bugün

istihbarat teşkilatları içinde dönen fırıldakların bize atalarımızdan kaldığını gösteren topluluk. enver paşa askeri, talat paşa siyasi kanadın lideriydi.
(bkz: teşkilatın 2 silahşörü)
sultan mehmet reşatın yayımlanmayan ve resmi olmayan bir fermanıyla ittihat ve terakki, özellikle enver paşa tarafından kurulan gizli bir örgüttür.
osmanlı devletinin yalın istihbarat örgütü olmaktan çok, içinde bulunduğu savaş dönemi itibariyle askeri kanadı çok gelişmiş ve resmen fiili taarruzlarda bulunan, kadrosunda ve hatta yöneticilerinde çoğunlukla askerlerin yer aldığı, çarpışmacı bir gruptur.
amacı osmanlı devleti'nin siyasi birliğinin korunmasını sağlamak, ayrılıkçı hareketleri önlemek, osmanlı sınırları dışında yaşayan müslüman ve türkleri örgütlemek ve yabancı devletlerin orta doğu'daki istihbarat ve gerilla faaliyetlerine karşı koymaktır. ilk lideri süleyman askeri, ilk çalışma alanı ise batı trakyadır. teşkilat, direkt olarak osmanlı harbiye nezareti'ne bağlıdır.
ittihat ve Terakki Partisi'nin 1914 yılında kurduğu yarı askeri gizli örgüttür. Kuruluş amacı, Osmanlı sınırları dışındaki Türk ve Müslümanlar arasındaki dayanışmayı artırarak direnişler düzenlemektir. I. Dünya Savaşı'nda Ruslara ve
ingilizlere karşı bir çok eylem düzenledi. Savaştan sonra, dağılan örgütün
üyeleri Karakol Cemiyeti'nin kuruluşunda etkin rol oynadılar.
ittihat ve terakki partisi içerisindeki enver paşa kanadından doğmuş istihbarat teşkilatçığıdır. teşkilat enver paşa'yı genelkurmay koltuğuna oturtunca o da ödül olarak ertesi sabah ilk iş olarak bunları resmileştirmiştir, bu nedenle resmi kuruluş tarihi 1915 olarak gözükür. kurucusu süleyman askeri bey 'dir.

ayrıca (bkz: eşref sencer kuşçubaşı)
(bkz: karakol cemiyeti)
özel teşkilat anlamına gelir.
(bkz: moderasyon)* * **
mit'in osmanlı ve cumhuriyetin ilk yıllarındaki ismi.
(bkz: yakub cemil)
mahmet akif ersoy, süleyman seba gibi ünlü isimlerin de çalıştığı ilk istihbarat teşkilatımız.
(bkz: teşkilatı mahsusa)
17 Haziran 2001 tarihli aydınlık dergisinde yalçın küçük ile yapılan söyleşinin konusu olan örgüttür.

"Teşkilat-ı Mahsusa bir ihtilal örgütüdür" (yalçın küçük)

AYDINLIK- Teşkilat-ı Mahsusa'yı, Çatlı ve benzerleriyle özdeşleştirenler var, ne diyorsunuz?

PROF. DR. YALÇIN KÜÇÜK- Bilgisizlikten yapılmıyorsa ahmaklıktır. Teşkilat-ı Mahsusa, "Özel Örgüt" demektir, özü itibariyle, bir istihbarat ajansı değil, bir ihtilal örgütü idi ve bugünkü Türkiye'nin çok ötesini hedef alıyordu. iki adı vardı. Diğeri "Umur-u Şarkiye Dairesi" idi ki, "Doğu işleri Dairesi" demektir, Batı Çalışma Grubu'nu çağrıştırmaktadır. Fikir Babası Enver Paşa Türkiye'den ayrılacağı zaman Teşkilat'ın başına getirdiği Albay Hüsamettin'e (Ertürk) Örgüt'ün adını "Umum Alem-i islam ihtilal Teşkilatı" olarak dikte ediyordu, tüm islam dünyasında doğu birliği için ihtilaller amaçlanıyordu.

AYDINLIK- Yeni bir devlet mi amaçlanıyordu?

PROF. DR. KÜÇÜK- Hayır. Pan-islamist bayrak, pan-Türkist programı hem gizliyordu ve hem de destekleyeceğine inanılıyordu. imparatorluk, Avrupa'dan sökülüyordu ve Anadolu'ya sıkışmış bir devletin yaşayamayacağını düşünüyorlardı.

AYDINLIK- Ama gördük, yaşadı...

KÜÇÜK-Tartışmalıdır. "Anadolu Selçuklu imparatorluğu" ismi, abartma yüklüdür. Doğrusu, başlangıç ve bitiş tarihleri belirsiz bir "Konya Sultanlığı" idi. iskender, Roma, Doğu Roma, Osmanlı imparatorlukları, kendilerini sürdürebilmek için Anadolu'nun sınırlarını zorlamak zorunda kaldılar.

JÖNTÜRKLERiN DOĞU BiRLiĞi AMACI

AYDINLIK- Peki Kemalist Cumhuriyet yaşamadı mı?

PROF. DR. KÜÇÜK-Tartışmalıdır. Kemal Paşa'nın ölümünden ve ikinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra yaşayabilmek için himaye arayışı içine girildiğini görüyoruz. Yakın zamanlarda yayınlanan Ahmet Barutçu'nun anıları, 1947 tarihli Truman Doktrini'nin ilanını, Cumhurbaşkanı ismet Paşa'nın "kurtuluş" olarak ve sevinç ile karşıladığını göstermektedir. Oğlu Erdal inönü "Avrupa Birilği'ne girmezsek yaşayamayız" demektedir. Demek, Anadolu sınırları içinde onurlu yaşam zordur, büyük birlik gerekmektedir; ismet Paşa, yaşamayı Amerikan himayesinde görüyordu. Oğlu E. inönü, yaşamak adına yerde sürünmeyi savunmaktadır. Jön Türkler ise, imparatorluğu Doğu'ya kaydırmak, Doğu Birliği'ni kurmak istediler ve Teşkilat-ı Mahsusa'yı bu amaçla yarattılar.

AYDINLIK- Fakat başaramadılar...

PROF. DR. KÜÇÜK- Başaramamak programın yanlışlığını göstermiyor. istanbul'u alma girişimleri kaç kez başarısız oldu? Örgüt, iran'da, Kırım'da, başka yerlerde başarılı ihtilaller yapabildi. Ancak en büyük başarısını bugünkü sınırlar içinde gösterdi. Anadolu'daki her kıvılcımda, her halk ayaklanmasında Örgüt'ün öncülüğü vardır. Bunun dışında, çok spektaküler olanlarına kısaca işaret edebiliriz. 1) Savaş'tan hemen önce Batı Trakya Geçici Cumhuriyeti var ki, lideri Süleyman Askeri, Teşkilat-ı Mahsusa'nın da başkanıdır. 2) Merkezi Kars olan Güney Kafkasya Şura Devleti, çok önemli idi. ingilizleri çok telaşlandırdığını biliyoruz. 3) Kuvvay-ı Seyyare, Kurtuluş'un başında çok önemli işler yapmıştır. Başındaki Çerkes Ethem ve ağabeyleri teşkilattandılar ve Teşkilat'ın başı efsanevi ihtilalci Kuşcuzade Eşref'in yakınıdırlar. 4) ilk kurşunun Dörtyol'da atıldığı yollu tezimiz artık Genelkurmay tarafından da kabul edilmiştir. Buradaki çetelerin reislerinin de Teşkilat mensubu olduğunu söyleyebiliriz.

TEŞKiLAT-I MAHSUSA'YI KÖTÜLEMEK KURTULUŞ MÜCADELESiNE KARŞI ÇIKMAK DEMEKTiR

AYDINLIK- Peki Atatürk, Teşkilat'ın mensubu mu idi?

PROF. DR. KÜÇÜK- Kemal Paşa'nın dehası, önce bunu belirtmeliyim, bütün bu spontane başkaldırı ve direnişleri birleştirip elde edilebilir bir hedefe götürmesidir. Sorunuza geldiğimde, bu bir gizli örgüttü, bütün üyelerin bilinmesi mümkün değildir. Nitekim, Kuşcuzade adını vermiyor. Fakat Örgüt'ün son başkanı Albay Eyüplü Hüsamettin'in anlatımından Mustafa Kemal Bey'in de Teşkilat'tan olduğunu çıkarabiliyoruz. Ayrıca bu alanda tek araştırmanın yazarı P. H. Stoddard, bu konudaki doktora tezinde, Mustafa Kemal'i örgüt üyesi göstermektedir.

AYDINLIK- Bu alanda çok yazmış birisi olarak siz ne diyorsunuz?

KÜÇÜK- Efendim, bu tür örgütler önce oluşur, çalışır ve sonra şeklen kurulurlar Batı Trakya Geçici Cumhuriyeti kurulduğunda, Teşkilat de facto vardı, henüz şeklen yoktu; bu açıdan Hareket Ordusu'na katılan zabitanı, Trablus Harbi'ne gönüllü yazılan subayları, Gizli örgüt üyeleri saymak yerindedir ki Kemal Paşa buradadır. Bu nedenle şunu söyleyebiliriz, Teşkilat-ı Mahsusa'yı kötülemek, Kurtuluş Mücadelesine karşı çıkmaktır ve var-olma sorunlarımızı anlamamaktır.

AYDINLIK- Son bir soru olarak, yeri geldi, Harekat Ordusu'nu gerici ve 31 Mart'ı "doğru" sayanlar çıktı.

KÜÇÜK- A. Altan'ı kastediyorsanız, 12 Eylül cuntasının gölgesinde romancı olmaya kalktı ve ben "Küfür Romanları" kitabımda amacının sola küfür olduğunu göstermiştim, bir süre yazamaz olmuştu ve "Kılıç Yarası Gibi" adlı kitabında da tarikatlara yaranmak istediğine Papirüs'te işaret etmiştim. Şimdi, gazetelerde reklamlardan okudum, artık tümüyle Washington paralelinde iş tutmaktadır

HEDEFLERi CUMHURiYET

AYDINLIK- Neyi kastediyorsunuz?

KÜÇÜK- Efendim, Irak Amerika'ya karşı bir savaş kaybetti, fakat, yine de onurla direniyor, Amerika'yı içeri sokmuyor. Biz savaş yapmadan teslim olmuş durumdayız. Washington ve Imf, Türkiye'de, bir ekonomik istikrar peşinde değil, hatta istikrarsızlığı artırarak, ekonominin kendisini savunabileceği, planlayabileceği, yönetebileceği bütün kurum, kavram ve araçları yerle bir etmektedir. Teslim almaktadır. Bunların, bu küfürbazların yaptıkları da budur, kurum olarak, kavram olarak, tarih olarak ne kadar direniş imkan ve mevzii varsa düzlemek istiyorlar. Saldırıyorlar. Washington, bu olmazsa. Derviş'in işgalinin kalıcı olamayacağını görmektedir. Bunlar da birer Derviş, bu nedenle Derviş Vahdeti'yi göklere çıkarmaları normaldir. Aydınlık'ta kaydetmiştim, Brezizinski, büyük hayalleri, olmayan Avrupa içinde kaybolmayı tek hedef ve mutluluk sayan bir "Atatürk" sipariş etmişti, bütün bunlar bu sipariş üzerindedir. Tarikatlara yaranma çabaları da siparişten sonradır.

AYDINLIK- Peki bu kötü işi neden yapıyorlar?

KÜÇÜK- Sizin için, bizim için kötüdür. Onlar için "iyi" olabilir. Hatta ailelerinin intikamını aldıklarını düşünebilirler, Burhan Belge çok yükseklere çıkmıştı, 27 Mayıs'ta hapse girdi oğlu Murat bunu kine dönüştürdü, Çetin Altan büyük şöhret oldu, işçi Partisi'nden mebus seçildi, sonra hapse girdi, hazmedemedi, çıldırma sınırlarına geldi, ülkeyi terk etti, olmadı, dönek oldu, olmadı ve şimdi iki oğlu Cumhuriyet'i yıkmak istiyorlar. Babalarını hapse atan Cumhuriyet'ten intikam peşindedirler. Herkesin başına gelebilecek bu tür olumsuzlukları aşamayacak kadar hedonist olabilirler. Öyleyse korucuya muhtaçdırlar, cumhuriyet yıkıcılarının en güvenilir korucusu Amerika'dır. Öyleyse yıkma özgürlükleri tamdır.

AYDINLIK- Romanını okudunuz mu?

KÜÇÜK- ikisini okumuştum, roman yazması imkansızdır, burada en küçük bir yetenek göstermiyor. Kaldı ki, kendisinin de romancı iddiası yok, bir magazin röportajında, "var mı tarihçi, 31 Mart bir ordu isyanıdır, bunu ben buldum" diye efeleniyordu. Türkiye'de edebiyattaki yeteneksizliği tarih kırıntılarıyla maskelemek hâlâ kar getiriyor. Ancak bu acemi tarihçiye söylenecekler var; birincisi, 31 Mart'ın Şeriat Partisi'nin, Rumeli'den getirilip istanbul'da konuşlandırılan Avcı Taburları'nı elde edilmesiyle patlak verdiğini bilmeyen yoktur. Bütün anılarda ve tarihlerde kayıtlıdır. iki, Vaka-ı Hayriye'ye kadar Türkiye'de her türlü yeniliğin karşısına Yeniçeri ordusunun çıktığını bilmeyen yoktur. Türkiye'nin modernizasyonu modern ve yenilikçi bir ordu ile birlikte rayına girmiş ve hız kazanmıştır. Üçüncüsü, Selanik'ten kalkan Hareket Ordusu, Sivil-asker karışımı bir gönüllü ordu idi, kadroları, burjuva demokrat ve revolüsyonerlerdi, iç savaşla, sokak sokak savaşarak, istanbul'u yeniden zaptettiler. içlerinden sağ kalanlar, sonradan Cumhuriyet'i kurdular.

AYDINLIK-Son olarak...

KÜÇÜK- Bunlar Amerika için cazip (çekici), Türkiye için kazip (yalancı) şöhretlerdir. Maksat, Cumhuriyet'i yıkmaktır. Bunların kitaplarını alanlarla tele-vole seyredenler veya bir zamanlar 900'lü telefon çevirenler aynıdır.

Kaynak: aydınlık dergisi 17 haziran 2001 tarihli.

not: daha ilk satırda kaynağı yazılmasına rağmen 'yazı size ait değilse kaynak gösterin' denilerek silinik kısmına alınması üzerine ayrıca kaynak diye bir satır eklenmiştir. ben yalçın küçük veya aydınlık dergisi değilim, ben yazmadım.
enver pasa'nin kurdugu teskilattir. vatana en buyuk hizmetlerinden biridir.
mit'in dedesidir.
abdülhamit döneminde temelleri atılan ve ittihat terakki yönetimi zamanında kurulan,1. dünya savaşında ve kurtuluş savaşında önemli görevler üstlenen, ancak günümüzdeki sürümü aile şirketi haline dönüşmüş oluşum.
birçok önemli kişinin bulundugu örgüttür. kuşçubaşı eşref, rauf orbay, mustafa kemal de bu örgütteydiler. trablusgarpta gönüllü birlikler kurmuş halkı yanlarına çekmeyi başarmışlardır. ayrıca hindistanda müslümanları desteklemişlerdir. kurtuluş savasında da önemli bir payları vardır.
Her devletin olduğu gibi bizimde Osmanlı devleti sırasında ve türkiye cumhuriyetinin kuruluş aşamasında gerek istihbarat gerekse birlik ve beraberliği sağlamak amacıyla var gücüyle savaşmış, içinden birçok devlet adamı çıkarmış gizli teşkilat. Şimdiki milli istihbarat teşkilatının babası sayılır...
ittihat ve Terakki Partisinin oluşturmuş olduğu gizli haberalma servisinin adıdır. Önde gelen üyeleri Süleyman Askeri, Kuşçubaşı Eşref, Hüsamettin ERTÜRK ve Rauf ORBAY'dır. Birinci dünya savaşında iran, Azarbaycan ve Balkanlarda yoğun faaliyet göstermiştir. Türk kurtuluş savaşının başlamasıyla pekçok üyesi Mustafa Kemal Paşa ve TBMM'nin emrine girmiştir. istanbul'dan Anadoluya insan ve silah kaçıran gizli cemiyetler bu cemiyetin devamı olarak önemli hizmetler vermişlerdir.
tam olarak kaç yılında kurulduğu bilinmemek ile birlikte,tahminen 1913 yılında batı trakya türk cumhuriyeti kurulduğu zamanlarda kurulduğu tahmin edilen,başlangıç aşamasında enver paşa'nın kendisi için kurulmuş olan, ancak I.dünya savaşı ile birlikte osmanlı devleti'nin yarı resmi istihbarat örgütü konumuna gelen kurum.teşkilat enver paşa tarafından oluşturulduktan sonra örgüt kendi içinde iki kola ayrılmıştır:askeri kolun başında süleyman askeri bey bulunuyordu(intihardan sonra kuşçubaşı eşref bey gelmiştir yerine),sivil kanadında ise bahaeddin şakir bulunmaktaydı.Örgüt içerde hainlere dışarda ise düşmana karşı önlemler alabilmek maksadıyla kurulmuştu.Enver Paşa istihbaratçılığın önemini görmüş ve böyle bir örgüt oluşturmuştur. Örgütteki insanların çoğu fedailerden oluşmaktaydı, bunlar gözü kara silahşörlerdi*.
örgüt üyeleri çetecilik faaliyetlerinde çok başarılıydılar bunun nedeni ise, bir çoğunun balkan coğrafyasında çeteci örgütlere mücadele etmek zorunda kalmalarıdır.örgüt trablusgarp savaşında, büyük başarılar kazanmış ve kısa sürede kaybedileceği sanılan topraklarda gerek gayrinizami harp tekniklerindeki başarıları gerekse yerli halk üzerindeki propaganda faaliyetlerindeki başarılarından ötürü bu topraklarda uzun süre direnişi devam ettirmişlerdir.I.dünya savaşı'nda ise,örgüt kısıtlı imkanlarına rağmen büyük başarılar kazanmıştır.ortadoğu coğrafyasında, ingiltere gibi bir devin istihbarat örgütü ile kapışmışlar ve imparatorluğun uzak bölgeleri* hariç genelde istihbarat faaliyetlerinde başarılı olmuşlar ve herhangi bir isyanın çıkmasını da engellemişlerdir.1916 yılına gelindiğinde örgütün ajan sayısı 30.000'i bulmuştu ve çeşitli meslek dallarından bir çok insan örgüt için çalışmıştır.Milli şairimiz mehmet akif ersoy da bunlardan bir tanesidir.
I.dünya savaşı'nın bitmesiyle örgüt resmiyette dağılmış gibi gözükse de,kurtuluş mücadelesinde bu teşkilatın içindeki bireylerin de büyük katkıları olmuştur.

edit:sonradan aklıma geldiği için ekleyeyim, kuşçubaşı eşref bey 1950'li yıllarda teşkilatı mahsusa ile ilgili araştırma yapan abd'li bilim adamı philip stoddard ile yaptığı söyleşide kurumun gücünü göstermek için şöyle demiştir:
''Bugün, eskiden bizim için kimlerin çalıştığını açıklasam, ortadoğudaki bir çok yaşlı devlet adamı çok üzülürdü.''Gerçekten de ,1950 yıllarda yeni yeni kurulmaya başlayan ortadoğu devletlerindeki bir çok yönetici, zamanında teşkilat için çalışmışlardır.
osmanli'nin gerileme doneminde, dusmanla dusmanin taktigini kullanarak mucadele etmis tek teskilatidir: istihbarat calismalarinda bulunmustur, ajanlarla halki orgutlemistir, propaganda yapmistir, gucunu verimli kullanmaya calisarak savasmistir da. 1. dunya savasi'ndan Osmanli'nin maglubiyetle ayrilmasinin ardindan ingilizlerin, kendilerine cok cektirmis teskilati cezalandirmasina kesin gozuyle bakildigindan, Enver Pasa'nin emri ile 1918'de feshedilmis, bu sayede milli mucadelede, teskilatin, calisanlarinin aktif bir bicimde rol almasi ve cephaneliklerinin kullanilabilmesinin onu acilmistir.

Esas dikkat cekmek istedigim nokta ise, bu derece onemli vazifeler yerine getirmis bir kurumdan, universiteye gelene kadar haberdar edilmememiz. Evet, ilkokul 4'ten beridir tarih dersimiz var ve bir tane hocam da bu teskilattan bahsetmedi. Gereksiz detaylarla insanlarin kafalarini dolduracaklarina, boyle yararli bilgiler iceren konulari mufredata sokarak ogrencilerin yorum kabiliyetlerini gelistirme amaci tasisa keske ilgili insanlar...
şimdi varlıklarını sürdürseler yada o zaman ki sistematik ile bugünkü çalışmalarını devam ettirseler, inanın dünyanın her tarafında gözümüz olur ve olup bitenden her salise haber alırdık. devlet-i ebed ve devlet yönetiminde en önemli olan konulardan biri olan istihbarat alanında ikilem ve bilgi kirlenmesi yaşamazdık.
ergenekon operasyonu kapsamında kendisini göstermekte olduğu iddia edilen cemiyettir.
bugünkü jitem'in başlangıcı diyebiliriz.
Turancı Enver Paşa'nın fikir babası olduğu ve faaliyetlerini yer altında sürdürdüğüne dair fikirler güdülen gizli teşkilat.
cumhuriyeti kuran kadroları yetiştiren ve devamı niteliğindeki "mm karakol örgütü" (bkz: karakol cemiyeti) vasıtasıyla anadolu'ya silah kaçırarak kurtuluş savaşı'nın kazanılmasında önemli rol oynayan teşkilat.

ayrıca, ankara'da kurulan yeni meclise, göz hapsindeki istanbul ve işgal altındaki diğer bölge mebuslarını hayatları pahasına koruyarak-kaçırarak getirmiş, meclis-i mebusan'ın tekrar toplanmasında büyük rol oynamıştır.

hiçbir zaman devlet-millet aleyhine çalışmamıştır.
görsel

teşkilat ayrıca cia ya model olmuştur.
teskilat-i mahsusa gibi bir gizli örgüt, genis ufuklu ve büyük devlet felsefesi ile düsünen osmanli devlet adamlari için ne kadar önem tasiyorsa, tipki osmanli gibi "büyük oynayan" amerika için de o denli önem tasiyordu. en azindan, dünya hakimiyetinin pekistirilmesi bakimindan bir gizli örgütün dünya ölçeginde nasil çalismasi gerektigine dair önemli dersler veriyordu teskilat-i mahsusa.

stoddard'in teskilat-i mahsusa hakkinda elde ettigi bilgiler cia'nin ufkunu bir hayli genisletmis ve isine oldukça yaramis olmali. isin ilginç yani, teskilat-i mahsusa'nin birikiminden türkiye'nin bir türlü yararlanamamasi. çünkü misaki milli sinirlari içerisine sikisip kalmis "dar ufuklu" bir türkiye, o beğenmediği osmanli kadar bile büyük düsünemiyor.

stoddard'in teskilat-i mahsusa hakkindaki çalismalari 1963'te tamamlandi. ama türk kamuoyuna teskilat-i mahsusa'yi tanimak amerika'dan tam 30 yil sonra, yani 1993 yilinda nasip oldu.
çalisma 1993 yilinda arba yayinlari'nin girisimleri sonucu türkçe'ye çevrildi ve ayni adla yayinlandi:
"teskilat-i mahsusa: istanbul'un dogusunda bitmeyen oyun".

teşkilatı mahsusa mensubu bazı ünlü şahsiyetler şunlardır:

enver paşa, binbasi süleyman askeri, eşref kuşçubaşı, rauf orbay, çerkes ethem, abdulaziz el-sinusi, dr. esat isik pasa, hüsamettin ertürk, doktor nazım, mehmet akif ersoy, cezayirli emir ali, afyonlu ali çetinkaya, ali fethi okyar, binbasi misirli aziz ali bey (sonradan misir ordusunda general), nuri killigil (enver'in kardesi sonradan önemli sanayici), binbasi fuat bulca (sonradan thk baskani), tegmen islam bey (fuat pasa'nin oglu), binbasi mustafa kemal bey, yüzbasi manastirli nuri conker (osm. meclisi mebusan azasi), dr. refik saydam (sonradan bakan ve basbakan), piyade yüzbasi çerkes resit (çerkes ethem'in agabeyi), tegmen yakup cemil (1916'da vatana ihanetten asildi), dr. bahaettin sakir, mithat şükrü bleda, ohrili eyüb sabri, fuat balkan, teymen hilmi musallimi (1915 süveys kanali harekatı'nda kürt mücahitlerin komutani, said halim pasa'nin katibi), ismail canbulat (1926 îstiklal mahkemesi'nde asildi), piyade subayi rasuhi (sonradan mustafa kemal'in yaveri), filibeli hilmi bey (ittihat terakki müfettisi, 1926'da asildi), şerif burgiba (habib burgiba'nin babasi), arabistan'da îbn-ür resid. (p.h.stoddard'in esref kusçubasi'ndan dinleyip hazirladigi listeden derlenmistir.)

http://tarihturklerdebasl...11/09/teskilat-i-mahsusa/