bugün

sevilesidir.yalnızlık ömür boyu sizi hiç terketmeyendir...
Kimi zaman guzel fakat cogu zaman ireç bir durum.
bir şarkı nakaratında dendiği üzere:

"dışarısı soğuk dışarısı kirliydi yenildim.
aç kapını yalnızlığım ben geri geldim"

insanın her zaman sığınacağı limanı olmuştur yalnızlık.
saçma sapan şeyler için sinirlendirir; salakça şeyler yaptırır insana.
tam 4 yıl oldu, bütün herşeyden vazgeçeli. herkesi siktir edeli. günlük ilişkiler üzerine yaşasyan bi adam oldum çıktım. hiç bir beklentim yok. hiç kimseyi dinlemiyorum. kulaklarım hep kapalı ve tam 4 yıldır bu bilgisayarın başına oturdum, hiç kalkmadım. boynum ağrıdı, gözüm bozuldu ben hiç değişmedim.

4 yıldır yalnızım. ne bir arkadaşım var, ne bir sevgilim. herkes arkadaşım olduğunu sanıyor. çıkıyoruz dışarıya çay içiyoruz, gülüp eğleniyoruz. o kadar. sonra ben onları bir daha aramıyorum! neden? hiç bir fikrim yok..

sevgili ediniyorum bir şekilde. 2 gün takıl, 3. gün sepet havası. sonra üzülüyorum. bir daha dönüyorum o kıza yine o üzülüyor bense gamsız yoluma devam..

yalnızlık, sen benim arkadaşımsın,
sen benim sevgilim.
sen olmasan inan
kesilir nefesim..
buzun kendisiyle albümüyle aynı adı taşıyan şarkısının adı. dinlenebilitesi yüksektir.
Not:Bir başka entryden esinlenilmiştir.

Tam 3 yıl oldu bu lanet şehre geleli.Lanet diyorum alınmasın ama öyle.Beni benden alan benden benliğimi buharlaştıran bu şehir...
1. Sınıftayken ailem parçalandı aslında ben doğduğumda parçalanmıştı.Konuşmayı öğrendiğimde söylediğim ilk kelime bile belki de "susun!" olmuştur.Her gece kavgalarla geçti kırık cam parçaları,kulağımda yankılanan küfürler,balkondan gelen sigara dumanı ve ağlayan bi annenin usulce sesleri.Yazarken gözlerim nemleniyor.Kanlı yüzüyle bi annenin çocuğuna sarılmışken dayak yemesi...Diceksiniz neden anlatıyorsun?
Bilmem belki de yalnızlığı bi kaç dakikalığına aldatıyorumdur.Gündüzleri okulda sürterdim.Okulda herşey benimdi liderdim belki de evde yaşdıklarımın etkisiyle fazla hırçındım bilmiyorum ama öyleydim.Gündüzlerden sonrasıysa yoktu benim için annem belki de yaşadıklarından dolayı izin vermezdi dışarı çıkmama.Sanki dışardaki fırtına beni alıp götürücekmiş gibi korkardı.O yüzden bir tane bile çocukluk anım yok.En kötüsüyse çocukluk arkadaşımın olmaması.Evdeki eşyalarla konuşmak onlara isim vermek nedir yıllar öğretti.Bilgisayarım herşeyim olmuştu.Sırtımdaki kambur arkadaşımın bana en büyük hediyesidir.Herşeyim klavyelerin üstünde ve ekranlardaki küçük karelerin içinde yaşandı oldu ve bitti.Odamdan yazları 3 ay boyunca çıkmadığım oluyordu.Gölgem ve bilgisayarımla birlikte yılları devirmiştim.Ardından belki de birçok ergen gibi ben de aşık oldum ancak sıradan bi ergenlik aşkı değildi herkez öyle söyler ama inanın değildi.Çünkü o hayatımda sevebildiğim tek varlığımdı.Pencereye çıkıp sağa başımı çevirdiğimde onu görmüştüm.Elleri mermerdeydi.Gerilmiş bi şekilde güneşin batışını izliyordu.Saçları yüzünde dolanıyordu.içimdeki merhaba deme cesareti beni boğuyordu.Yapamamıştım tabii ki.Ancak aşık olmuştum.7.Sınıfın yazındaydı herşey.Origami videoları izleyerek kağıt katlama sanatını öğrenmiştim.Kapısına şiirler yazdığım bir kağıttan çiçek bırakmıştım.Kağıdaysa parfümümü sıkmıştım.Kağıdı açarak ve çiçeği koklayarak yazdıklarımı okumuştu.Okumuş olucaktı ki aynı şeyi yapıp o da bir çiçeği kapıma bırakmıtşı.Evde her zaman yalnız olduğumu bildiğinden zile basıp kaçmakta sakınca görmemişti.Yaşanan gizlice ve utangaç birçok şeyden sonra sevgiliydik.Kalbimi açabildiğim tek insandı.

Süründüğüm tünelin sonunda karşılaştığım ışık gibiydi.Boğulmak üzereyken sudan beni çekip alan el gibiydi.Ağaçtan düşerken takıldığım dal susuzluktan ölücekken dudaklarımdan süzülen yağmur çisesiydi sanki toprağa gömülmüş bi tohumdum oysa hayat veren bi damlaydı,kalbime düşen bir cemreydi yaşamadığım ve hiç yaşayamıycağım bir güzellikti.

Bazen yanyana pencerelerimizden uzun uzun belli etmeden konuşurduk.ilk öpüşmemizi dahi boşlukta yaşamıştık.Aşşağıya düşmekten son anda beni itmesiyle kurtulmuştum.Yüzlerimizde kızarık bi gülümseme vardı.Her sabah önce uyanan pencerede diğerimizi beklerdi.
Bazen yemeklerimizi bile odalarımızda yani pencerelerimizde yerdik.Sabahları müziğin sesini açıp romantik bi parçayla onu uyandırırdım.Dağınık saçlarıyla cama çıktığında yanağına ar zor bi öpücük kondurabilirdim.Zamanla kabuğumdan Meleğim beni çıkarmıştı
Kendime geliyordum artık kendimi hissediyordum bilirsiniz işte kendini değerli hissetmek özgüven diyosunuz.Evet herşey çok güzeldi öle de devam edicekti ancak hayatımdaki en değerli varlığı OKS sınavı yüzünden kaybedicektim.1 sene hayatımın en güzel senesiydi.Ancak OKS...
Evet OKS de başarısız olucaktım ve annem artık çalışamıcak kadar yaşlandığından memleketi Giresun'a gelmiştik.Gerisini tamamlayın sevgili sözlük ailem.

Edit:Yalnızlıktan ağladıktan sonra yazılmıştır.Özet geçilmiştir.öZENSiZ olduysa veya yazım hataları anlatım bozuklukları varsa özür dilerim.
bazıları korkar bundan. bazılarınınsa kurtuluşudur. tek başına mutlu olmasını bilenler için çıkış kapısı, tek başına hiçbirşey yapamayan insanlarınsa kaybolduğu boşluktur.
yalnızlık apayrı bir duygu sanırım.

bir güçsüzlük anlamı var kimisi için. kimisi içinse haz verici bir kalış.

hayatın bir halüsinasyon olduğunu düşünen kişiler için bu yalnızlığın hiç bir ifadesi yoktur.
"şeb-i yeldayı müneccimle muvakkıt ne bilir... müptela-ı gama sor ki geceler kaç saat?" sabit..
kendinle olan hayattaki en uzun beraberlik.
bi süre .olunması gerekir.korkmayın.sadece olun.
iki türlüsü vardır. biri kalabalık içinde hissedilen yalnızlık, diğeri tek başınayken hissedilen yalnızlıktır. ikincisi, doğal bir sürecin getirdiği geçici bir sonuç olabilir. dinlenmek veya kafa dinlemek için bir fırsat bile olabilir. yalnız, kalabalıkta hissedilen yalnızlık, tedavi gerektirebilir.
gecenin bir vakti dışarı çıkman gerekir. (atmden para çekmen lazımdır örneğin) sap gibi çıkarsın evden, ellerin ceplerinde..
on numara dost.
çok vagonlu bir tren de, her istasyon da yeniden başlayan çok seferli bir yolculuktur yalnızlık...
sik gibi kalmaktır.
en ihtiyaç duyulan anlarda olmayan en bi şeyler paylaşmak istediğinizde birileriyle ortaya çıkıveren hadise. kısaca bazen en gereksiz olan bazen tatsızlık yaratan.
korkarım belli bi süreden sonra alışkanlık haline dönüşen teklik.
--spoiler--
yalnızlık bir barda unutulan sigara paketi gibidir
fark edildiği yerde sahiplenilir
ve hiçbir yalnızlık unutulduğu yerde bulunamaz.

insan,
unuttuklarını arar mı..?*
--spoiler--
"ah şu yalnızlık
kemik gibi
ne yanına dönsen batar"Cahit Zarifoğlu
çaresi bilinmeyen kronik bir hastalıktır. ömür boyu taşırsınız. bazen artar, bazen azalır ama hiç bir zaman tam olarak geçmez.
'ben' ile baş başa olma durumu. iyi veya kötü sonuç vermesi 'ben'in o an ki durumuna bağlıdır.
şu sıralar çok feci muzdaribi olduğum illet.insanı mahvedio.çöküosun psikolojk olark.her türlü sorunun başıda yalnızlık ve bundan kaynaklanan problemler zaten.ne diyim tanrı kimseyi yalnız koymasın...
Geceleri uykusuzluk halinde insana tak edebiliyor.