bugün

entry'ler (17)

anksiyete

günümüzde çoğunlukla sosyal medyanın etkisiyle mutsuzluk, depresiflik, ve psikolojik sorunların havalı olduğunu zanneden ergen kızların diline pelesenk olmuş kelime. "benim anksiyetem var, ben depresifim, intihar etçem oh yeaah ihihihi"

böyle şeylere bu kadar özeniyorsanız benim obsesif kompülsif kişilik bozukluğumu da alın. uyku problemlerimi de alın. kötü hatıralarımı da alın. hepsi sizin olsun, tepe tepe güle güle kullanın.

hakiki anksiyete hastası olanları hariç tutuyorum. onlara acil şifalar diliyorum.

neden sevgilin yok

karşı cinsten canım yeterince, defalarca yandı. bir daha asla.

sevgilinin özlenen hareketleri

-her hafta en az bir defa arkadaşlarının dolduruşuna, yalanlarına gelip benimle kavga etmesi. bayağı arkamdan konuşmuşlar, hakkımda söylenenlerin ancak bir iki tanesini büyük uğraşlar sonucunda öğrenebildim, sırf aramıza fitne sokmak için uydurulmuş/abartılmış şeyler. oturup konuşalım, kafanda ne varsa çözelim diye kaç defa yanaştım, bir faydası olmadı. onların sözleri hep kanun oldu, benimki ise zurna.
-negatiflikle, depresiflikle, zihinsel ve ruhsal bozukluklarla adeta duygusal bağ kurması. tumblr'da bütün gün depresif gönderilere bakıp kendini bugüne kadar keşfedilmiş bütün zihinsel ve ruhsal bozukluklara sahip olduğuna kendini inandırması, sonra da güzel bir şey konuşmaya çalışınca "ben mutsuz bir insanım, sen ne anlarsın, beni kötü hissettirdin, git başımdan" diye triplere girmesi.
-bir sorun olduğunda günlerce gizlemesi, ipucu dahi vermemesi, sonra sorun olduğunu fark etmedim diye ortalığı ayağa kaldırması. umursasaydı ne sorun olduğunu bilirdi diye bir şey yok sayın hanımlar, sevgilinizin size olan sevgisini zihin okuma yeteneklerine göre değerlendirmekten vazgeçin.
-her sözümde, her hareketimde bir art niyet araması, kötü bir çıkarım yapmaya çalışması. bir sene önceki whatsapp staj grubu konuşmaları hala duruyor diye "sen o gruptakileri unutamadın herhalde, yoksa çoktan silmiştin" şeklinde trip atmışlığı var. gruptakiler erkek, ve erkeklere karşı bir şey hissettiğim de yok.
-aylar önce olup bitmiş kavgaları tekrar açması, her zamanki gibi konuşup gülerken birden o gün ona söylediğim bir sözü geçmiş mesajlardan yarım saat arayıp bulup "sen bana böyle demiştin" diye gözüme sokması.
-tamamen onun istediği gibi mükemmel bir şekilde hareket etmemi, onunla aynı şeyleri istememi ve sevmemi, her konuda onunla tamamen aynı fikirde olmamı beklemesi, ve en ufak bir farklılıkta küsüp günlerce konuşmayacak duruma gelmesi. her ne kadar "ben seni daha çok seviyorum, ben olmasam başka birisiyle beraber olurdun, ben gidince hemen başkasını bulacaksın" dese de, beni değil, kafasında hayal ettiği kusursuz erkeği sevdi, bana baktığında o erkeği görmeyi umdu. başka birisini de bulmadım, çünkü ondan önce de, sonra da başkasını böyle sevmedim. o dedikoducu kankalarına buradan duyurulur, anne babalarınız evde yokken toplaşıp içip grup yaparken bunlardan da bahsedin e mi.

yokmuş gerçekten özlediğim hiçbir özelliği. bu entry'i yazarken uzun ve yoğun bir şekilde düşündüm, neyi özlüyorum acaba onun hakkında diye, ama klavyemden ancak bunlar çıkabildi. etrafımda kız arkadaşa sahip olmanın güzel bir hayat yaşadığınızın işareti olduğunu düşünen, umutsuzca "ah bir sevgilim olsa ne güzel olurdu be, herkesin kolunda manitası var bir ben miyim sap" mentalitesinde olan çok hemcinsimi görüyorum. sırf sevgiliniz oldu diye mutlu olacağınızın, yaşam kalitenizin artacağının garantisi yok. hayatınızda varlığını bile fark etmediğiniz büyük bir boşluğu doldurup, size her an her yerde sırf varlığıyla mutluluk verip, her konuda destek olacak birisi de çıkabilir; bunların tam tersi de. eğer anlamlı ve kalıcı bir ilişki istiyorsanız (istemiyor da olabilirsiniz, yadırgamam) sırf sevgili yapmak için sevgili yapmayın. birisinden hoşlandığınızda Allah ne verdiyse bodoslama dalıp hemen ilişki kurmaya çalışmayın. önce karşınızdaki insanı tanıyın, arkadaş olun, huyunu suyunu sevdiği sevmediği şeyleri öğrenin, uyumlu olduğunuza kanaat getirirseniz o zaman bir sonraki adımı atmaya karar verin. üstelik dostluk üzerine kurulu olan bir sevgi bağı, aşk üzerine kurulu olan bir sevgi bağından çok daha kuvvetlidir. şu an birisine deli gibi aşık olsanız bile bir iki sene beraber olduktan sonra (ya da daha önce) aşkınızın sönme ihtimali var. bu durumda aranızdaki duygu aşktan ibaretse birbirinizin yüzüne bakmaya tahammül edemeyecek duruma gelebilirsiniz. ama önce dost olursanız yıllar geçse bile karşınızdaki kişiyi ilk günkü gibi sevebilirsiniz, ve beraber yaşayacak, paylaşacak daha çok şeyiniz olur. "friendzone yemek" gibi bir riskiniz olacaktır elbette, ama doğru düzgün tanımadığınız birisine yaklaşırsanız da ileride kabus gibi bir ilişki yaşayıp tatsız olaylarla birbirinizin hayatından çıkma riskiniz olacaktır, ve bu hoşlanıp karşılığında hoşlanılmamaktan daha acı bir durum. ayrıca friendzone yemek sadece erkeklere mahsus bir olgu değil, bir kız da birisinden hoşlanıp istediği türden sevgiyi karşı taraftan görmeyebilir. bir kızla arkadaşlık kurduğunuzda zaman içinde size karşı da aynı şeyleri hissetme ihtimali vardır, bugüne kadar örneklerine rastlamamış olabilseniz de. bu benim fikrim ve tavsiyem, hak verip uymak ya da sen çok biliyon havan batsın inek diyip sallamamak sizin tercihiniz, saygı duyarım.

wipeout un survivor kadar tutmama nedenleri

entrika, kavga, dövüş, bağırış, gerilim, reality show havası olmamasıdır. her bölümde iki elemanı "ulan sen niye topun üstüne düzgün zıplamadın, sen niye duvardan yumruk yedin, senin kayacağın kaydırağı ..." diye birbirine soksalardı en az survivor kadar izlenirdi.

kahveyi şekersiz kremasız sütsüz içmek

yarına ödev yetiştirilmesi gerektiği zaman sıklıka gerçekleştirilen eylem. normal zamanlarda çok yapmayın, midenizi bozarsınız.

spotify premium almak

mobil cihazlarda kullanmayacaksanız çok da gerekli olmayan bir eylem. bilgisayarda web tarayıcınızdan açtığınızda üç şarkıda bir 30 saniyelik bir reklam çıkması dışında herhangi bir kısıtlama görmezsiniz. istediğiniz şarkıyı arayıp açabilirsiniz, çalma listelerinize kaydedebilirsiniz, bir sonraki şarkıya geçebilirsiniz. üç şarkıdan sonra gelen reklamı dinlemek istemezseniz de sayfayı yenileyerek reklamsız üç şarkı daha dinleyebilirsiniz.

öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

ankaralı namık'ın aslında muşlu olması.

nickin ne anlama geliyor

w, tungstenin simgesi. lisedeyken kimya dersinde dönem ödevi olarak hakkında araştırma yapmıştım. güzel yıllardı, nickimde yaşatayım dedim.
2026 ise bu nicki ilk kullandığım saat ve dakika, 20:26.
hiç yaratıcı değil, farkındayım.

geri gelmesi istenen yazarlar

(bkz: ac dc dinleyen kız)
(bkz: milyonların bacısı)
(bkz: bluevelve)
edit: hayır, bunlardan hiçbiri değilim.

papatya seven bir kızı üzmek

valla papatya sevdiğini bilmiyordum. en sevdiğim çiçek karanfil diyince bir sakıncası yoktur herhalde dedim üzdüm, ama meğersem papatya da seviyormuş. utanıyorum kendimden sayın papatyasever. ama işlediğim kabahatin sorumluluğunu alıp harakiri yaparak onurumla bu alemden göç edeceğimden hiçbir şüpheniz olmasın. takahashi, kılıcımı getir oğlum.

erkekler bir araya gelince neler konuşurlar

(bkz: ne olacak bu fenerin hali)
futbolla ilgisi olan ya da olmayan, fenerbahçe'yi tutan ya da tutmayan, genç, yaşlı, zengin, fakir, hemen her hemcinsimden duyduğum bir cümledir. neredeyse her kahvaltıda çay demlemek, inşaat makinesi görünce işi gücü bırakıp izlemek kadar evrensel bir hale gelmiştir.

sevgilsinden ayrilip sana gelen

ileride size de aynı şeyi yapmayacağının garantisi olmayan kişidir. kafasını duvarlara taşlara vursa da, ağlasa da, yalvarsa da güvenmeyin, muhtemelen ilk defa yapmıyordur.

how i met your mother

son sezonlarına doğru character development adı altında bütün ana karakterlerin kişiliklerini 180 derece döndürmesiyle tadını kaçırdığını düşündüğüm dizi.

-marshall'ın herkesin sahip olmak istediği en yakın dost iken birden ağaçlarla kafayı bozmuş klişe bir adalet savaşçısı olması,
-robin'in ulaşılması zor, gizemli kadın iken son sezonlara doğru birden bağıra bağıra buz hokeyi maçı izleyen kız oğlan kız olması,
-barney'nin çapkın ve komik kişiliğinin yerini bir aşk böcüğünün alması,
-ted'in bütün gün sızlanmaktan başka bir şey yapmaması,
-lily'nin sempatik ve neşeli tavırlarının ortadan kaybolup astığı astık kestiği kestik mahalle kabadayısına dönüşmesi

fikrimce bütün dizinin içine, dışına, gözle görülecek her tarafına etmiştir. yine de ilk sezonları için izlemeye fazlasıyla değerdir, friends'i önce izlemiş birisi olarak bayıla bayıla izledim. "fürönds dönyönün ön güzöl dözösö, himym fürönds köpyösö" mentalitesine kapılmadan, açık görüşlü bir şekilde izlediğiniz takdirde beğenme olasılığınız astronomik derecede artacaktır.

fps

(bkz: first person shooter)
siz bir silahsınız, yürüyorsunuz. işte o tür oyunlara verilen isim.

en delikanlı burç

(bkz: burçlara inanan insanların zeka seviyesi).

ismi batuhan olan biriyle sevgili olan kız

vurduruyordur. net. evet.
(bkz: oluyomu)

basketbol oynarken durmadan üçlük deneyen tip

futbol oynarken de devamlı olarak topu süren takım arkadaşına yanaşıp "sal, sal" diyen, ama vurduğu hiçbir topu isabet ettiremeyen tiptir. astronomik boyutta strese sebebiyet verir.