bugün

ciddi manada bir boka benzemeyen film. yani eğer kendi osuruğunuzdan korkan bir yapıya sahipseniz tabiki sizi korkutabilir. ancak çarpan kapılar gayipten gelen sesler haricinde pek bir numarasını göremedim. bu filmden korkanlar ciddi manada otursun biraz korku filmi izlesin. korku filmi nasıl bir şeymiş görsün.
10 ocakta türkiye'de vizyona girecek film. hala izlemeyen kaldıysa tabi.
orjinal finali steven spielberg' in tavsiyesiyle değiştirilmiş fakat buna rağmen vasattan öteye geçememiş, insanı, filmi izledikten sonraki bir- iki gece duyduğu seslerden sonra filmi anımsaması dışında hiç germeyen, blair cadısı' nın pazarlama başarısından yola çıkılarak hazırlanmış, piyasaya yapımcı firmanın logosunun gözükmediği tek film olarak kayıtlara düşen 2007 yapımı, türkiye'de ise 2010 ocak' ında vizyona girecek olan film.
--spoiler--
bildigin ev yaşamını video kamera ile çekip alın size film diyerek rec tadında yapmak istemişler ama yanından bile geçememişler. o nasıl bir ruhani varlıkmış ki taşşak geçmek istiyor ev halkıyla. ya öldür ya çek git. insan bekliyor birşeyler olsun diye ama sonuna kadar aynı kareler tekrarlanıyor.çok büyük bir kayıp olmaz izlememek.
--spoiler--
saw6 ya rakip olabilecek bir film denilmesi üzerine aldığım, film bitiminde hüsrana uğradığım b.ktan bir film..
(bkz: paranormal activity 2)
Acaba gerçek mi diye kendi kendime sorduğum ve bayada etkisini üzerimde hissettiğim bir filmdir. ilk başlarda biraz sıkıcı gibi olsada kızın yerde sürüklenme sahnesi ve en son çığlık ata ata aşağı inip çocuğu çağırma sahnesi gerçekten çok ürkütücüydü. Korku ve farklı bir heyecan yaşamak isteyenler için gerçekten güzel bir film ama hakkaten gece izlemek daha da korkutuyor ve acaba olabilir mi diye düşündürmüyor değil. Ayrıca yalnız izlenmemelidir.
(bkz: ananskym)
gündüz vakti izleyince etkisi olmayabilir belki, o yüzden heycan arıyorsanız ve bi şeyler bekliyorsanız filmden ya sinemada izleyin ya da evde sinema ortamı yaratın.
böyle filmler sonra büyük hayal kırıklığı yaratabiliyor.
ama size tavsiyem gece vakti karanlıkta izlemeniz.
*
film beklentilere göre şekillenmişti kafamda. sıkı bir korku filmi bekliyordum. "ben korkmam, abi" diyenlerden olsamda, korkucağıma inandırmıştım kendimi. velhasıl sonuç; vasat ve sıkıcılıktan öteye gidemeyen bir film. korku klişelerinin üzerine kurulu. kendine açılan kapılan, gaipten sesler... sesin bir anda yükseleceğini ve irkilecek olmanızı bile bile izlemek zevk vermedi bana.

en iyi korku filmi sayılabilmesi için, sıradanlıktan sıyrılıp, üzerine bir şeyler katmış olması gereken bir filmdi.
yalnızca filmin bir sahnesinde kızın bacağından çekilip sürüklenmesi ve sonunda çığlık sesinden sonra elinde bıçak ile yukarı çıkması dışında korkutucu olmayan film.

ayrıca, tam film bittikten sonra aniden elektriklerin gittiğini okumak ayrıca sıçırttırıcı bir etki yaratmıştır.
tek başına izlenmemesi gereken film. Sadece kelimesine takılıp kalmayın...

Görüntü ve efekt kullanımlarıyla oldukça korkunç...
her yüksek beklenti sonrasında yaşanabilecek "bu muymuş lan?" tepkisini tekrar yaşatabilecek olandır... size tavsiyem beklentinizi cok yüksek tutmadan izleyin ancak kesin izleyin. düşük bir bütçeyle de başarılı işlere imza atılabileceğini göstermiş olan korku filmidir. güzeldir izlenilebilitesi yüksektir.
hayalet seslerinden esinlendiği düşünülen filmdir.
2008'in başında bir arkadaşım sayesinde tanıştığım film.çok başarılı bir iki sahnenin dışında pek bir özelliği olmasa da birlikte izlediğim yankeeler arasinda korkudan fenalaşanlar olmuştur.hatta bir arkadaşımın sen nasıl bu kadar rahat izliyorsun sorusuna cevap olarak biz türkler şeytan çağırmayı bildiğimiz için bunda korkacak birşey görmüyorum demişliğim de vardır.
izlemeye başlayıp uzun sure ne zaman bi aktivite olacak diye beklediğim daha sonra atlayarak izlediğim film. Ben beğenmedim.
Ama 32 yasında bir tanıdığım, izlemiş hem de cok korkmuş.
Kimi çok korkuyor kimi ise saçma buluyor, ne bilim anlamadım ben de.
dünya üzerinde,evine her gece tuhaf bir yaratık gelmesine rağmen gece 12 oldu mu tüm ışıkları kapatıp uyuyan, allahın her günü evde olmalarına rağmen geceleri dışarda eğlenip sabaha karşı eve gelip uyumayı,evde parti vermeyi,en basitinden evi kalabalık tutmayı akıl edemeyen, bir gece önce kapılar bam güm kapanmasına rağmen ertesi gece tekrardan 12de tüm ışıklar kapalı halde yatmaya giden insanların da bulunabileceğini gösteren bir filmdir.

ha kızın yataktan sürüklenmesi, salıncakta put gibi durması, ayakta 3 saat dikilmesi gibi farklı sahneler de vardır. ama korkutucu değildir.
filmde yapılan tek akıllı ve güzel şey korkulan şeyin gösterilmemesi. çoğu korku filmi bu hataya düşüyor. korkunç bir yaratık gösteriyor. izleyici bir korkuyor iki korkuyor üçüncüde alışıyor ve artık korkmuyor. ama bu film de bu yapılmamış. korkulan şey gizemini koruyor ve onu hiç göremiyoruz. bu da izleyiciyi geriyor.
gecenin 04:00'ünde, bir başına ve "erkek adam filmden mi korkarmış" diyerek, ışıkları da kapatılıp izlenip, 06:00 gibi yatıldığında güpegündüz esrarengiz kabuslar gördürmeye neden olabilecek film.
gerçi bahsedilen şartlar altında sadece monitoru seyretmek bile yeterince ürkütücü olduğu için, filmdeki gayet sıradan şeyler yalnızca hareketli görüntüler olmaktan öte bir şey olmamıştır.
ne olursa olsun bir gerçek var ki, iyi pazarlanmış film.
(bkz: tırt)
film hakkında cok güzel eleştiriler aldım.hatta o kadar abarttılar ki zaman kaybetmeden izle.nadir korku filmlerinden oldugunu duydum. ama tam bir hayal kırıklıgıydı, cok sıkıcı bir film.sonu tamamen fiyasko. tavsiye etmem.
yaklaşık 1.5-2 ay önce es kaza bir arkadaşımın tavsiyesiyle 4 kişi izlemiş bulunduğumuz; o zamana kadar ki korku/gerilim çıtamı bir anda zirveye çıkaran profesyonelce amatör yapılmış film.Görüntüler veya senaryo gerçek bir hikayeden alınmamıştır.Filmin sonundaki "Dedicated to heder hüder .. " yüzünden insanı izler izlemez "yok artık..bi arıyalım bakalım google dan" moduna sokan hoş bir bitirişi vardır.Ayrıca George Lucas filmi Amerika'daki ilk gösteriminde izledikten sonra başına birkaç enteresan olay geldiğini ve gerçekten çok korktuğunu ifade etmiş.
vakit kaybi diye adlandırabileceğimiz en büyük yapımlardan bi tanesi, tamam güzel bi olay anlatıyorsun, hersey gercek olabilir bak anlarim, ama o ayak izi yapalim diyen beynin o anda nasil calisti merak ediyorum sayin yönetmen, ulan tamam onu da yaptin, belli belirsiz ayak izi yap ne öyle. tirsmak izleyenlere tavsiye,
-odanıza büyük bir ayna koyun,
-yataginizin altina ekmek kırıntıları serpin,
-basucunuza bir bardak sidik koyun,
-mümkünse cenabet olun,
izleyin, belki bu sekilde keyif alabilirsiniz.
filmin tek aklımda kalan sahnesi; doktorun artık iyi şeyler olsun, mutlu olun demesi üzerine, micah'ın katie'ye "bundan sonra anneni çağırma" demesi oldu.
kaynana kavramı tüm dünyada geçerli bir kavram sanırım.
sıkılmamak için aralarında konustukları gündüz yerlerini geçip sadece gece olaylarını izlemeniz gereken film.