bugün

geçen dönem harıl harıl çözmeye çalıştığım orhun abideleri..
azerbaycan televizyonunun bir verilişine(sanırım program anlamında kullanılıyor.) göre,ilk yazılı türk eserleri orhun anıtları değilmiş.daha eski yazıtlarda varmış.bu bile yeter adem olana.
sırf "atalarım burda yaşamış onlarla aynı havayı soluyayım.şurdan atlarının geçişini hayal edeyim minnettarlığımı ifade edeyim."*
diye gidip civarında bir kaç gün yatılası yer.
karakurum ile bağlantı yolu ve müzesi yakında açılacak * anıtlardır.
8.yüzyılda yapılmış ilk türkçe yazılı belgelerdir. ilk farkedenin kişinin 13. yüzyılda iranlı şair ata melik cuveyni, ilk okumayı ise danimarkalı bilimci vilhelm thomsen ancak 1893 yılında yapabilmiştir. deyim ve anlatım gücü bir sonraki yüzyıla ait rus kültürünün ilk yazılı belgesi olan igor alayı destanı ndan aşağı kalır yönü yoktur.
kaynak: *
türklerin psikanalizinin yapıldıgı ilk yazılı belgedir. "ey türk sen aç olduğun zaman tokluğunu düşünemezsin, tok olduğun zaman açlık nedir bilmezsin." diyerek daha kurulmamış , gelişmemiş , gerilememiş , yıkılmamış osmanlıyı uyarmıştır.tabi o zamanlar kim sallar bunları orası ayrı bir konu.
bildiğin fanzin. kağıda basılı olmayan eser.
(bkz: orhun istelleri)
bir rivayete göre "bunu yazan tosun" şeklinde bir ibare de içermektedir kendisi.

o zamandan belliymiş abicim.
"bu tarz bir dil yapısı ve böyle bir kültür gelişmişliğinin olması için en azından 3 yüzyıl öncesinden yazılı hayata geçmiş olunmalı" tarzında yorumlar yapılan kitabeler.

türkçe dil değil de sonra birileri çıkıp bilgisayar kabilelerinin istalasının etkisiyle.
Hakkında bir takım yeni bulgular olan anıtlardır. Orhun Anıtları'nın bulunduğu bölgedeki bir kurganda kazı çalışmalarını sürdüren Moğol bilim adamları, Bilge Kağan'ın heykelini bulduklarını öne sürüyor

Yaklaşık 1.5 milyon kilometrelik alanı ile Türkiye'nin iki katı büyüklüğünde coğrafyaya sahip olan Moğolistan'ın çeşitli bölgelerinde arkeolojik kazı izni bulunan Kül Tigin Derneği'ne bağlı kazı ekipleri, araştırmalarından birini, başkent Ulan Bator'un 365 kilometre kuzeybatısında, Orhun Anıtları'nın bulunduğu Orhun Vadisi'nde sürdürüyor.

Kazı çalışmaları, başkanlığını, ülkenin önemli bankalarından Anod Bank'ın yönetim kurulu başkanı Davaa Myamaa'nın yürüttüğü Kül Tigin Derneğince finanse ediliyor.

Moğolistan Milli Üniversitesi Arkeoloji-Antropoloji Bölümü'nden 30 kişinin katıldığı, aralarında ülkenin tanınmış arkeologlarından Prof. Dr. Batsaikhan Zagd'ın da yer aldığı kazı ekibine, yine tanınmış Moğol arkeolog Prof. Dr. Bor Cugder başkanlık ediyor.

Prof. Dr. Bor Cugder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orhun Irmağı yakınlarındaki Bilge Kağan ve Kül Tigin anıtlarının batısında, anıtlara yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki bir kurganda kazı çalışmalarını sürdürdükleri anlattı.

Ekibin, Arhangai vilayeti Haşat ilçesi sınırları içindeki Şevit kurganında kazılara 18 Haziranda başladığını belirten Moğol bilim adamı, kurganın iç içe iki bölümden oluştuğunu söyledi. Dış duvarların bir kenarının uzunluğunun 36 metre, iç duvarların bir kenarının uzunluğunun 24 metre olduğunu açıklayan Prof. Dr. Cugder, ''Şevit kurganı, şimdiye kadar dünyada bulunan en büyük kurgan'' dedi.

Kazı çalışmaları için hükümetten izinlerin alınmasının ardından önce çevre çalışması yaptıklarını belirten Prof. Dr. Cugder, arkasından jeofizik araştırmaları tamamladıklarını, bunların olumlu sonuçlanması üzerine de haziran ayında kazı çalışmalarına başladıklarını anlattı.

-BiLGE KAĞAN HEYKELi-

Prof. Dr. Bor Cugder, Şevit kurganında süren çalışmalar sırasında buldukları heykelin Bilge Kağan'a ait olduğunu öne sürdü.

Kazı çalışmaları sürerken, kurganın ana duvarlarının açılmasının ardından önce heykelin ayak kısmını bulduklarını anlatan Moğol bilim adamı, ilk aşamada, bulunan bu parçadan, heykelin kime ve hangi döneme ait olduğu konusunda bir sonuca varamadıklarını dile getirdi.

Kısa bir süre sonra heykelin diğer parçalarını bulan kazı ekibinin başkanı Prof. Dr. Cugder, ''Diğer parçaları da birleştirince, heykelin Bilge Kağan'ın heykeli olduğu sonucuna vardık'' dedi.

Prof. Dr. Cugder, bu sonuca nasıl vardıkları konusunda ise şöyle konuştu:

''Öncelikle Orhun Vadisi, Göktürklerin anayurdu. Bulduğumuz heykel, Bilge Kağan ve Kül Tigin anıtlarına çok yakın mesafede. Kazı yaptığımız Şevit kurganı ile anıtlar arasında sadece 2 kilometrelik bir mesafe var.

Heykelde, Tabgaç işçiliği de görünüyor. Buradan, heykelin yapımında, bir başka Türk soyu olan Tabgaçların da yardımının olduğu ortaya çıkıyor.

Heykelin Bilge Kağan'a ait olduğu sonucuna varmamızın bir başka sebebi de heykelde şapka olmamasıdır.''

Prof. Dr. Cugder, Bilge Kağan heykelinin bulunduğuna yönelik ilk kez açıklama yaptıklarını da kaydetti.

Öte yandan, Moğol arkeoloji ekibinin bulduğu heykel 3 parça halinde. Ayaklarının olduğu kısım halen kazı alanında bulunuyor. Baş ve gövdesi ise kazı alanına yakın kampta muhafaza ediliyor. Heykelin boyu ise yaklaşık 140 santimetre.

-HUN, TÜRK VE MOĞOL iMPARATORLUKLARINI KURANLAR AYNI KÖKTEN-

Kazı çalışmalarını organize eden Kül Tigin Derneği Başkanı Davaa Nyamaa ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''tarih araştırıldığında Türk ve Moğolların birlikteliğinin, aynılığının görüldüğünü'' söyledi.

''Hun, Türk ve Moğol imparatorluklarını kuranlar aynı kökten geliyor'' diyen Nyamaa, gerek daha önce ortaya çıkarılan buluntuların, gerekse yeni bulunan Bilge Kağan heykelinin, bu durumu kesinleştirdiğini vurguladı.

''Moğolistan, kapalı bir mücevher kutusudur'' diyen Davaa Nyamaa, bu kutunun açılmasında Moğolistan ve Türkiye'nin elbirliği içinde olması gerektiğini, bunun da sadece tarihi ve kültürel alanlarda değil, tüm alanlarda gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
türklüğün en büyük gurur kaynaklarından biridir bin yıllar öncesindeki türklerdeki hürriyet aşkını anlatır bu anıtları her okuduğumda sanki kendimi bilge kağanın ordusundaymış gibi hissederim.
Binlerce yıllık Türk tarihinde yazılı tek kaynaktır. At üstünde göçebe hayatı olunca yazı yazmak yerine kopuzla sesli iletişim tercih edilmiştir. 2 saatte çadır toplayıp başka yaylaya göçen bir toplumda medemiyet dediğin şey de gelimemeş. Şükür ki atalarımız müslüman olmuşlarda medeniyet kazanına bizim de katkımız olmuş.
ölmeden önce bir kerecik de olsa gitmek istediğim, şanlı ecdadımın atlarının nal seslerini duyabileceğime inandığım yerde bulunan türk tarihinin en eski yazılı eserlerinden biri. anıt kitabe.
Su anda kendine turk diyen insanlarla uzaktan yakindan hic bir alakasi olmayan uydurma. Ayrica Tahminim 1920 lerde yaptirildigi yonunde.
moğolistan'da uçsuz bucaksız bir yaylanın ortasında bulunur. etrafında ağaç bile bulunmadığından inekler için ideal bir sırt kaşıma yeridir. bu yüzden anıtların orta kısmına denk gelen yer , sürtünmeden ya silinmiştir ya da kararmıştır. Süleyman Demirel' in ziyareti sırasında etrafı demir çitlerle çevrilmiş , önlem alınmaya çalışılmıştır.
türkiye cumhuriyeti devleti bu anıtları güzel bir yapı içine alarak gelecek nesillere ulaşmasını sağlamış. artık doğa şartları yıpratamayacak.

emeği geçenlerin ellerinden öpüyorum.

naçizane bir vurgu yapayım.
benim için önce kabe, sonra burası.
aslında türklerin ilk yazılı belgeleri nyenisey anıtlarıdır. fakat mezar taşı gibi ufak sözler taşıdığından ve edebi niteliği olmadığından türklerin ilk yazılı belgeleri orhun abideleri kabul edilir.
1995 ten beri moğolistanda bir soğuk hava deposunda bulunmaktadırlar.**
şüphesiz ki eski türk topluluklarıyla ilgili araştırma yapılmak istediğinde başvurulması gereken bir kaynaktır.
„üzä kök tänri asra yağız yer kılıntıkda, ekin ara kişi oğlı kılınmış.“

(Üstte mavi gök, aşağıda yağız yer kılındığında, ikisinin arasında insan oğlu kılınmış.)
Bilinen ilk nutuktur.
Turklerde yenisey yaziları tam olarak okunamadığı için ilk yazilı eser kabul edilir. Göktürk alfabesi kullanılmıştır.
Vezir tonyukuk
kül tegin
Bilge kağan adına dikilmiştir.
Türk milleti işit! Adam akıllı dinle!
Üstte gök delinmedikçe, altta yer yarılmadıkça ilini, töreni kim bozabilir?
su tarıhe kadar kurtlerın sahıplenmesı sasırtan yazılardır. ınsan hayret edıyor.
yazıtların tamamının tarafımdan okunmasıyla ortaya çıkan okuma performansına bu link üzerinden ulaşılabilir.
Türk dilinin yazılı ilk örneklerinden olan anıtlar.