bugün

tarihsel belge niteliği kazanmış yapıların bizden sonraki kuşaklara aktarılabilmesi için yapılan çalışmaların ana adı.
1815-1827 yılları arasında avrupa'da fransız ihtilali sonrasında bozulan sınırların tekrar düzenlenmesinin amaçlandığı dönem.
bir önlisans bölümü. mezunları özel şirketlerde ya da kültür ve turizm bakanlığında tarihi eserlerin korunması konusunda çalışabilirler.
tarihsel belge niteliğindeki kültür ürünlerinin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için yapılan müdahalelerin tümünü kapsayan bir eylemdir. restorasyon çağlar boyu tamir niteliğiyle var olduğu halde, koruma bilinci ve bugün izlenen ilkeler yüzyıl başından beri geliştirilmektedir. restorasyonun amacı yapının tarihsel kimliğini ve belge değerini korumaktadır. yapıya yeni bir işlev verilmesi restorasyonun amacı değil, aracıdır. ancak restorasyon, tarihsel yapı ve tarihsel çevre kavramları ve nitelikleri görecelidir. geçmişte yaratıan her yapıtın koruması ve restorasyonu söz konusu olamayacağı için bazı sınırlamalar getirilmektedir. bu sınırlama ve kurallar doğrultusunda bir yapı için hangi restorasyon tekniğinin kullanılacağına karar verilir.
Bir eserin aslına uygun olarak onarılması işine denir...
insanın sahip olduğu doğal ve kültürel varlıkları onarması ve yenilemesi anlamına gelir. Restorasyon fransız ihtilaliyle başlamıştır. 1789 yılında Fransız devrimiyle halk soylulara, krallara ve kiliseye karşı olan nefretini bu kurumları simgeleyen yapıları tahrip ederek göstermiştir. 1830'lardan sonra ortaçağ sanatına yeniden ilginin başlamasıyla Fransızlarda onarım bilinci gelişmiş ve restorasyon başlamıştır. Türkiye'de ise 1906 tarihine kadar restorasyon bilinci yoktur. 1906 tarihinde osman hamdi bey Asar-ı Atika Nizamnamesi'ni batılı yasalar doğrultusunda düzenleyerek koruma bilincinin gelişmesini sağlamıştır. Bugünün türkiye'sinde insanların kültür varlıklarını koruma ve onarım bilinci gelişmiş ve çağdaş toplumların bu konudaki bilinçlerinden eksik değildir. Ancak ülkemizde bu konuya harcanan zaman ve paranın çağdaş ülkelerle aynı düzyde olmadığı bir gerçek. Restorasyon günümüzdeki haline ulaşana kadar 4 evreden geçmiş ve bugünkü halini almıştır. bunlar; üslup birliğine ulaşma kaygısı, Romantik görüş, tarihi restorasyon ve şu an tüm dünyada geçerli olan Camillo Boito'nun ortaya çıkardığı çağdaş restorasyon kuramıdır.

Restore edilecek olan bir nesneye kalıcı bir düzeltme yapılması yanlıştır. geleceği ve gelişecek olan teknolojiyide hesaba katarak geri dönüşümlü malzeme kullanmak esastır.
bu ülkede "eskimiş yiğenim burası kaldırın şunları yerine koyun yenisini" mantığıyla işler. restorasyon adı altında tahribat yapmak çok yayıngındır. burda en büyük görev arkeologlara düşüyor, onlarda bankada gişe memurluğu yapmak durumunda kaldıkları için olsa gerek bana ne diyorlar.

(bkz: antalya üç kapılar tahribatı)
(bkz: hadrianus)
Restorasyon kavramı Fransız tarihinde Birinci Fransız imparatorluğu'nun yıkılışıyla Temmuz Devrimi arasındaki dönemde Bourbon monarşisinin yeniden kuruluşunu ifade eder.
Uzun bir süre sonra okumaya karar verilince seçilen ve çok sevilen bölümdür.
ülkemizde rezalet şekilde yapılan onarım.
durumu bu gün yaşadığım bir olaydan yola çıkarak anlatacağım; bizans mimarlığı dersinde iznik ayasofyasını işliyorduk ve gördüklerimize inanamayacağımız bi ders olduğundan haberimiz yoktu. bu iznik ayasofyası 1953 yılına kadar yıkık halde daha sonra 1955 yılında istanbul'da yapılacak bizans kongresine gelenlerin gözünü boyamak amaçlı restorasyona alınıyor. buraya kadar iyi hoş en azından bu restorasyonda yapılan tek göze batan hata kubbelerin üzerine beton dökülmesi ve yıl 2008 ikinci iznik konsiline ev sahipliği yapan bu mekan restorasyon kapsamına alınıyor ve olaylar gelişiyor. eski resimleri ile karşılaştırıldığında tam bir dram söz konusu restorasyon kelime anlamının dışına çıkarılmış adeta yeniden modernize edilerek -ki ne kadar başarılı olduğu tarışılır- yapılmış.

koruma kurulu adı altında var olan kurum belediyelerin himayesinde yer almakta ve restorasyon yapılması için onların onayı gerekiyor onay vermek içinde planı incelemeleri gerekir. ancak bu koruma kurulunda selim amcanın kızı, ali beyin bacanağı rıza abinin baldızı çalışmakta restorasyon hakkında bilgileye erişilemedi. heh işte durum böyle olunca ne olur, diyorsunuz kesin kültür bakanlığı el atar duruma yok işte öyle olmuyor ve restorasyon ihale ile başlanıyor. 2011 şeker bayramında bu eski kilise osmanlı zamanının camisi tekrar cami olarak bayram namazına açılıyor. ama gelin görün ki yapıyı tanıyamıyorsunuz rezillik damlıyor her yanından. tam da o günlerde oraya giden hocamız anlatıyor; "yöreyi gezdim iznik ayasofyasının hemen yakınında 3 adet cami var, ve yöre halkı ile yaptığım konuşmada aslında kendilerinin diğer camilere gittiğini ve sırf bu gün destek amaçlı bu camiye geldiklerini öğrendim" yani anlayacağınız bu caminin bir cemaati bile yok ama kimileri rant sağlamak uğruna tarihi bi mirası kullanıma açıyor. evet gelelim durumun daha da vahimleşeceği alana; şu an iznik ayasofyasında pencere oyuklarına camlar 5 cm uzaklıkta yerleştirilmiş durumda yani yapıya zarar vermiyor ama gün gelip cemaat üşümeye başlayınca çiftli pimapeni konduracaklar pencere oyuklarına. ondan sonra gelin bu yapıya tarihi eser diyin.

şimdilik ülkemizde başarı ile yapılmış bir iki restorasyon ile avunmak zorunda bırakılıyoruz. bakalım istanbul'un göbeğindeki zeyrek kasrı bittiğinde neler ile karşılaşacağız.
ülkemizde yüz yıllardır ayakta duran tarihi eserlere ince sıva-kalın sıva-astar boya-son kat boya atmakla eşdeğer tutulan işlem.
hani nasıl anlatsam; çatı aktarmayı restorasyon olarak söyler bizim devlet-i erkanımız. tuğla örmeyi, kaba-ince sıva yapmayı.
anlamı tarihsel koruma olmasına rağmen; ülkemizde tarih katliamı olarak bilinir.
kötü örneği için (bkz: http://www.independent.co...-restoration-8073267.html)

teyze naptin sen?
bazen öyle yıkıcıdır ki bakınca insanın içi acır. halbuki tam tersi olması lazım. olmuyor işte. göz yok izan yok. boya var, sıva var.
Onarım ve eksiklikleri tamamlama. Evet.
Bir eserin tarihi,anı,kullanım değerleri göz önünde tutularak hasar görmüş kısımlarının aslını bozmayacak şekilde onarılması durumudur. Fakat ne yazık ki günümüzde rekonstrüksiyonla(yıkıp yeniden yapmak) karıştırılır.
Ülkemizde çoğu zaman karşılığı şu malesef ;

görsel
Ulan madem tuğlayı ördün o hatılı niye bırakıyorsun arada? Çok korumuşsun gerçekten.
Tarihi değeri olan yapıların, aslına ve dokusuna uygun olarak yenileme çalışmasıdır.

Ciddi uğraş ve emek isteyen, profesyonel ve bu konuda eğitim almış insanlar tarafından yapılması gereken titiz bir iştir.

Son dönemlerde görülen, yürek burkan, sövdüren bir durum olan, anadolu' dan getirilen marabaların eline tuğlayı, çimentoyu vererek yapılan halt yeme işi, restorasyon değil, cinayettir.
Birileri, " dur" demelidir!
görsel

Bu kelimenin türkçe karşılığı tarihi yapıyı rezil etmektir.
iki gün önce bayram için memleketim olan Niğde Bor'a geldim ve gördüğüm manzara bu tarihi hamam restorasyon adı altında yok edilmeye başlanmış. Orjinal taş duvarlar sökülerek beton bloklar ile duvarlar yeniden örülmüş. Belediyenin akpnin elinde olduğunu söylemem gerek yok sanırım.
Her ne kadar tarihi eserde olsa, çağımızdan da esintiler eklemektir.

Pimapen nedir amk.

görsel
Ülkemizde, allah billah aşkına yapılmasın dedirip, saç yoldurtan restore işidir.

Onca akademisyen, onca bilir kişi, onca tarihçi, mimar hiç mi rahatsız olmuyor bu restorasyon rezaletlerinden!
Tarihi esere pimapen takan, yerlerini parke döşeyen, yağlı boyayla boyayan hadsiz ve denyo zihniyetin kepazeliklerine " dur" diyecek bir aklı selim yok mu bu ülkede?!
imdaaattt! Yangın vaaarrr!!!
Türkiye de düşünmeyen mimar mühendisler tarafından yapılmaması gereken mimari uygulama.
(bkz: evet tarafından)
ikiye ayrılır.

1- restorasyon
eski bir yapıda bozulmuş, yıkılmış olan yerleri, bölümleri aslını bozmayacak bir biçimde onarmadır.

2- akp tipi restorasyon
belli bir kesime para kazandırmak ve din kasmak uğruna güzelim yapının içine edilmesi, asırlık çınar ve servi ağaçlarının kıyıma uğratılmasıyla sonuçlanan ucubeleştirme sürecidir.

örnek
fatih cami
görsel

görsel