bugün

teorikte başarılı pratikte zor uygulanabilir yasaktır.
misal bir meyhanede bir ufak rakısnı bitirmekte olan akşamcıyı düşünelim..
amcam rakısının yanında bir de sigara tellendirmek istemektedir.
ilk başlarda inhibisyonun olmasıyla bunu yapmasa da alkol miktarı arttıkça amcamın karşısında kimse duramayacaktır gibime geliyor. yoksa yamuluyor muyum??
sigara yasağı takip edilen kamu kuruluşunun, gizli sigara odasında yakalanan bayanın gülme krizi.
güvenlik cemal: abla kusura bakma adını yazmak zorundayım, burda da içilmiyo bilmiyormusun?
tiryaki atike hanım: gel len yak bir tane burayı keşfetmediler daha. yeni yer buluncaya kadar idare ederiz artık.
güvenlik cemal: abla sağol ya sabahtan beri öldüm zaten, senin gibi halden anlayan da çıkmadı.
tiryaki atike: kimseye söyleme bak kırarım kafanı.
türkiye'yi güçsüzleştirmek isteyen dış mihrakların sahnelediği çirkin oyundur. sanıldığının aksine gayet yararlı bir alışkanlık olan sigara, yasaklanmak yerine teşvik edilmeli, yaygın şekilde kullanımı kolaylaştırılmalıdır.

(bkz: sigara hakkindaki asilsiz iddialar/#2496301)
eminönü'nde esnafın, beş litrelik su şişesini izmarit kutusu yapmasına ve bunu üç dilde belirtmesine, tramvay duraklarına da üçer metre arayla konuçlandırmasına vesile olan, yaratıcılığımızı yine yeniden dirilten hadise.
gayet haklı olan yasaktır, zira pasif içicilerin de zarar gördüğü temel bir bilgidir. yoksa sokaktaki insan bana dokunmadan alkol alsın, uyuşturucu alsın, hatta kriz esnasında da ölsün hiiiç umrumda olmaz şahsen... ne varsa bu sigarada, kullanıcıları * dinde de yasak görmezler, devlette de ama artık yasak işte! umarım medeniyetsizliğimizi yine konuşturmayız.
deniz baykal'ın sigaraya başlamasına neden olan yasak.*
saçma sapan, tamamı ile insanları korumaya yönelik olmayıp, akp nin uzun vadede alkol ve sigarayı ortadan kaldırarak, türkiyemizi iyice bi iran haline getirme çabası.hadi tamam ilk bakışta güzel, içmeyenler haybeden zehirlenmeyecek, peki içenler ne yapıcak birader, bir de onları düşünmek lazım. kahvede yasak *, birahanede yasak * *, orda yasak burda yasak. nerde içicez biz bu sigarayı.
böyle anlatınca da bazıları çıkıp itiraz ediyor hemen, içmeyin zaten,salığa zararlı. o benim bilecegim iş kardeşim,içerim de sıçarım da. *
geçen bizim oradaki iki kahvehaneye baktım, durum içler acısıydı. dayılar okey oynarken sinirlilerdi ve ara sıra dışarı çıkmak durumundaydılar. kahveler yetmezmiş gibi bir de kahve önlerinde sıra oluşmasın da... *
her duyduğumda sinirlerimin tepeme zıplamasına ve o çok sevdiğim sözcükcüğezi * haykırmama sebep olan yasak.
öncelikle bu yasak hakkında herkesin ağzından düşmeyen bir söz var. özgürlük. oysa özgürlük başkalarına zararı olmadan istediğini yapabilmektir. ancak heryerde sigara içilmesi de , hiçbiryerde sigara içilmemesi de bu özgürlük tanımına zıt durumda. o yüzden bu yasanın özgürlük getirdiği söylenemez aksine faşizan bir harekettir.

bugün bir çok fotoğrafçı için mükemmel kareler mevcut olacaktır. özellikle de kış aylarında bu daha da artacak. düşünsenize kar yağıyor , hayvan gibi soğuk var ve elinde sigara 10 kişi kafenin önünde durmuş tir tir titreyerek sigara içiyor.

evet sigara kötüdür , zararlıdır. evet diğer insanlarıda etkiler lakin bu sorun böyle çözülmez.sorunu çözmek için her iki taraf içinde iyi bir uygulama getirilmelidir. şu an sokaktaki insanlara baktığımızda ikiye ayrılmış durumdalar. sigara içmeyenler , çok güzel oldu derken ; içici kesim , güzel oldu bende böylece bırakırım belki diyor. yani savunmaya geçen , yasağın doğruluğunu yanlışlığını tartışan bile yok. oysa sigara tiryakileri * bu sorunun can yakıcı olduğu taraftarılar ve bu gerçekten traji-komik bir durum.

dedik ki sorun böyle çözülmemeli , ortada bir özgürlük kısıtlaması var ve iki tarafında yararına bir uygulama getirilmeli diye. bu da sigara içilen yerler , içilmeyen yerler hatta ve hatta kafeteryanın içerisinde sigara içilen bölüm ile sigara içilmeyen bölüm uygulamasına gidilebilir. yoksa okul tuvaletinde öğretmenlerle beraber sigara içmek zorunda kalıcaz ve bu hiç hoş bir görüntü değil.
ülkede özgürlüklerin olduğunu söylerler ama sıgara içenlerin özgürlüklerini kısıtlarlar .sığdırmaz edilen bir yasakdır.
kel mahmut 'ta gelse insanları caydıramayacak olan yasaktır. para cezası caydırıcı olmamakla birlikte inandırıcı da değildir. tiryaki ne yapar eder, bir yöntemini bulur, çeker sigarasını üfler dumanını
ceza olarak 62 ytl tutarı olan caydırma dozu düşük yasak.
ceza olarak yüksek bir fiyat olsa da bu sefer uygulanmıyacağı için ceza tutarını makul olarak gördüğüm yasaktır. yıllardır koridorlarda burada sigara içmenin cezası şu kadar milyardır diye yazılar gördük. kaç tane kesildi ceza? ceza tutarının çok olması da kesilmesini zorlaştırıyor. en iyisi az olsun öz olsun.
efendim kimilerine göre yavşaklık kimilerine göre döneklik kimilerine göre de postmodernlik olarak algılanan bir tutum var. zaten bunun adının ne olduğundan çok nasıl bir davranış olduğu daha da önemli: eski alışkanlıklar yitirildiğinde/terkedildiğinde o alışkanlığı nostaljik olarak anmak bir yana ona karşı aşırı bir öfke besliyoruz. hatta bu yer yer saldırganlığa kadar bile varabiliyor. çok yüzeysel bir örnek olacak ama, "bugün metalci gençlere en 'acıyarak' bakan eski metalcilerdir" kalıbında özetleyebileceğim bir tutum bu. ne bileyim eski solcunun en büyük solcu düşmanı olması, eski ateistin en büyük ateist düşmanı olması gibi... örnekler çoğaltılabilir şüphesiz.
şimdi içinizden "ulan iyi hoş da bunları neden 'sigara yasağı' başlığına yazdın armmut!" dediğinizi duyar gibi oluyorum.
bir dönem sigara içmiş ve bir şekilde artık içmeyen kişilerin çok büyük çoğunluğu, en büyük sigara düşmanları oluyorlar. bu elbette o kişilerin zamanında bu illetten çok çektikleri için, başka insanlar çekmesin diye duydukları öfke olarak açıklanabilir. yani benmerkezciliğin çok ötesinde, toplumsal bir duyarlılıkla "ah biz içtik bi bok yokmuş oğlum aman siz içmeyin. allah belasını versin bu sigaranın" düşüncesinden hareketle böyle davrandıkları düşünülüyor.
genelde 40 yaş üstü top sakallı kişilerde görülen bu "sigara düşmanı" tutum elbette sadece toplumsal duyarlılıkla açıklanamaz. bunun ötesinde entrinin başında bahsettiğimiz adı koyulmayan durum var gibi.
şimdi geliyorum sigara yasağına. ben deniz kısa bir süre önce hastalık derecesinde bağlı olduğum sigarayı bıraktım. ve eminim bir daha başlamayacağım. ama gelin görün ki, buna rağmen o ruh haline giremiyorum. bir türlü "oh olsun lan yasak oldu. içmesin ipneler ehe ehe" diyemiyorum. yarın bir gün sigaraya başlarım diye de demiyorum bunu. aksine bir noktaya bağlıyorum hatta. bence sigaraya karşı şiddetli öfke duyan eski tiryakilerin tümü sigarayı kafalarından çıkaramamışlar. zira verdiğimiz 40+ yaş aralığı da bunun kanıtı. sağlık gibi sebeplerle bırakmışlar sigarayı ve asla bırakmak istedikleri için bırakmamışlar.
kısacası sigara yasağından memnunum ama çıkıp da kimseye "bak ciğerlerim nası açıldı. oohh yemeklerin tadını alıyorum ooohh bak nası dişlerim bembeyaz oohh ööhh ühühü ühee" demiyorum/diyesim yok. hatta sigara yasağı dolayısıyla dışarda toplaşan grupları gördükçe sigaranın sosyal katkılarını hatırlayıp hüzünleniyorum. yeri gelmişken başlığın asıl konusu olan şu yasağa da değineyim. efendim şimdi havalar güzel kimse bi bok anlamadı, bence kış gelsin, memurların daşşakları donsun, o zaman hükümet bile düşecek bu ülkede görürsünüz.
kimsenin umrunda olmayan yasak. fosur fosur iciyoruz daha kimse "bilader sen naabiyosun" bile demedi.
kimsenin uyumayacağı hatta yasaklar daha cazip gelir dedirten olay.
kimsenin siklemediği yasaktır. şapka kanunu gibi bişi oldu herhalde.

ankara için tespitlerim şu oldu; ilk gün hafif tırsak güne başlandı, gördüğüm kadarıyla kafelerde masaların üzerindeki küllükler kaldırıldı. yasağın ikinci günü hayat normale döndü, küllükler tekrar masalarda.

yalnız tırstığım olay şu. havalar sıcak, kapı pencere açık ofiste. karşı binadan piçin biri görüp de şu ofiste sigara içiliyor diye ihbar edebilir.
gazi iibf'de okul bahçesinde bile sigara içememize neden olan dünyanın en saçma yasağıdır. kapalı alanı hadi anladım da açık havada içmeyi ne demeye yasaklarsın? ben açık havada bir alanın duman altı olduğunu ya da sigara içen insanın bir başka insana rahatsızlık verdiğini görmedim. güvenlikçiler ellerinde makbuz dolanıyor ''içmeyin ulaa, içmeyin'' diye. *
hükümetin yaptığı en iyi şeylerden biridir. Çok fazla işe yaramıştır.
güzel bir yasaktır iyi yapılmıştır kendini düşünmeyen etrafındaki insanları düşünmeyen canlılara ancak dayatma ile bir şeyler yaptırılır. küllük kokan sevgililer, arkadaşlar, eşler istemeyen insanlara kolaylık sağlamaya yönelik mantıklı bir uygulama.
sigaranin icilmesini engelleyen bir yasak*. turkiye de uygulanmaya baslamasiyla beraber yanilmiyorsam bu kanunu yururluge sokan 7. avrupa ulkesi olduk. amerikanin bircok eyaletinde ve bircok gelismis ulke de ise zaten cokdan beridir uygulanan bir uygulama bu ve bu kanunun uygulandigi ulkelerde buyuk basarilar saglanmis ve sigara icmeyen insanlar kafelere, lokantalara girip amfizem olma riski tasimadan kapali alanlarda keyiflerine bakip disari cikarlar. tahminimce turkiye de etkili olmaya baslamasi icin en azindan 6-7 sene gecmesi lazim ve bu zaman dilimi icinde bu kanunun ciddi bir sekilde uygulanmasi lazim. yani polis, zabita vs. kim bu kanunu uygulattiracaksa isini ciddi yapmali ki bir basari saglansin, yoksa burada sigara icmek yasaktir cezasida 170.67ytl tarzi panolarin onunde agzinda ve kulaklarinda sigaralari yakip resim cektirmek iyice moda olacak.
cezası 62 ytl olan cezanın yazılmadığı mekanlarda sigara içilirse mekanın 500 ytl ödeyeceği cezadır. *
(bkz: çok da lülü)
ofis çevresinde (ofis diye belirtmek istedim illa, kendimden soğuyorum bazenleri) daha önce tenezzül edilmeyen, bağımlılığın getirdiği zorunlulukla dahil olunan tek mekan olan cafede, toshiba lcd televizyonda neyşınıl cografiği izlemenin tadına bir başka türlü varılmasını sağlayan yasak. tadı ekşi. bunu belirteyim. neden bu kanal? sormadım. canın öyle isteme meselesinden öte bişey olsa gerek. "sana hesap mı verecem?" felsefesi de olabilir mesela bunun cevabı. üstün körü geçmek istedim hal böyle olunca. her gün mü olur?. olabilir beğenmiyorsan gelme veya izlemek zorunda değilsin. napim diğer masalara mı bakim? diye cevap versen. yok. evet. her gün, her saat, tek kanal çalışıyor. mecburen bakıcan, yaktığın sigaranın verdiği hazla, içeriğini önemsemeyip huşu içinde öğrenme delisi olucan. orada olamadığın saatlerde takıldığın bişey olursa hesabı öderken kasadakine sorabilirsin
"o ceylana noldu abi, aslanlar yedi mi?" falan diye.
bir tırtıl nasıl kelebeğe dönüşür? ve bir hemstırın sindirim sistemi nasıl çalışır?
ağlama isteğini çok görmemek lazım sanki. amin. böhüüğğğ..