bugün

insani insanla anlatma sanati olmasina ragmen teknolojik gelismelere ayak uyduramamiz ve ucaklarin oldugu yerde nalbantlik yapmak ile eş değer olmus olan sanattir. fazla rantbl olmadiği, mesekatli oldugu ve genellikle verilen emeklerin karsiliğinin alinamadiği bir sanattir tiyatro.

mesakatten kastim takim oynunun en yogun yapildiği sanat dalidir. müzisyen kendini eğitir ve bestererini kendi basina bestelebilir, ressam alir eline paleti fircayi cöker manzarinin karisisina resmi yapar ama ne yazik ki tiyatroda bu olmamaktadir.

ülkemizde büyük bir senaryo yazimi sıkıntısı oldugundan dolayi devlet ve belediye tiyatrolari döner dolasir ayni repertuari sahneye koyar. opera ve baleden bahsetmiyorum bile cunku onlar dansli tiyatro ve müzikli tiyatrodur bir nevi ve temelleri tiyatrodur.

su gunlerde bir tartişma almiş basini yürümüş gidiyor harbiye muhsin ertugrul sahnesi yikilmali mi yikilmamali mi diye. bence yiksinlar gitsin. cünkü tiyatro camiasi sanatlarini yükselteceklerine birbirini yedikleri için ülkemizin tiyatrosu bir kaç örnek haricinde acınacak durumdadir.

misal olarak o burun kivirdiğimiz amerikanin fabrikasyon oyunlari bile en capaculu ülkemizde olsa ful ceker. malum körlerin ülkesinde tek gözlü kral olurmus.

gecenlerde elime rachel york'un basrolunde oynadiği ve kiss me kate adli muzikal oyun gecti. ve agzim acik olarak izledim. turkiyedeki bütün oyunculari erkek ve kadin farketmez hepsini carsaf gibi katlar sahnede yahu.

evet biz zaten halk olarak treni kacirdiğimiz için ve bu treni kacirmak için elimizden geldiğini yaptiğimiz için tiyatromuz hazin bir haldedir.

bunun yansimalarini zaten rol yapamayan televizyon dizisi oyuncu esnaflarinda, star diye yutturulan aslinda en fazla dunya arenasinda figuran olabilecek kapasitedeki oyuncularimizin olusturdugu kepazeliklerde görüyoruz.

hiç mi iyi oyuncumuz yok? var tabi ki, savundugu ideolojisi oyunculuk yeteneğinin önüne geçmiş olan genco erkal, harcanmiş ve kendini harcatmiş aydemir akbaş, ismiyle ayakta duran son 10 senedir işi kolaya alan sener sen, yönetmenlik anlaminda etrafindaki dangalaklarla cenk ederek eli yüzü düzgün oyunlar cikarmaya calisan macit koper, meyerhold tekniğini ülkemizin yegane uygulayicisi ayse mestci.... biraz daha zorlanirsa bir kaç kişi daha eklenebilir.

neden böyle oldu ? neden birbirini kopyasi ayni vasatin altinda oyunculara kaldik? galiba bunun nedeni oyuncu yetiştirmelerini devlet memuru secermiş gibi secmesine izin verdiğimiz konservatuarlar olabilir.

ayni jest ve mimikleri baska oyunculardan seyretmekten biktim. tekniği iyi olan ama bunun üzerine kendince bir tugla koyamayan oyunculardan bezdim.

hollywood ve yabanci filmlerin neden piyasayi ele gecirdiğini biraz da iyi anliyorum simdi...
iMDAT!

Tiyatro, yetiş imdadıma!
Uyuyorum. Uyandır beni
Karanlıkta kayboldum, yol göster bana ya da bir ışık yak
Tembelim, utandır beni
Yorgunum, kaldır beni
ilgisizim, vur bana
Aldırış etmiyorum, yok et bu halimi
Korkuyorum, cesaret ver bana
Cahilim, öğret bana
Canavarım, insancıllaştır beni
Yüksekten atıyorum, gülmekten öldür beni
Edepsizim, alaşağı et beni
Kafasızım, değiştir beni
Yaramazım, cezalandır beni
Baskın ve zalimim, savaş benimle
Ukalayım, alay et benimle
Avamım, eğit beni
Suskunum, çöz beni
Artık hayal kurmuyorum, bir korkak ya da budala gibi davran bana
Unuttum, bana hafıza yükle
Kendimi yaşlı ve tükenmiş hissediyorum, Çocukluğu coştur benim için
Ağırım, Müzik ver bana
Üzgünüm, Mutluluk getir bana
Sağırım, fırtınada Acılara çığlık attır
Kışkırtıldım, Bilgeliği göster bana
Zayıfım, Dostluğun ışığını yak
Körüm, bütün Işıkları bir araya topla
Çirkinliğin boyunduruğu altındayım, galebe Güzelliğin girmesini sağla
Nefretle kuşatıldım, Sevginin tüm gücünü ver bana.

Ariane Mnouchkine / Yönetmen
oyuncunun sanatı. sahnedeki adamın kokusunu alabilmek ve gerçekliğe bir kol uzatma mesafesi kadar uzak olmak, gözyaşlarını hissetmek. yaşamın ve yalanların sahnelenme yeri.
Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların temsil etmesi amacıyla yazılmış edebi eserdir.

Tiyatro insanla birlikte doğmuş bir sanat türüdür. Tiyatro terimi genellikle temsil edilen eser anlamında kullanılır. Yunanca theatron sözcüğünden gelmektedir. Çünkü günümüzdeki anlamıyla çağdaş tiyatronun tarihi bağ bozumu tanrısı Diyanizos adına yapılan dinsel törenlere dayanmaktadır. ilk tiyatro şenliği M.Ö. 534 yılında Atina'da yapılmıştır.

Tiyatro, bir sahne sanatıdır. Tiyatro eseri, olayları oluş halinde gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir.
iki insan arasına konulan karbon kağıdıdır. dünyada bilinen en eski disiplinlerden bir tanesidir.
eski yunan'da bağ bozumu tanrısı dionysos adına yapılan şenliklerde soylular için yapılan drama türü gösterilere dayanır.Daha sonra komedi türü ve nihayetinde bu iki türün sentezlenmesiyle de trajedi türü ortaya çıkmıştır.
(bkz: mimesis)
inandırıcılığı ve gerçekçiliği çok üst seviyede olan, tarihi en eskiye dayanan sanatlardan biridir.. bu sanatı icra edebilmek adına bir gazla kurulan bir çok tiyatro grubuysa ne yazıktırki (ego kaygısıyla tiyatrocu olmak isteyen gönüllerin suçudur bu elbet) genellikle dağılmıştır, dağılıyordur..
kopmak üzereyken, insanı hayata yeniden bağlayan kurtarıcı...
(bkz: tiyatrocu)
hayatın aynası olabildiğince , özgürlüktür .
ilk kez IO 6. yüzyılda Yunan toplumunda daha çok dinsel törenlerden doğmuş, iÖ 5 . yüzyılın ilk yarısında Aiskhylos tarafından ilk Batı tiyatrosunun da temellerinin atıldığı bir sanat dalıdır.
ismi her anıldığında sanatçıların derin bir offf çekerek muhabbete başlamasına sebep olan,her ne hikmetse bi türlü ülkede hakettiği değeri bulamayan sanat dalı.
ilk tecrübede dizleri titreten hadise. süper,yerini hiç bir şeyin alamayacağı heyecan.*
ömür boyu yapmak için bir şeyleri gözden cıkarmak , aç kalmayı kabul etmek gerekli ama idealist ve yetenekli genclerimizin gözlerini karartması sonucu yapacakları iş.
başka hayatları yaşama şansını elde ettiğiniz büyülü yer-zaman, ikilisi.
vakt-i zamanında adana'da popüler olan bir mekan. muşambadan bir cafeydi ve millet deliler gibi tabu oynardı. güzel bi atmosferi vardı severdik.
adana'nın +18 kuralı koyup -kimse sallamasa da- günün herhangi bir saati tıklım tıkış olma özelliği gösteren nadir cafelerinden.

akşam 6'dan sonra fiyatlarda 50 yenikuruşuk artsa da temizliğine kalitesine göre yine gayet uygun fiyatları olan, şinitzeli ve salatası muhakkak suretlen tadılması gereken, pelikanlı kaplumbağalı balıklı şirin bir mekan.

kasada oturan sarışın ablanın yardımcı olmak için kendini yırtışı da gayeet takdir-e şayan.
Tiyatro hayatın aynasıdır.insanı insana insanca ve insanla anlatan yegane sanat dalıdır.
yaşamı ve insanı canlı o anda insanla sunan sanat dalı.bir çok dönemde insanların aydınlatıcısı bir çok dönemde eğlence ve bazı dönemlerde hem eğlence hem öğreticilikle ün yapmış sanatın atası bilim-sanat türüdür.
(bkz: canlı sinema)
iki kalas bir heves.
Bende heves var, iki de kalas olsun yeter.
zannimca en buyuk sanat dallarindan birisi olmasinin yani sira, amator de olsaniz, ya da profesyonel de olsaniz, oynamasinin dunyanin en buyuk zevklerinden birisi oldugu omur torpusu.

bir de, ne kadar metne bagli kalsaniz da, dogaclama olayi oldu mu tadindan yenmez; dogaclama olmadan tiyatro olmaz, o anda oyuncu da, bagli oldugu metni ya da oyunu, kendi hayatiyla bagdastirir; eger oynadigi bir karakter varsa, o andan itibaren kisinin benligi yerine o karakter gelmistir, ve kisi kendi deneyimlerini karakterine aktarir. kisacasi, tiyatro mukemmeldir.
"tiyatro benim için geçim derdi gibidir." (bkz: e burge)
gerçek oyunculuğun er meydanı.
izleyici olarak katılmaktan çok zevk aldığım aktivite. bilet fiyatlarını biraz iyileştirseler tiyatrocuların "sinema tiyatroyu bitirdi, artık salonlar dolmuyor" diye ağlamalarına gerek kalmaz. iyi bir tiyatroya gitsen biletler 30-40 liradan başlıyor. insaf ulan.