bugün

bu ne manyak bir heriftir yav.

filmlerinde rahatsız edici sahnelere bol bol başvuran bir rejisör.
birazdan filmlerini izlemeye başlayacağım italyan rejisör. hadi bakalım. caminciamo.
Faşizmin sapkınlığını eleştirdiği için acımasızca öldürülen cesur insan.
(bkz: passolig)
diri diri yakılan,
bir kamyon lastiği altında ezilen
çocuklar tarafından bir incir ağacına asılan
ama hala alınacak yedi, sekiz canı bulunan
bir kedi gibiyim.
çünkü ölüm,
başkalarıyla iletişimde bulunamamak değil, anlaşılamamaktır başka insanlar tarafından.

Pier Paolo Pasolini
solo'nun 120 gün'ü filminin çekilmesinden hemen sonra öldürülen ve italyan klise doktrinlerini eleştiren ve sinemasını bunun üzerine kuran, ateist ve aynı zamanda gay bir italyan yönetmendir.
salo'da 1940'lı yıllar üstünden ultra zengin, ultra ünlü, ultra güçlü ipagan sapıklarını eleştirdiği için öldürülen cesur yönetmen.
özcan alper'in sonbahar adlı filminde kendisinden esintiler görmekteyiz. özellikle final sekansındaki cenaze sahnesi birebir passolini'den etkilendiğini göstermektedir.

marksist bir yazar ve yönetmen olan passolini, hristiyanlık üzerinde yoğun olarak durmuştur. eşcinsel ve marksist olması ve aynı zamanda aykırı filmleri nedeniyle kilise ve muhafazakar çevre tarafından tepki almıştır.

italyan sinemasının, federico fellini, vittorio de sica, roberto rosselini gibi en önemli ekol yönetmenlerinden biridir.

salo yada diğer ismiyle sodom'un 120 günü adlı filmi ilginç konusu ve sekanslarıyla cesur bir film niteliğindedir. midesi hassas olanın izlemesi tavsiye edilmez.
geçenlerde albel Ferrara adındaki yönetmenin pasoliniyi konu aldığı film. anladığım kadarıyla eşcinsel, faşist karşıtı ve eş cinsel bir adam olup filmleri sapıkcadır.
geçenlerde albel Ferrara adındaki yönetmenin pasoliniyi konu aldığı film. anladığım kadarıyla eşcinsel, faşist karşıtı ve eş cinsel bir adam olup filmleri sapıkcadır.
gelmiş geçmiş en büyük yönetmen olmasa da en zeki yönetmendir.
hayatı boyunca faşizmle savaşıp faşistler tarafından öldürülen, yanlış anlaşılan cesur italyan yönetmen. filmlerini ise öyle herkes izleyemez, midesi kaldırmaz herkesin yani. tüyler ürperticidir (bkz: Salo ya da Sodom un 120 Günü)
" kültürel bir çöl yaratılmışsa orda herşey satılabilir, çünkü çölde herşey mucize etkisi yapar." der.
(bkz: kültür endüstrisi)
Atilla dorsay yorumuyla
Pasolini özellikle erkek cinselliğine hayranlığı vurgular. Cineselliklerini yırtık pırtık giysilerin ardında cömertçe sergileyen, sürekli istekle kıvranan ve bu isteklerini kompleksizce doyuran genç bedenler, bir tür proloter cinselliği tab-losu oluştururken, Pasolini cinselliğinin ilkel toplumlara ve onları dinler öncesi cinsellik anlayışı ve uygulamasına olan ilgisini de sezdirir. Günah kavramının va-rolmasından önceki bir cinselliktir bu...Sakıncasız, çekincesiz ve utanma-sız...Çıplaklık, serbestçe yaşanan cinsellik onun filmlerinde ilkel toplumların bü-yüsünü oluşturan öğelerden biri olarak gelir ve bu çağdaş estetiğin süzgecin-den geçerek filmlerine katılır.

Kaynak:http://www.kitapokuyoruz....er-Paolo-Pasolini-Kitabi/
''Kültürel bir çöl yaratılmışsa, orada her şey satılabilir. Çünkü çölde her şey mucize etkisi yapar.''

- Pier Paolo Pasolini -
faşizma karşı sanatıyla mücadele etmiş, sert ve aykırı filmleriyle her daim derin etkiler yaratmış yönetmen.
ilkokuldan sonra Conegliano ortaokuluna başladığı dönemde Teta Velata adını verdiği bir metinde yazdıkları saf, yalın ve kabuksuz bir hayat görüşüne sahip olacağını gösterir biçimdedir.

Belluna daydık, üç yaşından biraz büyüktüm. Çocuklar bahçede oynarken en çok dikkatimi çeken bacaklarıydı, özellikle tendonların belirgin olduğu dizaltının iç kısımları. Bu tendonlar benim henüz ulaşamadığım hayatın sembolüydü. Koşan çocuk imajı benim için büyümüş olmayı simgeliyordu. Şimdi bunun tamamen cinsel bir duyu olduğunu düşünüyorum. Bu duyguyu tekrar hatırlayınca içimin mutluluk, keder ve arzunun şiddeti ile dolduğunu hissediyorum. Ulaşılmaz bir duyguydu bu o zamanlar, adı henüz konmamıştı. O zaman ona verdiğim isim teta velataydı. Şiddetli bir oyunda gördüğüm bu eğilip bükülen bacaklar teta velataydı, bir karıncalanma, bir baştançıkış, bir aşağılanma. *
daha çok salo o le 120 giornate di sodoma adlı iğrenç filmiyle tanınan italyan yönetmen.
bir subayın oğlu olarak italya'nın değişik kentlerinde yetişmiştir. latince, edebiyat ve sanat tarihi üzerine tahsil görmüştür. Filmlerinin yanında "casarsa'nın öyküsü" adlı bir şiir kitabı da yayınlamışlığı vardır. 1975'de ölmüştür.
eşcinsel olduğu için üyesi bulunduğu italyan komünist partisi'nden ihraç edilmiştir. Marksist ve ateisttir.
filmleri için türkçe altyazı araya araya yaşlanacağınız yönetmen.

bulan eden için özel mesaj kutum on air.
Sıra dışı bir üslupla çektiği ve toplumsal eleştiriye dayalı filmleriyle tanınan italyan film yönetmeni, şair, ve romancı.
sodom un 120 günü gibi bir şaheserle faşizm in tekerine en büyük çomağı sokmuş, yakaladığı eleştirel uslup sinemaya farklı bir boyut getirmiştir. ama neticede italyada da, türkiye ye benzer derin (!) bir sistem in oluşu, pasolini nin, sanatının bedelini canıyla ödemesine neden olmuştur.
Sanat tarihi dersinde Rönesans konuşulurken, Boccaio konuşulmadan geçilmez. Il Decameron (Decameron hikâyeleri), öss senesinde ezberlenildiği gibi, ilk hikâye olarak kabul edilir. Decameron un konuşulması üzerine, sanat tarihi hocamız, bize Pier Paolo Pasolini'nin Decameron hikâyelerine sadık kalarak yaptığı filmi izletmiştir. Bütün erkek oyuncuların dişleri birbirinden kötü olması, izleyicinin dikkatini çeker. Filmde kendisini, ünlü italyan ressam Giotto olarak izleme şansına erişiriz.
izlenesi, alkışlanası bi adam..

önünde saygıyla eğilmiyorum...tehlikeli biraz..
(bkz: pier paolo pasolini nin olumu)
güncel Önemli Başlıklar