bugün

belden aşağı bir fıkra..
fıkranın tamamı şu şekildedir :

temel birgün bi kitap yazmaya karar verir. yayınevine gider. yayıncı temele der ki , günümüzde bi kitabın tutması için içinde 4 öğenin bulunması gerekiyo. kitabın içinde asalet olacak , merak uyandıracak, cinsellik olacak ve din öğeleri barındıracak demiş. temel de tamam demiş. gitmiş kapanmış aylarca. yazmış sonunda kitabı. yayıncıya gitmiş ve kitabımı yazdım adı da "kontesi kim sikti" demiş. yayıncı da demiş iyi hoş da hani burda din öğesi demiş. temel de uiiy nası unuttum dedikten sonra bi süre daha kitap üzerinde çalışmış. ve en sonunda yayıncıya tamamladığı kitabı götürmüş:
allah allah kontesi kim sikti
(bkz: katil uşak)*
deyimleşmiş bir kalıp. yahut kalıplaşmış bir deyim. bilemedim, ikisinden biri işte...
sözlükte popüler olmak için açılan içi boş mesnetsiz başlıkların esin kaynağı, fıkraya konu olmuş hede höde.
(bkz: fatmagül ün suçu ne)
iddialara göre mhp genel merkezinde uzun süre tartışılmış sorudur.
sonuç olarak yok canım albay karısı değil, 16 yaşında değil, grup değil filan gibi beyin fırtınası yapılmış ve bunu yapan bizden biri değildir demişlerdir.
hem bizden biri bile olsa, suçu amerikaya atarız denip konu bağlanmıştır.
kontesi abd sikti. kasedi de o çekti.
genel başkan sekretere, sekreter il başkanına, il başkanı öğrenciye, genel başkan yardımcısı genel başkana, teşkilattan sorumlu başkan teşkilata, teşkilat genel başkana, seçmen hepsine.
(bkz: aile bireylerinin yanında sözlüğü açmaya korkmak)
cevabı bir muammadan ibaret olan soru.
hoş gelmiş 10. nesil yazar. komik olmalı. *
Yaratıcımız olarak inandığımızın ismiyle bir küfürün yanyana bulunduğu bir nick.

Ulusözlük! Bu nedir bre!
bazılarının burayı kuran kursu sanmasına neden olan komik fıkra.

yaratıcının adını kullanıp çocuk çocuğa tecavüz edene, kafa kesene laf yok, bu zoruna gitmiş andavalın.
Yaratıcı'nın adını kullanıp çoluk çocuğa tecavüz edenleri kimsenin savunduğu yok. işte kendini modern zannederken kendi dogmaları ve önyargılarıyla saçmalayan insanlara örnek. Saygı bir anlayış, bir bilinç, bir olgunluk düzeyidir. Vasıfsız cahilden saygıyı anlaması zaten beklenen bir şey değil ama belki yüzbin üyesi olan bir platformun yöneticileri bu seviyeye sahip olabilmeli bizim beklentimiz bu. Yoksa bir kısım streptokokların veya basillerin bir şey anlaması amacında değiliz.

Komik fıkraymış. osuruğa gülenin osuruk kadar aklı yoktur.
kontesleri ortaya çıkaran fıkradır*.
nickini her okuduğumda istemsiz şekilde sırıtmama sebep olan yazar.
(bkz: onuncu nesil silik)
kitabın arka kapağı;

"gerçekten etkileyici bir yazar, etkileyici bir roman"
the guardian

"eleştirilere, mantığa, gerçeğe meydan okuyan bir kitap"
washington post

"kelime kelime, virgül virgül işlenmiş inanılmaz bir kurgu"
le monde

"temel güçlü bir kalem, onu seviyorum"
fadime
kim olacak tabiki de (bkz: imparator neron)

edit : önce romayı cayır cayır yakmıştır .
(bkz: kontesle huşu içinde gizemli bir gece)

bu da fena sayılmaz.
bunun sansürlüsünü okumuştum, kontesikim diye okurdum hep. aslı da zaten pek farklı değilmiş. saygılar.
bu aralar bizim basın tarafından sorulan soru.
bir de tv'lerde gazete köşelerinde aptal ayağına yatarak soruyorlar ya.
askerde olsalar ".... ayağı yapma" derdi erler.

gelelim sorulara;
- fetö örgütü bürokrasi de nasıl yükseldi?
- fetö örgütü orduda nasıl yükseldi?
- fetö örgütü darbe yapacak güce nasıl ulaştı?
- fetö örgütü sınav sorularını mı çalıyordu?
- fetö örgütü kendilerinden olmayan subayların yükselmesini mi engelliyordu?
- fetö'yü araştıranların başına iş mi geliyordu?

ulan şerefsizler yıllarca bunlar anlatıldı.
fetö'ye ilk soruşturma yapan askeri hakim ahmet zeki üçok'un nasıl da engellendiğini görmedik mi?
yıllarca hapis cezasını çarptırılmadı mı?

balyoz sanığı yapılan albay mustafa önsel "ağacın kurdu" kitabında askeri okullarda eğitmen görevine gelen fetö'cülerin kendilerinden olmayan atatürkçü, mililyetçi, demokrat çocukları aşama aşama yıldırıp ordudan uzaklaştırdıklarını anlatmadı mı?

ergenekon/balyoz sürecinde kumpas kurulunca hapishaneye düşen kahraman askerlerimiz birçok kitap yazdı.

o sıralar basınımız 3 maymunu oynuyordu.
yıllar öncesinden necip hablemitoğlu, uğur mumcu, aziz nesin vs. bir çok aydınımız uyarılarda bulunmadı mı?

daha dün türkiye'ye gelmiş gibi aptalca sorular sormanız sizi sorumluluktan kurtarır mı zannediyorsunuz?

rte: "ne istediler de vermedik" derken
ergenekon/balyoz kumpasçısı, kullanışlı aptal mehmet baransu: “hocaefendi çok şey istemedi adalet bakanı'nı, içişleri bakanı'nı ve mit müsteşarını ben seçeyim" şeklinde yüzsüz yüzsüz açıklama yapmıyor muydu?

17-25 aralık operasyonlarının hemen öncesinde
yenişafak gazetesinde abdülkadir selvi aşağıdakileri sormuyor muydu
2004'ten önce kaç valiniz vardı,2004'ten bu yana kaç valiniz oldu?
2004'ten önce kaç milletvekiliniz vardı,2004'ten bu yana kaç milletvekiliniz oldu?
2004'ten önce kaç bakanınız vardı,2004'ten sonra kaç bakanınız oldu?
2004'ten önce kaç üniversiteniz vardı,2004'ten sonra kaç üniversiteniz oldu?
2004'ten önce ticari hacminiz neydi,2004'ten sonra ticari hacminiz ne oldu?

kumpas davalarının sahte uzmanı ergenekon/balyoz hakkında kitap yazıp komploya destek olan akp gaziantep milletvekili şamil tayyar: "emniyet cemaate bağlandı!" demiyor muydu?

rte'nin ağzından çıkan ve sevdiğim bir söz var.
onu bugün olanlara destek olan, göz yuman siyasisinden, askerinden, polisine, hukuk insanlarına, bürokratlara, basına, işadamlarına söylüyorum.

(bkz: ulan hepiniz oradaydınız be)
yıllar sonra aklıma gelen soru ve yanıtsız cevap...

(bkz: temel)

(bkz: kontes)
#3853932
bu entry nin neresi neden fav'lanmış, beğenilmiştir.kadın mı olmak lazım.sanırım kontes bu arkadaş.
Uzun aradan sonra sabah sabah aklıma gelen fıkra. Aklımı sikeyim tabi...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar