bugün

türban açılınca kablolar çıkmasından iyi olan durumdur. android olması daha korkunç olurdu.
ilk estetik ameliyattan sonra türbanlı bir eşe sahip olamama anlamına gelebilir.
çok somurulcak ısırılcak kulaktır.
karşılaşılması durumunda o kulaklara birer öpücük kondurarak nişanlının size daha büyük bir sevgiyle bağlanması sağlanabilir. *
hamamda kızı kontrol etmek lazımdır derim her zaman. belki kızın diz kapağından üstü ful selülit öbür ayağı da ful leke...
böyle durumlarda madem kız plaja gelmiyor ya da kontrol etmenize müsade yok * ananıza bacınıza tembih edin nişanlıyken iyice kessinler kızı rapor etsinler durumudur.
kadın türbanlıysa kocasından başkası kepçesini görmez, o zaman sorun yoktur. ayrıca kadın kepçeyse kocasının da namazında niyazında olması olasıdır ve 'yaradılan kepçe kadını sev yaradandan ötürü' demesi kafidir.
burdan yola çıkarsak kişinin herkesi kendi gibi zannetme özelliğinin olduğunu bir kez daha kanıtlayabiliriz. efemdim kızın kulaklarının şekilsiz olması tabiki insana biraz garip gelebilir ama bunu beğenmeyen kişinin daha önce, yani insanların fiziksel özellikleriyle dalga geçme serüvenine girmeden önce daha güzel bir kulak yaratıp tanrıyla yarıştırması, "ben senden daha iyisini yaptm eheheh" diyebilmesi lazım. herkesi kendi seviyesine indirgemeye çalışan insanlar tabiki bu durumu anlayamaz. zaten bu tip insanları, yani fiziksel özelliklere kitlenen insanları çoğu zaman "et" üzerine kurdukları hayatlarından dolayı eleştirmişimdir.
gidersin, kulakları, kalçaları, göğüsleri düzgün bir hatunla evlenip mutlu olursun. sen onu bir et parçası olarak görürsün o da seni. lakin senin etlerin pörsümeye başladımı hatunun daha taze etler arama derdine girebilir. hergün görüyoruz.neyse uzun lafın kısası, ciddi anlamda sevginin ne olduğunu tadmış, materyalizmden ve bedencilikten ruhunu kurtarmış bir erkek için sorun olacağını zannetmiyorum. sorun olursa da bu erkeğin samimiyetsizliğidir, acırım o insana.
asık olmadan evlenmiş kendini brad pitt sanan tiplerin sorun yapacagı saçmalikdir. eşini ilk kırışıgında, baston tuttugunda hatta dişleri döküldügünde bile sevecek kadar adam degildir. atın gitsindir.
(bkz: aşk sevgilinin çarpık bacaklarını düz görmektir)
türbanlı nişanlının erkek çıkmasından iyidir!
insanı sinirden güldüren, hay ben bu şansımın içine ediyim dedirtten olay...

yaratıcılığın ve mizahın bir araya getirilip insana kahkaha attıran ve olaylara aslında ne kadar başka pencerelerden bakılıp sorunlara mizahi bir tat katılabileceğini ve ince esprilerle ne kadar yerinde ve sağlam eleştiriler ortaya konulabileceğini ispatlayan sözlük başlıklarından biridir... başlık sahibini kutluyorum...
türbansız nişanlının delik çıkmasında bin kat iyi olan durumdur.*
nedir bu insanlardaki türban derdi sorusunu akla getiren başlıktır. yani madem korkuyorsun böyle bir durumdan, o zaman sen de kulaklarını gördüğün bir kızla evlenirsin.. zaten bahsedilen adamın böyle bir takıntısı olmadığı da sevgili yazarımsımızın hayal ürünü hikayesinin başından sonuna kadar bellidir.. anlamadığım bu dert bir çekememezlik midir? sanıyorum öyle.. yani demek istediğimi benimle aynı fikirde olan 'erkekler' anlamış olmalı...
"kabahat senin, -demeğe de dilim varmıyor ama - kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!" dedirten üzücü fikir sunumu.

ön yargılsın kardeşim, önün, arkan, sağın, solun, sobe.güzel kardeşim.
sığ bakmaktasın güzel kardeşim;
başını örtüp kıçını açıp yüzüne kutuplardaki foklardan yadigar makyaj ürünleri süren üç beş kişiyi, bütün başını örten, bu tasarrufu allahı için, inancı için yapan ve bu dorultuda ideal bir tutarla yaşayan insanlara mal ettiğin için...
islamiyeti sadece yatıp kalkmaktan ibaret sayan fakat sayısız ehemmiyetli başka vazifeleri olduğu bilincinde olmayan bir kaç düşüncesiz kişinin çorabının kokmasını, bütün ülke pislikten koktuğu halde, insanlara gönül ferahlığı sağlamak maksadıyla güzel kokular sürünüp ibadet etmeyi adet edinmiş sayısız halis duyarlı cami mensubunun içinde buluduğu temiz kitlelere fatura ettiğin için...

taraflısın güzel kardeşim; cocuk istismarının, gelinini, komşusunu, etrafında denk getirdiği tüm dişi mahluklara karşı arzu duyan hayvanları islamiyet çemberine ait olduğunu yansıttığın için-ki gerçekten o aidiyette olsalar böyle bir mevzu da kelime adedini arttırmazdı yazdığımız yazılarda-.taraflısın güzel kardeşim, güzel şekilde temsil edildiğinde bu lanetli soysuzluğu, -hayvandan da öte- yaratıklığı yapmanın mümkün olmadığını,insanı esir alan duygu ve düşünclerin ne denli ehlileştiği örneklerini de görmezden geldiği için.

hazımsızsın kardeşim;
bireysel olarak savunduğum fikirlerin toplumun ekonomik gereksinimleri haricindeki gereksinimlerini karşılayamadığını bildiğinden, bu manevi eksikliği ehlileştirme yoluyla pasifize eden görüşlere püskürmektesin güzel kardeşim, kabul ederiz ki her toplulukta -küçüğünden büyüğüne-tasvip edilmeyen mensuplar, davranış sahipleri, kötü örnekler olacaktır bu yüzden kötü bakıyorsun kardeşim, bu ayrımı görerek yorumlar yapamadığın için.

dikkatsizsin şeker kardeşim; her "müslümanım" diyenin, sırtına her cübbe geçirenin, her başını örtenin hakiki manada müslüman olmayabileceğini ve bu bireysel eksikği yahut gelişimdeki yarım kalımışlığı; "müslümanım ben" naraları atmadan, içine yönelik derinliği tırnaklarıyla kazan insanların teslimiyetiyle karıştırdığın,bir tuttuğun aynı kefeye koyarak değerlendirdiğin için,
dikkatsizsin güzel kardeşim, kolormatiksin güzel kardeşim.
-makbulecim bizim işyerinde bir abi var o da bizim geçtiğimiz yoldan geçmiş...
--eee?
-şeyy, eşi kepçe çıkmış evlendikten sonra,türbanlıydı o da !
--ama ben kepçe değilim ki fikri
-bi ucundan görsek azizem
--buyur fikri...
-ya ayrıca bacakları da çarpık çıkmış !
--ama benim bacakalarım düzgün ki.
-bi göz atsak
--al işte ikisi de yerinde.
-sonra dedi ki, söylemesi ayıp göğüsleri de küçükmüş biraz yengenin, çok üzülmüş
--ne diyosun sen fikri
-hayatım sadece endişelendim biraz ?
--al açtım işte kafan kadar.
-evet evet hakikaten taş, ya bir de eşi vajinusmus olunca adamcağız hepten yıkılmış... *
-ya adamcağız çok istemiş bu pozisyonu,karısı da yapamayınca...
-bir de eşi kısır çıkmaz mı !
-ama makbulem sen benim içimi biliyosun, milletin karısı kepçe çıkıyo bak, ben evhamlı adamım 100 gr ay çekirdeği almıyoruz ama dimi...bilmek lazım, tecrübe etmek lazım evlenmeden önce herbir şeyi...test sürüşü diye bir kavram var dünyamızda.
gereğinden fazla uzatılmış sürprizdir. ben dün ilk tepkiyi veren insan olarak, bir yandan da güzel bir espri olduğu için artı oy vermiştim. forum gibi olması dışında, bence güzel bir hikaye.

şu var tabi önemli olan. Yaptığınız şaka çoğunluk tarafından anlaşılmıyorsa çoğunluğa kızamazsınız.
Küçük bir hikaye anlatayım. Çok eski zamanlarda. Ejderhalar ve büyüler devrinde. çin de bilim adamları toplanmış. kötü büyü etkisinde bir yağmur bulutunun, üzerlerine geldiğini ve ıslanan herkesin delireceğini söylemişler. zaman çok kısa olduğundan bu, halka bildirilememiş sadece bir miktar saray ahalisi ıslanmaktan kurtulmuş. 1 hafta sonunda yağmur dinmiş. bilim adamları herkesin delirdiğini kral a bildirmişler. O da duyuru yapıp herkesin deli olduğunu açıklamış. peki sonuç ne olmuş? ya evet. halk saray ahalisini siz delisiniz diye tımarhaneye tıkmış...

çoğunluğun deli olduğunu düşünmek, peşinen kendi deliliğinizi kabul ettiğiniz anlamına gelir...
(bkz: saçma sapan başlıklar)

sanane, banane, onane kardeşim.
kişi bu şekilde evlenmek istiyor tasası sana mı kalmış ?
sen kavun gibi koklarayarak mı alırsın, öperek mi orası da sana kalmış.
başkalarının tercihleriyle dalga geçmek gibi bir acizlik neden ?

evet bana kalırsa da mantıklı olarak olaya yaklaştığında doğrusu budur da banane...
(bkz: kinder süpriz yumurta)
türban zulmüne sebat edip sabır gösterip meydanlara inmeyince koyunsunuz siz, eziksiniz diye tepki gösterip, meydanlara inince rejim düşmanı ilan eden zihniyetin yaptığı esprimsiden öteye gitmeyecek komiklik ve şakadır.
şok şok şok bir olaydır. tanımdan sonra esas meseleye dönelim. dünden beri kurguladım kafamda, çok pis gireceğim meseleye, hayır, ama hakikaten bir şeyler daha yazma ihtiyacı hissettim.

başlık mizahi olabilirdi ama değil. tıpkı ekşi'de bulunan annesinin bilmemnesine karpuz sokarken yakalamak, coptan zevk alan solcu kadın başlıklarındaki gibi hiç bir mizahi tarafı olmayıp kendi oluşturduğu karşıya yine kendi oluşturduğu önkabulleri sav olarak sürerek saldırmak dışında hiç bir anlam ifade etmiyor. dikkat edenler uludağ sözlükte bu tür başlıkların karşılıklı anlayışın sözlüğe yansıması ve moderasyonun hakaret ile özgürlüğü birbirine karıştırmaması sayesinde görülmüyor, yazana da kimliğine ya da ne yazdığına bakılmaksızın teessüfler iletiliyor. başlık farklı da olabilirdir. gelelim başlığın serzenişine,

şöyle bir ifade var

--spoiler--
muhafazakar belediyemizin restore ettiği kasırlar filan varya hani, -çamlıca tepesi filan bayılır bunlar- orada efendice çaylarını içerler
--spoiler--

satır arasını okuduğumda daha önce içkili olan ve kalburüstü takımın-zengin, elit, aristokrat,vs.- takıldığı mekanları muhafazakar beledilerimiz halka açarak fiyatlarını herhangi bir mahalle lokantısıyla aynı seviyede tutup halkın maddi gelirini yükseltemese de bu şekilde bir hizmet sağlama anlayışı var. bundan rahatsızlık duyulduğu açık, halkların kardeşliği falan söylemi burada devredışı kalıyor sanırım, istanbul'un en güzel yerlerinde içki seçeneği olmaması ve maddi geliri düşük halkın buralara gidebilmesi gerçekten üzücü(!), elit sol kesime ters bir davranış, sonra bu muhafazakar partiler neden iktidar oluyor serzenişi, "kurban olam ayına yıldızına, anlayıştan yoksun sol gösterip aristokrat takılan halkına" diyor ünlü düşünür recep tayyip kant.

ikinci paragrafta dini inancı gereği nişanlısının en fazla elini tutan erkek eleştiriliyor, vay anasını be, allah'ın yasaklarını bu kadar bel altına çekmek de zor iş vallahi. demek ki türban pipilerin kalkmaması içinmiş, bunu düşünmek için çük kadar akıl sahibi olmak yeterli, burada alimacgraw devreye giriyor ve cennetteki huriler için dünyadaki -benzetmedir- hurilerden uzak duran bu "tüyden bozma sümük bıyık"(sitiv'in ifadesi) sahiplerini çelişkili davranmakla suçluyor, ona göre dünyada mahrem kadına dokunmamanın nedeni cennette huri şey yapmak, töbe töbe. bak yunus ne diyor : "cennet cennet dedikleri / birkaç köşkle birkaç huri / isteyene ver anları / bana seni gerek seni" demek ki türbanı pipinin kalkmaması için bir kalkan, allah'ın emirlerini de cennete verilecek güzel kadın vaadi olarak görmek tamamen kendi tanımı, kendisi bir şey tanımlıyor, sonra onun üzerinden başkalarına laf atıyor, yakışıyor mu?

son paragrafta sitiv çekeceksin demiş, ayıp etmiş, eğer gerçekten bu kadar büyük bir sorun ise ayrılırsın, 4 eşliliğe vs. giydirme yapmamış olması dikkatimden kaçmadı, aklına mı gelmedi bilmiyorum, cemaatin içinde işlerin iyi giderse diye de bitirmiş, cemaat nedir sitiv, müslümanların oluşturdukları bir komunite, halkların kardeşliği falan var ya, mümünlerin kardeşliği işte, yardımlaşma, paylaşma, vs. de içinde. camiye giderek onlarca insan tanırsın, yarın işin düştüğünde onu ararsın, yardımcı olur, hem paran bir msülümana gitmiş olur hem de tanıdık birine işini yaptırmış olursun. senin bankandaki müşterilerle de benzer bir durumun yok mu, internetten tanıştığın adamlarla samimi olunca onlarla birlikte iş yapmaz mısın, kötü bir şey mi cemaatin birbirini tutması, eğer işlerin iyi giderse demek yerine cemaat içindeki işlerin iyi giderse demek cemaatlere alttan alta bir giydirme ama içi boş bir giydirme, temelsiz. allah sana yürü ya kulum derse, doğru, rızk o'ndandır, sen çalışırsın eğer olmazsa hamd edersin, olursa şükredersin, olmuyor diye isyan etmezsin, biliyorum garip geliyor, olabilir.

ikinci girinde türban adaletsizliğine ses çıkaramayan müslümanları yerden yere vurmuşsun, ayıp etmişsin, çünkü her yıl onbinler çağlayan'da toplanıyor ama cumhuriyet gazetesi yazmıyor tabii, zaman'da, yenişafak'ta yazanları zaten kaale almıyorsun, sonra da duyarsız oluyor müslümanlar. yani zulmedilene niye zulm görüyorsun diye fırça atıyorsun, vay be, ne adaletin varmış. bak sitiv, bizde yani müslümanlarda hayır ve şer allah'tandır inanışı vardır. türban adaletsizliği tabii ki allah'tan değil, sezer'den, baykal'dan, senden, benden. ama kötülüğü de allah yarattığı için ona da saygımız var, görüyorsun ya çok da boktan bir düşüncemiz yok aslında, fena sayılmaz he, ne dersin sitiv? hak aramak için okulun kaldırım taşlarını söküp rektörlüğe atmadığımız doğrudur sitiv ama kul hakkına girer bu, kamu malı o hem, bizde istedidiğin olmayınca yakıp yıkmazsın, onu kimler yapıyor kesin bir kategorizasyon yapamıyorum daha doğrusu yapmıyorum kimler olduğunu biliyoruz, kutuplaştırmanın anlamı yok. sence türban konusunda takındığımız sağduyulu tavır kötü mü, bizden bunu beklemiyor musun? bizi beğenmiyor musun? (gaffur mode on)

dini hassasiyet sahibi çevrelerde son durum böyle sitiv, söz merkezde.

sitiv - teşekkürler kdaş. bir sonraki haberimize geçiyoruz: penisi küçük bulduğu gerekçesiyle hastayı küçümseyen ve tedavi etmeyen türbanlı doktor,.. öeh..
fantastik bir yazarın, fantastik hayal gücünü kullanarak yazdığı fantastik bir hikaye.

hikayenin gerçek olup olmayacağı, mizahi bir yanının olması önemli değil verilen mesaj önemli,
türbanlıysan baban gibi bir angutla evlenecek olman, daha önce seks hayatının olmamasının ne
kadar acı birşey olduğunu gerdek gecesi öğrenmen, kocanın inancı gereği evlenmeden önceki
davranışlarının yavanlığı vs.vs. birçok olumsuzluk.

günümüz aile ve değer yapılarımız gereği bütün bunlar * bir bağnazlık, evleneceğin
kadın seks konusunda tecrübeli olmalı, hatta referans verebilmeli. *

gel gelelim fiziksel görünüşe, kepçe kulaklı bir eş, evet hayatı çekilmez kılan bir detay,
ne de olsa günümüz evliklerinde beden uyumu ön planda olduğu için gerçekten çok zor,
insanı kanser eden bir durum söz konusu.

madem evleniyorsun taş gibi bir hatun alacaksın, öyle ya onu sergilemek zorundasın sağa sola,
fiziksel görünüş senin için en önemlisi varsın huyu kötü, biraz da aptal olsun, "memeler nasıl ama",
"peki ya popo" mahmut abi senin hatun taş gibi şeklinde iltifatlar işitmen gerek.
yuzunu dahi gormedigi bir kizla gorucu usulu evlenen bir erkegin dramidir. daha kotusu icin (bkz: evlenilen turbanlinin travesti cikmasi)
aslen evlilikte türbandan çok daha önemli olan kişilerin uyuşmasıdır, insan hayatının ne kadarını karısıyla seks yaparak geçirebilir ki? günümüzde türbana takılıp aslında pek çok kötü özelliklere sahip kızlarla evlenenler vardır ancak bunda suçu türbanda bulmaktansa ne istediğini bilemeyen kişilerde aramalıdır. aynı şekilde taş gibi hatun olsun evleneyim mantığında olan da yanlıştadır, evlilikte esas mutlu olacağın, çocuklarını doğru ve güzel yetiştirecek, aile mefhumunu ihya edecek kişiyi bulmaktadır. yani kepçesi, türbanı, sütun gibi bacakları bir kenara bırakmalı, yoksa mazallah hayatımızın mutlu geçmesi pek de muhtemel olmayacaktır.
hiç önemli değildir. başı açık ve her santimetrekaresini bildiği kızla evlenen erkek, eşi bir kaza geçirse ve bu kaza sonucu eşi fiziksel güzelliğini kaybetse boşanmalı mıdır? bu başlığı açan mantığa göre evet. peki eşi yaşlansa, yüzü buruş buruş olsa boşanmalı mıdır? bu başlığı açan mantığa göre evet. çünkü bu başlığı açan mantığa göre kulağın kepçe olması evlenmemek için yeterli bir sebeptir.
kimseyi tercihlerinden dolayı yargılayamayız. birisi illa ben kulağı kepçe kızla evlenmem diyorsa zorla evlendirecek değiliz. ama kendi kişisel tercihlerini sanki genel geçer doğrularmış gibi dikte edip, sonra da bunun üzerinden belli bir hayat tarzını seçen insanları aşağılamak kabul edilebilir birşey değildir.
Gerilim yapmaya gerek yoktur zira beterin beteri vardır.
(bkz: türbanlı erkeğin kepçe kulaklı çıkması) *
(bkz: kepçe kulaklı erkeğin türbanlı çıkması)
daha bir fecisi için buyrun http://img442.imageshack....9/travestik305rooopj1.jpg