bugün

yenilgi, yenildim diye düşündüğünüz anda gerçekleşir dostlar vazgeçmeyiniz.
Ama akışına bırakmanız gerekiyorsa da bırakın gidebildigi kadar gitsin.!
Sıkıca tutunduğun maddiyata ve maneviyata dair her ne varsa onlardan vazgeçebildiğin kadar özgürsündür.Vazgeçmek ve özgürleşmek doğru orantılıdır benim gözümde.
Sorulardan, sorunlardan, karmakarışık, girift, kördüğüm bilinmezliklerden, mental yorgunluktan, kaygıdan ve sınırsız beklentilerden azade olmaktır.
Bırakmaktır.
insanların, neredeyse her gün, kendilerine karşı yaptığı.
çok sevilen bir şey için zordur.
isteyerek vazgeçmedim, hatta hiç vazgeçmek istemedim.

Onca hatadan, sözden sonra vazgeçmek zorunda bırakıldım.
Bazen yapılması gerekendir. Bazı zamanlarda sadece bırakırsın ve derin bir nefes alırsın. Sonrasında da yola devam edersin.
Dramatize etmemek lazım. Vazgeçicez elbette. Zorla olacak değil. Yerimizi biliyoruz şükür.
Çok çabaladım. Çabalamadan hiçbir şey elde edemedim. O çabasız elde edenlerin hissettiklerini hiç hissetmedim. Çabaladığım halde elde edemediklerim oldu ama. Olsun dedim. Olmadı. Vazgeçtim.
vazgeçmek veya vazgeçememek işte bütün mesele bu.
zevkine düşkün birinin asla yapmayacağı.
gerçekten seviliyorsa zordur.
Yeri ve zamanı geldiğinde yapılması gereken harekettir. Vakti geldiğinde yapılmazsa insanın kişiliği, karakteri, özgüveni büyük kayıplara uğrar ayrıca herkesin harcı değildir. Ben bu acıyla da yaşayabilirim diyebilmeli insan öyle kolaya kaçmamalı! Sanıldığı gibi affetmek değil vazgeçmek özgürleşmek.
Vazgeçmek zorunda kalmak diye bir şey varmış; bildiğiniz kalbinizi söküp atıyor, çok acı.
mevzu bahis konudan umudunu kesmektir.
yapmayı düşünülen bir işi yapmamaya karar vermektir.
Asla yapmayacağım şey.
Sanırım bazen insan bunu istiyor. Bir noktaya gelip vazgeçmesi gerektiğine ikna olup vazgecmek.

Ama ya olursa diye hep bir umut varsa icinizde asla yapamazsiniz. En zoruda bu zaten. insan herşeyi öldürüyor ama umut dediginiz sey ölmüyor bence. Hele ki size karşı umut edin diye yapılan bir hareket yoksa ama umut ediyorsaniz..
geçmişime bakıyorum da, neler yaşamış, neler görmüşüm. ne çamurlara bata çıka, ne patikalardan yürüye yürüye, ne yağmurlarda sırılsıklam ıslanarak, ne güneşlerde tenim yanarak bugünlere gelmişim. hayat, kimi zaman, ne acımasız vurmuş; gelişine vurmuş, istediğim ne çok şeyi yakıp yıkmış, nelerimi almış elimden ... yanımda kimsenin kalmadığı zamanlarda, ben, kendim oldum, tek başıma; ve kim olduğumu, ne olduğumu bildim. bazen, bazı şeyler olmadı; hatta o kadar güzel olmadı ki: “ancak bu kadar güzel olmayabilirdi” dedim; "olmayıversin" dedim, "belki de daha güzelleri olacağı içindir" dedim. asla pes etmedim ve dimdik ayaktayım. vazgeçmedim, çünkü acılar, dertler, problemler geçicidir, vazgeçmek ise sonsuza kadar sürer.
bıktırılmıştır insan. artık ilk günkü duyguları barındıramıyordur içinde. acıyı yeterince özümsemiş ve fazlasına dayanamayacağına karar verip zor olsa da yollarını ayırmıştır. evet, vazgeçmek.
artık dayanabileceğiniz en üst noktaya geldiğinizi gösteren eylem.
insan isteyerek veya istemeyerek maalesef ki bir şeylerden vazgeçebiliyor. en içte ukde kalan ise yarım kalan hayaller yaşanmayan anılar.
kabullenmesi zordur ama vazgeçtiğinde rahatlarsın.
Bir şeyler yaparsın yaptığın neyse hakı bokunu kurtarmaz vazgeçersin.