turuncu renkli, yuvarlak, c vitamini deposu, sıkılası ve içilesi meyve...çekirdeksiz olması tercih edilir...
en makbulü soyup baş ucuna konulan güzide meyve.
portekiz'in ingilizce yazılışı olan portugal'dan türetilmiş kelimedir. portugal, portugal diyerekten zamanla portakal olmuştur.

inanmayanlar için de hollanda örneğini vereyim. hollandalılar da portakalı zamanında çinden ithal ediyorlarken, portakala "Chinaappel" demişler yani çin elması. china = şi:na şeklinde okunduğundan zamanla "sinaasappel" olmuş ve öyle kalmış..
kış günlerinin tatlı suyu gibidir, ağzı serinletir, boğukluğunu alır nefes verir.

bıçağın değdiği yerler kabuğun turuncu suyunu ellerine fışkırtır sinsice. ardından kabuklar muntazamca soyulduğunda yusyuvarlak sert, içi suyla dolu bir meyvede bulursun kendini.
dilimlerine ayırırken meyvenin suyu daha bir özgür bırakır kendini. dilimler birbirinden ayrılırken içi cızz ettiren, hemen yeme isteğiyle insanı dürtmeye neden olan bir çıtırtı çıkar bu meyveden. dilimleri sıkıca saran o iştahlı, beyaz, ince kabuklar bazen ayrılır kendi sarıldığı dilimden, o aradan da portakalın insanın dilinde "bir daha, bir daha!" hissi uyandıran parlak, ıslak rengi görünür.
dilim ağıza giderken daha, dolaptan çıkmış soğukluk hissedilir damakta. ısırılan dilim, portakalın suyunu dağıtır ağıza. böyle güzel bir nefes daha yoktur. yeni bir dilimi daha ağıza götürürken sabırsızca, suyuyla ıslanan parmağın ucundaki damla emilir.
narenciyegillerden çok değerli bir meyve.

hayatım boyunca tattığım en güzel şey.*
dünyada en fazla brezilya tarafından üretilen meyve.
Özellikle kırmızı olanları sarı portakallara göre dört kar daha fazla karoten içerir. Bu da vücudun hastalıklara karşı dayanıklılığını arttırır. erkeklerde sperm sayısını kadınlarda ise doğurganlığı olumlu yönde etkiler.
sadece güney kutbunda yetişebilen yeşil renkli bir sebze.
gripten korunmak için bol bol yenilen , c vitamini deposu.
dünyanın çeşitli yerlerinde üretilen türleri ise:
Arcadia
Australian
Baladi
Benny Valencia
Blood
Bonanza
Bone
Bouquet
Cadenera
Cara Cara
Chinotto
Circassion
Continentale
Criolla
Delta Seedless
Diller
Double
Dummit
Du Roi
Early Oblong
Egyptian
Enterprise
Everbearing
Exquisite
Foster
Gim Gong
Hamlin
Hick
Homosassa
Indian
Jaffa
Joppa
Lane Late
Lue
Magnum Bonum
May
Madame Vinous
Majorca
Maltaise Sanguine
Maltese
Maltese Oval
Marquiz
Marss
Midknight Seedless
Moro
Navel
Navel Late
Navelina
Nonpareil
Oldvini
Osceola
Oval
Paper Rind
Parson Brown
Pera
Pineapple
Prata
Proteus
Robertson
Ruby
Salustiana
Sanford Blood
Sanguina
Sanguinelli
Saul Blood
Seville
Seville Bitter
Shamouti
Skaggs
St.Michael
Star Caljq
Stark
Summernavel
Tarocco
Thompson
Tomango
Trovita
Valencia
Valencia Late
Valencia Tropical
Verna
Washington
Washington Sanquine
White dır.
kabuğundan yapılan reçelinden kimse bahsetmemiş meyvesi.
verdiği feraklıktan ve zevkten uçan balon misali gezdiren çok hoş bir reçeldir.

efendim, kabukların varsa ki mutlaka vardır beyaz kısımlarını alıyoruz ve doğruyoruz.
su dolu kaba koyuyoruz günde 2 defa bir kaç gün suyunu değiştiriyoruz ki fazla asit kabuğu terketsin.
suyu normale döndüğünde bir tencereye alıp şekerini döküyoruz ve orta hararetteki ocağa koyuyoruz.
kaynarken tadına bakıp denetliyoruz. herşey yolunda gitsin diye kaynarken ocakla başbaşa bırakmıyoruz.
süre ve ölçü kafama göre olduğu için kabuğu yiyerek kontrol ettiğimizde oldu bu dediysek olmuştur.
sonrasında soğumaya bırakıyoruz ve sabahları kahvaltıda aaafiyetle yiyoruz ve prozacinsanının kulaklarını çınlatıyoruz.
afiyet şeker bal olsun. vücudunuza ve ruhunuza şifa olsun.

dipnot: reçel serüveninizi benimle paylaşmanızdan mutluluk duyarım.
sıkmalık ve yemelik olarak ikiye ayrılır.
sıkmadan önce portakal'ı yarım saat kadar soğuk su'da bekletirseniz, sıktığınızda daha çok portakal suyu elde edebilirsiniz.
not: denedim gördüm.
diş fırçalandıktan sonra yenildiği takdirde insanı duygudan duyguya sürükleyen meyvedir efendim. yenilesidir.
dünya çapında piyasasının merkezinin hollanda olduğu meyve. yamulmuyorsam milli takımlarının forma rengi de bayraklarında olmamasına rağmen buna atfen portakal rengidir.
bir kaç saat önce manavdan aldığım meyve dir. ne portakalmış arkadaş az olsun 2 tanecik alayım dedim tartınca 1 kg geldi. yemeğin üstüne birini yedim, şu anda yerimden bile kalkamıyorum, her taraf portakal suyu oldu ayrıca. portakal değil kavun mübarek... bir diğerini ne yapsam diye de kara kara düşünmekteyim ayrıca...
bazen tatlı olduğundan can istenmeyen ama bir dilim yediğinde tamamını bitirdiğin c vitamini deposu. bu aralar az yemişim herhade, bir tane yiyeyim dedim, vücut c vitaminini görünce bir görecen sanki yıllardır yemiyomuşum gibi bir portakalı yutmuşum.
fark ettirmiyor da galiba bu c vitamini eksikliği..
ömür gedik ve teoman ikilisinin söylediği şarkıya konu olmuş meyvedir.
(bkz: portakal orda kal)
turunçgillerdendir. limonun annesi. kan portakal cinsi bir başkadır. sırasını bekliyor. yaz bitsin gelecek.
en iyisi mersinin erçel köyünden çıkar.
iri ve aşırı sulu olmayanı makbüldür. ayriyetten kendisini soyarken suyunu damlatmayan hanımefendiyi anneme gelin olarak alabilirim.
ingilizce anlamında turuncu anlamınada gelen bir kelime. ingilizce anlamı: orange
mevsimi geçmekte olan harika meyve. keke pastaya da konulur, suyu da sıkılır kendisi de yenilir. nefistir. henüz olgunlaşmadığı ekşi olduğu zamanlarda şekere batırılıp afiyetle yenilir.
moskovada bir turk mobilya firmasinin markasi. sanirim batmis olabilirler uzun suredir haklarinda bir sey duymuyorum , ofisin mobilyalrini onlardan almisdim zamninda.
sıcak topraklarda yetişen bir çeşit meyve.