bugün

kendisini dinlemek çok keyifli olan üstaddır. son zamanlarda ekran çok kirlenmişti, ağzı olan herkes bilirkişi konumuna gelmişti. ntv prof.dr.şerif mardin ile bu konuları konuşarak gerçekten çok önemli bir programa imza attı. uzun zaman sonra hocayı dinleyerek beynimizde oluşan pasları sirkeledik. çünkü hoca hiçbir konuya yüzeysel bakmaz ve hep kimsenin düşünmediği noktaya dikkat çeker. dün akşam programda da bunu yaparak çok farklı düşüncelere sevk etmiştir bizi.

ayrıca emeritüs ünvanını da almıştır. zihnimizi açan büyük üstad, ömrüne bereket.
cemaat bir buluttur gözükmeyen içine uçakla da girsen kaybolursun ve bilemezsin cümlesi ile kimin ne bok olduğunu gösteren hoca.
(bkz: the genesis of the young ottoman)

hem bakınız hem okuyunuz.
bastonuna kurban olduğumun...
tam manasıyla, hakiki bir marjinal. türkiye'de eğer iki ayrı kutup olduğu söylentisi doğruysa, o iki tarafın tam ortasında yer aldı.
bunu iki tarafın da kutsallarına dokunup, hiç bir tarafın değerleriyle benimsenmeyip, kendini fil dişi kulesine* kapatmasıyla başardı.
Türkiye'de akademik şahsiyetine olan saygıyı, yurtdışında çalışmalarının değer görmesiyle açıklamak ise sosyolojinin türkiye de bir disiplin olarak yerleşmesindeki emeklerine saygısızlık olur.
1927'de istanbul doğumlu sosyologdur.en önemli eserleri arasında ideoloji, türk modernleşmesi, türkiye'de toplum ve siyaset'dir.
sosyoloji çalşmalarıyla tanınan öğretim görevlisidir.
ntv'de gerçek orada bir yerde adlı programın izlenme sebebidir. amerika'da profösörlük yapmıştır. dünyaca tanınan bir bir vatandaşımızdır. konuşmasını dinlemek adamı huzura getirir nirvanaya ulaştırır.

ayrıca: bastonuda çok aso be, insanın bastonu olası gelir.
düşün insanı ve entelektüel olarak sürdürdüğü hayatının bir döneminde ani aydınlanma yaşayarak din eksenli toplum mühendisliğine soyunmuş ve sünni retoriğin ortasına ismen nakşibendi, cismen şafii, gülenist doktrini oturtmuş, kerameti kendinden menkul sosyolog.
insan bildiğinin alimi bilmediğinin cahilidir sözünün canlı timsali. cemaatlerle ilgili görüş bildirmeye bayılır fakat bu görüşleri süs havuzlarından daha sığ bilgilere dayanır. üstelik gerçekten de hocaların hocasıdır.
Vahşi batıda ün salmış, haydutların korkulu rüyası 25 yıllık kasaba şerifidir.
Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı. said nursi r.a hakkında kitap yazan bilimadamı.

--spoiler--

Bediüzzaman Said Nursi Olayı / Modern Türkiye de Din ve Toplumsal Değişim adlı çalışması ile tartışmaların odak noktasında bulunan Şerif Mardin, söz konusu kitabı neden yazdığını, Said Nursi'ye neden ilgi duyduğunu şu sözlerle açıklamıştı:

"Bildiğiniz üzere, Bediüzzaman Said Nursî'nin düşüncelerini, islâmî düşünürler kesiminde en önde gelen fikir birikimlerinden biri sayıyorum. Öncelikle, Bediüzzaman'ın fikirleriyle birlikte gelen derin insan hürmetini görmemek mümkün değildir. Bazı kişilerin islâma bağlılıklarını silâha sarılmakla gösterdikleri bir anda, özellikle bu niteliğin altını devamlı olarak çizmemiz yerinde olacaktır.

"Bediüzzaman ciddî konular üzerine eğilen, ciddî bir insandır. Fakat bunun yanında sosyal değişimin beraberinde getirdiği sorunları derinlemesine, "balon"ların cazibesine kapılmadan ve sorunların özüne giderek inceleyen bir kişiydi. Bunu, üzerinde durduğu konuların çeşitliliğinde de görebiliriz.

"Bediüzzaman hakkında yazdığım kitabımda Bediüzzaman'ın, Gazzali'nin aksine islâmın muamelat, ibadat kısmı üzerinde fazla durmamış olduğu, daha çok Müslümanların kendi dinini anlamalarını sağlayacak kısımları irdelemiş olduğunu ifade etmiştim. Meselenin toplandığı ve son derece önemli saydığım bir nokta, artık çağdaş dünyada Müslümanın kendi günlük hayatında istikamet temin edecek bir "harita"ya muhtaç olması ve bunun Said Nursî tarafından anlaşılmış olmasıdır.Said Nursî bir bakımdan toplum araştırmacılarının "mikro yapılar" başlığı altında inceledikleri hadiseler üzerinde durmuş, diğer taraftan da, daha geniş kapsamlı toplumsal süreçlerin etkilerini araştırmıştır. Özelliği, islâmın her iki alanda ayrı işlevlerini, fonksiyonlarını anlaması olmuştur. Bu iki katlı yaklaşımı da Osmanlı imparatorluğundan beri Türkiye'nin geçirdiği değişim açısından incelemiştir.

"Bediüzzaman'ın toplumla ilgili görüşlerinin bir kısmını gözlerimizin önüne böylece sermiş olabileceğimizi ümit ediyorum. Fakat bunun dışında islâmî bir konumda Bediüzzaman'ın katkıları imanın niteliği ile de ilgilidir. Yüzyılımızda yapılması gereken çalışmalardan biri, Said Nursî'ye göre, şimdiye kadar islâmın aslî mânâsında, "kendini teslim etme" şeklinde anlayanların, ilâveten islâmı, "anlama"ları zenginliklerinden istifade etmeleridir. Bunu Bediüzzaman yazılarının bir çok yerinde ifade etmektedir.

Bu görüş de zamanımız insanının dünyasını "izah"la anlamak isteyişinin bir ifadesidir. islâmın özelliklerinden biri bu "izah"ın katı bir biçim almaması, her dindar insanın vereceği izahın, birçok yaklaşım arasında yaklaşımlardan biri olduğunu kabul etmesidir. Bu da müminler arasında konuşma, tartışma ve bir ortak görüşe varmak üzere "cehd" etmelerine bağlıdır. Birçok Batılının, bugünlerde "Cihad"ı silahlı bir mücadele olarak gördüğü bir ortamda, sanırım ki, Bediüzzaman'ın "cihad" anlayışını bu şekilde aktarmam yanlış olmayacaktır.

Bediüzzaman'ın bütün bu katkılarından, islâmî ilimleri, gerçek bir insanî yükselme ilmi olarak gördüğü ve bize bu birikimi sunduğu sonucuna varıyorum. Beni baştan itibaren, Bediüzzaman'ın fikirlerini toplumsal ve insanî açıdan yeni, kendine has ve üzerinde mutlaka durulması gereken bir küme olarak takdim eden Cemil Meriç'in yanılmadığını, kendisine olan mânevî borcumu burada bir daha ifade etmek isterim.

"Kendisini bir biyografi konusu olarak seçmiş olmam, islâmî düşüncesinin geniş boyutları için olduğu kadar bu dünya problemini başkalarından önce anlamış olmasıdır.
--spoiler--
(bkz: bihruz bey sendromu)
Prof. Şerif Mardin: Türk devrimi kitlelerce desteklenen bir hareket değildi. Atılan adımlar halkın taleplerinden uzak ve halka rağmen atılmıştı!.
kitapları son derece aydınlatıcı sosyolog.
"bihruz bey sendromu" kavramlaştırmasıyla türk modernleşmesinin iki temel yapı taşını (halk ve aydınları) erken dönem edebiyatı merkeze alarak çözümlemiş ve kendisinden sonraki çoğu eleştirmene ilham vermiş sosyologdur kendisi. ne dediği her zaman önemli adamlardan birisidir.
türkiye topraklarının düşünsel dünyasının çınarlarından biridir. bir diğeri ise şüphesiz cemil meriç'tir. iyi var oldular.
değişik bir adamdır. net bir görüşü yoktur. işi görüşleri ve kitlesel davranışları karşılaştırmaktır.
Türkiye'deki en kaliteli sosyal bilimcilerden birisidir. Kitapları ders kitabı olarak okutuluyordur zannedersem.
üniversitelerin sosyal politika derslerinde kitapları okutulan emre kongar ın kitaplarında sık sık fikirlerine atıf yapılan merkez çevre kuramı sosyologlarındandır.

cumhuriyet devrimi ni fazlaca jakobenist bulan ve sekülerleşen devlet kurumları ve erklerinin geleneksel türk toplumunda yeterince sindirilemediğini dile getirir. tabana yeterince nüfuz edememiş veya avrupa daki gibi tabandan yükselmeyen devrimlerin daima yetersiz kalacağını söyler.

bu eleştirisini en bariz devrim yıllarına birebir tanıklık etmiş bediüzzaman said nursi nin hayatını anlattığı kitabında dile getirir.

şimdilerde bile ülkemizde pek çok farklı siyasi cepheden fazlaca radikal bulunan fikirleri sebebiyle amerika da akademik kariyerini sürdürmeyi tercih etmiş bilim adamıdır.

soner yalçın ın efendi kitaplarında uzun uzun anlattığı mardinizade ailesinden betül ve arif mardin in kuzenidir.
vefat etmiştir.
önemli bir ilim adamıydı.
ülkemizin yetiştirdiği büyük sosyolog ve siyaset bilimcilerdendir. yazmış olduğu kitaplar ülkemiz siyaset tarihi açısından çok kıymetlidir.

kendisini tanıma ve okumama sebep olan ve büyük hayranı sosyal politika hocamın ve sevenlerinin başı sağolsun.
ülkemizin sahip olduğu en iyi sosyolog ve siyaset bilimci, örnek aldığım değerli hocam/üstadım (bkz: şerif mardin) vefat etti. toprağı bol olsun.

bilmeyenler için hayat hikayesi:
1927 yılında istanbul’da doğdu. galatasaray lisesi'nde başladığı orta öğrenimini abd'de tamamladı. kökleri muhammed’in torunu hüseyin’e kadar gittiği iddia edilen mardinizade ailesine mensuptur ve baba tarafından betül mardin ve arif mardin’in kuzenidir.

stanford üniversitesi siyasal bilimler bölümü mezuniyetinin ardından lisansüstü eğitimini johns hopkins üniversitesi'nde yaptı. doktorasını stanford üniversitesi’nde hoover ınstitute’de “the young ottoman movement: a study in the evolution of turkish political thought in the nineteenth century” başlıklı tezle savundu. aynı tezin genişletilmiş halini 1962 yılında princeton university press’ten “the genesis of the young ottoman thought” adıyla bastırdı. bu konu üzerindeki çalışmalarını 1964 yılında çıkan diğer eseri “jön türklerin siyasi fikirleri: 1895-1908” (türkiye iş bankası yayınları) ile taçlandırdı. bu iki çalışma sonraki çalışma alanını tayin etti ve türk modernleşmesi problematiğini genişletecek ayrıntılı makale çalışmaları ile devam etti. 1954-1966 yılları arasında dönemin önemli dergisi olan forum’da yazarlık yaptı.

ankara üniversitesi’nde 13 yıl hocalık yaptıktan sonra boğaziçi üniversitesi’nde iktisadi idari bilimler fakültesi’nin kurucu dekanlığını ve sosyoloji bölümü başkanlığı yaptı (1973). daha sonra yaklaşık 13 sene washington’daki american university’de islam araştırmaları merkezi başkanlığını yürüttü. sonra türkiye’ye sabancı üniversitesi’ne tanzimat dönemi türk düşüncesi hakkındaki çalışmalarını geliştirecek bir programın başına döndü. 2011 yılında emeritus statüsü verilmiş, hâlen aynı fakültede çalışmaktadır. insan, tarih, sosyoloji, popüler kültür konularında her pazar yayınlanan gerçek orada bir yerde adlı sohbet programında, oğuz haksever'in yönetiminde gündüz vassaf ve murat belge ile birlikte yer aldı.

1961- 1972 yılları arasındaki dönemde ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi'nde doçent ve ardından profesör unvanları ile akademik yaşamını sürdüren şerif mardin, türkiye'de ve yurt dışında birçok üniversitede misafir profesör olarak akademik ve idari hizmetlerde bulunmuş, 1967-1970 yılları arasında türkiye sosyal bilimler derneği kurucu başkanlığı görevini yürütmüştür. 1973-1991 yılları arasında boğaziçi üniversitesi iktisadi idari bilimler fakültesi'nin kurucu dekanı ve siyaset bilimi bölümü'nde profesör olarak görevler alarak türkiye'deki sosyal bilimsel düşün açısından çok önemli katkılarda bulunmuştur.

1957 yılında hürriyet partisi'nde genel sekreterlik görevini üstlendiği dönemde 1954-1966 yılları arasında yazılarının yayınlandığı ve dönemin en önemli dergilerinden biri olan forum dergisi'ndeki yazarlık faaliyetlerine başlamıştır (kayalı 1983). 1958-1961 yılları arasında princeton üniversitesi fiark çalışmaları bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı; 1960-1961 yılları arasında ise harvard üniversitesi, orta doğu enstitüsü'nde araştırma bursu kapsamında çalışmalar yapmıştır.

1961- 1972 yılları arasındaki dönemde ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi'nde doçent ve ardından profesör unvanları ile akademik yaşamını sürdüren şerif mardin, türkiye'de ve yurt dışında birçok üniversitede misafir profesör olarak akademik ve idari hizmetlerde bulunmuş, 1967-1970 yılları arasında türkiye sosyal bilimler derneği kurucu başkanlığı görevini yürütmüştür. 1973-1991 yılları arasında boğaziçi üniversitesi iktisadi idari bilimler fakültesi'nin kurucu dekanı ve siyaset bilimi bölümü'nde profesör olarak görevler alarak türkiye'deki sosyal bilimsel düşün açısından çok önemli katkılarda bulunmuştur.

akademik çalışmaları

1993 yılında odtü prof. dr. mustafa parlar eğitim ve araştırma vakfı yılın bilim adamı ödülünü (prof. dr. tekin dereli ile birlikte)aldı. 1967–1970 yıllarında türkiye sosyal bilimler derneği (tsbd) kurucu başkanlığı yaptı..yine 1994 yılında yeni demokrasi hareketi (ydh) kurucu üyesi olarak geçici bir dönem siyasete girdi. stanford üniversitesi, boğaziçi üniversitesi ve sabancı üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmıştır.

şerif mardin, 2007 yılında vatan gazetesi’nden ruşen çakır’la yaptığı bir röportajda ‘mahalle baskısı’ kavramını ortaya attı. bu kavramla, muhafazakarlaşan bir toplum içerisinde, bu muhafazkarlaşmanın baskın hale gelmesi durumunda “dini” bir hayat tarzını benimsemeyenlerin kendilerini dışlanmış hissedeceklerini ve baskın hale gelen muhafazakarların değerlerinin ağirlık kazanabileceğini anlatmaya çalıştı.

kitapları

din ve ideoloji

ideoloji

bediüzzaman said nursi olayı/modern türkiye’de din ve toplumsal değişim

jön türklerin siyasi fikirleri 1895-1908

siyasal ve sosyal bilimler

türk modernleşmesi

türkiye’de din ve siyaset

türkiye’de toplum ve siyaset

yeni osmanlı düşüncesinin doğuşu

religion, society and modernity in turkey”, syracuse university press’ten (2006)
Kıymetli bir araştırmacıydı. Mekanı cennet olsun
90 yaşında vefat etmiş Sosyolog.

http://www.bbc.com/turkce...2?ocid=socialflow_twitter