bugün

kitaptan bir alıntı;

--spoiler--
''yalan güzeldir, yalanı herkes söyler, çünkü yalan insanı gerçeğe ulaştırır. kötü olan insanların kendi yalanlarına inanmasıdır.''
--spoiler--

dostoyevski'nin yazdığı bu muhteşem eseri ntv yayınları yakın zamanda çizgi romana uyarlayarak yayımlayacak. sadece bu değil birçok dünya klasiklerini de bu şekilde yayımlamayı planlıyorlar.
http://www.ntvmsnbc.com/id/24980707/
kişi eğer okumadıysa, kalp cerrahı olup günde üç tane hayat kurtarsa bile her ortamdan dışlanacaktır. ulan tamam güzel kitap, iyidir, hoştur, okuduk sevdik, hatta şahıs olarak iki farklı çevirisini okumuşluğum vardır, ama yeter amına koyim bırakılsın artık şu suç ve ceza fetişizmi, en az milyon tane kitap yazıldı lan suç ve ceza'dan sonra, binlerce yazar göçtü geçti dünyadan, onlar da okunsun amına koyim. ortamda ezilmeme korkusu yüzünden iki günde 2 cilt kitabı bitiren arkadaşlarım var a.q , bana da yazık lan.

(bkz: yapma canım yapma kardeşim)
O dönemin toplum ilişkilerini tüm çıplaklığıyla anlatan ve anlatım derinliği müthiş bir roman.Suç ve Cezayı okuyan st.Petersburgda elinin kolunu sallayarak gezebilir.
özetle parasız bir öğrencinin, tefeciden aldığı parayı ödeyemeyince işlediği cinayeti anlatır. tabi o cinayete ve katile öyle odaklanırsınız ki ortada suç ve katil bulamazsınız. parasız kalan insanlar varoldukça, işledikleri suçlarda varolacaktır. dostoyevski ve eserlerinin ölümsüzlüğü gibi.
"dostoyevski" denince akla gelen ilk eser. insan psikolojisini ve insan psikolojisini etkileyen herşeyi ele almıştır. suç işlenir, evet ama hangi şartlarda işlenir, insanları suça iten sebepleri de düşünmek gerekir.
dostoyevskinin mutluka okunması gereken bir şaheser.
kitabı okuduktan sonra katil olmaya yanaşıyorsunuz iyice.zor gelmemesini bırakın çekici bile.beynin tam ortasına balta falan.işaret parmağımla kafama vurdum iki dakika falan.etkileşim birader.
gecen hafta ntv yayınlarının çıkarttığı çizgi romanını aldım 1 2 dk once bıtırdım çok etkilenmedim. romanı almam gerek sanırım.
dostoyevski'nin gözlem ve yaratım gücüne hayran bırakan eseri. raskolnikov, insan ruhunun değişkenliği ancak bu kadar başarılı tasvir edilir dedirtir.
betimlemeleri sıkıcıdır.
dua ediyordum odaya yeni birisi girmesin diye.
girerse işimiz var. 3 sayfa artık onun kişiliği, üstü başı, tipi anlatılır. can sıkıcı boyutlarda bu betimlemeler. ancak lisede okuduğum bu kitap bana çok şeyler kazandırdı.
tekrar okumak daha da fazla şeyler kazandırır. büyük ihtimal okuduklarımın çoğunu da anlamamaştım bence o zamanlar. ödev olduğu için de okumak için okumuştum.
adamı sıkar, of ne kitapmış dedirtmez. ama insana bazı şeyler kazandırır. daha iyi yazma, daha iyi bir okuma alışkanlığı, insan tahlili.. çeşitli kazanımlar olacaktır.
ntv yayınları tarafından çizgi romanı çıkmıstır.

suç ve ceza'nın benim için çok özel bi kitap olmasına ve çizgi roman okumayı çok sevmeme rağmen almak konusunda kararlı değilim.
çünkü bu kitap benim için çok özel hemde çok.edebi kısmını yana bırakıyorum kitabın kendisinin bende anıtsal bi önemi var.
edebi kısmına gelirsek bu kitabı 8-9 sene önce falan okumuştum.tabi bitirdikten sonra defalarca tekrardan okudum.şu an kitaptaki her şey ama herşey aklımda.
--spoiler--
ve şimdi çizgi romanı alırsam kafamdaki "suç ve ceza"yı bozmak yada yeni bi "suç ve ceza" görmek istemiyorum.nasıl desem ki,raskolkinov'un o bunaltıcı odasını,sonya'nın tek odalı odasını,razumihin'in raskolnikov'a yaptıgı fedakar davranısları,kitapta bahsedilen raskolkinov'u kafamda film gibi kurmusum.şimdi cizgi romanını alıcam.benim kafamdakine uymazsa , çok büyük bir hayal kırıklıgı yasarım acıkcası.o yüzden daha alıp almamakla arasında karar vermıs degılım.

--spoiler--
ntv yayınlarından çıkan çizgi romanı kitabı tekrar tekrar sevmeme neden olmuştur.gerçekten etkileyen kitap çizgi romanla kafanızda daha etkileyici ve renkli oluyor.alınması tavsiyedir.
ntv yayınlarından çıkan, günümüz rusyasına uyarlanmış esercik hakkında iki kelam etmek boynumuzun borcu. yıllardır birşeye para verdiğime bu kadar yanmamıştım. eserden buram buram çiğlik akıyor. hey gidi raskolnikov sen sex pistols dinleyip bigmac yiyecek adammıydın *. tamam günümüze uyarlamak gibi bir çabaya girişmişsiniz ama bu nasıl bir özensizliktir be arkadaş. alelade bir eser değil ki elinizde ki. çizgiler desen berbat, konuyu işleyiş de hakeza öyle. günümüze uyarlama tv de 2 3 putin görüntüsüyle,scream afişi göstermekle,sex pistols posteri iliştirmekle olmuyor.
ayrıca raskolnikov un duvarında ki edward munch ün scream ıyla sonya nın duvarında ki slasher scream hemhal olmuş. tamam postmodernlik taslayıp,andy warhol luk yapmak istemiş olabilirsiniz. ayrıca eserinde fransız menşeili olduğunu savlayıp elçiye zeval olmaz da diyebilirsiniz ama ntv şunu unutma konu dostoyevski ise elçiye köküne kadar zeval olur.
okumadan önce insanın gözüne çok sıkıcı bir kitap, iki yılda zor bitirilir izlenimi veren fakat okunmaya başladığı andan itibaren insanı içine çeken, neredeyse zorla kendisini okutturan başyapıttır.
kitap gerçekten enfes. şiddetle tavsiye ederim. ancak raskolnikov'un binbir işkenceyle çaldığı paralardan yararlanamaması şahsımı üzmüştür.
Anlatmayla bitirilemeyecek,her insanın mutlaka okuması gereken Dostoyevski kitabı.
edebiyatın üstünde bir kitaptır.. dostoyevski dili, kurgusu, bakış açısı herşeyiyle insanın kendinden şüphe etmesine yol açar..
koşullar belliyken kendimizi tanıdığımızı sanırız.. karakterimizi şekillendiğini.bundan yola çıkarak da insanları kolay eleştiririz.. oysa bu kitapta dostoyevski insan ruhunun ve karakterinin aslında ne kadar kaygan olduğunu mükemmel bir şekilde anlatmıştır..
suç ve cezanın üstüne tarihte çok kitap yoktur aslında..
--spoiler--
en çok razumuhin in durumuna üzüldüm kitabı okurken. dunya ile evlendi evlenmesine ama böyle olmasını istediğini hiç zannetmiyorum. annesini hastalıktan kaybetmiş, abisi 8 yıllığına hapse düşmüş, tutunacak bir dal olarak razumuhin i bulan bir kız... aşk yok ama sevgi var olayı.
--spoiler--
kültür bakanlığı yayıncılık tarafından 'antik batı klasikleri' adı altında çıkarılan ve 'bir eser nasıl berbat edilir?' sorusunu cevapladıkları dostoyevski'nin eseridir.
tüm klasikler için vazgeçilmez ilk unsur ,iyi bir yayın evinden çıkmasıdır.bunu gerçekleştiren okuyucu , dostoyevskinin gizemli dünyasına adım atar.

raskolnikov , hayatı siyah ve beyaz olarak gören, takıntılı , ortalamanın üzerinde zeki ,fakir ,inaçsız ve yalnız bir gençtir.kendisi 2.2=4 dinine inanır.

insanlar için garip bir tasnif yapar.bu tasnife göre , insanlar , olağanüstü insanlar(napolyonlar) ve sıradan insanlardır(bitler).napolyonların bir iş yapmaları için bitlerin onayına ihtiyacı yoktur.edison, ampulü bulmak için bin kişiyi yok etse , raskolnikova göre bu meşrudur.
aslında, rakolnikov da napolyonlardandır.kendisine güzel bir yaşamın kapılarını açmak için , bir biti öldürmesi gayet anlaşılır bir mantıktır.(ona göre).hesap ,mantılsal olarak karlıdır bile ; 2.2=4 mantığına göre bir bit ölür , bir napolyon hayatta kalır.
kan akmadan ne yapılabilmiştir bu dünyada . bütün büyük liderler kan akıtmadı mı ,kanun koyucular önce suçlu , sonra kahraman oldu.peygamberler ,insanları sırf önceki dinlere ve kurallara inandıkları için cehennemlik ilan ettmediler mi ?
tüm bu düşünceler raskolnikovu yedi bitirdi.kendisine bir meşruluk sağladı ve felsefesinin temellerini oluşturdu.artık tek eksik vardı ,eyleme geçmek.

eyleme geçme faslında raskolnikov uzun süren planlar yaptı.planları, içindeki vicdanı ve tereddütleri hiç hesaplamadan yapılmıştı.çünkü napolyonlar duraklamazdı.
her suçlu gibi hesaplarının mantıklı olduğuna kanaat getirdi ve cinayeti işledi.cinayetten sonra ,raskolnikovun sarasından dolayı devamlı ağzından birşeyler kaçırma korkusu ,insanlrın onu takip etmeleri , suç mahaline geri dönmesi ve polis memuru ile sorgu sahneleri , gerçekten uzun araştırmaların ve bir dehanın ürünü.

aslında, cinayetten sonrası, raskolnikovun bir napolyon olmadığını anlamasının pişmanlığını anlatıyor.vicdan azabı duyduğunu kabullenmekte zorlanan ve duyguların içinde boğulan raskolnikov , bir fahişenin bile ayaklarına kapanıp yalvararak af dilemeye bile çalışıyordu.fahişeler ve alkoliklerle örülü tükenmiş hayatlar ,raskolnikova fakirlik ve safalet arasındaki farkı da anlamasını sağlıyor.fakir raskolnikov, sefil insanların yanından bir türlü ayrılamaz.

suçunu itiraf ettikten sonra da inancı bulur ve yeniden doğar.sibirya raskolnikovun hayata yeniden adım attığı yerdir.
Romanın konusu çağdaş Rusya dir. Kahraman çağdaştır, o yılların bütün acılarını, yaralarını içinde taşıyan genç bir öğrencidir Raskalnikov fakir ve iyi niyetli bir üniversite öğrencisidir. Maddi imkansızlıklar sonucu eğitimi bırakmak zorunda kalmış, kirasını bile doğru dürüst ödeyemediği pis ve köhne bir odada yaşamaya mecbur olmuştur. Maddi olarak çok sıkıştığı anlarda, para edebilecek eşyalarını rehin bıraktığı faizci bir yaşlı kadın vardır. Kadın kötüdür, kadın faizcidir, kadın, insanların zor durumda kalmalarından yararlanan bir insandır.Tabii bu fikirler Raskalnikovu suça iten bahanelerdir. kısacası konusu böyledir.
toplumsal günah çıkarmanın ve itiraf doyumunun doruğu... kimse bilmiyorken, kendinizin biliyor olmasının paylaşımsızlığı... raskolnikov ve dünyanın geri kalanı... cezalandırılma ihtiyacının mazoşist belirgenliği... biraz sen, biraz ben; en çok da hepimiz, en çok da vicdan...

okunmalı, okunmalı, dönüp dönüp okunmalı...

(mümkünse sallanan koltuk, okuma lambası, kırmızı şarap, eski kaşar, uyuklayan iri bir köpeğin nefes sesi ve o nefes sesinin volümünü aşmayacak denli derinden gelen shostakovich - senfoni 15 eşliğinde.)
cem akaş ın ilk olarak 1992 de yayımlanmış kitabının adı.
hastalıklı ruhların destanı.
rus edebiyatı'nın en güzel örneklerinden, dostoyevski'nin neden bir adım önde olduğunun göstergesi. iyi bir çeviri ile okuyunuz.