bugün lojmanımı ayarlayamamış olmaları yani bir aksama olması için dua eden biri vardı içimde.
bugün otobüs durağından eve gelirken farkettim ki, çöp konteynırına çöp atarken kedi fırlamasından çok tırsıyorum.
fobi olmuş. önce yavaşça içine bakıyorum kendimi hazırlayarak, sonra atıyorum.
özlüyorum...

çocukluğumu, geçmişi, güzel günleri, düşlerimi, kaybettiklerimi, kıymetini bilemediklerimi, yitip giden zamanı...

o'nu...

özlüyorum.
dün ilk kez ezel'i izledim ve bir bok anlamadım. halkın yoğun tepkisinden ürküyorum.
acıktım ama daha öğle yemeğine 1 bucuk saat var, sigara içesim var mutfak dolu. böyle kıl kıl şeylere uyuz oluyorum. basit ayrıntılar ama uyuzum.
hiç bir seneden bu kadar nefret etmedim. 2009 un özelliği nedir bilmiyorum. çözemedim daha. çabucak bitsin. kafamdaki bulutlar dağılsın ulan.
en yakın dostlarımdan birinin, kardeşim dediğim birinin bugün bir oğlu oldu..
içimde binlerce duygu.. hüzün gibi, sevinç gibi, heyecan gibi, yalnızlık gibi, kalabalık gibi, telaş gibi, yanında olmak isteyip olamamanın verdiği suçluluk duygusu gibi, umut gibi, umutsuzluk ve karamsarlık gibi.. bir bebekle birlikte değişen şeyleri idrak ettirecek ne kadar kelime varsa doldu içime.. çok enteresan.. asıl şok atlatıldıktan sonra kendimi bakışlarını bir noktaya dikmiş düşünürken buldum, aklımdan geçen şey psikopatçaydı.. insanın bir bebeği olsa, belki gerçekten yaşamak için geçerli bir nedeni olur.. bu fikrime 'oha!' dedim. bir doğuma böyle yaklaşmak benden başka bir manyağın aklına gelmezdi herhalde. ama sahiden.. bir bebeği olsa insanın, hani kendine bağlı, kendine muhtaç, bırakıp gidemeyeceği bir bebeği olsa.. belki o zaman tüm depresyonlarını, sıkıntılarını bir kenara koyar; akşamları eve gitmek için bir nedeni olur. belki kendinden daha çok sevdiği, daha çok önemsediği biri olur..
Söyleyemiyorum bazı şeyleri. Kimseye anlatamıyorum. Patlamak üzereyim. Belki de patladım. Bilmiyorum. Bildiğim tek şey onu hala deli gibi sevdiğim. Ve bunun herkesten çok bana zararı olduğu. Annemi kırdım, babamı kırdım, dostumu kırdım. Kendime olan saygımı yitirmek üzereyim. Onun gözlerine bakmak öldürüyor beni. Yazdığım her yazının içinde onun olması. Her hareketimi onu düşünerek yapmak. Saçma sapan nedenlerden kırıyorum herkesi. Engelleyemiyorum kendimi. Kaç kere arkadaş olduğumuza inandım. Onun için baştan beri öyleydi ama benim için hiç öyle olmamış. Bugün anlıyorum. idealleri olan, mutlu bir gelecek hayali kuran, duygularından önce mantığını kullanan bir genç olarak tanıtırdım herkese kendimi. Daha doğrusu herkes beni öyle tanımlardı. Ama şimdi bakıyorum halime bu ben olamam. Ona karşı duyduğum nefret ve sevgiyi paylaştırmaya başladım insanlar arasında. Sevgisini paylaştıramadım. Ama nefretini çok güzel paylaştırdım. Bana yakın olan her insana onun rolünü çalışıyormuş gözüyle baktım ve nefret etmeye başladım hepsinden bir bir. Annem ona nefret dolu baktığımı söyledi. En iyi arkadaşımla biraz önce tartıştık. Kimse kalmadı yanımda. Kendimi çok kötü hissediyorum. Ve onu deli gibi seviyorum.
bana her zaman abi gözü ile bakan, benden altı yaş küçük bir kız ile yattım.
kayat çok monoton ve ben bunu değiştirmek için hiçbir şey yapamıyorum.
müdür beyden izin istiycem ama şu telefona elim bir türlü gidemiyor.işin içinde müdür bey arkadaşımın dayısı olunca daha bi garip geliyor. abi mi, bey mi desem. kısa yoldan magmaya yolla beni sözlük. berbat bir durum bu.
itiraf ediyorum sözlük; itiraf edemiyorum. evet fobim var bu konuda.

yazık lan bana..
seovi seri oy veren ibne demekmiş, hiçte uyarmıyorsun hee !
yabancı bir terim sanıp fellik fellik ne olduğunu araştırıyorum. pess ya pess çok ayıp ettin çook !! dürtseydin yine anlardım !
seni kınıyorum ve sana hareketler hazırladım ! çok güzel hareketler bunlar !

(bkz: ya ben neyse lan bişey demiyorum)
sözlük, neden tarafsız olamıyorsun bunu anlayamıyorum.
rteyi eleştiren yazıları hiç beğenmiyorsun mesela.
neden demokrat değilsin?
neden senden farklı düşünenlerin fikirlerini beğenmesen de adilce yayınlayamıyorsun?
neden sıradan bir yazı hem de en beğendiğiniz bir yazı ne eksi ne artılanmamışken rte ve yönetimle ilgili eleştiriyi hemencecik eksileyiveriyorsun. eksilemekle de kalmayıp hooop uçuruveriyorsun. inan anlamıyorum.
anlamasam da eleştiriye son verecek değilim sözlük. yazmaya devam. beğenmeyen demokrasinin nimetlerinden kısıtlasın kendini.

not: eh işte ne lan. eleştiriyi kabul edin dedik. bunun nesi eh iştelik.fesupanallah.
show tv' de her yılbaşı gecesi yayınlanan striptiz temalı filmlerin hiçbirini baştan sona izleyemedim.
alanya'da kaldığım otelde üç ayrı rus hatunla tanışıp odalarında sabahladım. üçüncü hatunla yattıktan sonra, sonunda kıskanç garsonlar, güvenlik görevlileri ve otel müdürüyle kavga ettim. en sonunda otelden kovdular. o değil de, resepsiyonda görevli rus kız neden kıl oldu bana hala anlayabilmiş değilim. kendilerini pezevenk gibi hissettiler herhalde..
--spoiler--
Arkadaşlarla yemek yiyecektik. Lokantaya gittiğimde henüz kimse yoktu. Bir süre sonra kalabalık bir grup halinde geldiler. Öpme faslında o sırada sipariş almak üzere bekleyen garson kızı da öpmüştüm! Tabi kahkaha tufanı kopmuştu. işte o an benim bittiğim andı.
--spoiler--
29 aralık 2009 tarihinde babamdan bir söz işittim.20 yaşındayım hayallerim var ve bunu gerçekleştirmek için boş kalıp bişeyler karalamam gerek, bazende internetten araştırmalar yapmalıyım.ama boş oturan biri insanın gözüne çok batıyo,en azından onlara boş duruyormuşum gibi geliyor.işsizim ve şuan okumuyorum aslına bakarsan iş filanda aramıyorum benim amacım sinema alanında biyerlere ulaşmak zaten o yüzdende şu sıralar kendimle başbaşa birşeyler yazıyorum,neyse sözlük uzatmayalım evet 29 aralık 2009 salı günü işsiz ve okumayan bir genç olduğum ve evde oturduğum için genelde hep yanımda olmaya çalışan babam bana dolaylı yoldan ona ağır geldiğimi söyledi,çok koydu be sözlük.
(bkz: vurdurdum) *
5 para etmem.

dü düüüüüüt: eksi verenler sagolsun, demek daha fazla ediyomuşum len sözlük.
cm den sıyrılıp fm serisini oynamaya daha dün başladım . fm 2010 . çok değişik ve karmaşık geldi . hala alışmaya çalışıyorum . ama süper kupa finalinde fenere yasladım gene de . ne de olsa tecrübe işte .
2 gündür yıkanıcam eve gidince diyorum ama eve gelince sızıyorum.. bugün kafamı minibüs camına dayadım , saçımdaki yağın izi çıktı.. pisim.. yarına kesin yıkanıcam..
yaklaşık 4 gündür evden çıkmıyorum. evden çıkmamaktan öte günde yaklaşık 17 saat uyuyorum. uyumanın dışında ise kimseyle konuşmadan pc başına geçip amaçsızca sözlükte yazılanları okuyorum. hayata dair amacımı yitirdim çünkü. depresyonda mısın diye soranlara hayır değilim diye cevap versem de mala bağladığımın farkındayım ve işin daha da kötüsü bu halimi düzeltmek adına hiç bir şey yapmıyorum. yılbaşı tatili vs de geliyor.yılbaşında ne yapacaksın diye soranlara arkadaşlarlayım diyorum ama eminim bir 5 gün daha evden çıkmayacağım çok ekstrem bir olay olmazsa. ve gene eminim ki yılbaşında evde mal gibi oturuyor olmak halimi daha da beter edecek. kısır bir döndü içindeyim. kısacası ölüyorum haberin yok sözlük.
sıçtın mavisini çok seviyorum.. mazoşistim..
dün kaza yaptım sözlük. sonra çarpıştığım aracın sahibine "şimdi duramam yarın tutanak yaparız" dedim. çünkü en zillisinden en zurnalısından sarhoştum. dikilen polis de cabası. bir alkol kontrolü yapsalar ibre uzay istasyonunda bulacak kendini... adam beni dinlemedi. tutanak da tutanak filan diye tutturdu.

asıl itiraf şimdi geliyor...

kaçtım sözlük. polis, "hanımefendi biraz ileri çeker misiniz? yol kapanıyor" dedi. işte fırsat dedim! ben de polisi dinleyip "biraz" ileri gittim... bastım otobandan ve o biraz ilerisi evim oldu.

ricaedit: plakamı kesin almışlardır. bu noktadan sonra neler olacağını bilen yazarlardan özel mesaj bekliyorum.