müthiş gıcığım bu şarkıya. bilhassa onun suçu değil bu kısmında onun suçu bu diye haykırasım geliyor.

evet sütten çıkmış ak kaşık benim, hiç suçum yok hep karşı taraf suçluydu. beni üzen gelmiş geçmiş herkesi ulu tanrı bildiği gibi yapsın. söyleyeceklerim bu kadar.
He amk he. Onlar yanlış biliyo he.
Zaten bi sen doğrusun amk dangalağı. *
"Yaptığım birçok şeyin hiçbir amacı yok."
Giriş kısmı twin peaks'i anımsatan şarkı.
Angelo Badalamenti'den ikiz tepeler(twin peaks) soundtrack müziğinden araklama bir alt yapıya sahip şarkı.
https://www.youtube.com/watch?v=pq_kJ9rK4Ws

90'larda çocuk olmak.
(bkz: görünmeyen gerçeklik)
bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir demeden önceki cümlelerden.

*onlar yanlış biliyor.
*benimki de doğru.
*benimki yanlışmış.
*bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğim.
*hiçbir şey bilmiyorum
*bilmiyoruz.
*vay arkadaş
ve kopuş.
başlığı gördüğüm anda şarkıyı söylemeye başladım.
https://www.youtube.com/watch?v=pq_kJ9rK4Ws
Saçma sapan sözlere sahip şarkı. Bi dönem her yerde çalınmış kimse de aga bu nedir dememiş ki sözleri aklımda kalmış.

onlar yanlış biliyor, kimsenin suçu değil bu, onun suçu değil bu, kader oyunu değil bu, bu benim suçum.

anladık ulan ne eveleyip geveliyon aynı şeyi kafiye yapacam deyu.
Uzun süredir dinleyip dinleyip kafamı duvarlara vurmama neden olan şarkı. Sözleri de şöyle:
Puslu soğuk hava dökülen yapraklar
En sevdiğim mevsimdi sarı sonbahar
Artık değil
Kalbimde hüzün aynada üzgün yüzüm
Beni tanıyanlar buna birisi sebep diyor
Susuyorum

Yaptığım birçok şeyin hiçbir amacı yok
Fotoğraflar çekmecede anılarım direniyor
Arkadaşlar nefretle buna o sebep diyor
Bir ben gerçegi biliyorum ve gizlice ağlıyorum

Onlar yanlış biliyor kimsenin suçu değil bu
Onun suçu değil bu kader oyunu değil bu
Bu benim suçum.
şaraptan daha fazla kafa yapan şarkı.

kimse gerçeği bilmiyor ne o, ne de o. ben biliyorum ve insanlığıma leke sürdürtmemek için kaderime razıyım. ama buna da içilir be reis, ilişmen karışman bana.
(bkz: arada bir)
(bkz: parçalandım)
(bkz: merak ediyorum)
(bkz: mühim değil)
(bkz: her aşk bitermiş)
(bkz: sensizlik)
(bkz: hayranım sana)
(bkz: nedense sustum)
ile birlikte dinlendiğinde candan gezegeninde dolaşırken aç,susuz ama bir o kadar aşka doymuş hissi veren şarkıdır.
önünde ceketimi iliklerim. öyle bir şarkıdır.
playlistte birden çalmaya başladığında "tamam iyiyim ben çalmak zorunda değilsin" demek istediğim, asabımı bozan muhteşem şarkı. ısrarla kapatamam, sözleri ordan oraya savrulur kafamda. daha da hayran olurum candan erçetin'e. belki de en sevdiğim şarkısı diye.
candan'ın en klasik şarkısı. 3099 yılında da bu şarkı dinlenecek biliyorum. neyse bu entrynin konusu bu değil.

şarkıya tapıyorum. ama klibi yüzünden de nefret ediyorum. candan ın giydiği o leylak rengi süvetere ve o en sevmediğim türden tüylü atkısına gıcık oluyorum. bi de o leylak rengi zımbırtının altına haki bir başka zımbırtı giymiş. ulan renk uyumundan hiç anlamam; ama ben bile bu kadar absürtük bir giyim tarzının kötü göründüğünü idrak edebiliyorum. tamam doksanlardan mantık beklememek lazım ama... bu kadar da değil yahu.
Puslu soğuk hava, Dökülen yapraklar!
En sevdiğim mevsimdi ;Sarı sonbahar!
Artık değil...
candan erçetin'den sadece ismiyle bile etkileyen, ama tabii ki tüm varlığı ile muhteşem bir şarkı.

http://ufizy.com/#BBuC0LIOtxI/r/!/
bir ben gerçeği biliyorum ve gizlice ağlıyorum...

ne kadar naif...
harika ötesi candan erçetin şarkısı. gerçeğin bazen canınızı nasıl yaktığını harika anlatıyor.
evet; onlar yanlış biliyor kimsenin suçu değil bu, onun suçu değil bu;
ama benim de değil...
cool şarkıdır.
türk müzik sektöründeki herkesden tek tek özür dileyerek söylüyorum ki ne sound ne de duygu olarak yanına dahi yaklaşılamamış şarkıdır.

sezen aksu, setab bilmemne falan denilen şahısların kırk fırın ekmek yemesi lazım böyle bir şarkı yapabilmek için.
Kadın kimsenin suçu değil, bu beni suçum diyor. Kendisini suçlu gören kadına acırım ben, ezik hanımcık, hanımhanımcık.*
candan erçetin'in derin anlamı olan, harikulade parcası.

kimsenin suçu değil bu...

galiba hayatımızı çoğu zaman kendimiz etkiliyoruz.
verdiğimiz kararlar, doğru veya yanlış hayatımızın akışını değiiştiriyor. bazen hiç istemediğimiz durumlarla karşılaşıyoruz.'böyle olmasını ben ister miydim?' diye kendi kendimize söyleniyoruz. bu yüzden yapmak istediğimiz şeylere çok iyi düşündükten sonra karar vermemiz gerekiyor. bazense bu bile yeterli olmuyor. kendimizi ansızın bir çıkmazın içinde buluveriyoruz. dogruyu, yanlışı ararkende çoğu zaman iş işten geçmiş oluyor. elimizde olmayan bazı gerçekleri de gözardı edemiyoruz. bir anda oluveriyor, tıpkı ölüm gibi. bütün bunlar; 'hayatın cilvesidir' deyip, geçiyoruz. ama bunların yüreklerimizde açtığı kapanmaz yaraların sızısına ölenedek dayanamıyoruz. bütün bunların sorumlusunu etrafımızda arıyoruz.
aklımızca sorumlu;
bazen ilgisiz bir baba, bazen sevgisiz bir anne, bazen vefasız bir arkadaş ya da anlayışsız bir sevgili oluyor.
ama kalbimizde, bunun böyle olmadığını yalnız biz biliyoruz. sorumlu aslında aynaya her baktığımızda karşımızda gördüğümüz kişi oluyor. onlar yanlış biliyor...