bugün

kötüye harama el sürmeden kendini hayıra ve iyiliğe adamış muhterem insanların yaptıkları.
samimi davranış.
bazı entryleriyle beni güldüren yazar.
an itibarıyla dikkatimi çekmeyi başarmış yazardır.
yeni yılını en içten dileklerimle kutladığım,

kendisine sevgi, dostluk ve huzur dolu sağlıklı bir yıl dilediğim uludağ sözlük yazarı.
(#14404865) tespitin kralını yapan nesildaş yazar. hoşgelmiş sefalar getirmiş.
güzel bir ad-soyad.
halk dilinde amel, ishal olmaktır. Salih amel ise bu durumdan memnuniyet duyuyor olmak olabilir.
(#14500902) "türban"ın hangi ayette geçtiğini belirtmesi gereken yazar.
(bkz: mustafa kemal olmasaydı ne olurdu/#15071731) koskoca allah türkçe bilmiyor mu? diye sormamız gereken yazar.
tüm dünya arap olsun görüşü taşıyan takunyacı. lan eğer allah sadece arapça biliyorsa (haşa) niçin başka ırktan insanlar yarattı? o halde senin inandığın tanrı arapların tanrısıdır.
peki isa peygamber ve musa peygambere gelen kitaplar arapça mıydı diye sormak istediğim yazarımsı.
katıla katıla gülmeme sebep olmuş yazardır.

islam kolaylıklar dini diyorlar. allah diğer dilleri bilse bile diğer dilde konuşmak zorunda mı diyorlar? kullar arapça bilmiyorsa nasıl iletişim kurulacak?

ulan angut, insan yaratıldığında arapça ile mi yaratıldı?
--spoiler--
"halkı allah'ın azabından sakındıran peygamberlerden olsun diye onu apaçık bir arapça lisan ile senin kalbine cebrail getirdi." (2) (şuara suresi)
--spoiler--

muhtemelen burada anlatılmak istenen şey, biz size türkçe gönderseydik kuran'ı, okumaktan ve anlamaktan yoksun olan arap halkının, zaten inançsızlığı da diz boyu olduğundan, bide hz.muhammed okuma yazma bilmiyor diye, "bu adam kıçından sallıyor" demesinler diye arapça gönderdik.

bu ayette kesinlikle cennet adına bir şey bahsetmiyor. sadece kuranın arapça gönderildiği anlatılıyor. ayrıca, hadislerin yıllar içinde değişime uğrama ihtimalide olduğundan sadece ayetlerle cennet dilinin arapça olduğu kanıtlanırsa kabul edilebilir. böyle bir ayet sunamadığına göre şu anda kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyordur yazar kişisi.

ayrıca bir hadis vardır bilindiği üzere "ben arabım ama arap benden değil." bu sözü istersen peygamber arapları sevmiyordu diye istersen ırkçılık yapmayın demek istiyor diye çevirebilirsin. ama her iki noktada da aynı yere çıkarsın. "benim dilim bana, arap'ın dili arap'a."

anladın mı diye sormak istediğim yazardır.

daha nasıl açıklayayım. kurandan cennette arapça konuşulacağına dair bir ayet sunarsan önüme ikna olacağım.
güldürmüştür. (#15186655)
http://www.facebook.com/p...01&type=1&theater
kurtuluş anahtarıdır. öteki aleme götürebileceğimiz yegane icraatlardır. başka hiçbir şey bize bu yolculuğumuzda maalesef eşlik edemeyecektir. bu amellerden başka bizi kurtaracak hiç bir şey yoktur..
bir zamanlar samanyolu tv de beşinci boyut adlı televizyon dizisinde boy gösteren abimiz, bir yusuf miroğlunun fanatiği oldum, bir de bu salih amel'in fanatiği. her zaman kötü yolda olan gençlerin hayatına girip o gençleri pisliğin bataklığın içinden çıkaran adamdı, aslında bize de bir el atsa iyi olacakdı biz de iyi yolda değiliz, alkol, sigara, her yol var, bir de bu salih amel'in yanında ak sakallı oğlancı gibi bir amca var ismini bilmiyorum, o amcaya da selamlar, seviyorum sizleri hacılar.
nicki ni görüp yarıldığım yazar. bende düşünmüştüm o nicki almayı ama ismim ifşa olmasın diyodum o sıraları *
Salih ile emel.

23 yillik evli bir cift.
Saygıyı hak eden yazar.
amel olmuş kişidir.
islam dini ile ilgili kavramdır. insana fayda getiren güzel iş davranış anlamındadır.
görsel
“Salih amel” kısaca, Allah Teala’nın rızasına uygun, kişinin kendisine ve/veya başkalarına faydası dokunan iş, fiil ve hareket demektir. Ulema, kelim-i tayyib (tevhid, tesbih, tehlil, tekbir) olmadan amel-i salih olmayacağını, niyet olmadan da bunların hiç birinin bulunmayacağını söyleyerek önemli bir noktaya parmak basmıştır. Niyetin sadece mü’min için bir anlam ve değer ifade ettiğini, kâfirin niyetinin hiçbir kıymetinin olmadığını belirtmiş olalım.

Yine bu cümleden olarak şöyle denmiştir: Amel-i salih, şu dört özelliği taşıyan ameldir: ilim, niyet, sabır ve ihlas.2) Bu son derece önemli bir açıklamadır. Zira dikkat edilirse bu 4 unsur ancak mü’minde bir arada bulunur.

Kur’an ve Sünnet’i modern değerler doğrultusunda yorumlamaya çalışanların, amel-i salih kavramını sulandırma gayreti bu bakımdan komik durmaktadır. Bu meyanda, “insanlığın yararına çalışmak”, “barışa yönelik hizmet üretmek”… gibi çarpıtıcı açıklamalar yapıldığını biliyoruz. “Salih” kelimesinin “sulh” ile aynı kökten geliyor olması, “salâh” ile “sulh”un bilinçli bir şekilde birbirine karıştırılması ve sonunda mü’min olsun kâfir olsun hoşumuza giden, beğenilerimizi okşayan bir şey yapmış bulunan herkesin cennete buyur edilmesi sonucunu doğurmaktadır.

şu noktanın altını çizelim: Yapılan iş ne olursa olsun, faili mü’min değilse “salih amel” olarak ifade edilemez. Zira Allah Teala salih amelin ancak mü’minlere özgü olarak fayda vereceğini şöyle ifade buyurmuştur: “Erkek olsun kadın olsun, her kim mü’min olarak salih amel işlerse cennete girer ve zerre kadar da haksızlığa uğratılmaz.” (4/en-Nisâ, 124)

Yapılan işin fayda verici salih amel olarak değerlendirilebilmesi için buradaki “mü’min olarak” kaydı behemehal göz önünde bulundurulmalıdır! Bu ayetin mefhumundan, “demek ki gayrimüslim de salih amel işleyebilir, ama mü’min olmadığı için onun salih amelinin bir faydası olmaz” gibi bir sonuç çıkarmak ilk bakışta mümkün gibi görünse de, ayete biraz yakından bakıldığında bunun bir yanılgı olduğu anlaşılacaktır. Zira bir amelin “salih” vasfını kazanabilmesi için “niyet ve ihlas”la birlikte bulunması gerektiğini yukarıda görmüştük. Mesela namaz kılmak, infakta bulunmak yahut Kur’an okumak birer salih ameldir. Peki bir gayrimüslim bunları yaparsa salih amel işlemiş olur mu? Olmaz. Çünkü görünüşte aynı fiil olmakla birlikte gayrimüslimden sadır olan bu fiillerde “iman ve niyet” unsurları bulunmadığı için, burada ancak şeklen bir benzerlikten söz edilebilir. Dolayısıyla ameli “salih” kılan, onu işleyende bulunan vasıflardır.

Niyet bahsi bunun için son derece önemlidir.