bugün

faruk nafiz çamlıbel şiiri.

yüzünde bir çizgi, saçında bir ak
görünce en sonra hazan! dedin mi?
elini alnına koyup dalarak
bahara döneyim bir an! dedin mi?

geçiyor geceler, günler bir örnek,
bir koku veriyor işte her çiçek,
bilmiyor seslerle renkler değişmek...
boş yere dönüyor cihan dedin mi?

ne kurban kes artık, ne de mum ada,
yetmiyor bir ömür bin murada!
bir tatlı gün geçti hayatında da
devam et, ey güzel zaman! dedin mi?
"spinoza çok basit bir şey söylemek istemektedir: üzüntü insanı zeki kılmaz. üzülünce hapı yutmuşsunuz demektir. işte bu yüzdendir ki, iktidarlar yönetilenlerin üzüntülerine ihtiyaç duyarlar. endişe hiçbir zaman canlılık ya da zeka kültürünün oyunu olmamıştır."

spinoza üzerine onbir ders, gilles deleuze
üzüntü. kulaga cok hos gelen kelimlelerden biri daha. sanki gercek degilmis gibi.
üzüntülü cok az insan tanidim, taniyorum.
kizgin olani var, sinirleneni var, icip icip efkarlanani var, pisman olani var, ama üzüntülü yok. görmedim. televizyondan biliyorum sadece. sad but true.
olmaması gerektiği düşünülen olumsuz bir olay olduğunda veya olması beklenen olumlu bir olay olmadığında ortaya çıkan duygu yüküdür. insanı ne zaman nasıl etkileyeceği belli olmaz. mesela sürekli birlikte olduğüunuz, alıştığınız bir insan ölebilir ve siz onun varlığına alıştığınız için yokluğu sizi üzüntüye sevk eder. ya da msne girmekte geç kaldığınız için biriyle görüşme fırsatını kaçırırsınız ve yine aynı duygusal sıkıntıyı yaşarsınız. kısaca; kişiden kişiye, dakikadan dakikaya değişen bir boyuta sahiptir.
duru bir kırgınlık.
vücudun tüm metobalizmasını alt üst eden duygu.
yola giden paraya çok içleniyorum ben..
Üzüntü kendi kendini giderir, ama mutluluğun tam zevkini çıkarmak için onu paylaşacağınız birinin olması gerekir.
habersiz, birden beliriyor. bir ay önce bitiveren 1,5 yıllık ilişkin için üzülmüyorsun da, seni terk eden kişi seni özledim diye arayınca üzülüyorsun. çünkü garip. homeostasis düşmanı. insanları bu kadar kolay silebildiğine şaşırıyorsun. hepsinin kökeninde derin bir üzüntü var. terk edilmekle ile ilgili bişey. alaycılığının, neşenin, tüm gülüşlerin ortasında derin bir yarık. hep birlikte örümcek sürüsü gibi debelenensiniz. hafızanız unuttuklarınızla dolu. oysa ben sadece dünyanın tüm sokaklarını dolaşmak istiyorum, hepimizi izlemek istiyorum, gitmek istiyorum, ömrüm yetene kadar gitmek, siz terk etmeden, siz özlemeden. bir toz zerresi bile savrulmasın peşimizden. üzülmek yeter.
“Üzüntü, korkunun insan kafasında meydana getirdiği ince bir akıntıdır. Onun büyümesine müsaade edilirse, o küçük akıntıdan, bütün öteki düşünceleri içine alıp akıtan bir kanal olur.”

ARTHUR SOMMERS ROCHE
Üzüntü çok kapsamlı bir hissiyattır. içinde bir çok duygu barındırır. Tüm bunları tek bir sözcüğe sığdırabiliyoruz bazen.

Aykut Kocaman
beklentinin gerçekle örtüşmemesi durumununda hissedilen duygudur.
o denli üzgünüm ki, hayatıma giren mutlaka üzgün çıkıyor. bulaşıcı bir durum.
Zaman herşeyin ilacı!
(#39579413)
her şey*

eski sevgilim üzüntü diye kayitli cunku ben de tek onu birakti. tenk yü ve pü!
"Bazı üzüntüler, gözyaşlarının uzanamayacağı kadar derindedir." (A River Runs Through It)
istenilen bir şeyin gerçekleşmemesinden ya da olması istenmeyen olaylardan doğan ruh tedirginliği. insanın en çok yaşadığı duygu-durum hallerinden biridir. derinden etkiler.
Aslında küçük bir nokta olan durum veyahut kişileri kafamızda birer istek çizgilerine dönüştürüp büyüttükten sonra boyamamız ve her şey ilk hâline dönüşünce yaşadığımız andır. Yüzüstü yere çakılma hissiyatıdır.
Üzüntüye dair:
'Fesat, kin, tembellik, umutsuzluk, kurallara karşı rehavet, aklın yasaklı şeylere meyletmesi üzüntüden doğar...'
Sebepli,sebepsiz hüzün dolu ruh hali.
hayatın lezzetini alamama hali.
güncel Önemli Başlıklar