itiraf edemiyorum.
her itirafın arkasından gelecek olan başka itirafların, öncekinin pabucunu dama atacak bir üst gerçekliği var.
yapacağım her itiraf; ajitasyon veya şımarıklık besliyor kendi içerisinde...
sanırım itirafın varlığı hakikate ulaşamıyor.
insanın kendine de mahremiyeti var.
mahremiyetimi kendimden dahi saklamalıyım,
üzerini örtmeliyim,
özün namahremliğine saygın davranmalıyım.
kendim kendime bile kendimde namahremim.
fazla kurcalamam lazım.
ulan yine beraberdik. bir kahve içtik ama sonunda sorduğu soru beni bok yoluna sokacak gibi.
hayatım boyunca şu yaşlarımı bekledim. aklıma eseni yapıyor, aklıma estiği gibi davranıyorum. hiç bu kadar sorumsuz, bencil ve gamsız olmamıştım. o kadar hızlı koşuyorum ki yaptıklarıma yetişemiyorum. biri beni durdursun istiyorum ama hiç söylemiyorum.
her ne kadar tam aksi olduğumu iddia etsem ve bunun için çalışsam da, tamamen pasif agresif kinci kem göz bir insanım. öyle ki kinle baktığım insan yolda yürürken yere düşüyor. öyle bir enerji.
ellerinde pazar arabaları ile pazarın ortasında durup sohbet eden kadınlardan nefret ediyor ve kocalarına acıyorum.
Ulan. Seni soktuğum işte beni geçmeye kalkarsan gerçekten ağzına sıçarım diye yazıyorum ama asla bir bok yapamam biliyorum.
10 aydır bu şirketteyim şu kızı instadan eklemedim, sen 2 gün çalışıp ne ara ekledin ulan ağzını kırdığımın.

Ayrıca 3,5 saat sonra kalkmam gerek ama şu an müzik muhabbeti yapıyorum, evet malım.
Eskiden sözlükte çok vakit geçirirdim. Gram özlememişim burayı, hem özlenecek insan da yok denwcek kadar az. Seyyar gitti, muun yok, oytun zaten oytun, kuklayı göremiyorum, jimmynin yetkili olduğu sözlükte yazmak fikri gülünç. Fikri demişken fikir mühendisi olanı da yok sanırım, ezikman canımın içisi de gitti. Zall nerede zall nerede, bir bilebilsem zall nerede. Taşıdık hammal gibi biz sözlüğü bunca sene diyerek entry mi tamamlıyorum. Evet.
transeksüelim.
görsel böyle bir istatistiğin nasıl çıktığını anlamadığımı, mesleğkte bilgin olmadan iş yapmadan nasıl haksız para yiyebildiklerini merak ettiğimi? bu duruma sebep olanlara hakkımı helal etmek istemediğimi itiraf ediyorum.
sigara için bahane aramayın.
Hep olumlu olmaya çalıştım şu hayatta. Bazen süngüm düşüyor, kendimi avutup yola devam ediyorum.
Neredeyse 35 olacağım. Öyle böyle geldim bugünlere.
bu aralar çok ilginç rüyalar görüyorum uyanınca ben bile oha diyorum. bilinçaltim Freud unkinden hallice galiba. psikanaliz yapılsa bende neler neler çıkar tanrım. malzeme bol
yaşamayı sevmiyorum, aynı istemediği yere atanan bir görevli gibi, yapmak istemediği, zorlanarak yapan gibi mesela. Hevessiz, motive olmadan boş.
Yanıma gelince, öylece gülümsüyoruz anlamsız şeylere.
çok hastayım.
hiç bilmediğin bir ortamda bilmediğin kişilere söylediğiniz itiraflar bütünüdür.

özel olarak itiraf edebileceğim bir şey yok sözlük çünkü işlediğim günahları, suçları kendime itiraf edemiyorum ama genel olarak bir kaç tane söylersem,

insanların çıkarcı olduklarını çabuk unutuyorum bu yüzden yemediğim kazık kalmıyor.

mesela bazen iyilik yaptığım zaman veya yapmak istediğim zaman, karşımdaki insan benim beklenti içinde olduğumu düşünüyor haliyle bu da beni kırıyor.

iyilik felan diyorum ama içimdeki farklı bir ben, gerçekten çok acımasız ve merhametsiz sanırım bu, yediğim kazıkların bir sonucu.

şuan hayatın eğitim aşamasındayım, hocalar ve çevremde ki insanlar geleceğin parlak dese bile kendime güvenim 0(sıfır).

aile kurmaya korkuyorum, günümüzde bir kadın ve bir erkeğin uzun yıllar boyunca birbirine tahammül edeceğine inanmak istiyorum ama inanmıyorum.

en yakın arkadaşım bile olsa, bencil davrandığı an hayatımdan silip atma potansiyeli yüklüyorum.

çok gülmek ve çok ağlamak istiyorum, yapabildiğim ise sadece bir tebessüm etmek ve gözyaşı bile olmayan silik bir üzüntü duygusu

sabahları çok geç saatlerde uyanmak istiyorum, uyandığım saat ise 4 yıldır saat 6.00-7.00 arası oluyor.

hayatımda aşk kavramı olmasını istemiyorum, zaten yok o ayrı bir konu ama yine de olmasın be sözlük hep üzülür mü bir insan.

çok şey istiyorum sanırım, bu istekleri tamamlayacak olan sanırım yine isteyenin kendisi olacak. o yüzden itiraflarım burda dursun, ara sıra gelip belki de sözlüğü bıraktığım zaman aylar sonra gelip nerde ne kalmış bakarım.
Şu an yok olacaksın silineceksin deseler razı olurum. Yaşamak istemiyor değilim ama yaşayamıyorum. Fazla söze gerek yok sadece uyuyup uyanmamayı diliyorum.
bir gece yürüyorum. ama ne yürüme. zihnim geriye adımlıyor. beden ileri. ruh desen olduğu yere yığılmaya meyilli. sesler yankılanıyor iki kulağın arasında. bir teker sesi ne kadar süre yankılanabilir desem. aklınıza gelenden çok daha fazla süre. ben yürüyorsam işte bu şekilde. sesler koşuyor belki. ışık hızına yükselen ses hise dönüşüyor. ama sevilecek türden bir his sanmayın. sevmek bu kadar zorken hem de. rüzgar burna getirse mesela biraz da olsa hanımeli kokusu. belki daha kolay olabilirdi. ancak yürüdüğüm yolda hiç hanımeli yoktu. üç gece önce kokladığım fesleğenin hatırasından medet umuyorum. işe yarar mı sandınız. kokudan daha uçucu bir şey aslında. hatıra dedikleri. kokunun hatırası işte. uçuculuğun karesi. küpü. bilmem kaçıncı kuvveti.

bir gece yürüyorum. önüme herhangi köşe çıksa da dönsem artık diyebileceğim raddeye gelene kadar. düz bir yolda yürüdüğümü bile fark edemeyecek şekilde. ışık çıksa da dursam. cisim çıksa da yönümü değiştirsem. yok. ki ne yok. simsiyah bir boşlukta. adımlarımı hissetmesem. yürüdüğüme inanmayacağım kadar karanlık.

bir gece. yürümek iyi gelir umuduyla kendimi bilmediğim bir sokağa kadar sürüklüyorum. tam orada. artık bildiğim bir sokağa dönüşen yerde. attığım bütün adımlara aynı ehemmiyeti gösteriyor muyum diye hayıflanıyorum. fazla abartıyorum diyerek olayı kapatmaya çalışsam da. nafile biliyorum. akla kuruldu mu bir kere ehemmiyetsizlik. gaflete düşerse zihin. önemsememek konusunda. uğraş ki kurtulasın. acaba bu önemsememe hali önemsenmemeye dönüşür mü diye. ya herkes. fazla abarttığını düşünerek. öneme karşı mesafeli bir tutum takınırsa. kim kimi. kim neyi. ne zaman. ve nerede. hem de ne şekilde önemserdi sonra.

bir gece. tanımadığım her adımla tanışmaya heves ederek. yürüyorum. gariptir. aynı bacaklar marifetiyle oluşan adımlar. birbirine hiç de tanıdık gelmiyor. yüzlerce adımla karşılaşıyorum. her birine katık edilmiş binlerce duygu sarıyor etrafı. biraz ağır geliyor. sanki yeterince yokmuşçasına yenilerini eklemek hayatıma. şuracıkta bıraksam ne olur sanki. tanışıklık yokluğundan ölürüz belki de. kim bilir.

bir gece. aslında hemen her gece. yürümek. aslında hemen her yerde. koku. ses. his. aslında birbiriyle iç içe. sadece. bunu kabullenebilmek. biraz cesaret gerektirmekte.
Sigarayı bıraktım.
Bir şeyler olsun istiyorum, olunca artık istemiyorum. Ne istediğimi bilmiyorum.
Yıllar önce Mehmet Pişkin'in ölmeden önce yayınladığı video gözümün önüne geliyor sürekli.
1.5 aydır vatsapım kapalı. hiçbir sosyal medya kullanmıyorum.

kafam çok rahat ama biraz da sıkılmaya başladım.

uzun zamandır kendimi birçok konuda dizginlemeye çalışıyorum.

her pes edecek gibi olduğumda kendimi spora veriyorum ve enerjimi orada harcıyorum.

boş insanlarla boş muhabbetler, pişmanlık yaşatan anılar edinmektense böyle yaşamaya karar verdim ama bazen saçmasapan kararlarımı ve çılgınca geçen vakitlerimi de özlüyorum.
aynı şeyleri bir daha yaşamak istemiyorum fakat depresyonda olmasını da istemiyorum. sevdim, çok sevdim. hala o sevginin izlerini taşıyorum ama korkularım, kızgınlıklarım, kırgınlıklarım var.

seviyorum ama tekrar başlamak istemiyorum bu sebeplerle. sadece yardımcı olup tekrar silinmek istiyorum.
sırlarımı kimseye anlatmadığım için onlara sır diyorum.başkalarına anlattığımda sırlarım sır olmaktan her zaman çıkmış ve ortaya saçılmıştır.bir çok insanın böyle sırları olduğunu biliyorum.
sırlarımı kimseye anlatmadığım için onlara sır diyorum.başkalarına anlattığımda sırlarım sır olmaktan her zaman çıkmış ve ortaya saçılmıştır.bir çok insanın böyle sırları olduğunu biliyorum.