bugün

öncelikle; şeriat başlığı altında işlenmesi gereken konu.

bunun dışında ise güncel mânası ile yüzyılardır süregelen "islam hukuku" adı altında arap kültürünü empoze etme ve bu şekilde islam toplumları çağın çok gerisinde bırakma çalışmasıdır. şeriat, beklenen anlamı ile kur'an çıkışlı bir kurallar bütünü olması gerekirken, tamamen kur'an dışı uygulamalarla, hurafelerle süslenmiş ve dünya gerçeklerinden kopmuş, tâbi bulunduğu toplulukları iç çatışmalara sürüklemiştir.

biraz okuyup araştırıldığında islam dininin toplumsal/bütünsel bir pencereden çok akla, vicdana, imana... dayalı bireysel ölçekte mesajlardan oluştuğunu rahatlıkla anlaşılabilir.
islamın kurallarına göre uygulanan yönetim şekli.
vallahi şeriatı özledik...ya rabbi bize katından bir kurtarıcı(hz mehdi) göder de al şu zulmü başımızdan...

hatta tüm islam alemi için ve hatta hatta dünyada zulme maruz kalan müslümanı gayrimüslümü herkes için, ahir zamanda gelecek o kutlu şahsı biran önce gönder de zulumatı dağıtıp dünyayı adaletle doldursun...amin..
islam'i koşulların üst düzey'de yönetildiği yönetim biçimidir.
müslüman olmayan ları öldürmeleri emredilmiştir.
ve Hz.Muhammed (S.A.V) şeriat'ı yasaklamıştır.
bazılarına göre türkiyenin en onemli eksigidir.
tam anlamıyla gelebilse dünyayı cennet gibi yapacak sistem. ahireti de kurtarır...
bu kış balkanlardan ülkemize gelecek.
hizbullah, el kaide ve taliban gibi cahil yobazların yolu ile bir olmayan yoldur şeriat.

sırf bu örgütlerden dolayı insanlar islam'dan korkar oldu. dinimizi kuran-ı kerim'den öğrenirsek ve aklımızı kullanırsak aydınlanırız.

edit: bu başlığa eklenen fotoğraflar arasında recm edilmek üzere toprağa gömülen bir kadın var. "islam'da recm yoktur". allah'ın hükmü ile hükmetmeyenler ise kafirdir.
şeriat dinin hükümleri demektir.

osmanlı devleti çok güzel uygulamıştır.
bu milletin büyük çoğunluğunun ihtiyacı olduğu hatta hakettiği rejimdir. zaten mantığı da "hakedene hakettiğini vermeye yemin ettik" gibi saçma sözlere yakındır. hadi hayırlısı
islamı tam anlayamamış yobazlar yüzünden insanların korktuğu şey.
gelince türkiye'yi uçuracaktır aynı zamanda halkın değil hakk'ın anayasasıdır. *
(bkz: arap ülkelerinde şeriat var zannetmek).
parmaklarımızı kesse de, acımayacağı yönünde bir söylenti çıkartılan şeydir.
(bkz: şeriatle teokrasi arasındaki farklar)
islam dininin yaşama dair emir yasak ve muameleleridir.
allahın hükümleri yani kurandır...ama insanlar arasında dini hükümlere dayalı yönetim şekli olarak algılanır...arapçada yol manasına da gelmektrdir...

allah inşaallah şeriatın bu ülkeye tekrardan geldiği günü görmeyi bizlere nasip eder...
sadece islam'a tabi olanları değil tüm insanlığı refaha erdirebilecek sistem. Sonu -izm ile biten kul yapımı sistemlere karşın en azından sadece bir ve ilahi olduğu düşünülen Allah'a kul olma söz konusudur. Neticede kula kulluğu kaldırması son derece muhtemeldir.
allahın kanunlarıdır ve inkar edenler (bkz: mürtet) olabilirler. olamaz diye idda edenler bana özelden sorabilir.
elbet birgün hak gelip batıl zail olacaktır.
korkun bizden.
* *
batı toplumlarında ve batıya özenmiş toplumlarda uygulayıcı ülkelere bakılarak tü-kaka edilmiş değerler bütünü.

şeriat adı altında toplum bireylerini baskı altına almaya çalışan devlet yöneticileri tarafından kötüye kullanılmasıyla meşhurdur.

(bkz: iran)
orospu çocukluğudur.
cahilliğin daniskasıdır. yıl olmuş 2013 hala bir hiçin, hiç olan dininin kurallarıyla yönetilen ülkeler var. ülkeme gelirse şayet intihar ederim.
tartışılacak bir yanı yoktur. bir dinin kuralları çerçevesinde yaşam sürmektir. bu kurallar kimilerine anlamlı gelir, kimilerine anlamsız gelir. bu ayrı bir mesele. ama ortada homojen bir toplum yokken, teminatını bir varlığa inanmak üstünden kuran bir yapıyı herkes için geçerli bir yapı haline getirme isteğinin kendisi sorunludur. daha bunu göz önüne almadan, şeriat diye sayıklamak, en güzel bir şey diye diller dökmek, yaşanan tüm gerçekliği yok sayıp kendi isteğini doğru olanmış göstermek adına çarpıtmak, meseleyi salt bir takım ceza farklılıklarına indirgemek, istenen yapının sadece cezalardan ibaret olmadığını, insanların yaşam biçimini de kabul edilen bir doğruya göre sekillendirmek olduğunu, bu kabul edilmiş yapıya göre yaşama zorunlulugunun kendisinin meselenin kendisi olduğunu görmezden gelmek ve sürekli olarak cezaların şiddetiyle toplumun kontrol altına alınabileceği iddiasını gütmek demagoji yapmaktır. cezalardan bu kadar bahsetmenin kendisinin arzulanan sistemin işlemiyor olmasının bir ispatının olabileceğini düşünmekse nedense pek zor gelmekte kişilere eğer illa ki kendisinde yanlış giden bir şeylerin olduğunu söylemek gerekirse.
faşizmdir. süt anne projesiyle yavaş yavaş buna doğru bir gidiş olmadığını kimse iddia edemez.