bugün

başbakan hakkında "1 savcı 2 polisle hizmet hareketini örgüt çıkarırım" dediği iddiasında bulunan gazeteci.

(bkz: sen sıçtın baransu)

başbakan ve şürekası hakkında bir iddiada bulunanların iki yakasının bir araya gelmediğini anlarsın ve de doğru yolu bulursun sen de.
gezi parkı olaylarından sonra amerikadan emir alıp taraf değiştiren kişi.
O akp'li ya da chp'li değildir o "amerikalı"dır anlayın artık.
ve evet isterse tayyip'in başına bela açabilir. Bu iktidarı amerika getirdi amerika götürür.
twitter'daki bakan'a tokat iddialarının kaynağıdır.
kimsenin yanında olduğunu sanmadığım yazar.

tarafsız veyahut değil. aylarca yalaka olarak tanımladığım bu kişinin akp ile alakalı sunduğu şeyler şimdide akp lilerce düşman ilan edilmesine sebep oldu.
abileri tarafından pabucu dama atılmış yazar. 2 yıl öncesine kadar neydi be bu adam? belgeler neyim, şimdi sızdıran yok sanırım.
Ulke gundemini degistiren adam. Karizma yoksunu.
bugün fenerbahçe'nin fiba'dan men edilmesini sağlayacak bir belgenin sahibi olduğunu duyurmuş zeka fukarası.

acıyorum ulan sana... benden sana tavsiye: o belgeyi dür, biz euroleague'yi aldığımızda ne yapacağını söyleyeceğim.
fenerbahçe ülker'i fiba'dan men etmekle neyi kastediyor bilemediğim adam. euroleague fiba değil uleb organizasyonudur. uleb ile fiba'nın da hiçbir bağlantısı, ortak noktası vs. yoktur. ayrıca euroleague'in sponsoru thy iken fenerbahçe ülker'i çakma haberleriyle euroleague'den men etmek o kadar kolay değil. he tbf fiba'ya bağlı oradan çakarım diyorsa turgay demirel ve fiba'nın en büyük sponsoru beko dolayısıyla ali koç varken o da zor... (bkz: adam pisliğin teki çıktı rıza baba)
https://twitter.com/mehme...status/405768781924167681

ister istemez şu tümceyi sarf ettirmiştir;

--spoiler--
allah allah kontesi kim sikti?
--spoiler--
kendisinden nefret ederim ancak şu anda bu adamdaki taşşak türkiye'de hiç kimsede yok.
etikten, haysiyetten, onurdan, şereften zerre haberi olmayan ajan.

bugün yayınladığın belge için neden 10 sene bekledin? akp ile cemaat birbirinizin çanağını yalamak çok tatlı geldiği için mi?
twitter üzerinden türkiye gündemiyle resmen taşak geçiyor top sakal çetesine mensup diğer arkadaşıyla. bunlara gün doğdu herhalde. 2004'ten kalma belgeyi 2013'te servis edince insanlar "neden şimdi" olduğunu bildikleri halde "neden şimdi" diye soracaklar illaki. daha düne kadar aynı bokun sarılaciverdini oynayan, birbirinin kusurunu örten insanları, bıçak kesmiş gibi yol ayrımına gelip birbirine bok atmaya başlarken görenler için mide bulandırıcı olabiliyor yaptıkları. üzerine bir de soytarılık eklenince aboov. zevk de alıyor herifler. it göt gırla gidiyor amk. bi de bunlar muhafazakarlık tribünündeler. lan ondan sonra biz de diyoruz ki bu insanlar göz göre göre zulümlere, yolsuzluklara, kıvraklıklara nasıl oy veriyor. e sen adamın değerlerini böyle maymunca iki paralık eder, ayağa düşürürsen o da haliyle sikinin dalgasına bakar, adamsendeci olur siklemez. görse de görmez. ben ömrüm boyunca muhafazakar seçmeni saf ve iyi niyetli bulmuşumdur ama güç bunlara geçince o kitle de sapıttı. niye sapıttı, çünkü bunlar adına konuşan adamlar sapıktı. ondan sonra bekle ki bu ülkeye anlayış, demokrasi gelsin özgürlük olsun. bu değerlerin uygulanabilir olması için muhafazakarların gireceği testten geçer not almasına bağlı olmak zorunda olması çok acı. neydi bi türkü vardı, ağla sevgili yurdum ağla mıydı neydi.
(bkz: mehmet baransu/#6342085)
(bkz: akp cemaat ile medyaya ters psikoloji uygulaması)

bir gazeteci dü$ünün. bir de tayyip erdoğan. gezi parkında ülke bölünecek egosundan geri atmayan adam o bam teli cemaat meselesinde bir gazeteciye pabuç bırakır mı? keza bu adamı hiç bilmiyorum fakat ardahanlıymı$ ve ardahan ermenisi gibi geliyor bana. yalansam mesajımı aydınlatın edit çekeyim.
sevmememe rağmen fenerbahçe gibi kevaşe bi rum takımının tüm pisliklerini ortaya dökecek kadar da cesur olan bi gasteci abimizdir...
bir yazar.

son manşet haberine dair;

28 şubat "faciası" yaratma hamlesi.
megeke da alınan tavsiye kararlarını enine boyuna bilmem mümkün değil. bildiğim, 1990ların sonlarına doğru milli güvenlik kurulu genel sekreterlik hakkında tbmm'inde alınan kararlarla, ülkenin kaderi üzerinde asker sivil bürokrasisinin -genellikle vesayet diye anılır- elle tutulur, gözle görülür hale gelen gücünün 2010 anayasa referandumuna kadar, aleni-örtük tehditlerle sürmüş olduğudur.
uzun yıllar 28 şubat toplantısında alınan kararları hoca imzaladı mı imzalamadı mı tartışıldı durdu. m.g.k.nun o güne dair iç işleyişinden habersiz, veya bilerek habersiz görünen bu tavır, aslında o yıllarda muhalefetin, siyasi partilerin ne kadar "demokrat" olduğunun göstergesiydi.
tarafın son manşeti benzer duygularla hazırlanmış; yine bir iktidarın başına çorap örme gayreti.
olayları süreçten bağımsız, ilgi ve ilişkileri görmeden nakletmek, ajandacılıktır.
manşet diyor ki; gülenin kalemi 2004 mgk toplantısında kırılmış.
mgk kararları tavsiye olmakla, yürütülmesi bakanlar kuruluna aittir.
şimdi sormak gerekir; iddia edilen hangi tavsiye kararı bakanlar kurulu kararıyla uygulanmaya koyuldu?
olayları papağan gibi tekrarlamak, olayı anlatmaz; anlaşılmasına yol açmaz. mgk kurulu asker üyeleri, mgk kurulu başkanı sıfatıyla o dönemin reisi cumhuru, gülen bey üzerinden ak parti iktidarını, tıpkı 28 şubatta yaptıkları gibi, yıpratmak-sığlaştırmak için bu mevzuyu tartışmaya açtıkları zaten bilinen bir realite.
ancak ak parti, iktidar olarak bu tavsiyeleri yürürlüğe koymamıştır.
koymadıkları için, mgk üyesi bir grup asker üyenin içinde yer aldığı "çete", ilerki yıllarda gülen hareketini ve ak parti iktidarını bitirmek planı nam altında bir tertibi cunta içinde karar altına almışlardır.
bu planın ve çetenin akıbeti hepimizce biliniyor. o günkü -2004- mgk asker üyelerinden fırtına ve örnek, darbeye teşebbüsten mahkum olmuşlardır. yani gülen değil çete bitirilmiştir.
şimdi sormak gerekir; bütün bu gerçekler bilindiği halde, sene olmuş 2013 ve baransu bayram değil seyran değil bizi niye bu manşetle öptü?
bayram değil ama, gülen-iktidar çekişmesinden ne fayda sağlarım diyen bir pusunun planı var.
söz konusu manşete işte iktidar bu, diye sarılan, sarılacak her kişi, siyaset; kurulmuş pusunun sahibi, uygulayıcısı, sempatizanı şakşakçısıdır.
devlet sırrı olan belgelerin kendisinde ne aradığı merak edilendir. hakikaten merak ediyorum lan.
Çaylak olmayacağımı bilsem neler neler söylerim Allah bilir..
hayir bu adama bilgi kimden geliyor anlamadim ki,.mgk belgesini koruyamayan devletle karşı karşıyayız.
daha veri güvenliği sağlayamayan "milli güvenlik kurulumuz" olduğunu ispatlamıştır.
bavulundan sivri dişli tavşanlar çıkaran karanlık tip.
mgk kararlarına ulaşmadaki kaynağına ilişkin bir yazı.

Ahmet Takan: Bavul ötesi sırlar!..

--- alıntı ----

Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım ile cemaat-Recep Erdoğan kavgası ve ortalığa dökülen MGK belgeleri konusunda görüş alışverişi yapıyordum.

Epey sohbet ettikten sonra Ümit Yalım, Ben size bir mektup göndereyim de hem meşhur bavulun sırrı hem de cemaatin TSK içine nasıl sızdığı hakkında bilginiz olsun dedi. Gazeteci için bulunmaz nimet sayılacak bu teklife balıklama atladım.
Ümit Yalım ın çok ses getirecek açıklamalarını okuyunca biraz değil, epeyce fikir sahibi oldum.

Mektuba aynen yer veriyorum;

28 Kasım 2013 Tarihli Taraf Gazetesi nde Gülen i bitirme kararı 2004 te MGK da alındı manşetiyle haber verildi. Baransu nun imzasıyla verilen haberde Milli Güvenlik Kurulu nun 25 Ağustos 2004 tarihli kararı, gazetenin 1. sayfasından yayımlandı. Geçmiş yıllarda da yine Baransu tarafından çeşitli belgeler yayımlandı. Belgelerin bir kısmı gerçek bir kısmı da düzmece çıktı. Peki bu belgeler Baransu ya nasıl ulaşıyor? Geçmiş yıllarda neler oldu?

Halihazırda AKP milletvekili olarak görev yapan Şirin Ünal, 2008-2010 yılları arasında, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı nda, Tümgeneral rütbesi ile, Komuta Kontrol Daire Başkanı olarak görev yaptı. Ünal, Silahlı Kuvvetler de koyu bir AKP karşıtı olarak tanınan ve Tayyip Erdoğan ı çok sert dille eleştiren bir generaldi. Şirin Ünal, emekli olduktan sonra, nasıl olduysa Erdoğan tarafından istanbul dan aday gösterildi ve milletvekili olarak Meclis e girdi.

Şirin Ünal ile ilgili ilk adli olay, Genelkurmay Başkanlığı nda görevli olduğu sırada, Ekim 2008 de yaşandı. PKK lı teröristler tarafından Aktütün Karakolu na ağır silahlarla saldırı yapılmış ve askerlerimiz şehit olmuştu. Ünal, saldırı sonrasında Ankara ya dönen Genkur. Bşk. ve Kuvvet Komutanları hakkında çetele tutmuş ve komutanların uçağa biniş saatleri ile Ankara ya iniş saatlerini ceride haline getirmişti. Ünal ın hazırladığı ceride, Taraf Gazetesi nde, Baransu nun imzasıyla, noktasına ve virgülüne kadar aynı şekilde manşetten yayımlandı. Bunun üzerine Genelkurmay Askeri Savcılığı soruşturma başlattı. Soruşturma sırasında, bilgisayardan iki suret renkli çıktı aldığı tespit edilen Ünal, ceridenin bir suretini gösterebildi ancak ikinci suretinin nerede olduğunu açıklayamadı. Ünal ın elinde bulunan 2. suret nasıl olmuşsa Baransu ya ulaşmış ve Taraf a manşet olmuştu.
Şirin Ünal, Genelkurmay da görev yaptığı dönemde, zaman zaman Harekat Başkanlığı na da vekalet ediyordu. Görevin gereği olarak Milli Güvenlik Kurulu kararlarını içeren belgeler Ünal ın kontrolü ve sorumluluğu altında idi.

4-5 Şubat 2010 tarihlerinde, istanbul Kongre Merkezi nde, NATO Savunma Bakanları Toplantısı yapıldı. Toplantı ile ilgili faaliyetler, dönemin MSB Müsteşarı sorumluluğunda ve Bakanlığın Genel Plan Prensipler Daire Başkanı nın direktörlüğünde yürütüldü. Ancak toplantı öncesinde 24-27 Ocak 2010 tarihlerinde Brüksel e yapılan Basın Turu na, akredite basın mensupları ile birlikte, Bakanlığa akredite olmayan STV Televizyonu ve Zaman Gazetesi nden toplam 4 basın mensubunun da gönderildiği ortaya çıktı. Anılan basın mensuplarını gönderen, Bakanlığın Gn.P.P.D.Bşk. Tuğamiral Hakan Eraydın, bu durumu tespit eden ise Kurmay Binbaşı S.G. idi. Yapılan işlemler Bakanlığın Yönergesine ve akreditasyon listesine aykırı idi. Tuğamiral Eraydın, akredite olmayan basın mensuplarını MSB Müsteşarı Korgeneral Ahmet Turmuş un (şu anda 1 nci Ordu komutanı-aht) emri ve onayı ile gönderdiğini ifade edince durum Müsteşar a iletildi. Korg. Turmuş, hayır emri ben vermedim diyemediği gibi, amiral hakkında da herhangi bir hukuki işlem yapmadı.
MSB Genel Sekreteri, istanbul da yapılan toplantı sırasındaki basın faaliyetlerini, Bakanlık Yönergesi ne ve Bakanlığın Akreditasyon listesine uygun olarak yürüttü. Zaman Gazetesi ve STV görevlisi basın mensupları, NATO Genel Sekreteri Rasmussen in de katıldığı toplantıya giremedi. Anılan basın mensupları, toplantıya girebilmek için her yolu denediler ve NATO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Haydar Berk in devreye girmesini sağladılar. Büyükelçi Berk, STV ve Zaman muhabirlerinin, istanbul daki toplantıya alınması için MSB Genel Sekreteri ne ricada bulundu ancak Genel Sekreter, Akreditasyon listesinde olmadıkları gerekçesiyle kabul etmedi. Bunun üzerine Büyükelçi Berk, Brüksel deki basın turuna katılan muhabirlerin istanbul daki toplantıya da alınması için Bakan Vecdi Gönül den ricada bulundu. Bakan Gönül, STV ve Zaman ın akreditasyon listesinde bulunmadığını belirterek muhabirlerin toplantıya alınması teklifini reddetti. Böylece, MSB Müsteşarı Korgeneral Turmuş un, STV ve Zaman muhabirlerini Brüksel deki basın turuna gönderirken, Bakan Vecdi Gönül ü devre dışı bıraktığı ortaya çıkıyordu.

STV ve Zaman, kendi basın mensuplarının istanbul daki toplantıya alınmamasını şiddetle eleştirmeye başladı. Eleştiriler üzerine çok rahatsız olan ve gerilen Korg. Turmuş ve Tuğa. Eraydın, MSB Genel Sekreteri ne baskı uygulamaya çalıştılar. Genel Sekreter baskılara boyun eğmedi ve akredite olmayan basın mensuplarının Bakanlık Yönergesine aykırı bir şekilde Brüksel e gönderilmesini gerekçe göstererek istifa etti ve emekliye ayrıldı. (Söz konusu MSB Genel Sekreteri Ümit Yalım dır-aht)

TSK Personel Kanunu nun 47 nci maddesine göre Korgeneral rütbesine yükselebilmek için muharip sınıfı general olmak gerekiyor. General Turmuş ise Ordu Donatım sınıfı yardımcı sınıf bir general. TSK da görevli altın çocukların önünü açmak için yapılan yönerge değişikliğinden Turmuş un da istifade etmesi sağlandı, sınıfı Piyade olarak değiştirildi ve Turmuş Korgeneral oldu. Turmuş un Orgeneral olması da mümkün gözükmüyordu. Baransu nun Balyoz Bavulu nu açması ile birlikte, Turmuş un önünde bulunan ve Orgeneral olması çok kuvvetli olan 3 Korgeneral tutuklanarak Hasdal a gönderildi. Turmuş un önü açıldı ve rahat bir şekilde Orgeneral oldu. Orgeneral rütbesindeki subayların MGK nın belgelerine ulaşma ve inceleme yetkisi var. Bu arada STV ve Zaman muhabirlerinin Turmuş tarafından Brüksel e gönderildiğini ortaya çıkaran Bakanlık personeli Kurmay Binbaşı S.G. de Balyoz a dahil edilerek tutuklandı ve Hasdal a gönderildi.

TSK mensubu yüzlerce general/amiral, subay ve astsubay, suçsuz ve günahsız yere Silivri de ve diğer hapishanelerde çile çekerken, General Turmuş, YAŞ toplantılarında gülücükler dağıtıyor ve deniz manzaralı konutunda ikamet ediyor. Ne diyelim, hayırlara vesile olsun.

--- alıntı ----
http://www.ilk-kursun.com/haber/162807
ergenekondan balyoza, balyozdan dersanelerin kapatma sürecine inanilmaz iddialar ortaya atan olay adam.
birçokları tarafından ne kadar sevilmese de, ajan denilse de, kukla denilse de, bavulcu denilse de ülkemizde şuan onun gibi bir gazetecenin olmadığını kabul etmek gerekir. bize konuşan, yazan, yazabilen gazeteciler lazım.
sizede bilgiler servis edilse,

sizede ''al sen bu gizli konuyu yaz'' denilse,

hepiniz türkiyenin en iyi gazetecisi olarak anılırsınız.

şöyle düşünün; gizlilik kapsamında olan şike davasında bu adam ne kadar gizli belge/bilgi varsa hepsini yayınladı. çok net ki akp savcıları tarafından beslendi/büyütüldü.

akp nin medyadaki adamlarından olan bir adet gazeteci kisvesidir kendisi.