bugün

eski bir müzik grubu.
Tek kelimeyle en gaz sarkıları yapan grup ve gaz şarkı yapmak ıcın asırı derecede distortion kullanmaya gerek olmadıgını kanıtlayan grup.
tropik bir adada,dünyadan bihaber, aşsız, ateşsiz, duşsuz, wc'siz, börtülü böcekli** temiz havalı*, yarışmacıları evrim geçirip sürüngen olmadan sonlandırılan yarışma
(bkz: oceans between us)
(bkz: rocky soundtracks)
(bkz: is this love)
destinys child şarkısı. "sen gittikten sonra da sandığının aksine gayet iyiyim ve güçlüyüm, seni de affetmicem" diyen şarkı. haklıdır, affetmesin, daha da güçlü olsun, onun da götünde patlasın gitmek.
uludag sözlük ün yepyeni sifir kilometre yazari, (bkz: bizim ayticilerden kim kaldi)
Bu yaşa kadar hatunlardan yedigi darbelere ve gecirdigi depresyonlara ragmen hala bu şarkıyı dinleyebilen ve Amerikan yeşil kartına sahip olanlar kümesiyle, Alman yeşil kartına sahip olanlar kümesinin kesişiminde bulunan cok cooook nadir enteresan kişilik yani kendim.
tanidigim tek lincoln limuzin sahibi olan duygusal, gazete okur gibi kitap okuyan belli alanlarda cok bilgili, sözlugu darma duman edebilecek yeni yazar*.
(bkz: topten entry adayi)
(bkz: hanim aytici geldi)
lincoln limuzin feda edilebilecek bir insan** *
dönüsünün muhtesemligine grup halinde sahit olunan,duygusalligini hep ucundan gösterip de kacirdigi, megerse yufka bir yüregi olan ama onu zincire vurup hayatin kasar gülüslerine yem etmemeye calisan,beyninin ince kivrimlarindaki elektronlari zaman zaman karsi cinstekiler icin hibe eden,duygu ve düsünce adami...cep telefonu bile karsisinda komplexe girip kendini asmaya calismistir.
manyak bi program. hele dün akşamki bölümde göz-bağırsak-yağ-kalp-dal-d....k karıştırıp yarışmacılara içirmeleri harikaydı.
amerikan gündeLik hayatına yönelik nefis bir taşlama...kitap sizi düşünceLere itecek...doğru biLdikLerinizi tekrar eLe aLıp düşüneceksiniz...

kitaptan bir aLıntı ;

"hepimiz aynı tv programLarıyLa büyüdük.sanki hepimize aynı suni hafızadan takılmış.çocukLuğumuzLa iLgiLi hiçbir şeyi hatırLamazken,komedi diziLerindeki aiLeLerin başına geLenLeri hepsini gayet iyi biLiyoruz.hepimizin korkuları aynı" diyor.
dudaklar "gelecek parlak değil" diyor.
"çok yakında aynı andaaynı şeyleri düşünmeye başlayacağız.mükemmel bir uyum içinde olacağız.senkronize.birleşmiş.eşit.kati.karıncalar gibi.böcekler gibi.koyunlar gibi."
kitaptan bir aLıntı ;

Yaşadığımız sürece yaptığımız hiçbir şey doğru oLmayacak.
Hiçbir şeyin üstünde kontroLümüz yok.Sanki paket gibi bir yerden bir yere taşınıyoruz.
seyahat ediyor gibi değilde işlemden geçiyor gibiyiz.daha çok "bekliyormuşuz" gibi bir durum söz konusu.Daha çok bir zamanlama meselesi.
"doğru yapabildiğim hiçbir şey yok"
Kitaptan bir aLıntı ;
Pencereden geçen tabeLa "Emniyetiniz için farLarınızı yakınız" yazıyor.
FertiLity "Lütfen rahatla ve olayları akışına bırak",diyor.
felaketlerin , acıları , sefaleti mi akışına bırakayayım?sence ben bunları akışına bırakabilir miyim , diye soruyorum.
"ve neşeyi",diyor."Ve huzuru ve mutluluğu ve saadeti."Columbia Şükran Mozalesi'ndeki kanatların isimlerini sayıyor."Her şeyi kontrol etmek zorunda değilsin," diyor."Zaten edemezsin".
Fertility "her zaman yanında olmayacağımı bilmeni isterim" diyor."ama seni her zaman bulacağım"
rastalarini kestirmek icin anket yapan,bir oturusta bir kuzuya banamisin demiyecek, ikinci oturusunda bir danayi süpürecek kapasiteye sahip,daha ilk tanismasinda canciger olup, bes yillik arkadasini ekebilecek kadar sicak kanli (!):PP,green card europezede,commerzbank yollari tastan türküsünü en yanik söyleyen dinazoryazar..
dehşete düşürürken hayranlık uyandıran chuck palahniuk'un yeraltı edebiyatına dair enfes yapıtlarından sadece biri.
dövüş kulübü'nde takılıp kalmamak gerektiğini gösteren bir diğer kitabı.

* bulduğunuz yolunda gitmeyen her şeyin hikayesidir.

* hiç kimse sorunlarının çözülmesini istemiyor. dramlarının. önemsiz meselelerinin. hikayelerinin çözümlenmesini, pisliklerinin temizlenmesini istemiyorlar. çünkü geriye ne kalacağını biliyorlar. büyük ve korkunç bir bilinmeyen.

* kalıp da acı çekmeye değecek kadar güzel bir dünya değil bu.

* sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu.
rocky 'ün meşhur şarkısını kaplanın gözünden bakarak söyleyen grup. pek bilinmez ama bu muhteşem şarkıyı icra eden sayın dave bickler abimiz bir süre sonra ses tellerinde yaşadığı sorunlar yüzünden bu nadide gruptan ayrılmak zorunda kalmıştır. grup yine iyi ama kasketli abimizin (klipleri seyredenler bilirler, ayrıca yakışıklıdır da sesi kadar) yerini tutamayacak bir başka vokalistle ( meşhur burning heart'ı bu abi söyler netekim) devam etmeyi tırmalamasına rağmen o rüzgarı bir daha yakalayamaz ve eye of the tiger yerine kendi ruhuna el-fatiha okur. üstelik bir survivor (hayatta kalmayı başaran) olarak. biraz komik ve biraz da trajik hikayedir.
1977 kışında Chicago'da Frankie Sullivan, Jim Peterik, Dave Bickler, Dennis Johnson ve Gary Smith kadrosuyla kuruldu. 1980'de çıkardıkları ilk albüm kendi adlarını taşıyordu.

1982'de yaptıkları "Eye of the Tiger" parçasına kadar pek tanınmadılar. Bu şarkı Amerikan listelerinde yedi hafta bir numarada kaldı. Bir Grammy ödülü kazandı. En iyi film müziği dalında Oskar'a aday bile gösterildi.

1983'te "Caught in the Game" albümünü çıkardıktan kısa bir süre sonra Dave Bickler gruptan ayrıldı. Onun yerine ön vokalde yer almak üzere Jim Jamison gruba katıldı ve 1984'te "Vital Signs" albümü çıktı.

1985'te Rocky IV için yaptıkları "Burning Heart" listelerde iki numaraya kadar yükseldi.

1987'de "When Seconds Count", 1988'de "Too Hot to Sleep" albümlerini yaptılar. 1989'da ve daha sonra 1993'te iki de 'Best of Survivor' albümü yaptılar.

* * *

1982 sonbaharında, daha önceleri benzerini pek duymadığım bir sound kulaklarıma çalındı. Sonraları bu şarkıyı defalarca dinleyecek ve pek çok yaşıtım gibi 'hastası' olacaktım. "Eye of the Tiger" funk ritmleriyle rock sound'u arasında garip bir yerlerde gidip gidip geliyordu.

EYE OF THE TIGER
Risin' up, back on the street
Did my time took my chances
Went the distance, now I'm back on my feet
Just a man and his will to survive
So many times, it happens too fast
You change your passion for glory
Don't lose your grip on the dreams of the past
You must fight just to keep them alive

It's the eye of the tiger,
It's the thrill of the fight
Risin' up to the challenge of our rival
And the last known survivor stalks his prey in the night
And he's watchin' us all in the eye of the tiger
Face to face, out in the heat
Hangin' tough, stayin' hungry
They stack the odds 'til we take to the street
For we kill with the skill to survive

Risin' up, straight to the top
Have the guts, got the glory
Went the distance, now I'm not gonna stop
Just a man and his will to survive

The eye of the tiger ...
KAPLANIN GÖZÜ
Yükseliyorum yine sokakta
Zamanımı doldurdum, şansımı denedim
Mesafeyi kattettim şimdi gene ayaklarımın üstündeyim
Sadece bir adam ve onun hayatta kalma isteği
Pek çok kez öyle hızlı olur ki
ihtirasını şan-şöhretle değiştirirsin
Geçmişin hayallerine sıkıca tutun, sakın bırakma
Onları canlı tutman için savaşman gerek

Konuyla ilgili olarak Rocky III temasını hatırlayınız. California'ya giden Rocky, 'eski vahşi boksör' olabilmek için 'hayatta kalma arzusunu' tekrar canlandırmaktadır.

Kaplanın gözüdür bu, kavganın ürpertisidir
Rakibimizin meydan okuyuşuna karşı duruyorum
Ve en son hayatta kalan avını takip eder geceleyin
Ve hepimizi seyreder kaplanın gözüyle
Yüzyüze, kızışmış halde
Sert takılarak, aç kalarak
Biz sokağa çıkana kadar bizi zorlarlar (ellerinden geleni yaparlar)
Çünkü hayatta kalma becerisiyle öldürürüz biz

Yükseliyorum ta en tepeye
Cesaretim var, zaferi kazandım
Mesafeyi aştım, artık durmayacağım
Sadece bir adam ve onun hayatta kalma isteği..
Kaplanın gözüdür bu...


Sonra, 1986 başlarında Survivor'un gene agresif ve yüksek tansiyonlu başka bir şarkısı geldi Rocky IV filmi vizyona girmek üzereyken. Bu sefer rock sound'u daha belirgin, vokal daha tok ve kararlı...

Evet, hatırlayın filmi... Pervaneli Rus uçağı Sibirya'da karlarla kaplı bir piste doğru alçalırken fonda davullar vurmaya başladı işte..

BURNING HEART
Two worlds collide
Rival nations
It's a primitive clash
Venting years of frustrations
Bravely we hope
Against all hope
There is so much at stake
Seems our freedom's up
Against the ropes
Does the crowd understand?
Is it East versus West
Or man against man
Can any nation stand alone

In the burning Heart
Just about to burst
There's a quest for answers
An unquenchable thirst
In the darkest night
Rising like a spire
In the burning heart
The unmistakable fire

In the warrior's code
There's no surrender
Though his body says stop
His spirit cries - never!
Deep in our soul
A quiet ember
Know it's you against you
It's the paradox
That drives us on
It's a battle of wills
In the heat of attack
It's the passion that kills
The victory is yours alone

In the burning heart
TUTUŞMUŞ YÜREK (YANAN KALP)
iki dünya çarpışıyor
Düşman uluslar
ilkel bir çatışma bu
Yıllarca sürmüş yenilgileri/eziklikleri anlatan
Cesurca umuyoruz
Bütün umuda karşı
O kadar çok şey var ki ortaya konan
Galiba özgürlüğümüz iplere karşı (ayaklandı)
Peki kalabalık anlıyor mu?
Bu iş Doğu - Batı karşılaşması mı
Yoksa bir adamın bir adama karşı mücadelesi mi?
Bir ulus tek başına ayakta durabilir mi?

Patlamak üzere olan
Tutuşmuş bir yürekte
Cevap arayışı var
Dinmek bilmez bir susuzluk
En karanlık gecede
Sivri bir kubbe gibi yükseliyor
Tutuşmuş kalpte
Yanılmaz bir ateş

Savaşçının kitabında
Teslim olmak yoktur
Vücudu 'Dur' dese de
Ruhu 'Asla' diye bağırır
içimizin derinliklerinde
Sessiz bir kor bilir ki
Kendinle karşı karşıyasındır
Bizi (mücadeleye) devam ettiren
işte bu paradokstur
Bir irade savaşıdır bu
Saldırının sıcaklığında
ihtiras öldürür (seni)
Zafer senindir yalnızca


kaynakça: http://www.geocities.com
rock serisi mi survivor a yaradı, yoksa survivor mı rocky i rock yaptı diye çok düşündürten grup.. (bkz: hayatı güzelleştiren şeyler)
alıntı:

ister sığ deyin, ister derin. bizi korkutabilecek hiçbir şey yoktu. kilise yerleşiminde yetişen insanların inancı böyleydi. dünyada olup biten her şeye tanrı karar veriyordu. hayat tamamlanması gereken bir görevdi. önemli olan faydalı bir şeyler yapmaktı ve her türlü sevinç ve gözyaşı insana ayak bağı olmaktan başka bir işe yaramazdı. duygular ahlaki yozlaşmanın işaretiydi. hayattan bir şeyler beklemek veya pişmanlık duymak gereksiz ve aptalca lükslerdi... bilinmesi gereken hiçbir şey yoktu.
(bkz: the search is over)
11.11.2006 tarihinde yayınlanan bölümüyle, yunanlılara güvenilmeyecegini bir kez daha gösteren programdır.
metinin survivor selim den dayak yedigi programdir. ayni zaman da programda saç sakal uzama surelerini ogrenebilirsiniz.