bugün

ingilizcesi dile yerleşmeye başlayan kelimelerdir. bazıları teknik terimler ve benzerleri kendi çaplarında zorunludur fakat günümüzde birçok insanın bilgisayarla uzun süre haşır neşir olması (en basiti mail yani e-postalarımız), yabancı dilde bir çok şeyle uzun süre ilgilenmesi sonucu bazı yerleşmiş kelimelerin yerine sürekli gördüğü kelimeleri kullanması üzerine gelişen durum.bu artık o kadar alışılagelmiş bir durum ki türkçesi söylenince garip kaçabiliyor.fakat bunun gerçekten abes olduğu durumlar da var. misalen:

- ya 10 dakikadır bakıyorum bu paperlara ama bir türlü fokus olamadım!
+ adam ol lan önce!
sanırım hakkında anlam karmaşası yaşanan kelimeler; zira ısrarla ingilizcesi kullanılan kelimelere verilen örnekler türkçe olmalı, en azından ingilizce olmamalı.

yani demem o ki; ingilizce bir kelimeyi örnek gösterip, işte bunun ingilizcesini kullanıyorlar demek biraz saçma sanki.

download, upload..
(bkz: faks)
(bkz: pc)
(bkz: dvd)
(bkz: laptop)
(bkz: buton)
(bkz: fake)
(bkz: underrated)
(bkz: overrated)

değerlendirmede bulunurken banko sözcüklerim oldu anasını satayım.
(bkz: ok)
(bkz: full) ya bide türkçesi ile bir arada kullanırlar.

yakıt alırken;

pomopacı: ne kadar olsun abi?
arabacı : full doldur. *
(bkz: mouse)
(bkz: background)
(bkz: full+full)
(bkz: first lady)
(bkz: ok)
(bkz: secronize)
(bkz: fast food)
(bkz: download)
(bkz: free)
(bkz: finish)
(bkz: start)
(bkz: playboy)
(bkz: buton)
(bkz: laptop)
(bkz: mail)
(bkz: online)
(bkz: soundtrack)
(bkz: save)
(bkz: drift)
(bkz: total)
(bkz: cv)
(bkz: text)
(bkz: part time)
(bkz: master)
(bkz: sol frame)
(bkz: enter)
(bkz: partner)
(bkz: volume)
(bkz: midterm)
(bkz: brifing)
(bkz: action)
(bkz: mouse)
(bkz: login)
(bkz: edit)

*bazı arkadaşlar da check ediyorlar.
*gelen elektronik postaları forward ediyorlar.
*formula 1 yarışlarını sunan sunucular spin attırıyorlar.
*tır şoförü ismet abi, tırını istop ediyor.
*kenan doğulu denen dangoz şarkılarında ex aşkım diyor.
*80yaşında ninem bile check up yaptırdım diyor.
*emo denen piçler de light gazoz içiyorlar. piç, hafif gazoz desen bir şey mi olacak? daha what is your name demeyi bile bilmiyorsun.
*araba satın alacağımız zaman park sensörü var mı? diye soruyoruz.

lütfen, türkçemize sahip çıkalım.
(bkz: otobüs) oturgaçlı götürgeç varken otobüs neden?
(bkz: sunroof)
start almak.
o ne lan.
bir de kendi çapında türkçeleşmeye çalışmış ancak hala ingilizce'nin izlerini taşıyan kelimeler vardır ki keşke bunların da orjinalini kullansaydık dedirtir.

(bkz: compliment)
(bkz: kompliman)
(bkz: vayrıs)
(bkz: oturgaçlı götürgeç)
(bkz: araba)
(bkz: naturel)

naturel kadar taş düşsün başınıza.

hele biri var ki insanın 'atomlarıma ayrılaydım da bunu duymayaydım' diyesi geliyor:

(bkz: avantür)
enternasyonal i uluslararası demek yerine, edukasyon u eğitim yerine vb kullanmaktır. edukasyon ne kadar iğrenç bir kelime ya. bir de her şeyin başına şu anti ekini getirme olayını sevmiyorum.
(bkz: oktay sinanoğlu)
(bkz: bye bye türkçe)
(bkz: call center)
(bkz: trip)
vatana ihanet edilmesine sebep olan kelimelerdir.

türkçesi varken yabancısını kullanmak vatana ihanettir.
Ok bye beybi.
bye. o kadar ki türkçe karşılığını hatırlayan yok.