bugün

Rengi üzümden kara
Beli iğneden ince
Bu yükle çıkılır mı
Yokuşlardan karınca

Nedir bu dünya hali
Nedir bu bozuk düzen
Dün çıktı yumurtadan
Bugün sevdalı kumru

Kaşla göz arasında
Şahin kapar kırlangıcı
Ceylân kanına girer
Su başında canavar

Bütün yük benim üstümde
Düşünmek lâzım hepsini ayrı ayrı
Dünyasından habersiz
Dünyaya gelen yavru

Güneşin şarktan doğmasını sağlamalı
Şaşırmaya gelmez
Sonra bana düşer tasası
Çocuğu soksa arı

Ayağı kanasa tilkinin
Bir hal olsa kuzuya
Oktay şu kurdun kuşun
Sana lâzım mı derdi

(bkz: oktay rıfat horozcu)
,görev.
görev anlamına gelen bir kelime
yapmak, öğünmekten daha kolaydır...
insanın başkalarından beklediği şeydir, kendi yapacağı şey değil.
askerlikte verilen emir üzerine ezberlenen tanımı için:

hizmetin icap ettiği şeyi yapmak, men ettiği şeyi yapmamak.

icap eden şey: komutana çay koymak.
men edilen şey: çarşıya çıkarken saça jöle sürmek.

resmi bir kurumun resmi yazılı kurallarının açıklamalarının içinde "şey" kelimesinin niye geçtiğini kimse sorgulamasın.
var demezdim bu dünyanın ötesi

gelmeseydi vazifenin gür sesi...