bugün

Tahta ciktiginda ''enternasyonal marsini'' yasaklamayi gorev bilen ve Bolsevizm ile arasinda komunistlerin kani ile cizilmis sinirlar olan sozde ogreti ozde revizyonizmdir.

Bunun yaninda stalinistlerin en unlu lafi(kac tane mesaj okuduysam hepsinde gordum) 'Stalinizm yok,Leninizmin devami o' uydurmasidir.Stalinizmin gercekte Leninizmin devami olmadigini tarih defalarca ispat etmistir.Kaldi ki Lenin Ekim Devrimi ve Nisan Tezleri kitabinda da asamali devrimi yerin dibine sokmus,yurtseverlere de iyi giydirmistir.

Kitapta sol yapılarda var olan üç eğilimden söz ediyor ve devam ediyor:

''...bu üç eğilimin varlığını görmekten,onları çözümlemekten ve gerçek enternasyonalist eğilim için tutarlı bir biçimde savaşmaktan kaçınan herkes kendi kendini etksisizliğe,güçsüzlüğe sürükler.Bu üç eğilim şunlarıdr:

1.Emperyalist bir savaşta (ve her şeyden önce güncel emperyalist savaşta) ''yurt savunması''nı kabul eden,sözde sosyalist gerçekte şoven,sosyals şovenler.
Bunlar bizim sınıf düşmanlarımızdır.Burjuvazi saflarına geçmişlerdir bunlar...(burada bu akımın temsilcilerini yazıyor)''

++Cümleler o kadar açık ve zamana ışık tutuyor ki çarpıtılacak ve arkasına sığınacak herhangi bir şey yok!

Devam ediyorum:

2.ikinci eğilim ''merkez''denilen ve sosyal şovenler ile gerçek enternasyonalistler arasında duraksayan eğilimdir.Merkez...sosyal şovenlerle barıştan yana olduğuna yemin billah eder.Merkez demek tıka basa iyi niyet dolu küçük-burjuva söz belleğinin,sözde enternasyonalizm gerçekte ÖDLEK OPORTÜNiZM ile SOSYAL ŞOVENLER için gönül hoşluğunun egemenliği demektir.
Sorunun özü şudur ki;''merkez''kendi öz hükümetine karşı bir devrimin zorunluluğuna inanmış değildir,bunu doğru bulmaz,UZLAŞMAZ BiR DEVRiMCi SAVAŞIM YÜRÜTMEZ,kendini bu savaşımdan kurtarmak için,çok 'marksist' de çınlasa en yavan kaçamakları icat eder.
Sosyal şovenler bizim sınıf düşmanlarımız,işçi hareketi içindeki BURJUVALARDIR.Onlar bu hareket içinde bir katmanı,burjuvazi tarafından nesnel olarak satın alınmış ve küçük ve güçsüz halkları soymak ve boğmakta kapitalist ganimetin paylaşımı için savaş yapmakta kendi burjuvazilerine yardım eden işçi gruplarını ve çevrelerini temsil ederler.

''Merkez'' demek çürümüş bir yasalcılık tarafından kemirilmiş parlamenterizm havası vb. tarafından bozulmuş görenekçiler...(olumsuz tanımlamalara devam ediyor) demektir. ''

++Devamında merkezi temsil eden grupları ve iki grubun birbirine nasıl dönüştüğünü anlatıyor.
pos bıyık'tan geriye kalan, devri kapanmış yönetim. son olarak, yukarı kore köyü'nde görüldüğü rivayet edilir.
romantik ve boş adam savunusu,
"dil" konusundaki görüşleri son derece sağlıklıdır; ki genellikle bizdeki marksistler es geçmiştir oraları. şöyle der:

- dil bir üstyapı konusu değildir. dilde devrim olmaz. sovyet devriminin dili, puşkin'in dilidir!
(bkz: anti-troçkist)
kötünün kötüsü olma özelliği ile devrimler için birebir örnektir.
yani devrimci çocuklar:

bir marksistsiniz zaten.
bir leninist
bir troçkist
bir maocu (o da şüpheli..)

olabilirsiniz ama!!
sakın ha sakın stalinist olmayın.
stalın; lenin veya mao gibi bir fikir adamı veya ideolog olmadığından olmayan kavram. sscb çark edince, sscb bayrağı altında yaşamış insanların çoğunluğu sscb'i nefretle anınca bazı komünistler suçu stalin'e atmışlar ve ''komünizm iyi ama stalın kötüydü'' fikrini savunmuşlardır. işin özü budur. kısaca suçu komünizme değil stalın'e atanların uydurduğu kavramdır.
aslında stalin basitçe, kapitalizm ile savaşmak yerine kapitalizmden tamamen kopmak arzusu ile bugün hepimizin bilimsel sosyalizm dediği tam olarak, troçkinin "tek ülkede sosyalizm mi olur allahının aşkına" çıkışına yanıt olarak yapıştırdığı "olur amına koyayım hem de taş gibi" argumanıdır. bu oluşlar sırasında kafaları hala liberal ekonomi ve kapitalizme takık kalanların ya da tam olarak çözememişlerin bulunması, proleterya diktatörlüğünün başarıya ulaştığı ve artık sosyalizme geçilmiş olduğunu vs düşünmesi de hatasıdır kendisinin. devrim sosyalizme ulaşmamıştı. ama stalin ulaştı sanıp, sorun çıkınca bunu ajanlara provokatörlere kapitalist enternasyonale bir anlamda da psikopata bağlayıp bir çok yanlış kararlar neticesinde anlamsız kanlar da dökmedi değil.

bunlar stalinin hataları mıydı yoksa genel bir sosyalizm ve marksizm problemi midir, soruları da o dönemden beri sorulur ve cevaplanır oldu.

bana kalırsa stalinin bir diktatör olduğunu söylemekten çekinmem. çünkü zaten olması gereken de buydu. sosyalizme geçmeden önce devrimden sonra bir ara dönem olan proleterya diktatörlüğü yaşanmak zorundadır. (bkz: proletarya diktatörlüğü/@jackskellington) ve tarihin tam bu noktasında lider olan stalinin lead edeceği kalabalıklar için diktatör olması da elbette gerekliliktir. bunun için kan dökmüş olması elbette suçlanmalıdır. ama diktatör olduğu için suçlayamayız.

yani en başında stalinizm muhteşem bir projedir, bilimsel bir sosyalizmdir. leninizmin tam ve eksiksiz bir uygulaması, paris komününün belirttiği proleterya diktatörlüğünün yansımasıdır.

zamanla elbette stalinin kendi yanlış tespitleri ile ortaya çıkan proleterya diktatörlüğünden çok devlet kapitalizmine dönen bir yapı olmuştur ama bu yapının olmama şansını 2nci dünya savaşı olmayan bir paralel evrende düşünmek lazım. ikinci dünya savaşı baskısı varken devlet kapitalizminin oluşmaması zaten muazzam olurdu. bu minvalde iki aşamada bakmak lazım stalinizme. birinci aşama muhteşem başarılarla ile doludur. ikinci aşama stalinin puştluğu ile dolu.

stalinizmin başarıları için, uzaya ilk insanın gönderilmesine, alman blietzkrieg karşısında çıkan modüler rus tank fabrikalarına vs bakmak lazım biraz da. tabi stalinizmin hangi kısmına baktığınıza bağlı.

burada hem liberal hem amerikan karşıtı alllahından takviyeli postmodern arap aşıklarının genel eleştirileri, soğuk savaşta perdeyi indirip izolasyon sağlaması olsa da, en başında dediğim gibi, bu bir izolasyon değil kopuş ve yarışmama arzusudur. yarışmaya tekrar karar verenlerin sıçtığı bok 1991e kadar devam edebilmiştir.

devrime ihanet etmiş midir?

bırakın buna; soluk gri bir gökyüzü altında kızıl bayrağın etrafında toplanma rüyasına dalan devrimciler karar versinler.
bolşevizme karşı kurulup bir kaç on yıllık vaktini bolşvikleri katletmeye adamış öğretidir. günü geldiğinde churcill ile antlaşma yapmaktan hitler'le pakt kurmaktan çekinmemişlerdir. lenin sürgünden döndükten sonra nisan tezlerin' de söylediklerine benzer şeyler söylediğinde ise tren istasyonunda bir çok stalinist lenin'in delirdiğini sanmıştır. *
sözünü dinlemeyeni öldür 'ün teorisi.
sosyalist cihat olayı.
faşist bir düşünceden başka bir şey değildir. buna tepki olarak galiyevizm çıkmış ancak bu düşünceyi destekleyen binlerce kişi öldürülmüştür. (bkz: sultan galiyev)
hakkında yazmaya gerek yoktur. çünkü böyle bir öğreti yoktur.
(bkz: atram/@maledictus)
insanları öldürme üzerine kurulu bir siyasi tavır. stalin, stanilizm diye bir tez ortaya koymamıştır ama o döneme verilen isim cuk oturmuştur. troçki sonunda haklı çıkmış ve sscb rezil rüsva olarak yıkılmıştır. meğer tüm ülke bir dekordan ibaretmiş.

edit: eksiliyen vatandaş sovyet dönemi rusyasını oraya gidenlerden dinleyin. naylon çorap için hayat kadınlığı yapan top modellere taş çıkartacak genç kızlar, alkol batağına saplanmış çalışmayan bir halk. hiç bir makinenin çalışmadığı fabrikalar. sürgünlerde katledilen milyonlar. ve sonunda batınca tüm dünya da ayaklar altına alınan rus kadını. övün o ceberrut devleti.
troçkizm kadar boktan bir ideoloji değildir.
sosyalizm'i tek ülkeye sıkıştırmak değildir.

sosyalizm'in merkezi olacak tek bir ülkeyi kabul edip, devrimleri bu ülke öncülüğünde gerçekleştirmektir. stalinizm, ''tek ülkeye sosyalizm'i sıkıştırmak'' olsaydı; doğu almanya'yı işgal eden ruslar ''ee biz gidelim. ne de olsa sosyalizm tek ülke de olur'' derdi. bu troçkist kafası tam bir saçmalıktır. stalin, sscb'yi sosyalizm'in merkezi olarak kabul ederek; sosyalizm'i tüm doğu avrupa'ya yaymıştır.

edit: imla
stalin'in iyi yönlerinden bahsetmek, bir teröristin "içimizde çok katil var ama özünde biz de iyiyiz" demesi gibi bir şeydir.

(bkz: anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az)
troçkistlere, emperyalistlere, faşistlere karşı sonuna kadar peşinde olacağımız marksizm-leninizm'in bir kolu sayılabilecek ideolojimiz.

iyi yönlerinden bahsetmek değil nazilerin, troçkistlerin, amerikanın karalama politikalarının doğrularını anlatmak ile savunulabilir.
komünizmin en b.ka batmış kolu. marx ve lenin dahil hiç bir komünist stalin'e güvenilemeyeceği konusunda uyarılarda bulunmuştur. komünist değilim. marx'tan kastım marxistlerdir. yoksa marx'ın ne zaman yaşadığını bilmeyecek kadar cahil değilim.
--spoiler--
marx ve lenin dahil hiç bir komünist stalin'e güvenilemeyeceği konusunda uyarılarda bulunmuştur
--spoiler--

karl marx ölüm 1883
stalin doğum 1878

karl marx öldüğünde stalin 5 yaşındaydı ulan.
işte bahsetmek istediğimde bu kulaktan dolma lise muhabbetleriyle eleştiriliyor çok yazık.

görsel
Çoktan tarihe karışmış sikindirik bir otokrasidir. Bunu savunmak için nasıl bir ergen olmak gerekiyor belli değil.
insanları köle yapan, diktatör rejimi, katliamlarla, gayet şanlı ve eşitlikçi(!) tarihiyle insanlık tarafından yüz karasıyla hatırlanacak olan yine de sırf 2. dünya savaşından galip çıkması sebebiyle gözleri bağlanmış zır fanboylarınca savunulan, psikolojisi bozuk insanların savunduğu, insanlık düşmanı ideoloji.
stalin rus değil gürcüdür bilgisizlik devam ediyor...

rusya tarafından sevgiyle anılmaktadır ki rus anketlerinde en sevilen lider olarak geçer. ülkesini getirdiği nokta ibret vericidir, onu sevmek ona özenmektendir ülkemize böyle bir lider gelirse ancak amerikan köpekliğinden kurtulabiliriz.

Stalin, Rusya'yı tahta sabanlarla çalışıyorken buldu ve atomik pillerle donattıktan sonra ayrıldı.
[Encyclopaedia Britannica (1964) bölüm 5, sayfa 250.]

dipnot: tarihe karışan her şeyi sileceksek önce evinizdeki osmanlı turalardan başlayın.
lenin'in isteyip istememesi değildir olay ki istememe dedikoduları lenin'in stalin için kaba olarak bahsetmesinden dolayı çıkmıştır. seçenek olarak troçki ve stalin varken stalin'in olması normal olandır zira lenin'in liberal diye tabir ettiği troçki lider olacak değilya.