bugün

bağımsız müzisyenlerin youtube’da rezil ettiği arşivlik parça.
So close, no matter how far
Couldn't be much more from the heart
Forever trusting who we are
And nothing else matters
Never opened myself this way
Life is ours, we live it our way
All these words I don't just say
And nothing else matters
Trust I seek and I find in you
Every day for us something new
Open mind for a different view
And nothing else matters
Never cared for what they do
Never cared for what they know
And I know
So close, no matter how far
Couldn't be much more from the heart
Forever trusting who we are
And nothing else matters
Never cared for what they do
Never cared for what they know
And I know
Never opened myself this way
Life is ours, we live it our way
All these words I don't just say
And nothing else matters
Trust I seek and I find in you
Every day for us, something new
Open mind for a different view
And nothing else matters
Never cared for what they say
Never cared for games they play
Never cared for what they do
Never cared for what they know
And I know
So close, no matter how far
Couldn't be much more from the heart
Forever trusting who we are
No, nothing else matters.
Sözleri manidar

https://youtu.be/YJgA9ohMY2g
güzel şarkıydı.
başka hiçbir şeyin önemi yok demektir.
yıl 2005-2006 sanırım. Olay yaz tatilinde geçiyor.

Yazlıktayız. Daha ergenlik zamanları, ortaokula gidiyorum. Koca adam olduk sözde. sabah kalktım portakal sulu bir kahvaltı yaptım. ardından duşa girdim. Hazırlandım denize gideceğim o gün.

Neyse vardım plaja. her ne kadar yaşımız henüz çok büyük olmasa da kızların farkında olacak yaştayız tabii. deniz kıyısında da o dönemler şezlong mezlong falan yok pek. her yer halkın. deniz kıyısına yakın bir yere havlunu atıyorsun, orası senin yerin oluyor.

yan yana uzanmış, hemen hemen benim yaşlarımda üç adet birbirinden güzel turist kızın 1 metre ilerisine attım havlumu, koydum çantamı, çıkardım meyve suyumu içiyorum. ardından da denize girdim, biraz sağa sola yüzdüm çıktım kumsala. Kızlar da o biçim ama. üç kızdan bana en yakın olanının yanında da mp3 var. O zamanlar çok popüler. Neyse yanaştım kıza tanışma faslına geçtim. What is your name, my name is, where are you from vs. gibi ezberlenmiş cümlelerden sonra az çok tanışabildik. Kızın adı emma’ymış, hollanda'dan geliyormuş. ingilizcemi biraz daha zorlayarak “mp3’ünü kullanabilir miyim, birlikte dinleyebilir miyiz” demeye çalışıyorum Emma’nın gök mavisi gözlerine bakarak. Vücut dilimle de aynı anda mp3’ü gösteriyorum. Emma da “ne diyor ya bu” falan demiyor tabi ki, kırmıyor beni, veriyor kulaklığının tekini bana. play tuşuna basıyor ve işte o kutsal, o güzel, o sihirli, kuşların uçuştuğu, sevgililerin öpüştüğü, güneşin battığı bir yaz akşamının mutluluğu hissini veren o sihirli şarkı çalmaya başlıyor. şarkının daha girişinde gözüm ne emma’yı, ne onun güzel vücudunu, ne de başka bir şeyi görüyor. Sanki içimden bir kuş kanat çırparak bu sıcacık havada denize giriyor, şöyle bir kafasını suya sokuyor, oh be diyor. dünya varmış..

o gün ilk defa, ama ilk defa "dünya varmış" diyorum hayatımda. çünkü çocukken, yani o zamanlar müzik repertuarım henüz çok geniş değil haliyle. Neyse bu sihirli şarkı bitiyor. ben bir daha, bir daha diyorum emma’ya. emma basıyor bir tuşa, aynı şarkıyı bir daha dinliyoruz. bitiyor. bir daha diyorum. emma tekrar basıyor tuşa. bu sefer çalmıyor şarkı. Şarjı bitmiş amk. bu şarkıyı geç buldum, erken kaybetmek istemiyorum. emma’nın okyanus mavisi gözlerine büyülenmiş şekilde bakarak yarım yamalak ingilizce kelimelerle şarkının adını öğrenmeye çalışıyorum. emma "mitağlıka" diyor. bu bilgiyi cebime koyup, beni bu şarkıyla tanıştırdığı için emma'nın dudaklarını öpmek istiyorum ama teşebbüs etmiyorum tabi. ancak emma sırtına güneş kremi sürdürmeyi ihmal etmiyor bana.

öyle mutluyum ki o an, yanlarından ayrılırken emma'ya teşekkür üzerine teşekkür ediyorum. emma yanağımdan öpüyor beni. Düşüyorum yola ve yol boyunca aklımda nothing else matters.

O gece uyuyorum güzelce. sabah uyanıyorum nothing else matters. annem karpuz kesiyor, karpuzun içinde nothing else matters çalıyor. Bi arabam olduğunu, arabamın teybi olduğunu ve nothing else matters çaldığını hayal ediyorum. yer gök mitağlika. en sonunda dayanamıyorum. konuyu benden büyük kuzenime açıyorum. "Kuzen" diyorum, "bana mitağlikanın cd’sini alır mısın?" Kuzen, "o ne lan" diyor. olayı anlatıyorum, emma’yı, mp3’ü, dinlediğim şarkıyı vs. neyse kuzen 2 gün sonra dayımlarla bize yazlığa geleceğini, geldikten sonra halledeceğini söylüyor.

2 gün boyunca uyku yok. 2 gün boyunca heyecan dorukta. yola çıktıktan dönene kadar gözüm kapılarda, yollarda. ya bulamazsa? yok lan kuzen bulur diyorum, moral veriyorum kendi kendime.

Bir türlü vakit geçmiyor. sigaraya başlamayı bile düşünüyorum. Derken, neyse ki geçiyor vakit. Kuzen geliyor. Koşuyorum hemen yanına. Kuzen diyorum, cd’yi aldın mı? "yokmuş burada, belki istanbul'da buluruz." diyor. O an dünya başıma yıkılıyor. Odama doğru yürürken kuzen arkamdan sesleniyor. “gel lan gel. aldım cd’yi" diyor. Kendim tek başıma ilk defa o gün dinlemiştim nothing else matters'ı. aradan yaklaşık 18 yıl geçti. hâlâ da dinliyorum.

Bu arada, kuzen metallica cd’sini "mitağlika" diye aradığı için uzun süre bulamamış. sonunda birisi mevzuya uyanıp "abicim o mitağlıka değil, metalika” demiş ve öyle vermiş cd’yi.

Son olarak, emma acaba şimdi ne yapıyordur? kocaman kadın olmuştur tabii. onu yine görebilmeyi isterdim. bu şarkı ikimiz için deyip nothing else matters'ı açmak isterdim. kendine iyi bak okyanus mavisi gözlü emma. ileride yaşlandığın zaman bile üzülme, sen benim aklımda hep o plajdaki gencecik kız olarak kalacaksın..

https://m.youtube.com/wat...GluZyBlbHNlIG1hdHRlcnM%3D
ölümsüz bir metallica yapıtı. dünyanın en iyi 3 şarkısından biri.
eskimeyecek parçalardan..

hafif Yağmur altında, karanlık gecede şehrin ışıklarını ve gökyüzünü izlerken arka fonda güzel giden..

iyi giden bir diğer eski yabancı parça için;
(bkz: stan)
Her dinlediğimde 22 yıl önceyi hatırlatan Metallica şarkısı...

Edit: çok merak ettim eksileyenler neden eksiledi?
bir yerlerde duymuşluğum bir kulak aşinalığım vardı ama gerçek anlamda 18 yaşımda tanıştım bu şarkıyla. 1 oda 1 salon evde kulaklığımla dinlerdim. Şimdi yine dinliyorum 6 yıl geriye götürdü pezevenk.
Şu şarkının başlığında kendinizi kaybedecek ne yaşadınız arkadaşım?

Gitarı yeni alan genç şarkısıdır. itinayla katlede katlede yaşattık biz onu.
ergenlik psikolojisiyle değil o zamanın yapısıyla değerlendirilmesi gereken çok iyi bir şarkıdır.
Not strong alır.
Evet
herkesten af dileyerek:

bu siktiğimin şarkısı, ancak bir kasiyer kızla keş bir pezevengin sözleriyle dolu olm. siz hangi kafadasınız lan?

meraklanmayın, yüzlerce defa dinledim. tınısını da çok severim.

sözlerinin ne denli sikik ve de domestik olduğundan bahsettim sadece! gerdi mi
2000li yılların başlarında 100 yılın en güzel şarkısı seçilmiştie.
Rock müziğe giriş-101.
nurella ve sinan akçılın coverı olan gerçek metallica severlerin en sevmediği metallica parçası. 60'a yakın metallica parçası dinlerim içlerinde en az bunu severim, evet nurella, sinan akçıl gibi aptallar yüzünden.
balon grubun en overrated ve balon şarkısı.
en sevdiklerimden. yıllardır hem de. bayağıdır dinlemiyordum ya dinleyeyim hemen.
Genelde 12-17 yaş arası ergen kitle kızlarının bildiği tek metallica parçası. Üstelik bunu metal sanmaları da hayli üzüyor insanı.
(bkz: abi çok duygulu yeaa)
tur:

başka hiçbirşeyin önemi yok.
Şarkılar benim için anılarla dolu. Bu şarkının da bir çok anısı var. her şarkıyı dinlerken içinde buluyorum kendimi. Ses müzik harika.
2000li yılların başlarında 100 yılın en güzel şarkısı seçilmişti.
(bkz: Metalica ya giriş)
popçulara orospu olmuş metallica şarkısı. yine de şahsen çok da sevmem.