için sadece yasak elmayı yiyen annemizdi. Sonra seni gördüm yeniden, sana meylediyorum birden. Birden ideolojim kaydı, inançlarım sarsıldı. Benim kimyamı değiştiriyorsun. Gönlüm sapıtıyor birden. Açıklayamıyorum ki.
Cevap veremediğim dolu sorularla bıraktın beni, belki hiç gelmedin. Seni görmek için yaptığım onca saçma hareket ile kaldım. Görüp de daha kötü hissetmek için. insan nasılda böyle özenle seçebiliyor karşısına almak istediği insani, inan ki bilmiyorum.
Tamam haklısın. sen ve diğer herkes. sen ve hayat. ben yanıldım. hic sevmediğim bir hareket olmasına rağmen kendimi büyük gördüm. bu kız çanta da keklik dedim. ben bunu çerez niyetine tavlarım dedim ve yine haklısın, suç bende. seninle oynadım. ve sana kapıldım. bence bu bana verilmiş en ağır suç. tam zıttı karakterim birine kapılmak başka nedir ki? seninle dalga geçtim, bunu espri malzemesi yaparak bir yığın gerizekalıyı sana güldürttum. hemde sen bana hiçbir şey yapmamışken. sen sadece bana karşı bir şeyler hissetmiştin oysaki. daha ne diyebilirim ki? bu yazıyı kadere inandığım için yazıyorum. belki bir gün bir zaman bunu okuduğunda beni affedersin diye. senden sonra bende bazı şeyler oldu sanırım. sanırım, asama asama seni sevmeye başladım. ama elindeki fırsatı bir kez tekmelemiştim bir kere. bu yüzdendir avucumu yalamam. sürekli seni düşünmem. yaptıklarımın cezası bunlar biliyorum. senden isteğim ya beni sev yeniden ya da beni azad et.
Bazen tek kullanımlık guzel dostluklar dogurabılır.
Hard to live when its hard to believe.
Lıpton aystı askı, seftalılı.
Kus, muhabbet kusu.
Bir ogrenci icin maksimum 5 liradır. Ayran dahil.