ozellikle cinsellik ile ilgili bilgi kirliliginin tavan yaptıgı ulkemizde mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir site..

http://www.mutluinsan.com/
sevdikleri yanında olan insandır. sevilen insandır.
geceleri deliksiz uyuyan insandır.
endorfin yönünden zengin kişidir.
Aslında kimse mutlu değildir. Çünkü mutlululuk kavramı anlıktır ve mutlu olduğumuzu zannederiz ama hiç bir zaman mutlu değilizdir. varlığımız bize herzaman sorun olmuştur yeri geldiği zaman kendimizi tanıyamıyoruz yanlızlığımız mı? yabancılığımız mı? sallanıp duruyoruz bu boşlukta....
günde içinde, sayamayacağınız kadar fazla çikolata yiyen ve bunun mutlu edeceğine yürekten inanan insandır.
işini seven
eşini seven ve
cebinde para olan insandır.
sabah işine koşarak giden, aksam evine koşarak dönen insan.
özenenilen insan. elbette onun da kendini kötü hissettiği zamanlar olmuştur ama şimdi kendisine uzaktan bakınca onun adına seviniyor insan. aferin lan.
her insan mutlu olamaz aslında. Çünkü: gerektiğinden fazla özler dünü, hak ettiğinden fazla düşünür yarını ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü. Her insan mutlu olamaz. Çünkü: gerektiğinden fazla özler hayatından çıkanları.Hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri ve asla görmez yani başındakileri.
en tehlikeli insandır..

size bir hikaye anlatayım mı?

sözlerini bilmememe, hatta anlamamama rağmen bir fransızca şarkıya ıslıkla eşlik ederken bulmuştum o gün kendimi..

yine vaktinden 10 gün önce gelen gazeteciye gülümseyerek verdim parasını..

sigara almaya gittiğim dünyanın en asık suratlı bakkalına en tatlı ses tonumda kısa winston box uzatır mısın dedim..

eve giderken sarışın bir çocuk görüp annesinden izin alıp sevdim..

berk'miş adı, kedi canını senin berk..

olimpos dağı tadındaki evin merdivenlerini üçer beşer zıplayarak çıktım..

kafamın içinde dönen bir müzik vardı sanki..

sözünü sadece benim bildiğim, ritmini ayaklarımla tuttuğum..

çok uzaklarda bir kadın vardı sanki,

kokusunu sadece benim duyduğum, saçları sadece benim göğüslerime değmiş..

bir süre sonra ben tam sigaramı içmek için içine sevgimi de kattığım kahvemi de alıp balkona çıkmaya çalışırken o kazayı gördüm..

bizim berk vardı ya hani..

araba çarpmış ona..

hemen bir hışımla arabaya bindirip götürdüler..

kendi mutluluğuma meze etmiştim berk'i.. belki ben onu sevmesem annesi sıkılıp evine götürecekti..

tehlikelidir mutlu insan.. bir tek kendini reel zanneder o an, ve oynar kutusuna kaldırır sonra sanal piyonlarını..

umarım iyisindir şimdi berk.. ya da ne bileyim umarım cennettesindir öldüysen..

o gün bakkaldan sigara altı yapmak için aldığı çikolatayı sana veren abin.*
akpli olup hayattan tek beklentisi bir seçim otobüsün gelipte kendisini başbakana götürmesidir...
araştırılması gereken ilginç bir tür.
neslinin giderek tükendiğine dair gözlemlerim var.
hiç tanımadığım insan modelidir.
zira şunu bilirim ki, bir yerlerde küçük prens okuyan adamlar varsa oralar da mutluluk vardır, bırakalım mutlulukta onların olsun, huzur da.
bir de utanmadan herkesle anlaşırlar. öldüresim gelir.
Artık böyle insanlara rastlamak çok zordur. Mutsuz olmak için, başkalarını mutsuz etmek için onlarca nedeni olan insanlarla yaşıyoruz. Bütün bunlara rağmen mutlu olmaya çalışan insanlar da yok değil; ama onlara da 'ruhsal' bozuklukları varmış gibi bakıyoruz.
nadir, sayılabilecek insandır.
yemekten sonra çay keyfi yapar.
"Mutlu insan" yoktur; "mutsuz olan", "mutlu olan" ve "mutlu olduğunu sanan" insan vardır. Mutlu insan vardır demek şarjı hiç mi hiç bitmeyen telefon vardır demek ile eşdeğerdir.
çok sayıda çikolata yemiştir. (bkz: biscolata)
hayran hayran izlediğim, hep özendiğim, rol edindiğim performanslarımın tiyatro sahnesindeki emitasyon komedyenler gibi başarısız olduğu bir türlü ulaşamadığım kıskançlıkla izlediğim insandır.
mutlu insan da ne demek bilmiyorum. görmeyeli çok oldu, cidden... gördügüm son mutlu insan şekli bugün vapura kapilar kapanmadan önce son anda yetişen teyzeydi. ondan önceki de geçenlerde asistanlik sinavini kazanmanin geçici mutluluğuyla bana balik ismarlayan kendini bilmez... onlar da mutlu insan sayilmaz elbette.. neyse, ortalik "mutlu olsa ölecek hastaligi"ndan muzdarip insanlarla dolu. hayir yorganin altinda polyanna falan yok yanliş anlamayin, ama bu kadar da mutsuz olunur mu be güzelim hayatta demek istiyor içimdeki "herşeyi bırakip plajda bar açan adam"... hadi mutsuzluk tamam da ulan hepiniz birden niye ayni standartlarda mutsuzsunuz, diyor patronundan önce işten çıkan öbür gerzek. işten 10 dakika erken çiktiği için yüzünde mutlu bir gülümsemeyle dolaşirken ortalikta elinde çiçekle gezmekten korkmayan adamla çarpişiyor. herşey üstüste geliyor, herkes evinin en karanlik odalarinda oturmayi ve aydinlik tarafa tiksintiyle bakmayi tercih eden, güneş açsa perdeleri kapatan, işyerine gitti mi çikmak, çikti mi girmek bilmeyen, şuuru daima kapali ve kendisiyle sarhoş, baskasinda kendi mutsuzluğunun kanitlarini arayanlarla dolu... hangi yaşamanin mutluluğu, hangi yaşamanin mutsuzluğu bu? yaşamakla ilgisi yok.. mutluluk parodileri, mutsuzluk parodileri...
aşkı kitaplardan ve filmlerden öğreniyorsak, mutluluk ve mutsuzluk hallerini de yine ayni kitaplardan, filmlerden ve dizilerden öğreniyoruz. bir de zaten çoktan eciş bücüş hale gelmiş insanlardan... ayni iç seslerle yaşiyoruz di mi sanço? hadi onlari da geçtim yaşamayi da oralardan öğrenmeye başladik.. bi de reklamlardan...(okan bayülgenin plastik sesinden mutluluk iki reklam sonra)...
burada duvara yaziyoruz: mutluluk bir tür şuursuz gülben ergen gülüşü hali, mutsuzluk bir aliye olma durumu değildir... mutluluk bir çubuk değildir... mutluluk bir durum değildir. mutsuzluk bir tutum değildir... akar hemşin deresi, taş dibine göl olur.. napalim..
“mutlu insan, yaptığı işi, o işten kazandığı paradan daha çok seven insandır.”
Yalnız Kendi Menfaati için, Değilde;
Başkalarını sevindirebilecek olaylar içinde, mutluluk duyabilendir.
mutlu insan.
(bkz: mutlu insan sizin sevincinizi değerlendirir)
(bkz: bankalar sizin paranızı değerlendirir)
Mutlu insanın menfaati, mutluluk,
bankaların menfaatiyse paradır.
Mutluluğun Asıl kavramı,
cebinizi para ile doldururken;
Buda olmayanın hakkı Diye ayırmaktan,
Karnınızı tıka Basa doyururken;
buda Bulamayanın hakkı, diyerek paylaşmaktan Geçer
ve en olmadık zamanda, en olmadık bir şey olursa eğer...
Yüzünüzü somurtuyla doldururken;
kenara bir miktar gülücük ayırmaktan geçer.
25 yasımda, kendi kirasını ödeyebilen, istediği ayakkabıyı alabilen, istediği yere istediği an gidebilen, kimseye agız egmeyen , insanların bana agız eğdiği, saygı duydugu, parası olan, güzel olan doktor olan ...
benim yerimde olan milyonlar varken mutsuz olmak lüks olur tabiki ..