bugün

içinde bencil insanlar barındıran ilçe.
Oncelikle memleketim oldugu belirtirek baslamam gereken kucuk sevimli ilce. Cocuklugumdan beri okulun kapandigi hafta maaile olarak goc ettigimiz ve benim universite yasamimin gectigi her sokagini ezbere bildigim yuruyerek 1 saat arabayla 10 dakikada tavaf edilebilecek benim icin sadece dumduz sokaklardan kuru cayirlardan degil anilardan hayatlardan olusan Edirnenin kucun sevimli ilcesi. Icimden aglamak geldi bi an..
Edirnen'nin ufak ve sivrisinek yuvası, çeltik ve pirinç tarımıyla ünlü tarihi ilçesi.
edirne'nin tarihi köprüye sahip,gelişmemiş ama herşeye rağmen bana şirin gelen ilçesi. içinde güzel insanlar barındırır. çarşıdan biraz uzaklaştığınızda çeltiğin ilginç kokusunu almaya başlarsınız. özellikle yaz aylarında ergene'deki kanalizasyon kokusu can sıkıcıdır. akşam 7'den sonra mümkün olduğunca acıkmamanız gerekir,çünkü yiyecek pek bir şey bulamazsınız. gece çok acıkırsanız, ergene otel'in hemen karşısındaki lokantadan patates alabilirsiniz. (denedik onayladık, gece 3'te gittik patatesimizi aldık,dönüşte de köpeğe kovalandık,sonra eve geldik patatesimizi kızarttık ve afiyetle yedik) eviniz kavak mahallesi'ndeyse minibüse ilk siz binip,oturursunuz. aşçıoğlu mahallesi'nde oturuyorsanız,dedelerinizin dedelerinin dedeleri de uzunköprü'lüdür. perşembe günü çarşı inanılmaz kalabalık olur çünkü pazar kurulduğu için köydeki halk merkeze gelir. postanede çalışan sarı saçlı,orta yaşlı,uyuz,suratsız bir kadın vardır,hiç hoş değildir. canınız dondurma isterse hemen cazgır'a gidersiniz. canınız profiterol isterse,hemen balaban'a gidersiniz.

acısıyla, tatlısıyla güzel yerdir.
Uzunköprü benim doğduğum yerdir. Dünyanın en uzun taş köprüsüne sahiptir. Son nüfus sayımına göre 41.200 kişi yaşamaktadır. Gittikçe gelişen yakında ikinci bir üniversiteye sahiplik yapacak yerdir. Son zamanlarda birçok cafe benzeri mekanlar açılmıştır. Şehrin insanları cana yakın ve sevecen insanlardır. Yine şehrin tarihi eserleri restore edilmiş kültürel mirasını ön plana çıkarmıştır. Uzunköprü'ye uğramışsanız eğer Köfteci Niyazi'den köfte Cazgır'dan dondurma yemelisiniz.
ilçe girişinde bulunan tarihi köprüsünü görüp u dönüşüyle istanbul'a gelinmesi gereken ilçe. köprü başındaki ergene nehrinin pis kokusundan bahsetmiyorum bile.
pek bilinmez ama içinde en harika köftelerin yapıldığı köftecileri barındırır. kiloyla sipariş verilir. çok hüzünlü, film seti olarak kullanılabilecek bir tren istasyonu vardır. sanayi olarak da çeltik, ayçiçek yağı fabrikaları yer alır.
kendi halinde bir trakya ilçesi. tarihi eseri bol. hatta trakya'da yapılan ilk çatılı cami bu ilçededir, muradiye camii. bu caminin çatısında kubbe değil, çatı sistemi kullanılmış ve kurşunla kaplanmıştı. padişah camilerinden biri olduğu için sakal-ı şerif'in bir parçası bu camide de muhafaza edilir.
ayrıca meşrutiyet'in ilanı ile meşrutiyeti simgeleyen ilk anıt da bu ilçede dikilmiştir.
sağlam köfte yapılır burada, çevre köylerde yapılan şarapları da güzeldir.
geçmişte bir ara o kadar pahalı idi ki ilçe "trakya'nın paris'i mi mübarek!" diye anılırdı.

(bkz: hürriyet anıtı)
Trakyada trakyaya en benzemeyen ilçe olabilir. Tipik beyaz trakyalıları beklerken karşınıza genelde çingeneler çıkar.
Yurdumuz memleketimiz. Cazgırda buluşalım gençler makarna ısmarlarım.
2 haftadır askerlik yaptığım, şu ana kadar güzel bir yanını göremediğim. Kalitesiz ve temiz olmayan restoranlar ile içten ve temiz insanlarında bulunduğu bir ilçe. (Komutanlar, Yediklerinize dikkat edin temiz ve sağlıklı olmayabilir diye uyardılar bizi, bu uyarıyı almadan önce tecrübe etmiştim zaten)

uzunköprünün ortasında oturup biramızı yudumlarken manzarayı izlerim diye hayal ettiğim bir yerdi. Ancak gelip görecek olursanız, hiç bir yatırımın olmadığı, sosyal ortamların askerlere göre düzenlendiği bir ilçe. Umarım gitmeden olumsuz fikirlerimi değiştirecek şeyler görebilirim.
şu aralar çok sıkıntılı bir ilçedir. çünkü akan nehir siyahlar içindedir ve kanserojendir. mümkün olduğunca bir şey yiyip içmeyin. su satın alırken dikkat edin.
ben hayatımda başka böyle biryerden nefret ettiğimi hatırlamıyorum, cazgır ve limosu hariç lanet olası bir iticiliği vardır.
Masada ki garson uyarı düğmesine basmadığın zaman hiçbir garsonun mütemadiyen ilgilenmediği, kendi sınırlarını zorlayan bir cazgır cafesi olan edirne ilçesi. Yazları caddebostanı aratmaz, gurbetçilerin mercedesleriyle dolup taşar.Kışınsa ayri zevklidir. Örneklemek gerekirse;

(bkz: the silent hill)
Lakin cazgırın pizzası makarnası iyidir, esasında dondurmacıdır da dondurması iyidir, garson butonların da bazıları bozukmuş, nedense hep size denk gelir,
Gayet düzgün türkçe ile Hoş geldiniz hanım efendi buyrunuz, te böyle alayım sizi... trakyalım canım, hep bizim çocuklar.
Cazgırın pizzası sanki bozdu ilçesi.
Senelerdir gelişmesi için dört göz beklediğimiz küçğk ilçe. Bu güzel ilçemiz-her ne kadar liseye geçince gerçek yüzüyle karşılaşsakta- sonunda gençlik merkezinin yapımıyla bizi heyecanlandırmıştır.
dur şimdi kahvaltı yapıp fotoğraflarını çekeceğim ilçe. güzel bir börekçisi varmış. oraya bir gitsek bir an önce. açlıktan ölüyorum. gece köprü de içtiğim işkembe çorbayla duruyorum. düğün mü var derdin var abi.
istanbul'da Bağcılar,Sultanbeyli,Gaziosmanpaşa vs. gibi semtlerde oturup, Uzunköprü'ye MYO okumaya gelen başarısız öğrencilerin ne yazık ki karaladığı memleket.
Bu sayılan varoş semtlerden katbekat entellektüel insan barındıran, şirin ve refah seviyesi yüksek trakya ilçesidir.
çorlu tarafındaki fabrikaların ergene nehrine bıraktığı atıklar ve denetimsizlik nedeniyle bu güzel ilçedeki çeltik tarlaları harap olmakta. ayrıca son 15 yılda kanser vakalarındaki hızlı artış da ilçenin fabrika atıkları nedeniyle yaşadığı bir diğer büyük problem.
kendi halinde güzel bir trakya ilçesi.
Edirnenin askerliğimi yaptığım ilçesi sivrisinekler cirit atar. Ufacık bir yerdir. Askerlik zordur burda çünkü disiplin hat safhada. Halkı askeri sever. Ama askerlerin çıkış saatinde kızlar dışarı çıkmaz çok fazla.
Memleketimdir. Türkiye'nin en iyi köftesi burdadır, pek bilinmez ama yiyenler bu konuda hemfikirdir. Çeltik tarlalarıyla çevrilidir. Yazın Ayçiçeği fabrikalarından etrafa kokular yayılır. Ergene nehri maalesef endüstriyel atıklar yüzünden ölmüştür. Kışları çok çok soğuktur. tren istasyonu merkezden 4-5 km. dışardadır ve sinemagrofik, hüzünlü bir havası vardır.
Şu an bulunduğum trakyanin nadide ilçelerindendir.
Memleketim olan edirne ilçesidir sudan çok alkol tüketilen tek yerdir.
ülkenin belki de en lezzetsiz lahmacunlarının yapıldığı yerdir.

köftesi fena değil. trabzonlu olduğum için pek etkilenmedim köftesinden.

durak döner sanırım en lezzetli dönericisi.

simit tüm edirnede aynı mı bilmiyorum ama baya güzel.

köyleri çok güzel uzunköprünün. yemyeşil buğday tarlaları var hep.

edirneye minibüsle yaklaşık 1 saattir. kendi aracınızla 30 dk da gidersiniz.
bu kadar ac ve kiskanc insanlari bir arada baska bir yerde gormedigim ilce.