bugün
- nihat hatipoğlu'na sorulan zor soru19
- tatlısesin kafasına keleş mermisi yiyip ölmemesi15
- en beğendiğiniz sözlük yazarı14
- ülkemde kürt istemiyorum16
- 15 temmuz 2016 darbe girişimi14
- erdoğan'ın diploması yok48
- 22 mart 2023 cb adayları imza kampanyası12
- südyen mi sütyen mi13
- 24 mart 2023 yrp cumhur ittifakına katılması16
- ümit özdağ13
- başörtülüyü işe almayan kişiye 10 yıl hapis12
- şaka maka true'nun erik gibi kız olması8
- karım başka erkekler ile yatabilir10
- röportaj veren yaşlı adamı tartaklayan akp li10
- gavs neden dua edip doları düşürmüyor9
- allah çelişkili kitap gönderir mi9
- bale dünyanın en saçma sporudur14
- kemal kılıçdaroğlu19
- yalnizca deli yalnizca sair10
- gelecekte beklenen icadlar17
- şaka maka zall'ın yakışıklı olması25
- dinlediği müzik kişinin kalitesini belirler mi16
- bodrum vs marmaris20
- yavuz ağıralioğlu41
- 100 yıllık cumhuriyeti değiştireceğiz10
- ben allahın elçisiyim14
- sinan oğan14
- mısır'ın tr ile normalleşme için şartları23
- fenerliler bir baksın17
- doğu perinçek12
- sahurdayız uludağ sözlük34
- ince 100 bin imzayı tamamladı diyen kktroller12
- muharrem ince67
- anın görüntüsü15
- ramazanda içenlerin ahirette vereceği hesap9
- millet bahçelerinde kek ve limonata işi ne oldu8
- hüda par tamamen yerli ve milli bir partidir10
- togg14
- hakaret edene verilebilecek en iyi cevap28
- meral akşener11
- ramazan10
- frank lucas adam mıdır12
- cansız maddelerin canlı oluşturabilmesi15
- iftar çadırı kuyruğunda bekleyen ateist18
- kendi kendimin kedisiyim'in efsane güzelliği24
- deprem9
- oruç tutmayanların bahaneleri20
- elin oğlu diplomana değil yaptığın pilava bakar16
- ekşi sözlük ten uludağ sözlük'e göçen yakışıklılar10
- atatürk'ü sevmeyen birisi vatansever olabilir mi16


entry'ler (6981)
sık tercih edilmeyen bir intihar tercihi.
ümit yaşar oğuzcan'ın oğlu vedat oğuzcan 1973 yılında henüz 15* yaşında iken buradan atlamıştır.
bunun dışında 2013 yılının kasım ayı sonlarında hamit tadik isimli bir başka şahsın galata kulesi'nden atlamak suretiyle intihar ettiği bir vaka yaşanmıştır.
http://t24.com.tr/haber/2...-kulesinden-atladi,244983
uzunluğu neredeyse 70 metre olan kulenin, kubbesini hesaba katmayacak olursak seyirlik makamının yerden yaklaşık 60 metrelik yüksekliği müntehir adaylarına boğaziçi köprüsü ile eşdeğer denebilecek bir düşüş fırsatı sunmaktadır.
ayrıca (bkz: hezarfen ahmet çelebi)
ümit yaşar oğuzcan'ın oğlu vedat oğuzcan 1973 yılında henüz 15* yaşında iken buradan atlamıştır.
bunun dışında 2013 yılının kasım ayı sonlarında hamit tadik isimli bir başka şahsın galata kulesi'nden atlamak suretiyle intihar ettiği bir vaka yaşanmıştır.
http://t24.com.tr/haber/2...-kulesinden-atladi,244983
uzunluğu neredeyse 70 metre olan kulenin, kubbesini hesaba katmayacak olursak seyirlik makamının yerden yaklaşık 60 metrelik yüksekliği müntehir adaylarına boğaziçi köprüsü ile eşdeğer denebilecek bir düşüş fırsatı sunmaktadır.
ayrıca (bkz: hezarfen ahmet çelebi)
yaygınlaşması durumunda şüpheli konumuna düşmeden sokaklarda anonim olarak cirit atabilmenize ve bilumum suçları işleme konusunda daha rahat hissetmenize ön ayak olacağı için suç oranlarını arttırması muhtemel trend ürün.
itiraf ediyorum dengesizim. ne sağım belli, ne solum, ne önüm, ne de arkam. bir baktığıma bir daha bakmayabiliyor; bakmam dediğime tükürüp, pilavı çatalla yiyebiliyorum. sonra çatalla tükürüğümü temizleyip yalayabiliyor, bakmam dediğim memnun kalmamışsa o çatalı suratına saplayabiliyorum. saçmalayıp saçmalayıp sonra laubali insanları samimiyetsiz buluyorum. sonra faşistlikten dem vurup insanlara karışmamak lâzım, bırakalım takılsınlar istedikleri gibi derken bir ânda ciddiyetsizliği falaka ile cezalandıracak denli cıvataları gevşetebiliyorum. sonra sıkıyorum, bütün yaşama hevesim kaçıyor. kaçacak delik arıyorum. bütün gözlerden uzağa. bütün gözler, bakma potansiyelleri ile rahatsız ediyor. sonra umurumda olmamaya başlıyor bir an, kendimi dans pistinde herkesin ortasına atlamış ve merkezinde olduğum bir çemberi genişletip kendimden geçercesine dans ederken buluyorum. sonra hızlıca kapıdan çıkıp kaçıyorum pişmanlık içerisinde. bir an her şeyi yapabilecek ve dünyanın yönetiminin bana teslimini talep edebilecek iken, bir an nasıl yürüyeceğimi bile şaşırıyorum. ve uygun zamanı bekliyorum, bir depresiflik nöbeti daha geldiğinde bu sorunu kökünden çözmek için.
verilen cevapların çoğuyla cehaleti ortaya sermektedir.
adam gitmiş robin williams yazmış, utanmasa michael jackson yazacak bir de. o insanlar öldükten sonra kopan yaygara, o anda tanınma şerefine nail oldukları için değil; herkes hayatında o insana dair taşıdığı izi hatırlayıp yâd ettiği için a be gözlem yeteneği sıfır arkadaşım...
adam gitmiş robin williams yazmış, utanmasa michael jackson yazacak bir de. o insanlar öldükten sonra kopan yaygara, o anda tanınma şerefine nail oldukları için değil; herkes hayatında o insana dair taşıdığı izi hatırlayıp yâd ettiği için a be gözlem yeteneği sıfır arkadaşım...
yedinci nesil silik. bir ara sohbet etmiştik birbirimizi hayatımızda o an için gerçekten önemli olan kişiler sanarak; sonra maske görevi gören mahlaslarımız ortadan kalktığında ikimizin de sandığımız kişiler olmadığını fark ederek sonlandırmıştık sohbetimizi...
bütün bir yazı geçirme planım...
elalemin derdinin yine hödükleri germiş olmasına tanıklık etmemizi sağlayan kadındır.
domuz eti yemediğini gözlemlediği kişileri (tercihen mi diye düşünmeksizin) yargılayabilen mahkemelerdir.
(bkz: goya s ghosts)
(bkz: goya s ghosts)
sevemedim bavulları.
ne zaman ki gördüğüm bir bavuldu,
istisnasız hep yüreğim kavruldu.
ben mi tanık olamadım bavulun güzel ânına,
ayrılıktı işte, tek isim yaraşan şanına...
birkaç tanesiydi canımı en çok yakan bavullar diyarında,
mavi miydi, pembe mi? mor mu? çiçek desenli mi?
beyhude, acı veren rengi değil sahibiydi bavulların şiarında,
ve hatta sahibi de değil, ayrılıktı yazan acının miyarında.
ve sevemedim bavulları,
ayrılıkları, ağırlıkları...
sevemedim işte.
sabit fikirlidir bavullar.
git dersin giderler, dur dersin dururlar.
ama diğerleri savrulurlar. yorulurlar.
bavulları kıskanıyor değilim.
onlar da yıpranır elbet.
yollarda, yırtılır, sızlarlar elbet.
bavulları kıskanıyor değilim.
zira her ayrılık hikayesinde en önce bavullar unutulur.
ne zaman ki gördüğüm bir bavuldu,
istisnasız hep yüreğim kavruldu.
ben mi tanık olamadım bavulun güzel ânına,
ayrılıktı işte, tek isim yaraşan şanına...
birkaç tanesiydi canımı en çok yakan bavullar diyarında,
mavi miydi, pembe mi? mor mu? çiçek desenli mi?
beyhude, acı veren rengi değil sahibiydi bavulların şiarında,
ve hatta sahibi de değil, ayrılıktı yazan acının miyarında.
ve sevemedim bavulları,
ayrılıkları, ağırlıkları...
sevemedim işte.
sabit fikirlidir bavullar.
git dersin giderler, dur dersin dururlar.
ama diğerleri savrulurlar. yorulurlar.
bavulları kıskanıyor değilim.
onlar da yıpranır elbet.
yollarda, yırtılır, sızlarlar elbet.
bavulları kıskanıyor değilim.
zira her ayrılık hikayesinde en önce bavullar unutulur.
ah tanrım,
neydi bizi yaratmaktaki gayen?
çok mu sıkılmıştın?
çok mu yalnızdın?
çok mu sessizdi yolun?
peki, hiç mi düşünmedin?
oyuncak mıyız biz ulan?
oyun mu bu lan?
ah, christopher nolan...
neydi bizi yaratmaktaki gayen?
çok mu sıkılmıştın?
çok mu yalnızdın?
çok mu sessizdi yolun?
peki, hiç mi düşünmedin?
oyuncak mıyız biz ulan?
oyun mu bu lan?
ah, christopher nolan...
söylenene göre diğerleri kafir olduğu için, onların hakkı yoktur. o yüzden hak yeme durumu yoktur. kendilerinin haklarının da yendiğinin ise farkında değiller sanırsam.
bir bursasporlu olarak, döşediler işte boş konuşmayın demek istediğim şikedir.
mevcudiyeti metafiziği aşağıya çekemeyen bir durum; zira bilim metafizikle ilgilenmiyor olabilir; ancak metafizik ne ile ilgileniyor ise, bilim de onunla ilgileniyordur. insan açıklanamayanlara artık daha tutarlı açıklama getirebilecek düzeyde bir algıya erişmiştir.
sorumluluklarınızı bilen ve kendi kendinize yeten biri iseniz her açıdan güzeldir, rahatlıktır, özgürlüktür.
realite algısını yitirirler. boşluğa düşmemek için çırpına dururlarken eninde sonunda bunca zaman boşa çırpınmalarının acısını ağır bir şekilde çekeceklerdir.