bugün

hayat sadece sevişmekten ibaret değildir.
yüksek sesle konuşmak sizi belagat sahibi yapmaz.

sesinizin gücüne değil içeriğe odaklanın.
Biz de kullanıyoruz şu sosyal medya olaylarını Ama dışarıda başka bir hayat daha var onun da farkındayız. Hayat sadece beğeni değil her yer gülme etme dalga geçme mecrası değil. Sorumluluklar ve görevler de var.

Her şeyden önce sevgi, saygı ve hoşgörü var. Bunları bilin. Ne kadar erken aklınız başınıza gelirse o kadar iyi olur sizin için.
(img:#1943266)
2005 yılından sonra doğanların yaşamaması gerektiği. 2005 diye doğum yılı mı olur amk.
adamın götünden kan alırlar. bunu bilmeleri yeterli.
arada beyninizi kullanma egzersizleri yapın. elektronik similasyondan kafanizi kaldirip gercekle karsi karsiya kaldiginizda analitik dusunebileninizi gormedim henuz. hatta dusunmeyi birak olaylari anlamaktan ve aralarinda en basit baglantiyi kurmaktan bile yoksunsunuz. derdini anlatma konusunda ise bir kedi veya köpek bile surtunerek yada sesler cikararak cogunuzdan daha iyi ifade edebiliyor kendini o kadar diyeyim.
** bu entrynin hedef kitlesi 2000 sonrasi dogmus olanlardir.
her akşam z raporunuzu almayı unutmayın.
Bir y kuşağı olarak saygı duyuyorum bunlara. Çağlarının gerektirdiğini yapıyorlar ve çok güzel ayak uyduruyorlar. Size yetişemediğimiz için bağışlayın.
(bkz: vijdan)
Eskiden özgürdük. Asgari ücret 4 kişilik aileye yeterdi. En düşük emekli maaşı da asgari ücretin üstündeydi.
Zamanla bilmesi gerekenleri öğrenecekler her nesil gibi .Kahve köşesinde ölümü bekleyen dedeler gibi akıl vermeye gerek yok.
Size akb öncesini kuyruk muyruk anlatacak yaşta adam burada 2 tane... biri ben diğeri varank reis.

Ama o dönemi eski fimlerden görürsünüz insanlar mutluydu. Emekli olan ikramiyesiyle ev alıyordu aq.
Bir ps5 almak için 5 ay 1 tl harcamadan çalışmanız gerekirken akranınız alman 1 ay part time çalışıp bunu alabiliyor. Sandığa giderken bunu unutmayın.

Kuyruk muyruk diye kafa siken bunakları da ciddiye almayın. Çaresiz değil “çare sizsiniz”.
Ayasofya'nın bizden önce kime ait olduğunu.

https://youtu.be/vzQeXuhevAQ
1980 yıllarının kokmuş zihniyetleri tarafından durmadan eleştiri yağmuruna tutulan kuşak.
4k maaşı beğenmemekte haklı olabilir, yaşam standartlarını ve hayallerini bilmiyoruz bu kişinin.
bence bu tür pek kişisel önerilerden ziyade hayat tecrübeleriniz aktarmanız çok daha önemli olacaktır.
Size yalakalık yapıp şakşaklayan muhalefete de sizi yanına çekmek için şirin görünmeye "biz de gençleri anlıyoruz" algısı yaratmaya çalışan iktidara da güvenmeyin efendim.

Bizden önce buzdolabı yoktu, o dönemde her şey şöyle kötüydü böyle kötüydü hiç iyi şey olmazdı edebiyatı her iktidarın resmi tarih oluşturma çabasıdır. (Abbasi ihtilali, Fransız devrimi, Bolşevik ihtilali, Kemalist devrim hepsini dikkatli bir şekilde analiz ederseniz bunu görebilirsiniz efendim)

Gündelik kısır döngü siyasi polemiklere, bilgisayar oyunlarına harcanan zaman; tarih, felsefe, sosyoloji, kodlama gibi değerli şeylere harcanması gereken zamanı geçmemelidir.
ak partiden olan oluşan kıtlık yokluğu ülkenin geri kalmışlığını çok iyi okumaları sanal alemden izlemeleri olaaktır.
Bu başlıkta yazanlar dahil, sizden yaşı büyük olduğu için daha bilgili olduğunu iddia eden hiç kimseye aldırış etmeyin. istediğiniz bilgiye erişebilecek ve onun doğruluğunu teyit edebilecek kapasiteye ve imkanlara sahipsiniz.

Sokakta "telefonunu göster" diyen tipleri de gözünüze kestirebiliyorsanız dövün.
Dinci gordunuz mu oradan kosarak uzaklasin.
pele
maradona
hagi
zubizaretta
Süper Mario
Susam Sokağı.
pete porter abinin de dediği gibi deist gibi yaşamayın islamı.

zaten allah bizden çok fazla birşey yapmamızı istemiyor beş vakit namaz kurban ve hac bunlar dışında yapacağınız salih ameller de size sevap kazandırır.
kendileriyle ilgili birşeyler ters gidiyor, gitmiyorsa ki onlar adına umuyorum, gerçekten kuşak çatışması diye birşey var.

y kuşağına mensup olarak görüyorum kendimi. ve az biraz sıkılarak-utanarak söylüyorum ki, 2013 gezi direnişi zamanında umutla öne atılanlar, esas aktivistler, içinde olduğum y kuşağı temsilcileri idi ama daha genç, o günlerde 20 li yaşlarında olan kardeşlerimdi. kendi arkadaşlarım olduğu gibi onlar da o zamandan başlayan baskı ve ülkenin durumu karşısında dumura uğradı. ufak ufak ülkeyi terk etmeye başladılar, ama biliyorum ki şu berbat durumdan bu ülke çıkacaksa y kuşağı ön ayak olacak da çıkacak. z kuşağı o günlerdeki halimiz gibi şimdi.

ama arkadaş bakıyorum; bir içi geçmişlik, hayata başlamadan bitirmiş haller. lafta herşey var, özgüven tamam ama esas sorumluluğu almaya sıra geldiğinde kuyruğu kıstırıp kaçan tipler. ne oluyor arkadaşlar?

25-26 yaşında insanlar iş yoğun, ofise de geliyorum diye işi gücü hatta ülkeyi bırakıp yurtdışına kapağı atıyorlar. iş yerinde memnun olanlara neyin kritik öncelikli olduğunu 10 kere anlatıyorsun, 11. de naptın diye sorunca boş boş bakıyorlar.

bak yalan yok bir noktada döngü gibi; ben de x ler boomer lar ile benzer şeyler yaşadığımı, sonra silkinip kendime gelip kaldığım yerden devam ettiğimi iyi biliyorum. yani bize olağan gelen zorlukları hiç yaşamayan ileri bir medeniyeti z kuşağı görüyor ve oraya ulaşma vizyonu varken bize ters gelip tuhaf karşılıyor olabiliriz. belki daha sonra istemli istemsiz engel olacak da olabiliriz. ama bugünlerde ülkeden umut kesmek ve mücadeleye başlamadan bırakmak olmuyor be gençler. az daha sabır, daha yeni başlıyoruz.
teknolojinin kralı sizler değilsiniz. tüplü monitörler, tuşlu telefonlar, internet.. hepsi 2000 yılı öncesinde hafiften baş göstermeye başladı. bunları y kuşağı yaptı. siz z kuşağı sadece hazıra kondunuz.
Aşı olmayanların pandemisi devam ediyor. Virüs vücuda girene kadar aşı karşıtı, virüs vücuda girince Yandım allah.

Olayın allah'la bir alakası yok gençler. (bkz: doğal seleksiyon) işini yapıyor.