bugün

dar bir yerden geçmem sonra dayanamayıp kendimi yere bırakmam.
hangi birini yazsam ki ; mal müdürüydüm sanki !..
Okulun en korkulan çocuğunun kardeşine sataşmam.

Durduk yere yapmadım tabii ki, taş atıyordu, o olduğunu bilmiyordum da. Sonra arkadaşlar ayırdı.

Gerçi mallık da sayılmaz yaptığım.
Bulaşık makinesi ile oynamak.
ağaca çıkıp çürük dala basmam nedeniyle lap diye yere düşmem.
küçükken ankaradaki evimizin önüne kar yağdığında eski pimapenleri yenileri ile değiştirip eski camları kenara koymuşlardı. arkadaşım da o eski tahta camlarla yokuştan aşağı kayarken cam kırılınca malum yerlerinde kesikler oluşmuştu.. kahkaha atmıştım mk. şimdi olsa yine kahkaha atarım.
çocukları parktan kaçırıp tek başına oynamak için çocukları korkutmaya çalışmak, ağaçlara tırmanmak amacımız ne ise hala anlamadım.
istanbul'dan memlekete gittiğimizde oradaki çocuklara "ben istanbul'da siyah kuşak karate öğrendim, kursa gittim, acayip karateciyim" filan diye kandırmıştım. köylü çocuklar, nereden bilsinler karate kursunu, siyah kuşağı. gerçi gerçekten gitmiştim kursa ama sarı kuşak terk... bize de öğret dedi çocuklar. kolpadan öğretmiştim bir sürü traş şey. şimdi kerli ferli adamlar olmuştur hepsi. hatırlıyorlarsa "ulan herif bizle iyi ta.ak geçmişti hee" deyip gülüyorlardır kesin. 1996'dan beri memlekete gitmiyorum.
Hoşlandığım bir kız varsa onunla ciddi ciddi uğraşırdım : )
Hafif sataşır, sözlerimle de ufak ufak gıcık ederdim .
He bir de çaktırmadan ona bakardım arada bir. Yakalanınca da utanıp kafamı çevirirdim felan.

Ah be masumiyet,
Zaman geçtikçe neden yerini acılara ve korkulara bıraktın.
ev telefonundan rast gele bir numara çevirip kral tv deki çalan şarkıyı söylemesi karşılığında cin ali serisi kazanacağını söylemek.
arkadaşlarla winx clup in karakterlerine dönüşerek kendimizce onları taklit etmek. tarzan rıfkı oynayıp salıncağın tepesine tırmanmak. iki kişiyle ayakta sallanmak.
kızılderilileri kızıldereli sanmak. komşu kızını öpmeye kalkmak (o da çocuk o zaman). oldukça dik bir yokuştan zerre fren kullanmadan bisikletle inmek, akabinde karşı yönden gelen bisikletle çarpışmak ve tekerlerden birini havada görmek.
benim mallıklarım şöyle: ilk olarak 2006 yılına kadar gereksiz nesneleri sürekli arka cepheye bakan balkondan atardım.

görselleri acayip hoşuma gittiği için mart 2008'de kameralı telefonla teknolojiye ilk adımı atıp telefon kamerasından kanal d jeneriklerini çekmiştim ki hala yaparım. şahane görselin önünde eğilip şapka çıkarmak lazım

3. sınıftayken cedric denen elemana özenip sevgilime evlenme teklifi etmiştim. tüm sınıf bi güldü anlatamam ve sonrasında güzel bir şaplak öğretmen tarafından

4. sınıftayken comic sans fontu yüzünden öğretmenler odasını karıştırıp sınav sorularını çalmam ve akabinde sert bir tokat. neyse ki disiplinlik olmadım

5. sınıftayken bizim kattaki nöbetçi kadın öğretmene manda demek. yine paçayı yırttık bir iki tokatla

7. sınıftayken sözde sevgilim tarafından kızlar tuvaletine götürülmem ve ardından erkek nöbetçi erkek öğretmenden sağlam azar işitmek. 1 hafta sonra barıştık tabi

2010 şubat gibi bize ödev için gelen komşumun 2. sınıfa giden oğlunun sırtına nedensiz yere darbeyi indirmiştim. neyse ki bişey olmadı. bir de aynı yılda aynı elemanın annesinden dayak yemesine sebep olmuştum attığım yalan yüzünden. yine aynı elemanla evde voleybol oynarken emektar saatin camının tam ortasına denk geldi. emektar saate bişey olmadı ama gülmekten altıma işemiştim bir iki damla. bir de o elemanın ablasına da az küfretmedim. dayak da kaçınılmazdı.

23 aralık 2013 tarihinde geniş havalandırma boşluğunda kırılan n95 telefona kolonya döküp ateşe teslim etmiştim. o mallıklarının mallığını bile yaparken bataryayı çıkarıp tedbirli davranmıştım

2009 yılı desen anlatsam roman olur tarzında: 2009 yılının haftasonu akşamında annemin babamın olmadığı vakit abimle beraber evde torpil patlatmıştık haftasonu akşamı. ablamlar isyan ederken biz gülüşüyorduk.

erkek kuzenlerle boş kola şişesini yerlerden yerlere atıp gülüşüyorduk. o huy yüzünden 2006'da bıraktığım gereksiz nesneleri camdan atma huyum 2009'da hortlamıştı.

burda geçen geçmiş zaman cümlesinde yaşadığım mallık değil de işsizlik eseri sayılır çünkü kafayı saatlere takmıştım. koleksiyonluğunu yapmıştım

bazı sebeplerde var ama onlar özel sırrım. Hatasız kul olmaz sözü o yüzden boşa söylenmiyor
Karınca yuvalarının etrafına ekmek kırıntıları bırakmak.

Ne kadar mantıklı ve doğru bir hareket değil mi?

"Ee peki mallık nerede?" Dediğinizi, hatta "ee peki mallık nerede mk?!" Dediğinizi duyar gibiyim.

Mallık şurada ki ben ekmek kırıntılarıyla beraber kömür tozu da bırakıyordum, yakıp ısınsınlar diye.

Mallık işte... kibrit bırakmazsan nasıl yakacaklar değil mi? Çocuk aklı düşünemiyor her şeyi.

Bu da böyle bir mallığımdır...
komşunun çocuğunun diyoloğuna şahit oldum az önce;
Bu binayı osssurrrukla yapmışlar dedi.
evimiz 2. kattaydı ben kapıdan girmek yerine maymun gibi evin yanında duran ceviz ağacından tırmanıp eve balkondan girerdim.
Evimiz binanın girişine bakardı, birinci kattaydık ve binaya girenlerin başına tükürürdüm...
mutfaktan çay kaşığı aşırıp gizlice toprak yemek.
Teravih namazında kadınların namaz kıldığı yere torpil atmıştım.
Kendimi şehirler arası çalışan bir otobüs gibi düşündüm epey. Yolda milletle gizli gizli yarışıyor, adımlarımı hızlı hızlı atıyordum. Tabi bu yarışlardan kimsenin haberi olmuyordu. Bu durum 8-9 yaşlarından 15 yaşıma kadar sürdü nerdeyse.
Ateşe karşı bi zaafım vardı, hala daha da var ama en azından bilinçlendim...

Küçükken tiner kutusu bulmuştuk, dolu hem de döküp döküp yaktık, en son tenekeyi yakayım derken tenekenin parlaması sonucu yüzümü yaktım, çok şükür iz kalmadı ama 2 ay terminatör gibi gezdim...

Bir keresinde de evde sabah erkenden uyanıp gazeteleri açıp açıp önüme biriktirdim, babamın çakmağı ile yaktım hepsini... Önümde ateş büyüyordu, tam duvar köşesindeydim, kaçamıyor, önümde çoğalan alevleri izliyordum. Tabi korkudan bağırmaya, ağlamaya başladım... Babam sesleri duyup geldi beni kurtardı, ateşi söndürdü... Uyanmasa ev yanardı büyük bir ihtimalle...
hobi olarak çamaşır makinesi izliyordum. sorun gerçekten devriydi. aldatılmak istemiyordum. 1000 devirse öyle olmalı.
Boya dolu sprey ile bomba yapmak.

ateşe atınca tüm mahalle sokağa dökülebiliyormuş
ben değil de abim rüzgar esmez rahat yakarım burda ateşi deyip arabaların altında ateş yakıyordu. bi ara mahalle imamı yakaladı bunu s.çtı azına. sdkfksdksdfksdf
Bizim Dershanenin karşısındaki dürümcüde yemek yiyen adama yukarıdan toplu halde "tıkın abi." Diye bağırmak. *