bugün

ibda-c lideri olmaktan hapis yatan sair ve yazar. *
"baran" isimli, ibda-c'nin görüşleri doğrultusunda yayın yapan dergiden okuyabildiğim kadarıyla, eski dili kullanmakta oldukça hünerli ve kesinlikle edebi dili şairane.
gerçek adı salih izzet erdiş olan ibda-c lideri.
öncü halk savaşını solculardan alıp kendine göre devşirmesi ile bilinir.
ideolojik olarak hem fikir olunsun ya da olunmasın önyargısız bir şekilde okundugunda ne şahane bir usluba sahip oldugu her dikkatli okur tarafından kolayca keşfedilecek bir yazardır.

üstad necip fazıl ile baglatısı oldugunu duydugumda merakımı celbetmiştir kendisi. necip fazıl'ın adamıysa kötü olamaz dedim, hani olur ya insanın hayatında böyle adamlar o ne derse desin okumadan altını imzalarım der insan, üstad ne derse odur diyip okumuslugum vardır. entry nin bir işe yaraması adına bir bkz verip en begendiğim kitabını tavsıye ederek son vermeli. meraklısına;

(bkz: yaşamayı deneme)
6 cilt halinde kitaplaştırdığı günlüğünde "Çapkın Saffet"in maceralarını anlatmış ve toplu seks alemlerini kaleme almış akıncıdır.
benim en çok ilgimi çeken ise: zamanında "cia ajanları beynime çip taktı ve beni yönlendiriyorlar" şeklinde beyanat vermesidir.
ruh hastası, deli, meczup ya da necip fazıl popülizmi yaparak bir yerlere gelmek isteyen ama bunda başarılı olmayıp kodesi boylayan bir olabilir ama enteresan birisi olduğu belli. en azından sırf bu enteresanlığından dolayı araştırılmaya değer biri.

edit: mirzabeyoğlu'nun ruh hastası olduğu söylenmekte ve radikal fikirlerine necip fazıl'ı alet etmekle suçlanmaktadır.
ibda-c isimli terör örgütünün şu an hapiste olan lideridir.

dışarıda çok sempatizanı vardır. çok severler bu akıncıyı, ibda-c için terör örgütü değil fikir örgütü diyecek kadar çok severler.

hatta fatih altaylı'nın programına çıkan çarşaflı bir hanım mirzabeyoğlu'nun hapisten çıkmasını istediğini belirtmişti.

not : kara çarşaflı hanımın adını sağolsun holysin arkadaşımız hatırlattı. emine şenlikoğlu
gerçek adı salih izzet erdiş olan ibda-c lideri. bolu f tipi cezaevinde yatmaktadır.
terör örgütü demeseler mesele olurdu zaten islamı savunan herkese terörist denmiyormu bu insanlar ibdanın mantığını anlamadan şöyle terörist böyle yobaz diyip gezenlerin tarafsız bir şekilde eserini okusalar onu anlamalarına yetecektir.
kendisine telegram yani zihin kontrol işkencesi uygulandığını iddia eden adam.

ilgisiz bir konuda araştırma yaparken karşıma mirzabeyoğlu'nun telegram adlı eseri çıktı. internette gördüm ve kitabı okumak istedim. aradım, hiçbir yerde yok. yayınevini (ibda yayınları) aradım, "ya adres verin yollayalım ya da cağaloğlu'na yayınevimize buyurun" dediler. gittim. enteresan adamlar. mirzabeyoğlu'nun bir kaç kitabını, baran dergisini, furkan dergisini aldım döndüm.

telegram kitabını ilgiyle okudum. ilginç olan şu: kendisi bir hücrede tutuluyor, sanırım 17 yıldır. elektromanyetik dalgalar yoluyla zihne yapılan saldırılarda bahsediyor. bu telegram işkencesini yapanlar, mirzabeyoğlu'nun dediğine göre "mahkemede kemalizmi savunmasını, kemalizmi övmesini" istiyorlarmış.

mirzabeyoğlu, telegram işkencesini yapanların başındaki kişinin emekli binbaşı ihsan güven olduğunu iddia ediyor. kitap yayınlandıktan bir kaç ay sonra ihsan güven ibda-c militanları tarafından öldürülüyor.

kendisine sormnak isterdim; zihin kontrol yöntemlerinin varlığına ben de inanıyorum, olabilir diyorum. fakat, dedikleri doğru ise, yani telegram-zihin kontrolü doğru ise, bunu yapanlar, kendisine bunu yapanların kemalistler olduğuna inanmasını istemiş olamazlar mı?

ayrıca mirzabeyoğlu'nun geliştirdiği bir strateji oldukça dikkat çekicidir. mahir çayan'ın "kesintisiz devrim-politikleşmiş askeri savaş stratejisi" adını verdiği yöntemin, biraz değiştirilmiş halidir: "kendiliğinden zuhur diyalektiği." bu, şu demek: "bir militan, gerekli gördüğü yerde, gerekli gördüğü zamanda, gerekli gördüğü hedefe, kimseden emir ve talimat almadan eylem düzenleyebilir." gerçekten çok ciddi ve ölümcül bir yol..

kendileri ile yüzseksen derece zıt görüşlerde olsam da, fikirlerini özgün bulurum.
ayrıca, fethullah gibi, yobaz dinci takımı gibi boş ve aptal değillerdir. ciddi bir külliyata sahiptirler.

mirzabeyoğlu, (sanırım) 4 cilt olan tilki günlüğü kitabında, (1980'lerin sonunda yazılmış olmalı) "sayıştay'da denetçi arkadaşım haşim kılıç" diye yazar. o haşim kılıç'ın bugün anayasa mahkemesi başkanı olması da enteresandır..
bildiğim kadarıyla mahir çayan'ın parti cephe modelini kendine göre uygulayan bir adamdır.
1982 de salih mirzabeyoğluna üstad necip fazıl istikbal islamındır.kitabını yazmasını söylüyor.ve üstad kitabın bir böllümünü kendisi yazıyor.Eğer kitab elinize geçerse sadece arka kapağı okumanız yetecektir.
ne wikipdedi'de, ne ekşisözlük'te bulunabilecek çok özel bilgiler ışığında şöyle bir biyografiye sahip kişidir:

9 mayıs 1950 erzincan doğumlu. baba tarafı, muş'un tanınmış mirzabeyler aşiretinden ve "şerif" diye biliniyor. babasının adını bizzat bediüzzaman hazretleri koymuş... anne tarafı, bursalı ve göçmen... çocukluğu ve gençliği eskişehir'de geçiyor. necip fazıl'ın büyük doğu davasıyla burada tanışıyor ve ona gönül veriyor. milli nizam partisi'nin eskişehir teşkilatı'nın kuruluşunda yer alıyor.

daha sonra hukuk fakültesini kazanarak istanbul'a geliyor; deniz gezmiş'lerle falan aynı dönemde orada bulunuyor. ancak üniversiteyi bitirmiyor. 1975'te, çevresine topladığı arkadaşlarıyla gölge dergisini çıkarıyor. ilk defa akıncı kavramı siyasi literatüre bu dergi sayesinde geçiyor. çok geçmeden, milli selamet partisi çevresinde akıncılar teşkilatı kuruluyor.

daha sonra necip fazıl'ın erbakan'ı büyük doğu davasından reddetmesi üzerine, o da akıncılar teşkilatından ayrılıyor. 1979'da akıncı güç dergisini çıkarıyor. bu dergi etrafında illegal bir oluşum olan islam kurtuluş partisi cephesi (ikp-c) kuruluyor. akıncı güç dergisinde, büyük doğu'dan başka önder tanınamayacağının ilan edilmesi, necip fazıl'ın da dikkatini çekiyor. aynı yıl tanışıyorlar ve necip fazıl onun kişiliğinden çok etkileniyor.

12 eylül öncesinde ve hemen sonrasında necip fazıl ve yeni dostları imzasıyla büyük doğu rapor adlı 13 sayılık broşürler dizisinde yazıları yayınlanıyor. hatta necip fazıl, ideolocya örgüsü'ne "akıncı güç kadrosuna ithaf" başlığıyla bir ek yazıyor. ancak necip fazıl'ın ölümünden sonra, çocukları, bu kısımları ideolocya örgüsü'nden çıkarıyorlar ve illegal bir kişilik olarak gördükleri mirzabeyoğlu'nun büyük doğu ile ilgisi olmadığını iddia ediyorlar.

1984'te mirzabeyoğlu, ibda hareketi'ni kuruyor. yeni bir gençlikle yeni bir mücadeleye başlıyor. 1990'a doğru bu hareketten ibda-c adlı illegal oluşum çıkıyor. 1991'de mirzabeyoğlu'nun abd karşıtı olayları provoke etmekle suçlanarak gözaltına alınması ve ağır işkence görmesi üzerine, ibda-c illegal eylemlere başlıyor ve 90'lı yıllar boyunca bu eylemler yurt çapına yayılarak devam ediyor.

1999 yılında mirzabeyoğlu ve yüzlerce ibda hareketi mensubu tutuklanarak cezaevlerine konuluyorlar. 2000 yılında metris ve bandırma'da hareket mensuplarına yönelik - hayata dönüş'ün bir türevi olan - noel baba operasyonu düzenleniyor. 2 kişi ölüyor, 30 civarında kişi ağır yaralanıyor. mirzabeyoğlu kartal cezaevine konuluyor. ve hemen ardından kendisine yönelik zihin kontrolü işkencesi başlıyor. bu sırada mahkemesi sonuçlanıyor: hiçbir delil ileri sürülmeksizin, ibda-c örgütünün kurucusu olmakla suçlanıyor ve idam cezası alıyor.

mirzabeyoğlubugün halen bolu f tipi cezaevindeki tek kişilik hücresinde müebbet hapse mahkum olarak bulunuyor. halen zaman zaman yoğunlaşan zihin kontrolü işkencesine maruz bulunuyor. ve birbirinden ilginç, tamamı felsefi, bilimsel, tasavvufi, edebi konularda olmak üzere 56 kitap yazmış bulunuyor. kitaplarını okuyanlar için o, en büyük filozoflara denk bir müslüman mütefekkir. okumayanlar ise, hakkında çeşitli şeyler atıp tutuyorlar.

bugün onun doğumgününü kutlamak üzere, sevenleri bolu'ya akın etmiş bulunuyor.
(bkz: kumandan salih mirzabeyoğlu)
fanatikleri tarafından mehdi(!) ilan edilecek kadar abartılmış olan kişi. ki o fanatikler dergi vb. yollarla samimi müslümanların kafalarını karıştırmaya ve kendi hâlinde bir yaşantı sürmeye çalışan önemli cemaatlere sızmaya kalkışmalarıyla da bilinirler.
haftalık yayımlanan baran dergisinde yazar. ebced hesabıyla kafayı bozmuştur. yazdıklarını anlayan var mıdır bilinmez.
en yakışıklı hali tekkedeki seks partilerinden alınıp cezaevinde ağzının burnunun kırıldığı görüntülerdi.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=26346535
salih mirzabeyoğlu içerde kaldıkça biz dışarda olmuş sayılmayız.

61 yaşında bir insanı fikrinden dolayı içerde tutmak bir ülkeye yakışmaz. hele o ülke on yıla yakın bir zamandır demokrasiye bu kadar heveslenmiş ve insanlarını heveslendirmişse hiç yakışmaz.

yıllardır cezaevinde tek kişilik hücrede hayatını çile ile dolduran bir kültür ve fikir adamının idamla hükümlü kılınması da işin cabası. hiçbir eyleme katılmadığı, bir örümceği bile öldürdüğü tespit edilmemiş bir insanın artık 61 yaşından sonra hürriyetine kavuşması en doğal hakkıdır. telegram ile akli melekelerine yapılan eziyet ise bütün bir insanlığın ayıbı.

islam devleti kurmak yolunda çalışmalar yaptığı söylenen salih mirzabeyoğlu yakalandığı an evinden çıkanlar ise gerçekten tam bir komedi. 25 adet mermi ile devletin korkulu rüyası haline gelen mirzabeyoğlu’nun iddianamesinde bakın bulunan deliller nasıl anlatılıyor?

“yapılan aramada”

1 adet vizor marka 7.65 mm çaplı tabanca, tabancaya ait şarjör ile 20 adet mermi,

1 adet baretta marka 9 mm çaplı tabanca, tabancaya ait şarjör ile 25 adet mermi,

1 adet 22 calibre tüfek ve bu tüfeğin üzerine monte edilmiş hakko marka 1 adet dürbün ve bu tüfeğe ait 49 adet fişek

1 adet pompalı tüfek ve bu tüfeğe ait 70 adet fişek

1 adet sarsılmaz marka havalı av tüfeği

1 adet panosonic marka kamera cihazı

1 adet ericsson marka 388 cep telefonu. 14 adet cumhuriyet altını

1 adet underwood marka daktilo makinası

1 adet 100×50 cm ebadında mavi zemin üzerine üç hilal ve bir yıldızdan oluşturulmuş ibda/c adlı örgütün simgesi olan bayrak

1 adet 75×50 cm ebadında tevhid bayrağı

yukardaki malzemeler iddianameden alınmıştır. ve bunlar bir devleti nasıl yıkıp, nasıl yeni bir devlet kuracaktı anlaşılır gibi değil… artık zamanı gelmedi mi mirzabeyoğlu’nu bu yaşında serbest bırakmanın? aslında işin detaylarına girerek anlattıkça bir insanlık dramına daha fazla şahit oluyorsunuz. sözü uzatmanın anlamı yok, hapsi uzatmanın da…

izdiham
ahmet ay'ın, hakkında yazdığı bir yazısı vardır.

--spoiler--
salih mirzabeyoğlu adam öldürmemiş, gasp ve benzeri bir suç işlememiş. bu ceza, bu zulüm insanlık ve hukukla izah edilemeyecek boyutta ve bu davanın altında kalmak ar geliyor
--spoiler--
ahmet ay ahmetay@haberx.com
http://www.haberx.com/salih_mirzabeyoglu_ve_ibdac
http://www.mirzabeyoglu.com/
apo gibi idam almış ve gene apo gibi asılmamış adamdır.

bir de dücane cündioğlu'na mı sorsak "herkes dışarda bu adam neden içerde" diye? yer mi cevabını vermek?

benim makbulüm değildir aldığı cezayı da hakettiğine inanıyorum ancak hüzeyin üzmez'in salındığı bir ülkede bu adamın hapis yatıyor olması da "normal" değildir.
içeride tutulması için hiçbir delil ve sebep yoktur.

hakkında alınan karar şudur:

“...kumandan kod salih izzet erdiş'in örgüt mensublarının gerçekleştirdiği eylemlere doğrudan doğruya katıldığı tesbit edilememiş olmakla beraber....lidersiz bir örgüt düşünülmediği gibi, örgüt mensublarının gerçekleştirdiği eylemlerden de örgüt liderinin sorumlu tutulmaması eşyanın tabiatına aykırı düşer.”
Mecazlarla uğraşa uğraşa gerçekçiliğini kaybetmiş bir adam. Birileri ilaç falan da vermiş olabilir.
delikanlı adamdır. bir dayı'ya, bir de ona çok saygı duyarım!