bugün

istediğiniz büyüklüklükte çemberleri düzgünce çizebileceğiniz zımbırtıdır.diğer adı ise "çemberçizer"dir. ilkokul öğrencilerine zorla aldırılır ve yıl boyu bir veya bilemedin iki kere anca kullanılır. ama her ne kadar kullanılmasada tüm öğrenciler almak zorundadır, yoksa öğretmen kızar. bunun gibi aldırılıp kullanılmayan bazı araç/gereçler:
gönye,
iletki,
akümülatör,
mouse pad,
vs vs vs vs
bazı öğretmenlerin istekle aldırıp; kullandırtmadıkları ıvır zıvırlar.
ilköğretim yıllarının vazgeçilmez şaka gerecidir. alna saplama, göte batırma ... gibi birçok şakanın başrol oyuncusudur kendisi.
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz
iki başımız var, bir bedenimiz
Ne kadar dönersem döneyim çevrende
Er geç başbaşa verecek değil miyiz?
(bkz: Ömer Hayyam)
bahtsiz okey oyuncusunun acinasi haykirisi.
genelde ucunda bulunan iğneyle arkadaşlarıma batırma yoluyla taciz etme suç aletim.
(bkz: küçüktüm ufacıktım)
BUNLARLA OLCUM YAPILMAZ. BUNLARLA CEMBER CIZILIR. HAAA, DUZ OLAN KOLLARI UZERINDE CETVEL VARSA; BILEMEM TABI.
türleri varmış ki onlarda şunlardır ;

(bkz: ölçek pergeli)
(bkz: elips pergeli)
(bkz: yaylı pergel)
(bkz: şapkacı pergel)*
(bkz: sabit pergel)
(bkz: taşçı pergel) *
(bkz: uzunluk pergeli)
(bkz: nokta pergeli)
(bkz: oran pergeli)
(bkz: üç kollu pergel) *
(bkz: can sıkıntısından girilen entryler)
bir yayın adı.
teknik resim dersinin vazgeçilmez ekipmanı.
ilkokulda ahşaptan yapılmış devasa bir modeli de olan çember ve daire çizmeye yarayan araç. bu devasa ahşap pergelin bir ucunda dev bir çivi diğer ucuna tebeşir sıkıştırılabilen bir metal aparatı vardı, bu alet sayesinde sınıf tahtasına çember ve daire çizebiliyorduk.
ucunda iğne olanları ile parmağımı hep yaralamama neden olan, kalem eklemeli olanları yüzünden ise teknik resimlerimin hep hatalı olmasına neden olan aparat. kendisi ile yıldızım hiç barışık değildir.
kimin öğrencileri daha ilkokul sıralarındayken koleksiyon sevdasına düşüren gereç. çember çizmeye yarar.
Ucu serttir ; her dönüşünde batar odaklandığı kağıda.
fazla aşık sevgili gibidir. etrafında dört döner ama bir yandan da batar, acıtır seni.**
şablon ile çizilemeyen çemberleri çizmeye yarar, şablonla fi=32mm'lik (çemberin çapı) çembere kadar çizilir, sonrası için pergelin yardımına ihtiyaç duyulur.
(bkz: a valediction forbidding mourning)
matematik gibi bilimlerde kullanılan araç -gereç olmasının dışında, babamın bir yere yetişeceğimiz zaman hadi pergelleri açlım diyerek, farklı bir anlam yüklediği kelimedir.
tam olarak budur.
görsel
bir kişi de çıkıp demiyor ki pergelin başından değil kalemin başından tutacaksın, çizeceksin, yoksa eline ayağına dolanır serçe parmağına, yüzük parmağına dolanır başka alanlara serbest mesleklere yönelirsin, berduş olursun.

çember cetvel araçtır manyağı olmanın lüzumu yoktur demeyen bir nesil geldi esti geçti.
“insan pergel gibi olmalı, bir ayağı kendi kültür değerleri üzerinde sabit durmak kaydıyla, diğer ayağının açısını alabildiğince geniş açabilir.” mevlana

pergel aynı zamanda bin yıllardır mimarlık mesleği ile özdeşleşmiş bir semboldür. o kadar ki mimar sinan'ın kendisinin kaleme aldığı tezkiretü-l bünyan ve tezkiretü-l ebniye'nin girişi "canın ve gönlün halvet sarayı olan hazreti adem'in vücudunu pergelsiz ve cedvelsiz bina eden allah'a hamdediyorum" diye başlar. sinan eserinde pergelden sık sık bahseder ve kendini ve sanatını tanımlarken pergelden ilham alır. "bir ayağım temel ilkelerde sabit durdu, diğer ayağımı da başka diyarları gözlemlemek için kullandım" diyor ve ekliyor "pergel gibi hareket ederim". sinan'ın pergelle olan sıra dışı ilişkisi o denli ileri gitmiş ki kendi türbesinin planını bile pergel şeklinde yapmış.

günümüzde ise bence en çok pergel gibi hareket etmesi gerekenler akademisyenler.
1 liraya pergel alıp daire çizerlerdi, oysa ki o 1 lira daire çizmek için daha iyi bir araçtı. dünyayı kurtarabilirdim ama param yoktu.
öğrenciler için bir ders aracıdır.
özellikle resim derslerinde kullanılır.
her açıyı çizebilirsiniz.
Müslüm babaya göre Geometrik bir hadise.

Şöyle bir hadise vuku bulmuştur. Müslüm Gürses izzet Yıldızhan Show'a katılır. Burada dans gösterisinde bacaklarını 180 derece açabilen bir bayan üzerine aşağıdaki muhabbet gerçekleşmiştir:

Müslüm Gürses: Nasıl açıyo bacaklarını öyle pergel gibi?

izzet Yıldızhan: Pergel ne abi?

Müslüm Gürses: Geometrik bir hadise.
Matematik dersindeki allahın belası konular.