bugün

Namaz vaktinin geldiğini bildirmek için camide müezzinin ezan okuduğu,sala verdiği,şerefesi olan,çoğunlukla taştan,yüksek ve ince yapı.
ilk minare muaviye zamanında mısır valisi olan muslume tarafından amr camisine yaptırılmıstır.
çaldığın zaman ona uygun kılıf hazırlaman gereken mimari yapı.
süngümüz demenin suç sayıldığı nesne..
"Minareden at beni in aşağı tut beni" diye türkülere geçmiş cami bölümü..
Müezzin kulesi...
sunay akın şiiri.

Top oynayan arkadaşlarını
minareden gördüğü
için acelecidir
ezan okuyan
çocuğun sesi
şimdilerde çok gereksiz olan mimari yapılardır. aslında minarelerin yapılma sebebi, imamın yüksekçe bir yere çıkıp ezan okuyarak halkı namaza çağırma girişimine katkı sağlamaktır. Ancak teknolojinin gelişmesiyle beraber, minarelerin uygun yerlerine megafonlar asılmıştır. Bu sayede imam ya da kuran kursundan bir velet oturduğu yerden gönlünce detone olmaktadır. Minarelerin diğer bir görevi ise her yıl oruç vakti, ramazan ayına düzülen methiyeleri afişe etmektir. Ancak bu da islamiyetin özünde olmayıp, yapsak güzel olur anlayışıyla oluşmuştur zannımca. Bu noktada minaresiz bir camiye verilecek tepki yobazlıkla çağdaş islamcılık arasında turnusol kağıdı vazifesi görebilir. Yıllardır düşündüğüm tasarımı gerçekleştirip, içi iznik çinisi olayını aşmış, dışı da bir o kadar çağdaş, insanı namaza davet eden bir cami inşa etmek için yetkililere ihale açılması için sesleniyorum. Bu şekilde minareler, din istismarıyla kimsenin süngüsü haline gelmez, kardeşi kardeşe kırdırmaz.
Artık bir kültür haline gelmiş ve istanbulu istanbul yapan özelliklerden biri olmuş simgelerdir. işlevinin olup olmaması tek konu değildir, önemli olan binanın verdiği estetik duygudur.
bir din hocamızın,"ilk füzeyi müslümanlar buldu,ancak yakıt bulamadıkları için minare yaptılar"cümlesi ile gerekçesini bir zamanlar açıklamış olduğu yapı.
osmanlı zamanında yapılan camilerde bulunan minare sayısı o camiyi yaptıran kişinin mevkisini gösterir. örneğin sadrazam cami yaptırısa ne fazla 2 minaresi olabilir. çok minareli * camiler sadece padişahlar tarafından yaptırılabilirler. * *.
(bkz: minareden atlarım kandili kutlarım)
islam dininde ibadet yerleri olan camilerde namaza çağrıyı bildirmek ve sala okumak için inşa edilmiş ana yapıdan yüksek tasarlanan yapılardır.Camilerde minare ihtiyacı teknolojinin henüz olmadığı islamiyetin ilk dönemlerinden 20. yy.'ın ilk yarısına kadar, ezanın uzak yerlerden duyulmasına imkân sağlamak için yapılmışlardır. Eski devirde müezzin, caminin balkonuna yani şerefeye çıkar, istinare denilen şekilde dönerek ezan okurdu, modern çağda artık minareye çıkmadan cami içindeki mikrofondan okumaktadır. Mamafih bazı Nakşibendi tarikatlarında hoparlörle okumak yerine yine eski usul kullanılmaktadır ki, onlar teknolojinin bir kısmını bidat olarak görmektedirler. Camilerde minare zorunlu bir yapı parçası değildir.

vikipedia
kalem'e benzeyen yapı.
`http://tr.wikipedia.org/wiki/Minare ` işte bu, da neden bu kadar büyütülüyor anlayamıyorum. artık önemli bir işlevi yok ki, hatta artık bir işlevi kalmadı... *
aslında islam dininde olmayan ve tek tanrılı dinler öncesindeki ilk çağ Anadolu kültüründen biçim değiştirerek gelmiş yapıdır. eski çağ dinlerinde, Anadolu'da ve Hindistan'da insanların üreme öğeleri kutsal nitelik taşırdı. ana tanrıça kybele'nin yönetiminde bulunan bütün doğum işleri insanların yürekten saygı, sevgi göstermesi gereken kutsal bir eylem sayılırdı. doğum tanrısal bir olaydı. onun insanla ilgisi yoktu. insan bu işlemde yalnız bir aracı, tanrıçanın buyruğunu getiren bir görevli durumundaydı.

bu amaçla, Hindistan'da yapılan tapınaklarda dişiyle erkeğin birleşme, sevişme olaylarını yansıtan duvar kabartmaları, heykeller yapılır, tapınağa girenler onlara saygı gösterir, adaklar adar. ilk çağda Anadolu'da fallos diye kutlanan erkek üreme organı bütün tapınaklarda, evlerde bulunur; birtakım ev gereçlerinin tutacakları, sapları fallosa benzetilerek yapılırdı. elbette fallos gibi kadın üreme organı da kutsaldı. fallos gibi ona da derin saygı gösterilir, adına törenler, şölenler düzenlenirdi.

bugün yapılan kazılarda tapınak kalıntılarında ortaya çıkan falloslar, çok tanrıcı çağlardan kalma kutsal varlıklardı. anadolu'da çok yaygın olan bu inanç zamanla biçim ve anlamını değiştirerek tek tanrıcı dinlerin de özüne giriverdi, eski anlamı, önemi büsbütün unutuldu.

islam dininde geniş yer tutan, gerçekte islam diniyle bağlantısı olmayan minare, fallosun bir kalıntısı olmaktan öteye geçemez. eski minareler, bugünküne göre daha çok fallosa benzerdi. bugün minareye konan külah adlı başlıklar eskiden şimdiki gibi sivri değil, biraz yuvarlaktı.

bu kutsallık sadece anadolu ve hindistan'da kalmamış, zamanla batıya, kuzeye de geçerek iskandinav uluslarınca da benimsenmiştir. bu inanç ayrıca sümer, akad gibi mezopotamya uygarlıklarında da vardı.

fallosla ilgili başka bir inanç daha vardır. karadeniz kıyılarında, özellikle yaylalarda yayıkta çalkalanan kaymağın yağa dönüşmesi geciktiğinde, sünnet olmamış bir çocuğun üreme ögesinin boyunda kırılan bir zafinos (zifin) dalı yayığa atılır, kaymak kolayca yağa dönüşürmüş.

not: bu entryin kaynağı 1974'te koza yayınlarından çıkan ismet zeki eyüboğlu'nun "bütün yönleri ile anadolu inançları" kitabıdır.
minare türklerde oldukça önemli mimari elemanlardandır. kaide, gövde, papuç, alem, gibi kısımları vardır. her devletin, hatta beyliğin kendine has minare şekilleri vardır. büyük selçuklular, anadolu selçuklularını, onlarda beylikleri ve osmanlıları etkilemişlerdir. cami minarelerinde, kronolojik olarak bakarsak, karamanoğulları beyliğinin minareleri anıtsal şekildedir. yanı uzun ve çini ile süslüdür. karaman ilindeki ibrahim bey imaretinin minaresi çok güzel örnektir. bunun yanında osmanlıların minareleri erken dönemin sonuna doğru en güzel şeklini bulmaya başlar. edirne üç şerefeli camide 64 metrelik uzunlukta ve renkli taş ile hareketlendirilmiş, 3 şerefeye sahip olan minare de klasik dönem osmanlı minarelerinin habercisidir. bu boy 127 yıl sonra, 71 metre ile selimiye camiinde aşılmıştır. minarenin genişliği 6 metreyi bulur ve her şerefeye farklı yoldan çıkılır. çıkılırkende müezzinler birbirlerini görmezler. sanattaki sadelik ve estetik kuralını bana göre en iyi türk mimarilerinde görürüz. ama minare kavramında mısır'ın önemi de başkadır. bir gövdede 3 ayrı minare bile yapılmıştır.
hiç bir işe yaramadığı halde illa yaptırılması şart olan gereksiz uzun ince yapı.
arapçası manÂra dır.
ellÂh ı alıp, allah güzelliğine bürümemiz gibi minareyi de türkçenin güzelliği ile bezemişiz.
Minareler şimdilerde üzerine baz istasyonu konulan dini yapılar haline geldi. Artık din ticarete böyle alet ediliyor. Göya camiye gelir sağlayacak diye minarelerden etrafa radyasyon saçılmasına göz yumuluyor.

Eskiden falanca camiye bağış kampanyası adı altında cemaatten para toplanırdı. Bağış yapan kişi isterse verdiği paranın nereye harcandığını sorabilirdi. Peki bu baz istasyonlarını minareye koyduranlar aldıkları paranın kaçta kaçını cami için harcıyor, bunu soran var mı? Soran yoktur bence. Çünkü baz istasyonları minareye konurken cami cemaatinin de çevrede yaşayanların da onayı alınmıyor. insanların çoğu orada baz istasyonu olduğunun farkında değil ki gelirin nereye harcandığını sorsun. Günün birinde bir caminin önünden geçerken kafanı kaldırıp da görünce anlıyorsun ancak minareye baz istasyonu konduğunu.

Minarelerden yayılan uhrevi ezan sesine rağmen o yapıların da kutsiyeti kalmadı. minarelerden etrafa radyasyon yayılıyor, ölüm yayılıyor artık. yerleşim yerlerinden baz istasyonlarının kaldırılması lazım. insanlar o minarenin altında toplanıp namaz kılıyor. radyasyondan birinci derecede cami cemaati etkileniyor. yazık değil mi o insanlara? Bir de camiye gitmeyen, ama oraya çok yakında bulunan insanlar var. kiminin evi, kiminin iş yeri orada. bu konularda hassas davranmalı.
Bayramı kutlamak için atlanması gerekilen yapı (bkz: minareden atlarım bayramını kutlarım)
en meşhurları Bitlis'te beş tane olanlarıdır...
şimdilerde apartmanların arasında kaybolan şirin abideler.
eskiden, sesin daha uzaklardan duyulması için yapılan camiyi tamamlayan mimari yapı.

zamanımızda elektronik ses aygıtlarıyla fevkalade kalitede ve çok uzaklara yapılan ses aktarımı minarenin gereksizliğinin ispatıdır.

Minarenin yapımına harcanacak para ile sokaktaki insanlara, çocuk esirgeme kurumuna, diğer hayır vakıflarına yardım edilse Allah katında daha hayırlı olabilir.
Caminin ezan okuma işlemi için yapılmış kulemsi bölümü. Diğer bölümleri: Kürsü, Papuç, Gövde, Şerefe, Petek ,Külah, Alem.