bugün

Aman Allahım nasıl bir filmdir bu.2 kez sinemada seyretmiştim. sinemadan çıktıktan sonra kendimi aptal gibi hissetmiştim. Bugün 3. kez seyrettiğimde kafamda birkaç soru işareti kaldığı halde filmi tamamen anladığımı düşünmüştüm. Ta ki filmin analizini yapan
http://www.sinemafanatik.com/memento/mementoexp.html
sitesindeki yazıyı okuyana kadar.Bu yazıyı okuduktan sonra tüm düşündüklerim yanlış çıktı. çünkü:

--spoiler--

Doğru olan hikaye Teddy'in filmin sonunda Leonard'a anlattığı hikayeydi.Bunu öğrendiğiniz zaman allak bullak oluyorsunuz ve sonra belki de sinema tarihinin gelmiş geçmiş en piskopat senaryolarından birine sahip olan memento'nun değerini biliyorsunuz.
Filmin belki de en orjinal yapısı; filmin renkli kısımlarının geriye doğru , siyah beyaz kısımlarının da ileriye doğru gitmesi ve filmin sonunda ustaca bir manevrayla birleşmesi.Hatta Dvd'sinde isteyenler ve anlamayanlar için filmin tersten (aslında düzden) bir versiyonu da bulunmaktadır.
Bir de Sammy'nin bakımevinde otururken gözüktüğü sahnenin son bir ya da iki karesine dikkatlice bakarsanız son anda Sammy'nin yerinde Leonard'ın oturduğunu görebilirisiniz.bunu da görünce gerçekten de Teddy'in hikayesinin doğru olduğunu yani Leonard'un eşini insulin iğnesiyle öldürdüğüne ister istemez inanıyoruz.
Filmin sonunda da Leonard'un hayalinde göğsünde I've done it "Başardım" dövmesinin bulunduğunu görüyoruz. Bu da suçluluk piskolojisinden kurtulmak için, karısının katilini öldürdüğüne kendini ne kadar inandırdığını kanıtlıyor.

--spoiler--

Edit: Filmin resmi sitesi de ironiktir
http://www.otnemem.com/
Aynı film gibi resmi sitesi de tersten olacak şekilde ayarlanmış.
film bittiğinde tam anlamıyla göt gibi ortada kalıyorsunuz.

seni unutmam gerektiğini bir türlü unutamıyorum gibi bir replik vardı sanırım..hmm ama olmayabilirde aman boşver..
insana beyin amcıklaması geçirten film.
anlaşılmazlığıyla meşhur filmdir. fakat ben neden anladım onu anlayamadım. ne durdurdum ne geri aldım, öyle izledim. bekledikçe parçalar birleşiyor zaten. güzel ve akıllıca yapılmış bir film.

edit: hmmm, birkaç spoiler okudum da. haha, ben bu filmi bildiğin anlamamışım. tekrar izlesem iyi olur. yukardaki ahkam kesmelere bak, tiksindim kendimden.
filme ortasından da başlayıp başa gitseniz yada tersten izleseniz hiç bir fark elde edemeyeceğiniz kadar harika kurgulanmış christopher nolan filmidir.filmi izlerken ve izledikten sonra sık sık aşağıdaki soruyu sormaktasınız :
--spoiler--
ben nerdeyim?
--spoiler--
mükemmmel ötesi filmdir. bir değil iki defa izlenilmesi gereken filmlerden biridir.

(bkz: ohaa)
(bkz: saygıyla eğiliyorum)
algılarınızın yüksek ayarlarda olması gerektiği film.
--spoiler--
- Beni unut!
+ Seni unutmam gerektiğini hatırlayamıyorum...
--spoiler--
herkesin abarttığı ama bana göre normal olan film. ayrıca filme yaklaşık 3 saatlik bir ara verdim. bu arada csi:ny izledim ve kaldığım yerden filmi izlediğimde hiçbir kopukluk yaşamadım. bence insanlar abartıyor.
(bkz: eksileneceğini bilerek entry girmek)
zaman kaybı olarak değerlendirilebilecek bir film.
izlerken arabayla geri geri gidiyormuş etkisi yaratan film.
zeki kurgusu, müthiş senaryosu ve mükemmel oyuncuları ile kült olmayı hak etmiş filmdir.

ilk izlemede olayı çözemediğim (aptal mıyım neyim ), ikinci izlemede bazı detayları tespit ettiğim, daha sonraki izlemelerin her birisinde ince detaylar bulduğum filmidir. kafa yoran bi filmdir. düşünmeye iten bi filmdir.

bellek kaybı üzerine yapılmış en iyi filmdir. guy pearce müthiş oyun çıkarmıştır.
çok sağlam sahneleri ve metinleri bulunan, kurgusu gerçekten özgün bir filmdir. fakat kimilerinin dediği gibi şimdiye kadar çekilmiş en iyi film filan değildir.
sanıldığı gibi anlaşılamayacak bir film değildir konu sondan başa gidiyo işte.
yalnızım, sevgilim de yok bu yüzden daha da yalnızım. ellerim ceplerimde sokağı arşınlamaktan başka yapacak bir işim yok, sinema salonunun önünden geçerken filmlere takıldı gözüm, "memento ne olaki" diye geçirdim içimden hayatımın en büyük travmasını yaşayacağımı nerden bilebilirdim ki? bir bilet dedim kasadaki dünyalar tatlısı kıza, ya da bana öyle gelmişti o yanlızlık zamanlarımda. neyse girdim içeri reklamdı felandı derken film başladı o da neyin nesi! film sondan başlamıştı, ne halt edeceğimi düşünürken film arası verdiler, dışarı çıktım, bekleşenlerden bir sigara dilenip bir ileri bir geri derken 3-4 çekişte tüketmişim sigarayı. ama bir bok gelmiyordu aklıma tekrar o karanlık izbe yere girip filmin başlamasını bekledim, ızdırap gibi geçiyordu süre. tahmin etmem gerekenleri izliyordum, tahmin edeceğim zamanlar hep sonradan geliyordu. film bittiğinde kendimi sokağa attım, uzun bir süre kafamı kaldırmadan yürüdüm, insan daha boktan bir gece geçirebilirmiydi, geçirmiştim işte.
birkere izlemekle hiç bir şey anlayamayacağınız bulmaca gibi film.

film izlemek kavramı bu film için geçerli değil sanki izleyip kurguyu baştan kendinizin

planlaması gerekiyor. film bitince biraz baş ağrısı da yapıyor.
evet, kesinlikle bir kere izlemeyle anlaşılacak film değildir. hiç kimse kahramanlık yapıp da "yok canım ne gereği var, tek seferde anladım ben her şeyi" demesin. zira imkansızdır. dur ben şu filmi tekrar takıp, izleyeyim. o zaman daha sağlıklı şeyler yazabilirim sanırım. haydi selametle...
anca izleyebildim filmi. siz de eminim dört gözle bekliyordunuz beni.. *

--memento spoiler--

teddy *: lenny'ye intikamı için yardım eden, biraz da çıkarcı bir poLis memurudur. ve lenny'ye ilk önce doğru adamı buldurup öldürtmesinden anlıyoruz bunu. (filmde geçmiyor sahnesi ama teddy'nin söylediği bir gerçek bu)

diğer yandan da onu kullanıp uyuşturucu dağıtıcısı olan "James F Grants"i yani lenny'nin 2. John G'sini yaaani nataLie'nin erkek arkadaşını öldürtüp, lenny'nin bu durumundan istifade etmek, kazanç sağlamak istiyor.
ama işler umduğu gibi gitmiyor. parayı da arabayı da hatta jimmy'nin elbiselerini de lenny alıyor. sonunda kendisi de lenny'nin avı haline geliyor.. 3. john g. olarak seçiliyor teddy tarafından. ve filmin sonunda yani başında ölüyor.

jimmy : nataLie'nin erkek arkadaşı. bıyıklı adam hani. teddy tarafından lenny'ye öldürtülüyor.
bi'gün teddy ile buluşmaya gidiyor ve dönmüyor geriye çünkü teddy'nin önceden tezgahlamış olduğu tuzağa -yani lenny'nin onu öldürmesi- düşüyor.
lenny de jimmy'i karısına tecavüz eden adam sanıp öldürüyor, elbiselerini ve arabasını alıp, ceketinin cebinde bulduğu (aslında jimmy'e ait olan) nottaki yazıya bakıp Ferdy's Bar'a gidiyor. böylece natalie'nin şüphesini üzerine çekiyor.

natalie : lenny'nin jimmy'i öldürüp onun elbisesi ve arabasıyla kendi çalıştığı bara gitmesiyle jimmy'i öldürenin lenny olduğundan şüpheleniyor. o sıralar jimmy'nin ortağı dodd natalie'yi para için hep sıkıştırır çünkü natalie gayrimeşru bir işte* kazık atmıştır dodd'a veya dodd'un patronuna *.. bu sebeple onun parayı aldığını iddia eder. natalie de ondan kurtulmak için lenny'i dodd'a yönlendirir.

dodd : bu kişi bir sahnede lenny'yi kovalarken lenny, kaçan kişi olduğunu unutup kovalamaya teşebbüs ediyor bir an. daha sonra üzerine ateş edilince, kaçıyor tabii. komik bir sahneydi bu. *
bir motel odasında yakalanıyor lenny'ye. banyoda elinde şarap şişesiyle dodd'un odasına gelmesini beklerken, niye orada olduğunu unutuyor ve alkol aldığını sanıp duşa giriyor, o sırada dodd geliyor. fakat yine de yakalıyor dodd'u. teddy'i çağırıp yardım istiyor. teddy'nin gelmesiyle kurtuluyor dodd.

lenny * : unutkanlığının arkasına sığınan bir katil. tüm film aslında onun kendi yalanlarıyla uydurduğu bir dünya, bir senaryo.
filmin başından beri anlattığı sammy karakterinin ta kendisi. kendisini inandırdığı bir dünyada yaşıyor. hiçbir tavsiyeye kulak asmayan, hafızanın aldatıcı olduğu kanısında olan bir katil. katil diyorum çünkü isteseydi kendisini durdurabilirdi. bunun yerine kendine yeni John G.'ler bulup onları öldürmeyi seçti.

lenny'nin eşi : o geceki saldırıdan sağ çıkıyor *. ama lenny kendisi, insülin iğneleriyle öldürüyor eşini. eşinin amacı onun iyileşebilme ihtimalini test etmekti. numara yapıyorsa onu ölüme sürükleyemez diye düşünmüştü ve sonucu ağır olsa da bunu denedi ve...

filmin sonunda kendisinin de dediği gibi yeni bir John G. oLarak teddy'i seçiyor kendisine gerçek adı "john gammeL" olması nedeniyLe.
en başından beri izlediğimiz ve katiL oLduğuna inandığımız, daha doğrusu bizi buna inandıran lenny'dir. böyle düşünmemize kendisine de yalan atarak yol açıyor.

--memento spoiler--

edit : birkaç ekleme yapıldı.
edit 2: birisi bana şu "i've done it" dövmesinin göründüğü sahneyi tam tarif edebilir mi? *
Çok övülen ve çok karmaşık olduğu söylenen harika bir film. ben filmi izlerken ilk yarım saat sonunda ''ee ne var bunda ya geriye doğru giden bir film işte'' dedim. ikinci yarım saatin sonunda neredeyse filmdeki karakter gibi filmi anlamak için sağa sola notlar yazacaktım, o haldeydim. Kesinlikle zor bir film ama bir o kadar da güzel. Hala tam olarak bazı şeyleri oturtamasam ve bir daha izleyecek olsam da rahatlıkla harika bir film diyebilirim. Christopher nolan filmin yönetmeni ki ben yönetmenin diğer filmi olan the prestiji de cok sevmiştim.

not: Tanrıya şükür ki david lynch çekmemiş filmi diyorsunuz film bittiğinde.
izlenmesini şiddetle tavsiye ettiğim, tek seferde anlaşılması oldukça güç, hikaye anlatımı bakımından da oldukça farklı * bir başyapıt.
izlenmesini şiddetle tavsiye ettiğim diğer filmler(bunu seven bunları da sevdi)
(bkz: the prestige) * *
(bkz: the illusionist)
(bkz: fight club)
--spoiler--
filmin sonu, hikayenin başı ile insana dumurlardan dumur beğendiren mükemmel bir filmdir.
izledikten bir gün sonra sakin kafayla tekrar izlenilmesi tavsiye edilir.
(bkz: remember sammy jankis)
--spoiler--
yaşamak amaç mıdır? yoksa yaşamda bir amaç olmalı mıdır sorularına yanıt arayan film. bazen öldürmek bile bir amaç olabilir.
aklı beyni algıyı birbirine karıştıran kült yapım.
film noir filmiyle aynı kurguda, hırsız polisçilikte kendinizi polis hissedebileceğiniz, aynı zamanda sonunun ne olacağını tahmin edemiyeceğiniz* için sürükleyici bir filmdir. sinema okullarında derstir. candır.
kısacası kurgusuna şaşılası, gıpta edilesi bir filmdir.

--spoiler--
sammy jankis'in aslında lenny'nin hikayesi olması da etkileyici.

kahramanın aslında yaşamak için sebebi olsun diye öldüren bir katil olduğunu anladığımızda buna çok şaşırıyoruz. çünkü biz onu hep "yazık lan adama!" şeklinde izliyorduk. aslında kendisini bilerek kullandırttığını bile söyleyebiliriz. en azından onun da işine geldiği kesin.

filmin sürprizi sonda değil başta, bu nedenle de sondan başa gidilmesi sürükleyiciliğe hiçbir şey kaybettirmemiş. kahramanın aslında yaşamak için sebebi olsun diye öldüren bir katil olduğunu anladığımızda buna çok şaşırıyoruz.
--spoiler--

öncelikle yönetmeninin ellerinden öpülesi filmdir. anlamanın çok kolay olmadığı ama anlaşıldığında takdir edilen bir film olmuş. ****
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar