bugün

Ucuyorum.. Ucuyorrruuummm...
Nöbetçi eczane bulmak için sabahtan yollara koyuldum. Yolun kenarında halsizlikten düşüp bayılmışım. Genç bir adam beni kaldırıp hastaneye götürmüş. Neler oldu bilmiyordum...
Soran olursa kesinlikle şiddet yanlısı değilim.
bugün şunu bir kez daha anlayıp teyit ettim; verdiğin değer kadar değersiz oluyosun. sevdiğin kadar itici oluyosun ve sklenmiyosun. bugün en çok sevdiklerimin beni siklemediğini bir kez daha gördüm. gün boyunca telefonsuz ve tehlikeli bir gün geçirmeme rağmen nişanlım olacak kız gezmiş tozmuş iki üç msj atmış. akşam da kuzenleri gelmiş saplar yani. onlarla fotoğraflar durumlar vs samimi pozlar... akşam nöbet çıkışı (saat 20:30 gibi) aradım açmadı. neyse dedim geldim eve saat 22:00 gibi msj attım misafir var dedi. belki büyükleri falan gelmiştir yazamıyor konuşamıyor dedim ama hanımefendi kuzenleriyle gülüşmeler sohbetler.. gece 23 :15 gibi gittiklerinde aklına geldim. cvp vermedim msjlarına uyudum dedim en son. yani insan kuzenleri boşver aile büyüğü gelse 3 saat içinde hiç mi müsait olamaz? bunlar başıma hep çok sevdiğimden geliyor. sevmeyip siklemediğinde önemin o kadar artıyor ki... ama gerçekten sevdiğinde değer verdiğinde nedense böyle oluyor. içimde şu an sevgi falan yok anladım ki kuzenleri kadar önemli değilmişim.
ha bu arada artık hiçbir şeyi konuşmamaya içime atmaya ve soğumaya çalışmaya karar verdim. kuzenlerine sokayım senin.
harrison ford öldü zannediyordum. sonra mevzuyu han solo'nun ölümüyle karıştırdığımı farkettim.
Ben aslında işsiz değildim bir otelde rezervasyon gorevlisiydim ama o kadar çok bunalttilar ki beni çıkmak zorunda kaldım. Dedikleri şey izin yok yıllık iznin 7 gün ve gece mesaisi zorunlu bayram iznin yok ve en fazla iş sana düşüyor. Eee maaş deyince asgari ücret dediler. Bende çıktım.
Sahip olduklarımızın kıymetini bilmeyip, bizim olmayanları hayranlıkla seyretmek yaratılışımızın özünde var.
Boğuluyorum çok sözlük. Boğazımı sıkan iç hissiyatlarım mevcut. Yalanlara inanmaya ihtiyacım var. Dağılan okullar gibi. tüm çaresiz insanlar gibi.
şimdiki aklım olsa geçmişte ki o hataları yapmazdım ama o hataları yapmasaydım da şimdiki aklım olmazdı.
her hareketimde her tavrimda ikilemde kaliyorum. ikilem dediysem de lafin gelisi. kendime o kadar fazla secenek üretiyorum ki karar verip secim yapamiyorum. ay yine darlandim.
sinirlendiğimde gülmeye başlıyorum ve bu yüzden karşı taraf bir türlü yeterince sinirlendiğime inanmıyor. o zaman daha çok sinirleniyor ve daha çok gülüyorum ve daha da kötüsü karşı tarafı da güldürüyorum.
yaklaşık 3 yıl sonra sözlüğün tozlu sayfalarını acmis bulundum. geçmişte girdigim entrylerin kalitesi gözlerimi kanatti.
istediğimiz kadar fedakarlık yapalım gün geliyor ve diyorsun ki “keşke yapmasaydım.”
itiraf ediyorum geceleri kendi kendime konuşmuşluğum oluyor. dışardan biri görse deli der ama. sahi ben deli miyim. en azından sizin gibi saklamıyorum. sizde yapıyorsunuz.
ağlıyor olmak çok zoruma gidiyor. bir sebebi de yok. belki de var. bilmiyorum. gidiyorum ben etraf çok dağınık. uykum da var dün de uyuyamadım. neyse işte.
Tam üç hafta aramasını bekledim. Bugün aradığında uyuyordum. Karma benimle dalga geçiyor resmen sözlük.
Lys çalışırken biyoloji çalışmayı unutmuştum lisedeyken. Lysden bir gün önce biyoloji kitabı bitirmiştim.
bugün hastaneye gittim inanır mısınız halime şükrettim. her bölümün önünde öyle üzüntülü insanlara denk geldim ki. utandım şükürsüzlüğümden.

allah tüm hastalara acil şifalar versin.
eskiden (2-3 sene öncesine kadar) kitap fuarında bedavaya kitap dağıtıyorlar sanıyordum.
3 ayda bir olması gereken rutin tahlillerimi yaptırdım. hastane büyüdü ve manyak kalabalık. onçün, bu safer sağlık ocağına gittim. ömrü hayatımda ilk defa kolestrol çıkmış, tsh zaten sapıtmış, d vit yok say, demir yok say. şok oldum. bir de hastaneye gideyim dedim. orada da çok düşük, sınırın altı düşük kolestrol, yüksek başka şeyler. sonra normal değer parametrelerine bakıyorum sağlık ocağı farklı, hastane farklı. bir ülkede her girdiğin kurumun alt/üst laboratuar değerleri farklı mı olur yaff..doktoru da göremedim..doktor ne yapacaksa, ilacımın dozu artacak mı, artmayacak mı, neye göre karar verecek. bilimsel olarak 2 sonuç çelişiyorsa 3. testi yapmak gerek, yapacaklar mı? hiç sanmam.
Dün akşam arkadaşımı dövdüm. Onun kalbini kırdım, ağlattım. Bu sabah bana bir bakışı vardı ki ömür boyu unutamayacağım o bakışları.
Beşiktaş maçı bittiğinden beri ekranın karşısında kımıldamadan oturuyorum. En son babam geldi ve olaylar gelişti:

+ yatsana lan maçta bitmedi mi?
- bitti hee.
+ yatsana o zaman lan.
- Bu böyle olmamalıydı
+ ne diyon oğlum ya?
- maç diyom maççç...
+ 5 tane daha mı atsınlar istiyodun amk, buna şükür de!!
-baba git yat la...

Moraller düşük. Babam manyak. Hayat ne garip martılar falan.
Geçen yil eski sevgilime bir şey hediye ettmistim doğum gununde. neredeyse bir sene boyunca ugrastım. o kadar emindim ki hayatında aldıgı en guzel hediye olacagına. bunu amaclamıstım zaten. bana gelse benim aldıgım en guzel hediye olurdu diye dusunuyorum cunku.

kalın bir defter aldım. matbaacıya sekilli bir dıs yuzey yaptırdım. on kapagına ilk cıkmaya basladıgımız zamandan, arka kapagına son halimizden birer resim de bastırttım.
neredeyse bir sene boyunca her hafta o'na bir tane mektup yazdım. benim icin muhim yazarlardan, sairlerden seyler ekledim. ona birkac tane siir yazdım. uc senelik iliskimiz boyunca yaptıgımız tum guzel seyleri de anlattım.
neyse.
boyle kendinden emin emin hediye ettim.
cok sevecek ya.. hayatının hediyesi olacak ya..
ben de o mutlu olunca cok mutlu olacagım ya..
hediyeyi aldı, tesekkur etti, sonra da:
-hayatım, bu cok uzun, kim okuyacak bunu?
dedi.

gidip bir kolye alsam daha mutlu olacakmıs meger.
uyuz oldum sozluk.

birine hayatının en guzel hediyesini hediye edebilmek zor is.
hic kafanızda planladıgınız gibi olmayabiliyormus..

Kim bilir nerede, ne yapıyordur şimdi. Aklıma geldi öyle.
herkes yediği bokun pisliğini başkasının üstüne bulaştırmanın yolunu bulmuş. o yolu bir ben bulamadım. o yüzden kimine göre ilaçlık deliyim, kimine göre tımarhanelik. gerçekte ne olduğumu ben de bilmiyorum ama tek bir şey olmadığıma eminim. kaypak değilim.
Her gün ablamdan yeğenimin fotoğrafını istiyorum. Bugün birlikte yan yana yatıp çekmiş. Son zamanlarda gördüğüm en güzel fotoğraftı. Gözümüz yaşlı bunu görmeyi iki ay boyunca bekledik. Ben daha iyisini çekene kadar en iyisi budur benim için.