bugün

bilgisayarcı deyimiyle "ilerlemeli oyun" sınıfına girer.
(bkz: fps)
karakterin gözlerinden oynanan oyun türü. bu türün silahsız oynananı yoktur, istediğiniz kadar arayın bulamazsınız.
teorik olarak karakterin gözünden oynansa da gözün görme açısı, monitörün 180 derecelik açısından fazla olduğu için tam olarak böyle tanımlanamaz. en iyisi bunu önünde bir silahla gittiğin ve önüne gelene ateş ettiğin oyun olarak tanımlamaktır.
eski adıyla;

(bkz: doom gibin)
"First Person", birincil kişi gözünden oynanan oyunlar için yapılan bir tanımlama. "Shooter" ile birleşince aksiyonu bol, namlu ucundan oyun diyarlarını birbirine kattığımız oyunların tamamına verilen genel bir kavram halini alıyor ki dünyanın en çok oynanan oyunlarının neredeyse tümü de bu türden çıkıyor.
Oynadığınız karakterde hiçbirşey baki kalmıyor. Oyuna girip genelde düşmanları dan dan dan dan diye vurarak ilerliyorsunuz. Multiplayer oynarsanız daha fena sabahtan akşama kadar belirli haritalarda karşı tarafı öldürmekten ibaret oyunlardır fpsler.

Hiçbirşey baki kalmıyor karakterde. Bu çok can sıkıcı.

9 saatte oynasanız günde karakterde birşeyler gelişmiyor. Neyse o.

Nedense mmorpg tarzı oyunlardan başka oyun oynayamaz hale geldim.

Bir karakteri aylarınızı, senelerinizi harcayarak güçlendirmişsiniz ve aynı anda 6-7 karakterin arasına girerek hepsini kesiyorsunuz. Bunun zevki bana kalırsa başka hiçbir şeyde yok.

Ne kadar oynarsanız o kadar güçlü karakteriniz oluyor. Fps oyunlarında da tabii ki çok pro adamlar ölmeden 6-7 kişiyi kesiyorlar ama o tamamen yetenek.

Fakat mmorpg türündeki bir oyunda karakterinizi senelerinizi vererek kasmışsınız birazda para harcamışsınız. O karakterin artık kendi başına bir değeri ve gücü var. Yetenekli bir kişi bile sizi yatıramaz kolay kolay. Bu çok büyük bir haz.