bugün

Diyebileceğim kimsemin olmadığı kelimedir. Çok sıkıldım çok bunaldım. Kimse yok, herkes sahte herkes küçümser.

Geçen gün durakta otobüs beklerken zor yürüyen bir dede geldi yanıma otururken gözlerimin içine bakıp selamınaleyküm dedi. Hemen şevkle aleykümselam dedim ben de. Aylar sonra sosyalleşmiş olmanın etkisiyle istemsiz şekilde gülümsüyorum böyle içim kıpır kıpır. Canım dedem ya eski toprak işte samimi, dürüst, içten. Daha çok konuşmak istiyorum. Konuşmuyoruz tabi, 5 10 dk sıkıntıyla otobüs bekliyoruz. Dede oflayarak cebinden çıkardığı köstekli saatine ( oha hala onlardan var mı ya) bakıyor. Göz ucuyla bakıyorum Akrep yelkovan öyle incecik ki camı zaten lekeli matlaşmış dedem nasıl okusun onu ya hemen iphonumdan saate bakıp gururla onbir kırküç diye bağırıyorum. Sonra dede benim de var saatim diyor ben baktım zaten niye bidaha söylüyosun diyor dede hoşnutsuz dede asabi. Kendini ne zannediyosun iphonun var diye adam mı oldun diyor dede gittikçe çirkinleşiyor. tamam öyle demiyor ama öyle hissettiriyor yani. Dede ben konuşma olsun diye şeyapmıştım niye öyle tersliyosun ki insanı.

Ha ne diyodum ben? Hah selam. işte her selam vereni dost her aksakallıyı dedeniz sanmayın. Ya da öyle bişey.
açıkçası, sinema paran bizden gel deseler gene de gitmeyecegim film.
islam inancına göre vermesi sünnet alması farz olan şey.
11 liramı heba eden film.

yapımda ve yayında emeği geçen herkesin kafasına sıçayım!
filmde eksik olan tek şey samanyolu tv logosuydu.

ama bu eksiği de en kısa zamanda giderirler inşallah.
selam. "selime" fiilinden gelen bir masdardır. sözlükte; kurtulmak, selamette olmak, güven, barış, ayıp ve kusurlaradan uzak olmak anlamlarına gelir. islam kelimesi de aynı kökten türemiştir.

allah'ın ismi olarak selam: es-selam şeklindedir ki, esmaül hüsnadandır. yani allah'ın güzel isimlerinden bir isimdir. tıpkı rahman ve rahim gibi değil. er-rahman ve er-rahim gibi.
Türk sinema tarihinin 3 kıtada çekilmiş ilk filmi. Gayet güzel bir filmdir.
(bkz: slm)
esenlik dilemek.
allahın doksandokuz isminden birisi.
saygı, sağlık, esenlik, barış dileme sözü veya işareti.
Atsız Ata'nın damarlamızda hissettiğimiz bir şiiri.

"içim yine sevinçle dolup yanıyor;
Sanki deniz olmuş, dalgalanıyor.

Uzak uzak ülkelerden döndüm seferden;
Yaralarım ağır, fakat mestim zaferden;

Zafer, ümit kaynağının bir çeşmesidir.
Zafer bir çok gönüllerin birleşmesidir.

Gönülleri birleşenler ölse de bir gün,
Gök kubbede kalacaktır seslerinden ün.

Gönülleri birleşenler! Selam sizlere!
Uzaklarda dertleşenler! Selam sizlere!

Selam sana hücrelerde benzi solan genç!
Selam sana ey yılları heba olan genç!

istikbalim gitti diye yaslanma sakın!
istikbalin değil, ruhun Tanrı’ya yakın!

O yalancı istikbale bir perde indir!
“Gerçek yarın” unutma ki bir gün senindir!

Selam sana yavrusundan ayrılan kadın!
Kimbilir sen gizli gizli nasıl ağladın!

Ne bir damla gözyaşı dök, ne yasla dövün;
Sen yaşarken öksüz kalan yavrunla övün!

Gür sütünle asladığın erlik cevheri,
Yapacaktır onu yaman bir çeri…

Tek bir kadın değilsin sen… Sen bir ocaksın!
Madem ki bir adın Atsız, katlanacaksın!

Kafkasya’da can veren bir şehidin kızı,
Bir çeliktir… Yüreğinde erir her sızı…

Varsın, bağrın fırkatıyle yavrunun yansın…
Yansın, dayan! Çünkü sen de bir kahramansın!

Ey ekmeği alınanlar! Selam sizlere!
Ey rütbesi çalınanlar! Selam sizlere!

Kardeş yahut arkadaştır diye evleri,
Ocakları dağıtılan ülkü devleri!

Selam size! Üstünüzde bütün bakışlar,
Bir gün olur, tarih sizi elbet alkışlar!

Ey ciğeri parçalanan kahpe veremden,
Ne beklersin dünyadaki sahte keremden?

Ciğerlerin sönüyorken Tanrı’yı andın;
Tasa etme, gerçekleşir mukaddes andın.

Hepinize sevgilerle coşkun selamlar!
Şehitlerimiz bile sizi belki selamlar.

içtiğiniz ıztıraplar size kımızdır,
Bu acılar mazimize selamımızdır.

En tatlı bir hayalimdir bu selam benim,
Kırk derece sıcaklıkta erirken tenim…

Çekiyoruz bunalarak fakat ne çıkar?
Ulu Tanrı bir gün elbet bizi yargılar.

Bütün dünya sağırlaşsa o bizi dinler,
O’nun rahmet denizinde ruhlar serinler.

Ey hırçın genç, ey güzel kız! Bırakın yası…
Yeter temiz gönüllerin bizi anması…

Toprak ana uyuturken koynunda bizi,
Yarinkiler biçicektir ektiğimizi,

Yeşermesi ektiğimiz tohumun haktır,
işte o gün ruhlarımız şad olacaktır!

Selam şanlı mazimize! Selam yarına!
Selam zafer ordusunun silahlarına!

Ey geçmişin yiğitleri! Selam sizlere,
Ey yarının şehitleri! Selam sizlere!

Siz tarihe yazıyorken şanlı bir satır,
Aranızda bulunacak güleç bir batır.

Atsız oğlu Yağmur denen bu yağız çeri,
Atılarak hepinizden daha ileri.

Güldürecek babasının yanık ruhunu,
Ruh ve yürek sağırları anlamaz bunu. (*)

Karışınca gövdem yurdun topraklarına
Ruhum uçar ırkımızın bayraklarına,

Varlığın sevgisi onlara taşır,
Kendisi de ay-yıldıza belki karışır.

Bir gün gelip ırkımızın gürbüz erleri,
Adım adım dolaşırken kutlu yerleri.

Vaktiyle bir Atsız varmış derlerse ne hoş,
Anılmakla hangi bir ruh olmaz ki sarhoş?

Haydi artık dinsin bütün ıztırapların,
Ufuklardan sanlı bir gün doğacak yarın.

Güzellikle sıcaklıkla ve ihtişamla…
Kumandasız hazır olup onu selamla!

Gönlündeki yaraların kanını dindir…
Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir…"
konuşmaya başlamak için giriş bölümünü oluşturan kelime.

Selam olsun birkaç ay önce PKK'ya ana avrat sövüp şimdi liderini barış elçisi olarak gören AKP seçmenine, selam olsun birkaç ay önce AKP'ye "faşist, Kürt düşmanı" diyip şimdi onlarla kucaklaşan PKK sempatizanlarına. Sizin gibi sadece görmek istediğini gören, düşünmeyen-kendi adına düşünülmesine izin veren bukalemun ruhlu koyun sürüleri zaten olmasa o çok sevdiğiniz çobanlarınız zaten olmazdı.
Ibranice shalom kelimesinden gelmektedir. Hatta yahudi'ler birbirleriyle shalom alekum seklinde selamlasirlar. Bizde kalkariz bunu selamun aleykum seklinde yorumlar birbirimize soyleriz. Canim biz dediysek ben dahil degilim buna tabii ki.
her çeşir arıza ve hadiselerden salim kalan her türlü tehlikelerden kullarını selamete çıkaran cennetteki bahtiyar kullarına selam eden

''o öyle allah tır ki selamet verendir'' haşr 23
allah'ın selamı üzerine olsun anlamına gelen, tanışıklık, hürmet, nezaket, saygı vb. değerleri tek bir hece de toplayan kelime. bazen verilecek olan bir selam'ın farklı zaman ve mekanlar da sizin işinizi kolaylaştırabilecek bir olması olağandır.
1930'larda bir polonya kasabasının saygın baş hahamı samuel shapira, kırlık bölgede yürüyüşlere çıkmayı adet edinmişti. sıcak sevgi dolu, merhametli haham yürürken karşılaştığı yahudi olsun olmasın herkese selam vermeye dikkat ederdi.
günlük yürüyüşlerinde sürekli karşılaştığı insanlardan biri de, çiftliği kasabanın dışında olan bay mueller adında bir köylü idi. haham, tarlasında harıl harıl çalışan çiftçinin yanından her sabah geçerdi ve başıyla selam verip güçlü bir ses tonu ile "günaydın bay mueller" derdi.
köyde yahudiler ve yahudi olmayanlar arasındaki ilişkiler iyi değildi, dostluklarsa çok nadirdi fakat haham yılmadı, günlerce bay mueller'i içten bir merhaba ile selamlardı. en sonunda çiftçi haham'ın içtenliğine inanmış onun selamlarına gülümseyerek cevap vermeye başlamıştı.
bu olay yıllarca sürüp gitti, ta ki naziler gelene kadar. haham ve ailesi köydeki diğer tüm yahudilerle birlikte toplama kampına götürüldüler, en sonunda onun son durağı olacak olan auschwitz'e getirildi. trenden iner inmez seçmelerin yapıldığı sıraya girmesi emredildi, sıranın arkasında beklerken, uzakta kamp komutanının sopası ile sağı solu işaret ettiğini gördü, sola işaret ölüm anlamına geliyordu; sağ ise vakit kazandırıyor hatta kurtuluş anlamına geliyordu.
kalbi hızla çarpıyordu, sıra ilerledikçe komutana daha çok yaklaşıyordu, karar ne olacaktı; sağ mı sol mu? bu nasıl bir adamdı? binlerce insanı bir günde ölüme gönderebilen bu adam nasıl biriydi?
sıra ona geldiğinde cesur bir şekilde komutanın yüzüne baktı. o anda ikisininde bakışları birbirine kenetlendi. haham komutana yaklaştı ve yavaşça "günaydın bay mueller" dedi! bay mueller'in soğuk ve hiç bir hissin okunmadığı gözleri bir an için seğirdi, o da alçak sesle "günaydın bay haham" diye cevap verdi.
daha sonra sopası ile işaret edip, güç bela fark edilen bir baş selamı ile bağırdı; "sağ'a" yaşam'a..!

basit bir merhabanın hayat kurtarabileceğini kim düşünür? bazı küçük ya da bize göre basit davranışlar büyük sonuçlar doğurabilir. haham kurtuluşunun tohumlarını başkalarının önemsiz bir köylü dediği adama yıllarca neşe ile selam vererek atmış oldu, bir gün kaderini bu çiftçinin belirleyeceğini düşünebilir miydi?