bugün

entry'ler (43)

lost denince akla gelenler

Lost Highway (bkz: David Lynch)

silivri bastille olabilir

bi düşünün bakalım toplum buna hazır mı, ya da var mı o yürek? diğer taraftan içeridekiler, 'dışarıdakilerden' daha mı suçlu?

tarihin gördüğü en büyük askeri dehalar

georgi zukov, george smith patton, che guevara, bernard montgomery , douglas macarthur....

yaşama sevincinin bittiği an

ufak bir terslikle başlayıp bazen gün boyunca süren, gerginlik, sinirlilik ve de tahammülsüzlük belirtilerinden anlayabileceğimiz, kontrolümüzden çıkan beyin salgılarının nota değişimi. kronik olunca alışabiliyorsun. asosyalsen yalnızlık iyi geliyor çoğu zaman.

alakasız olabilir. bazen ne kastettiğimi ben de tam kestiremiyorum.

okunması gereken kitaplar

öteki/f. dostoyevski
vadideki zambak/honore de balzac
acımak/r. nuri güntekin....

sünni islamı gerçek islam zannetmek

iflah olmaz amerikancı, natocu, e birazda tasavvufçu; mideden başka şey düşünemeyen, din ve sanat anlamında yobaz, hayata da olabildiğince dar açıdan, sığ bakan, ezilenken hiç bir şey olmamış gibi ezen olabilen, yezidi düzenin savunucuları.

edit:

ılımlı islamın karakterini, daha doğrusu karaktersizliğini en net şekilde ortaya koyar. bir yandan modern dünyanın (batının) zevklerini tatmak için can atan; ama bir yandan da ailede, mahallesinde, okulunda genellikle menkıbe temelli din ve ahlak anlayışından da kopamayan, zamanımızın ve son 200 yılın paradoksunu yaşayan, zavallı insanlar. bu karakter grubunun ilkesizliği ilke edinmesinin altında yatan neden budur. değer çatışması üst düzeydedir, bu da tutarsızlıklara neden oluyor.

ha bir de genellikle söylemleriyle fiilleri en çok çatışan şahıslar bunlar arasından çıkıyor gözlemlerime göre. mesela bid'at derler alasını yaparlar. vs. vs.

başlıkta geçen 'gerçek islam' nedir diye sorarsan hadi kolaysa sen açıkla derim.

netice olarak şöyle yukarı bir baktım, kin ve nefret saçan bir entry girmiş olduğumu görür gibi oldum. herkesi sevmek istiyorum; ancak samimiyetsizlikleri, ikiyüzlülükleri gördükçe, gözlemledikçe bunlardan bahsetmek isteğime yenildim nokta

çocukluğuna dönmek isteyen insan

çocukluğu değil; aslında yokoluşu arzulayan insan olabilir.

evinde hiç kitap olmayan insan

hayatındaki bu eksikliğin farkında bile olmayan insandır.

sözlük yazarlarının favori kitap karakterleri

öteki - golyadkin

lafzen

sözün gelişine, söylenişine, yapısına göre; yazılı olmayarak.

müslüman ülkeye yüzsüzce top mermisi atan müslüman

Müslüman olduğu nereden bilinesidir? dememe sebep olan tanımdır.

alex de souza nın süresiz kadro dışı bırakılması

Allah'a şükürler ettiğim, olmasını senelerdir beklediğim gelişme.Yetmez ama evet; bu adam bir an önce çiftliğe çevirdiği takımdan gitmelidir. Aykut hoca mevzusuna gelince: Hocamız 3 sezondur Alex'e alternatif bir sistem yaratmaya cesaret edemediği için suçludur.illa ki takım bu hale mi gelmeliydi. Çok geç kalındı, kaybolan zamana ve gidecek olan bir sezona yazık...

zayıf olmayana şişman deme hastalığı

Evet, sıradan,ortalama kilodaki bir kadına da şişman denilebilmekte. Bu doğru olmaz; o zaman 'balık etli' kavramını nereye koyaağız?Eğer eski saray kadınlarını görecek olsak, bugünün beğenisiyle hepsini yadırgardık.Zaman beğenileri değiştiriyor kendisinin modasını yaratıyor.

kişinin 17 yaşındaki haline vereceği öğüt

23'teki sabret en manalı söz olabilir; çünkü döndüğümüzü varsaysak bile, belki ufak ayrıntılar dışında genel kader örgüsünü değiştiremeyiz.

bir insanın ay ı ikiye böldüğüne inanmak

Görüntü kafada oluştuğu için kafanın içini yaratanın o bölgede yaşayan tüm kafaların görüntüleriyle geçici olarak oynaması sonucu ortaya çıkmış, muhtemelen tek sefere mahsus mucizevi olay olabilir.

milli takım maçına kulüp formasıyla gitmek

Birarada bulunmaları ancak o maçlarda mümkün olan formalar. Bu taraftarlarımız hoş görüntüler ortaya çıkarıyorlar. Bence bir mahsuru yok.

atatürk türk müydü

türktü ama beyaz türk..

kapitalizmi anlatan üç kelime

dinin kullanılması

rekabet; savaş

komünist sistemlerle benzer şekilde materyalist düşüncenin yaygınlığı( ama daha fazla)

beyin yönetimi;tek tip tüketim

tek dünya devleti

aşkın saati gelince

başrollerini göksel arsoy ve belgin doruk' un paylaştığı, yönetmenliğini nejat saydam' ın yaptığı, senaryosunu ve yapımcılığını aynı zamanda belgin doruk' un da eşi olan özdemir birsel' in üstlendiği 1961 yapımı yeşilçam filmi.

dikkat edilirse belgin doruk, benim küçük hanımefendim, 1958 ile 61 yılları arasındaki filmlerinde kendisinden beklenmeyecek şekilde daha cesur roller almış, önceleri ve sonraları öpüşmemesine rağmen bu aradaki göksel arsoy filmlerinde, bu sarışın jönle bir çok kereler öpüşmüştür. bu benim üstüme vazife değil elbette. zaten ben kederimi unutmak, zaman harcamak için yazıyorum. konuya dönelim. herşeyin bir açıklaması olduğu gibi bunun da bir açıklaması var. belgin hanım 1958' de ilk eşi faruk kenç' den ayrılmış, mahkeme uzadığı için aşık olduğu senarist ve yapımcı özdemir birsel ile ancak 1961' de evlenebilmiştir. muhtemeldir ki, bu iki evlilik dönemi arasında kendisini daha serbest hissetmiştir.
o dönemde sosyetede ve halk arasında göksel arsoyla aşk yaşadıkları söylentisi ortaya atılmıştır fakat aslında herikisi de o sıralar sonradan evlenecekleri insanlarla aşk yaşamaktadırlar...

yalancı dünya

orhan kemal' in 1966 yılında kaleme aldığı ve yeşilçam' ı konu edindiği romanıdır. malum yeşilçam tam bir yenileşme, gelişme evresi içindedir ve türkiye'de gelişen bu sektörün sadece istanbul'u değil aynı zamanda anadolu'nun bir çok yerindeki insanları da (özellikle dönemin gençlerini) etkilediği görülmektedir.

romanda ise neriman adındaki güzel bir genç kızın tutucu, baskıcı babasından, ona boyun eğen çaresiz, cahil annesinden ve beğenmeyip küçümsediği, içinde yaşadığı küçük anadolu kasabasından yine oraya çekecekleri film için yer bakmaya gelmiş olan yakışıklı bir reji asistanıyla meşur olmak hayaliyle istanbul'a kaçışı ve oradaki talihsiz fakat sonu mutlu biten hikayesi anlatılır.