Birini çok sevip, çok değer verince. Her şeyi sineye çekeceğimizi sanıyor.
Hatalarını kapamaya çalıştıkça " o nasılsa cepte, beni bırakmaz" düşüncesine kapılıp daha beterini yapıyor.
hayattaki en aile bagi zayif, en carpe diem yanlisi, en bugun var yarin yokcu insanim saniyordum.
yas aldikca sunu anladim ki, hayatinizda size emegi gecmis ve yeri doldurulamayacak insanlarin kiymetini 30'lariniza yaklastikca anliyorsunuz.
evet 20'li kardesim, sen asla yapmayacaksin bunlari. asla boyle hissetmeyeceksin. hi hi, evet dogru.
insanların insanlarımızın cahil ve eğitilemez olduğu gerçeği. Cahile asla laf anlatamayacağımı anladığım her an küçük sinir krizleri geçiriyorum ve umutsuzluğa düşüyorum.
insanlara yaranamama gerçeği.

mesela akıl hocalığı yaparsın birine, çıkış yolu bulamadığı için gelip yardım istedi diye. dert babasısın ya zaten gelen içini döker giden eyvallah demez. saatlerce konuşur konuşur konuşur, dinlersin. "benim haddime değil ama;" diye başlarsın anlatmaya günlerce belki aylarca. tabir-i caizse kendi ellerinle büyütürsün, sorunlarını nasıl çözmesi gerektiğini öğretirsin bir anne hassaslığıyla.
sonra bir gün sen düşersin...
"bana ne" der tüm kibriyle. horozlanıp "büyüdüm ben senle uğraşamam herkesin derdi kendine" demeye getirir,seni küçük görüp davranışlarını sorgulamaya kalkar daha dünkü bebeğin. hayırsız evlatmış der canın yanar kabuğuna çekilirsin bir daha kimseye yardım etmem diyerek. sonra bir gün başkası gelir "yardım et bana çıkamıyorum çukurumdan" der...

sil baştan.

insan hep kendi kendine yanar. sen onu söndürmeye çalışırken onun alevini de üstüne alırsın. iyileşir, belki söner ateşi biraz durulur ama kül olan sen olursun, dönüp bakmaz bile.
o yüzden bırakın insanlar yansın. kendinizi söndürün, başkalarına can suyu olmayın.
görsel
Aşırı vasıfsız ve giri girmeye değmeyen bir başlığa an itibarıyla girilediğimi farketmemin de aralarında bulunduğu farkedilenler kümesi hedesi.
anamızın amı var.
Hala Uludağ sözlük adlı android application olmayışı.
Kötülerin yaptıkları karşılığında bu dünyada ceza gördüğü tek yer maalesef kanal 7 filmleriymiş.
Taviz gerçekten daha çok daha büyük taviz doğururmuş .
O güzel günler Polyana insanlar tarafından geleceğine inanılan fakat hiç gelmeyecek günlerdir .
Senelerdir evlenirim umuduyla birtakım çeyiz eşyalarını ufak ufak alıp atıyordum bir kenara. Geçen gün mutfak robotunu kullanmaya başladım Rondo da olabilir ya da blender öyle bir şey işte.
Kendi yağında kavrulup gidiyorsun işte. Kimi zaman dibi tutmuş bir tencere kimi zaman pişmemiş yemek gibi bir hayat. Bir ağız tadıyla yaşayamadık. Tam beladan çıktık bitti derken daha büyük bir bela gelir. Burda düzlük yok burası hep engebe. Debisi yüksek bir hayat nehrinde yokluğa doğru akıyorum gibi.
Gözlerim dalıyor çoğunlukla.
insanlar ne düşünüyorsun diyor.
Çoğundan fazlasında bir şey düşünmeden boş boş bakıyorum.
Muşum.
Göz açıp kapayana kadar hayat geçiyor.
Askerlik fotoğraflarıma bakıyordum.
" şafak 180 geçermi " yazmışım. Geçeli 20 sene olmuş nerede ise. Yaşadığınız her günün kıymetini bilin ve sevdiklerinizi üzmeyin.kimseyi memnun etmeye de çalışmayın geçen günlerin telafisi yok çünkü.
" Hayat bir gün, o da bugün" bırakın karınca olmayı ağustos böceği olun. Hayat da keşke leriniz olmasın.
Baki 'nin dediği gibi.
Avaze- i bu aleme davud gibi sal baki kalan bu kubbede bir hoş defa imiş.
Matematiğe temel bir kitaptan başlayınca yapabildiğimi farkettim evet.
Trafik durduğunda, erkekler burnunu karıştırıyor.
Çaktırmadan salıveriyorum... Ama koku yapıyor...
Çüküm var.
evrende tek bir ilah var o da para.
Geçmişte yaşanan yıkımlar, bugün götünü tırmalar. Genelde öyle oluyor yani.

Bazen boş bir anımda şöylemesine uzanırken hayatımdan kayıp giden her şey adına tek tek vicdan azabı duyabiliyorum. Ölmeden önce ölüyorum, Çürüyorum falan. Bir ceset gibi. Ya da belki de, zamanında çoktan örselenmesi gereken sikik egomun zaafları üzerinden boktan triplere girip acı çekmeye çalışarak cezalandırıyorum pişmanlıklarımı; kendimi. Kim bilir.

Puding mi yesem ya.
internetin hayatımıza girmesiyle birlikte tamamen sanal bir boyutta paralel yaşam oluşturmuş yaşıyoruz. Bedeni beslemek hayatta tutmak ve paralel internet dünyasındaki varlığı sürdürmek için asıl boyuttaki dünyada geçici süreler takılıyoruz gibi sanki. Bir zamanlar internet kafede 1 saat takılayım denirdi şimdi gerçek hayatta 1 saat takılayım deniyor.
Koşturmalarım, çabalarım bir işe yaramıyor onu farkettim.
Bundan sonrası yatış.
Ergenliğimi 25' ime kadar atamadım.
dokunmaya kıyamadığın saçları, gün gelir çeke çeke severler. acıdıkça, kaybeden olacaksın.
Fark etmek, gözden kaçırdığımız bir gerçeği görebilmeye başlamak mı yoksa zaten farkında olunan şeyi,farklı görmeye başlar hale gelmek midir, bilinmez.

Benim fark ettiğim şey,hiçbir tanımlara uymadığım. Beni anlatabilecek bir tanım bulamıyorum.
Bugün bunu oturttum kafamda artık. Şimdi bir mucit, yaptığı icadın eksiklerini bilir ve kullanım kılavuzuna not düşer "şunu yapmayin" "bu hareket icada zarar verir" gibi. Nasıl ki mucit icadını tanıyor ve neler yapmaması gerektiğini bilip uyarı şeklinde notlar düşüyor, aynı şekilde insani ve tüm kainatı yaratan Allah da kur'an da insana zarar verecek şeyleri yasaklıyor. Zinaya yaklaşmayın, yalan söylemeyin, haram yemeyin, hırsızlık yapmayın vs. Hepsi eninde sonunda insana zarar veren şeyler. Beni benden daha iyi tanıyan, beni kendini tanıma şerefine layık gören rabbime hamd olsun.