bugün

entry'ler (63)

insanlardan nefret etmek

Öyle karmaşık duygular besliyorum ki insanoğluna karşı bu ne tam bir nefret ne de insanlara karşı içimdeki sevgi. yaşadığımız olaylar, duyduğumuz haberler günden güne insanlardan nefret etme noktasına getiriyor beni. mesela bugün bir inşaat işçisinin işvereni tarafından bağırarak azarlanmasına şahit oldum. adam daha fazla dayanamadı gözleri karardı ve düşüp kafasını duvara vurdu. kendine geldiğinde hıçkıra hıçkıra ağladı adam. belirtmem gerekir ki bu adam 45 yaşlarında 3 cocuk sahibi koskoca bir adam. Çocuklar gibi gözümün önünde ağladı. şimdi konuyu nereye getiricem. simdi ben bu işveren yüzünden tüm insanlardan nefret etmek istiyorum. yolda gördüğüm insanlardan bile tiksiniyorum, insanoğlu çok kötü cok gaddar. sonra o hıçkıra hıçkıra aglayan 1.90 boyunda 45 yaşında 3 çocuk sahibi adam gözümün önüne geliyor ve insanlar için içim yanıyor. kendi icimde bile ikilemler yaşıyorum. o zaman ne diyebilirim ki? bat dünya bat!

turknova

davetiyesi karşılığında, arena-tr davetiyesi verebileceğim site.

türknova

davetiyesi karşılığında, arena-tr davetiyesi verebileceğim site

strava

bisiklet kullanıcılarının ve koşucuların kullandığı site. gps üzerinden yaptığınız anlık hızı, ortalama hızı, sürüş zamanınızı, kaç kilometre yaptığınızı ve güzergahınızı öğrenebileceğiniz, iphone ve android telefonlarda kullanılabilen bir uygulamadır. http://www.strava.com/

alex de souza

biraz sonra uçağa bineceksin... o dakikadan sonra brezilya bize uzak ama türkiye sana hep çok yakın olacak...

bunun tam tersini yazmıştı bir taraftar aylar önce.. senin ağzından uçağa biniş mektubuydu.. sen yazdın sandık hepimiz.. inandık... belki de inanmak istedik... çünkü tam da sen yazmışsın gibi sıcak, sen söylüyormuşsun gibi samimiydi... ve tabii hayali bile zordu... daha çok uzağındayken o günlerin, engel olamadık damlalara...

ve şimdi sahiden...

biraz sonra o uçağa bineceksin...

arkama dönüp bakacak mıyım diye düşünme... o kapı kapanana kadar gözünü de kulağını da yüreğini de bizden alamayacaksın... çünkü o çok sevdiğin şarkılarla geleceğiz... her bir satırını ezbere bildiğin marşlarla... belki yüzler olacağız... belki binler... ama milyonların yüreğini getireceğiz sana...

biraz sonra o uçağa bineceksin...

arena’da attığın golde oğluyla kanepeden düşen baba el sallayacak sana... izlerken bilincimizi yitirdiğimiz o samsun golünde kale arkasının en alt katından bakan velet gözlerini açıp bakamayacak ardından... inter maçındaki öldürücü çalımı attığında sevdiğiyle konuşurken elindeki telefonu düşüren kızın boğazı düğüm düğüm olacak... cska golünü torunundan duyan nine dua edecek sana, nereye gidiyo o kel kafalı çocuk diye...

biraz sonra o uçağa bineceksin...

belki çok zorlanacaksın ayakta durmakta.. 8 yıl her gün olduğu gibi dianne tutacak kolundan. bacağına dolanacak maria.. türkiye serüveninle yaşıt, güzel kızın, bizim kızımız... antonia anlamaya çalışacak dışarda kopan gürültüyü.. felipe... felipe... her gülüşünde seni gördüğümüz en küçük de souza... merdivenlerden öylece bize bakacaksınız... biz de size...

sen ne düşüneceksin bilmiyorum.. belki keşkelerin olacak, belki son birkaç ay geçecek gözünün önünden.. belki ilk günden bu yana film şeridi.. belki gollerin belki tezahüratlar.. koreografiler, commandante pankartları.. idmanlar, baklava, denizli, gözyaşları... hüzün... bilmiyorum...

biz mi ne düşüneceğiz... bak onu biliyorum işte.. ne gollerini arayacağız o an, ne bize yaşattığın onca başarıyı... attığın her adıma bakacağız... ve her adımında geçmişteki bir adımını hatırlayacağız... o hafif sola kaykılarak attığın adımları, eli belinde duruşlarını, felipe ile uzaktan el sallamanı, gülüşünü... en çok o utangaç samimi gülüşünü...

kimimizin aklında kaybedilen maçlardan sonraki hüznün olacak.. kimi sahaya girdiğin andaki sekmelerine takılacak.. maçtan önceki son duan...

birazdan o uçağa bineceksin...

kişi başına bıraktığın anı sayısı buradan brezilyaya yol olur...

birazdan o uçağa bineceksin...

8 yıldır her gece gelmesinden korktuğumuz o an... en istemediğimiz veda...

birazdan o uçağa bineceksin...

ve artık hiçbirimiz üzgün değiliz... çünkü seni hep o gülüşünle hatırlayacağız... ne zaman büyüse içimizde özlemin... yoğurtçu parkında alacağız soluğu... bize yadigar hatıranla dertleşeceğiz... kimbilir kimleri sana şikayet edeceğiz...

bazen ah be kaptan diyeceğiz... kızacağız sana... sen bileceksin nedenini.. tekrar söylemeyeceğiz...

birazdan o uçağa bineceksin... her birini evimizden saydığımız ailenle bize veda edeceksin... belki birkaç damla yaş süzülecek gözlerinden...

el sallayacaksın...

ama dur... sevdaya dahilse ayrılık... biz bunu veda saymadık...

o bize salladığın ellerde daha çok kupalar yükselecek... ve her kupada bizim de elimiz olacak...

en güzel anılarını bıraktığın bu statta daha çok sevinçler hüzünler görülecek... yaşadığımız her şeyde s10nsuza kadar... yerin kalbimizde olacak...

güle güle güzel adam...

hak ettiğin kadar mutlu ol... şunu hiç unutma... burada kapıyı çalmadan girebileceğin milyonlarca evin var...

türk futbol tarihinin en güzel golü

cafer abinin halısahada attığı goldür. göremediniz çok şey kaçırdınız.

behzat ç

Babamın öldüğü gün birini aşık olmuştum.
Bazen öyle olur.
Herşey üst üste gelir.
Polis olmasaydım katil olurdum
Çünkü sahici bir sarsıntı, sahte bir dengeden iyidir.
Binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm.

Seni intihar ettiğin gün tanıdım kızım seninle o gün barıştım.
Şimdi sadece geceleri yapa yalnız ve yalın ayak....
Anlayabildim şeyler var
Şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var.
Bütün çaresiz insanlar gibi....
Dağılan bir okul gibi...
Acılarımızda birbirine benziyor artık kızım...
Birbirine benzeyen parmaklar gibi ;ama her birinin eşsiz bir izi var.
Bazen gözlerim doluyor karanlıkta...
Fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yine kulağımın dibinde hiç durmuyorsun
Ağlamama asla musade etmiyorsun, "herşey affedildi babacığım" diyorsun.
"Hiç ayrılmayacağız" diyorsun.
"Keşke hep yanımda olsaydın" diyorum böyle konuştuğunu duyunca...
"Bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz" diyorsun.
Ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım
Cesetler de benzemez ;ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlartır her zaman...
Koşan atlar düşen atları hatırlatır.
Yağmur yağar,
Durur , tekrar başlar.
Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir...
Beşikten mezara kadar...
Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan...
Yalan mı ? söylüyorum sana...
Affet beni kızım affet !!!
Bir sürü doğru söyledik ;ama hiç burnumuz kısalmada ki kızım...

http://www.youtube.com/watch?v=bfjCMkpzeHU&feature=related

reto ziegler

lucianoyu bilir misin sen isviçreli adam?
rapajç adını duydun mu hiç?
biz çok severiz onları bilir misin?
bak mesela fabio.. luciano yani...
şampiyonluğun en kilit golünü atmıştı sakarya'da...
o, "çocuklar inanın" bestesinin zirve yaptığı gün vardı bi de,
denizliye attı kupa maçında...
cimboma, beşiktaşa...
ama bu yüzden sevmedik ki biz onu..
golden sora o formayı çimlere serişi var gözümüzün önünde hep,
bir de olcanı daha küçücükken kavga ederken rakiple,
şööyle bi sarmalamıştı ya hani... o an işte...
rap rap baba desen... of be....
aşırtma bir vuruuuşş, rapaç atıyor 4 oluyooorr..
antep maçı vay ki vay... fenerbahçe yıkılmaz...
soora hani mondragonla victoriaya poz verdirdiği maç....
süüper bir gol harika harika...
ama bu da değildi işte mesele...
hani o kader maçı kadıköyde... cimboma karşı öndeyiz...
kontraya kalkmışım 3e 2....
tak diye taca attı topu... rakip yerdeydi çünkü...
tribün tam feryada girişirken elini kaldırdı sadece, kaldık öylece...
öyle severdik çünkü...
ne dedi giderken.. başka takıma gidemem türkiyede..
istediler de haa... güldü sadece....
başını ağrıttım değil mi reto.. kusura bakma....
ama bil istedim be baba...
seni kim gibi seviyoruz seni niye seviyoruz bil istedim be kardeşim...
nerden tanırdık yoksa.. bi tane sarı kafalı beyaz yüzlü adam...
öyle gelmiş italyadan ama isviçreli...
malum, mevzumuz var sizinkilerle.. ön yargılıyız ama çubukluyu giyene de hastayız...
nerden bilirdik be kardeşim... aklımızı aldın, kalbimizi çaldın....
yerini hiç kaybetmiyo filan dedik önce.. atağa da iyi bindiriyo.. hızlı geri dönüyo...
efendi bi adamı ekledik sonra...
ama o gün yok mu o gün...
çivi çaktın hafızaya...
yanlış anlama, herkes omuz verdi tabuta...
ama sen daha yeni gelmiştin be adam...
bırak büyükadayı...
daha kadıköy iskelesini bile görmemiştin belki...
nerden bildin onca sevdiğimizi de bizim gibi omuz verdin lefter babaya...
nasıl dimdik durdun öyle çınar gibi...
nasıl yanıyordu gözlerin bahçenin feneri...
taa o gün demiştik işte...
çubuklu emin ellerde...
sonra biraz formun düştü sanki be reto...
kademe hatası filan oldu...
ama o dik duruşta, o kavgaya sahip çıkmada bir gram düşmedin be kardeşim...
tribüne çıksan sette dururdun eminim...
o golü hiç anlatmayayım istersen...
alex ( yollarına ölürüz ) de iyi verdi hani....
ama sanki mesele gol değildi sanki...
mesele o golün önemini en az bizim kadar anlamandı...
yoksa sen 12 mayısta şampiyonlğun kaçmasına ağlamıyor muydun yahu?
belki de veda ediyordun ha?
az ağlamayınca göz ağlamazmış derdi annem...
sen bizim özümüzdün de ondan mı ağladın be kardeşim...
ah be isviçreli adam...
hayat bazen acımasız be...
olmadı işte... yabancı sınırlaması.. yeni oyun planlaması filan...
sen yabancı mıydın kardeşim.. var mı bizi sen gibi anlayan?
gitttin mi bilmiyorum ama biz seni gitti saymıyoruz be reto...
kiminin 10 yılda yapamadığını 10 ayda yaptın ba kardeşim...
sen artık bizim için çubuklu bi efsanesin...
sen gersonu bilir misin reto? pesiç'i, brian nielseni...
ucheyi högh'ü...
hah iyi ezberle isimleri..
senin yerin artık onların yanı...
sana sorarlarsa en çok arenadaki golü sevdiğini söyle...
ama bizim için golden de gollerden de..
puandan da puanlardan da önemlisin...
basri gibi mehmetçik, lefter gibi abidesin...
sarı kadar sıcak lacivert kadar asilsin...
reto kadar umut ziegler kadar gurursun..
artık nereye gidersen git reto
bundan sonra hep fenerbahçelisin
çünkü sen de bizim gibi reto...
hem çubuklusun hem fenerbahçesin...

Alıntıdır : http://geronimonunyeri.bl...012/06/reto.html?spref=tw

baba ben bu gece erkek arkadaşımda kalacağım

-baba ben bu gece erkek arkadaşımda kalacağım
-ananı da al git.

trabzonspor

bugün resmi internet sitesinde taraftarlarına galatasaray maçına sarı kırmızı formalarla gelmelerini yasaklayan klüb.
http://www.trabzonspor.or...etay&IND=10444#Icerik

istanbul dan kaçmak istemek

bi istanbul aşığı olarak sürekli içinde olduğum durumdur. bozcada olabilir mesela ya da bodrum ne bilim daha yakın olabileyim diye ağva. bi yandan düşündürtür nası yaparsın istiklalsiz galatasız diye. bi yandan da satmışım anasını bas git kur işini de yuvarlanıp gidersin diye düşündürtür.

shutter island

sonunu başından anlamıştım zaten diyen arkadaşlara şaşırıp kalıyorum. arkadaşım filmin sonu zaten açık nereye çekersen oraya gider. o senin hayal dünyana kalmış. neye inanmak istersen ona inanırsın ve kendi kafan da bi son yaratırsın kendine. sen bu olayı filmin başında veya ortasında nasıl çözdün? neyse film gayet başarılıdır. oyunculuklar, senaryo, gerilim herşey tadında olmuş. izlemek için biraz geç kalmışım.

tom cruise

birzamanlar brad pitt le kıyaslanan aktör. ama gel gör ki brad pitt in yanına bile yaklaşamamıştır. hem oyunculuk anlamında hem de oynadığı filmlerin kalitesi bakımından.

brad pitt

mükemmel bir oyuncu. (bkz: snatch) (bkz: fight club) (bkz: moneyball) (bkz: the curious case of benjamin button) (bkz: troy) (bkz: babel) (bkz: se7en) (bkz: the mexican) bu kadar başaralı filmlerde rol alması ve oynadığı bütün rollerin başarıyla altından kalkması onu gerçekten büyük bir oyuncu yapmıştır.

kadınları çekici yapan detaylar

kesinlikle topuklu ayakkabıyla yürüyebilmesidir.

sadri şener

ağlama korosunun başkanı.

trabzonspor

bu takımın yöneticilerinin ve taraftarlarının kafa yapısı incelenmelidir. beyinleri inanılmaz değişik çalışıyor arkadaş. ben anlamıyorum neyin kupasını istiyorlar? sanki kendileri sütten çıkma ak kaşık. senin başkanın yargılanmıyor mu? yurtdışına çıkma yasağı nasıl kaldırıldı hepimiz gördük. bunların tek amacı; bu sene ki ve gelecek senelerde ki gelecek başarısızlıkları örtpas etmek ve taraftarın önüne oyalanıcak birşeyler koymaktır. diyelim ki fenerbahçe şikeden suçlu bulundu. o zaman bile o kupayı sana değil direkt bursaspora verirler. çünkü sende bu bokun içindesin.

alkollü iken yapılan hatalar

o son kadeh en büyük hata olsa gerek.

amaniee

sanırım antepli ama ankara'da yaşayan bir yazar.

en iyi öğretmen

öğrenci kafasına göre en iyi öğretmen derse geç gelen ya da hiç gelmeyen öğretmendir.