bugün

28 haziran pazar günü Antalya halkıyla buluşacak "Faşizm ve Demokrasi" adlı bir söyleşi verecek eski yargıtay onursal başsavcısı. beğeniriz, beğenmeyiz aydınlanmak için gidip dinlenilesi zaman ayırılası doluluğa sahip biri. hiç olmadı aklınızdaki sorularla köşeye sıkıştırılması vatana millete hayırdır.
(bkz: vur al sav aş politikası)
vur-al savaş. çocuklara böyle isim verildimi, büyüdüklerinde ismin içerdiği sertlik ve şiddet doğrultusunda tavır sergiliyorlar. 1982 anayasasını savunmasına şaşırılmaması gereken kişilik.
konuşurken azından salyalar akan, mesnetsiz, faşist, ergenekon sözcüsü, sözde hukukçu şahsiyet.
14.05.2010 tarihli sözcü gazetesi'ndeki yazısında söyle bir ifade kullanmıstır:

" insan yönünün ortaya çıkması ona duyulan sempatiyi artırmıstır. "

(bkz: seks kasetinin baykal ın insan olduğu hatırlatması)
- beyler baykal'ın seks kasedi çıkmıs.
+ deme yahu, o insanmıs. vay be. hiç böyle bilmezdim baykal'ı
- bir dahaki seçimde ona oy vereceğim.

sanırım yukaridaki diyaloglar gibi bir sey bekliyor vural savas.
akp korku imparatorluğu'nun imza attığı hukuksuzlukları protesto etmek için artık yazmayacağını belirterek son yazısında "kalem kırmış" yargıtay onursal başsavcısı.
http://haber.gazetevatan....i-birakti/360233/11/Haber

adam sonuna kadar, sapına kadar haklı...

yazınca ne oluyor?
bu hukuksuzluklara imza atanlar yine cahil halkın oyları ile iktidara geliyor.

insanlara gerçekleri göstermeye uğraşmak yerine onlara rüşvet vermek daha etkili bu ülkede.
başsavcı da sonunda yıldı, usandı...

nefes dahi almaması gereken organizmalar oy kullanarak ülkeyi yönetecek unsurların belirlenmesinde etkileyici rol oynuyor, böylece paşalar ve yılların birikimini taşıyan gazeteciler içeri atılırken, pkk ve hizbullahçılar davul zurnalı şenliklerle özgür kalabiliyor...
halk da bunları unutup yine başımıza badem bıyıklıları sultan ediyor...

yazık...
başsavcının dediği gibi,
"bu ülke bitmiş artık, düzelmez"...
bürokratik burjuvaziyi arkasına alarak 28 şubat sürecinde halat güreşinin kazandığını zannetmişti. lakin 2002 yılından sonra halatın diğer ucuna halkın desteğini almış bir parti geçti ve halat güreşini kaybetti.

bürokratik burjuvanın halk vicdanı üzerinde her daim egemen olmasını savunan totaliter bir fikre sahiptir. yani 1940'lı yıllardaki mussolini italyası, inönü türkiyesi gibi. halbuki inandığı ve savunduğu fikirler demode olalı çok oldu.
buyrun koskoca savcının erke dönergeci ile ilgili yorumlarına bakın:
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/391854.asp
(bkz: hukuk ile aldatmak)***
görmeden ikna olabilen laikçi kişi. bir de görse artık ne yapardı çok şaşıyorum.

“Erke Bilimsel Düşüncenin Gücü” sloganı ile 29 Ekim’de bir kampanya başlatıldı. 21 Kasım’daki basın toplantısında ise ‘yüzyıla yön verecek buluş’ iddiasıyla proje kamuoyuna açıklandı. Bilim çevreleri, ‘hiçbir enerji kaynağına dayanmadan kendi kendine çalışan makine’ projesinin bilime aykırı olduğu görüşünde birleşiyor. Erke’nin basın toplantısına katılanlar arasında bulunan Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş da vardı. Savaş, “Buluşu gördünüz mü?” sorusuna, “Görmedim ama çok güzel bir çalışma, ben ikna oldum” dedi.
4. kocaeli kitap fuarı'ndaki durumu "yeni türkiye'nin fotoğrafıdır" aslında.

önceden söylemek isterim ki kendisinin hayranı ya da düşmanı değilim. aynı şekilde kendisine tapan ya da kendisini yakan grupla da alâkam yoktur.

yeni türkiye'nin fotoğrafına gelince...
vural savaş günlerdir bilgi yayınevinde ancak ben kendisinin etrafında kimseyi göremedim. bununla birlikte, vural savaş'ın yani bilgi yayınevi'nin tam karşısında bulunan timaş'ın standı ise yoğun talep görüyor. ilgi yoğunluğu sadece vural savaş'ın kitaplarını çıkaran yayınevine nispetle de yoğun değil aslında. timaş standı ister iş bankası olsun, ister yky, ister iletişim olsun hepsinden daha fazla rağbet görüyor.

bu yazdıklarım timaş bünyesinden çıkan eserlerin muhtevası göz önünde bulundurulunca daha anlam kazanacaktır sanıyorum ki.
görsel
isme bak amk her yerinden kin nefret kan akıyor.
vur-al savaş!
sabih kanadoğluyla beraber ülkedeki bir iki adam akıllı hukukçudan.

osman can gibi liberal gözüken yalaka ve makam sevdalısı hukukçulardan değiller.
28 şubat dönemi itibari ile yaptığı icraatlar o dönemlerde bende "bu adam yakın çevresindeki birkaç kişi dışındaki herkesi vatan haini zannediyor" intibaı bırakmıştı. bu adam için bunca yıl sonra bile hala düşüncelerim değişmemiştir.
12 ekim 2013 sözcü gazetesinin 6. sayfasında ülke gündemine ait çok önemli açıklamalar yaptığını telefonuma gelen bilgi mesajından öğrendiğim hukuk adamıdır.
Tuyap kitap fuarinda stand basinda yalniz basina takilan emekli savci.
Herkes şimdi, ortaya dökülen iddiaları araştırması için "Cumhuriyet Savcısı" arıyor ya... O cumhuriyet savcısı, Vural Savaş'tır işte. Cumhuriyeti savunacak... Bulamazsınız. Ne Cumhuriyet bıraktılar, ne hakim, ne savcı, ne hukuk... Kendisine sağlıklı uzun ömürler dilerim.
28 şubat sürecinde ülkeyi çok güzel şekilde kaosa hazırlayan aktörlerden.
Ankara'da tedavi gördüğü hastanede 84 yaşında yaşamını yitiren Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı.

https://www.haberturk.com...-dakika-haberleri-3565894
Milli görüşçülerle epey bir hesabı var.