bugün

her bölümünde sanki diferansiyel denklemler sınavından çıkmış gibi insanın kafasını yormakta, bir de işin içine zaman yolculukları girdiğinden iyice mal etmektedir. artık gördüğüm hiçbir şeye inanmıyorum, "gemi mi havaya uçtu? baba, jin ölmez, aha bak iki üç bölüm sonra çıkar bi' yerden". adamlar zaman yolculuklarında da kesişti ki ooh ne güzel. şahsen şu zamanında canlı canlı gömülen çifti bekliyorum, ne diziymiş arkadaş.

ha bir de john locke, lost'un neo'sudur. o kadar.
--spoiler--
yine s05e05 itibariyle benjamin linus çileden çıkmış ve "eeeh yeter mına koyyim öldürücek misiniz yaşatıcak mısınız karar verin ulan, adada herkes bir lafıma bakardı şimdi maskara oldum elaleme, hay adadan ayrılan kafamı skeyim" tadında çıkışmıştır sun ve jack'e.. o arabayı fren yaptırdığı sahne.
--spoiler--
son bölümüyle benjamin'in de içinde bir insan olduğunu göstermiştir.

--spoiler--

"siterim belanızı" tarzındaki çıkışı çok görmemek lazım. adam sezon başından beri şamar oğlanı mnkym. e haklı yani bir yerde. sen elalemin culyetini, jin'ini kurtarmak için kalk, çalış, çabala; sonra iki dingil "sen mi vuracan ben mi" desin. ben olsam çıkarır ikisini de vururdum, yine ben insaflıymış vallahi. adamım benim.

black smoke'un aşağıya çektiği elemanın kolunun kopacağını tahmin edemeyen var mıydı, onu da merak ediyorum valla.*
ayrıca rousseau da haklıymış elemanları vurmakta, şerefsizler.*
--spoiler--
--spoiler--
bir aşk daha başlamadan ölümle bitti. ama charlotte'un daniel ile anlattığı hikaye gitmiş kafasının oynadığı bir oyun mu yoksa daniel de bir nevi robert gibi yaşlanmayan elemanlardan mı?
black smoke tapınağı koruyan güvenlik sistemiymiş. aşağı yukarı biliyorduk zaten. ama şu daha büyük bir soru bence. geçen sezon ortalık karıştığında others ekibinin de devamlı tapınakta saklandığı vurgulanmıştı. neymiş bu tapınak onu bilmiyoruz işte.
benjamin-locke ikilisinin ise laf oyunlarına başlayacam ha, biri söz verir ötekine yaptırır, yok locke bana hiç gelmedi demiştin, gelmedi ben gittim ehi ehi falan. zaten jack, hay sokayım senin beynine der gibi bir bakış attı benjamin'e dikkat edin.
desmond ve jack'in 3 yıl sonra karşılaşması da süper hani, napıyonuz burda, sen napıyosun asıl, daniel'in anasını mı arıyorsunuz haydi hop..tamam sawyer ve jin'in karşılaşması gibi bir sahne beklemiyorduk ama gene de insan bir nasılsın iyi misin der.
bir de ne güzel olurdu..jin'in hayatta olduğunu öğrenmeden evvel en son sawyergilleri gördüğümüzde sawyer'ın elemanın birine arkadan silahla yaklaştığını görseydik, bu bölüm de oraya bağlanıp iki sahne birleşmiş olsaydı. bunu 2. sezonda yapmışlardı galiba bir kere. gene yaptılar da ben mi unuttum acaba neyse..
son olarak charlotte'nin kafa gitmeden evvel dediklerindeyim hala, korece konuşması tercüme edilmedi.
ha bir de hatırlarsanız benjamin türkçe konuştuğunda bir umut sarıkaya karikatürüne atıfta bulunmuştum ve senaristler okuyor galiba demiştim. yine bir umut sarıkaya karikatürü yaşadık 505'te.
karikatürde naif bir şekilde her birinin farklı devlet ve milletlerden olduğunu anlatmaya çalışan bir grup çekik gözlüye, sıs lan japonsunuz hepiniz diyen türk abi vardı, bu bölümde de çekik gözlü diye, miles ile jin'i konuşturmaya çalıştılar.
--spoiler--
az önce düşünürken ufak bir mantık hatası yakaladığım dizidir.

şöyle ki;

--spoiler içerir--

5. sezon 1. bölümde john locke adada tek başına gezinirken yemi'nin uçağının düştüğünü görüp kaza yerine gidiyor ve biri olup olmadığını öğrenmek için uçağın yanına tırmanmaya çalışıyor. tam o sırada ethan locke'u bacağından vuruyor. yere düşen locke acı içinde kıvranırken ethan gelip silahını locke'a doğrultuyor ve aralarında bir diyalog yaşanıyor. ethan locke'a inanmıyor ve tam vurmak için nışan aldığı sırada bir parlama daha oluyor ve locke zamanda atlama yaşıyor. işte mantık hatası bundan bir sahne sonra gerçekleşiyor, çünkü ethan, silahı ve kurşunları ile birlikte yok olduğunda, john locke'un bacağındaki kurşunun da yok olması gerekiyordu. evet yara kalabilir, ancak richard'ın gelip o kurşunu oradan çıkarttığını görüyoruz. halbuki o kurşunun orada olmaması, parlamayla birlikte kendi zamanında kalmış olması gerekirdi. sonraki 4 bölümde gördük ki her parlamadan sonra farklı zamana ait olan yapılar veya objeler yok oluyor, veya duruma göre var oluyorlar.

--spoiler içerir--

isteksiz edit: tamam sıçmışım, kabul ediyorum. nesneler bizim lostie'lere temas ediyor olduklarında, zaman sıçramasında lostie'lerle birlikte hareket ediyorlar. lanet olsun nasıl da sevinmiştim halbuki, şu an tüm iç dünyam çökmüş durumda...
--spoiler--
geriye dönmesini beklediklerimden biri de walt dır.(daha önce yazıldıysa özür.)
peki neden?
hatırlanacağı üzere sanırım 2. sezonda bir bölümde benjamin, lockeu vurmuş ve onu kuyunun tekine düşürmüştü. bu sahnenin devamında eşşek kadar olmuş olan walt çukurun üste belirmiş lockea ayar vermişti. biz de hep beraber "nerden çıktı bu walt, hemide eşek kadar olmuş" demiştik. aslında ordaki* walt, üç sene sonra hastanede hugo yu ziyeret eden walt ilen aynı numara.

benim teorim şu: walt adaya geri döner. adada zaman atlamalrı devam etmektedir. ve walt zaman atlamalarının birinde locke un çukura düştüğü zaman gider.
böylece bir lost bilmecesi daha aydınlanır.

ya da ben lost bize toptak kafayı yedirtti.
--spoiler--

edit:sonradan kıcıma yine şunlar üşüştü.

--spoiler--

bizimkiler adaya döndükten sonra da en azından bir süre daha zamanda atlamalar devam edecek. aksi takdirde walt nasıl locke ya da bone un karşısına çıkıversin????
--spoiler--
5.sezonun ilk bölümünden itibaren cevaplandırdığı sorunun 2 katı hızla akla soru takabilen dizidir. yani daha önceden cevaplanmamış sorulardan x tanesini cevaplandırıyorsa, 2x tane de soru yarattırıyor. mehter takımının ters versiyonu. neyse.

--spoiler--
5.sezon 5.bölüm de bir garipti. nasıl mı garipti?

-sun ve jin çiftinin çocukları jin'e benzemiş. pek bi çirkin. kaderi benzemese bari.
-jin'in ingilizce almış başını gitmiş. biz senin "adırs! adırs!" diye koşuşturduğun günleri de biliyoruz sayın kwon.
-o french herifin kolu nası kopar öyle? ben söyleyeyim kopmaz. ama "jin parlayan ışıktan hiçbir şey anlamıyor zaten yazık kolun çürümesinden anlasın bari" diye koparmışlar.
-meğer danielle rousseau paranoyaklığından öldürmüş herkesi hastalık mastalık yokmuş.
-black smoke tapınağı koruma sistemiymiş güya.
-en güzeli de jin-sawyer karşılaşmasıydı heralde. benim de sarılasım geldi. böyle bi sevgi yumağı filan.
-burnu kanayınca charlotte kadar korkunç olabilen bi insan evladı daha var mıdır? imkansız. al direkt korku filmi başrolü yap samara halt etmiş, o derece.
-jack de şamar oğlanına döndü. gelen bağırıyor giden bağırıyor. yazık. halbuki bi "sen benim babamı tanıyor musun?" dese. desin de kendisi de tanımıyor ki nasıl desin?
-benjamin de bi yere kadar dayanabilir tabii. yok ben öldüreyim yok sen öldür kavgası yapılır mı lan adamın yanında?

-meğer charlotteda dharmacı imiş. dharma'dan ya da others'tan olmayan adam kalmadı zaten. dizide 2 çeşit insan var: "the others" ve "diğerleri".*

neyse. charlotte, daniel'a "bana küçüklüğümde, daha adadayken, biri bu adaya bir daha dönme dedi ve o adam sendin" dedi. teorim şudur ki; parlamalar duracak. daniel faraday geçmişte kalacak. orkide istasyonunun yapımında görülmesinin sebebi de bu zaten. sonra charlottela konuşabilecek. ama kızın yaşı muhtemelen orkide istasyonunun yaşından küçüktür. bu da danielın richard alpert gibi hiç yaşlanmadan durabileceği anlamına gelebilir. yani richardın yaşlanmama sebebi daha önceden geçmişe gidip geri dönememesi olabilir. ya da benden çok iyi senarist olur bilemiyciiim.

-bu john locke ne iyi adam lan ama o bacak gidici. gerçi ada dışında zaten kullanamadığına göre sorun yok.

-christian shephard bildiğin kulübeli filan jacob imiş. jack vakti zamanında hayal görmemiş gerçekten görmüş babasını. demek ki clairede babasının yanına sığındı. o değil de naaptı claire'e bu adam? ben diyim 3 sen de 5 bölüme geri döner o kız.

-yoksa uçak christian dolayısıyla mı düştü lan? mümkün.
-daniel faraday pek bi hayırsız evlatmış. insan fareye annesinin adını verir mi? taş olur, taş.
-john locke ölüp adaya döndüğünde christian shephard gibi ona buna gözükebilecek demek ki. gözükmeyedebilir gerçi, durum aynı değil.
-desmond ne tepki verecek eloise'i görünce acaba ? ne kadınmış o da beh.

tekrardan: jacob christian shephard'mış laaağn!

--spoiler--
--spoiler--
richard alpert in neden hiç yaşlanmadığına dair kıçımdan bir teori uydurdum**.

bizim richart zaman yolculuklarıyla çok ilerki bir zamandan günümüze dönen bir adamdır. yani richart alpert in asıl yaşadığı zaman, farzı muhal 2050 yılı falan olabilir. ve biz bu sürmeli gözlünün hep zamanda yolculuk ederken ki hallerini görüyoruz.

aynı şekilde birinci veya ikinci sezonda flashback*lerin birinde 1954 de ki locke richard buluşmasını verselerdi "la bu locke nasi adamdur. yaşlanmay yawwww" şeklinde tepki verebilirdik.
--spoiler--
faraday ile alvar hanso'nun şaşırtıcı derecede birbirlerine benzemesiyle beni ufaktan tırsıtmaya başlayan dizidir.

http://img17.imageshack.us/my.php?image=alvargn8.jpg
şok etmeye devam eden dizidir.

--spoiler--
bazı bağlantılar insanı fena halde düşündürüyor insanı dizide. aklımda belirenleri toparlamaya çalışayım biraz.

şimdi bir sonraki bölümümüzün adı 316. bu bölümün oyuncu kadrosunda daha önce görmediğimiz bir takım oyuncular var. hatırlarsanız 4. bölümde bir salda ajira adlı bir havayolu şirketinin su şişesi vardı ve juliet bunun bir hindistan havayolu şirketi olduğunu söylemişti. yeni bölümdeki aktörlerimiz de aynı şekilde hindistan uyruklu karakterleri oynayabilecek insanlar. şimdi bu bölümün adının bir uçuş numarasına işaret ettiğini düşünebiliriz. adaya dönmek isteyen oceanic 6 ve benjamin, locke'un cesedini alıp bu uçağın bir şekilde adaya düşmesi olayını ayarlamış olabilirler. tıpkı düşeceğinin önceden belli olduğunu hepimizin bildiği oceanic 815 gibi.

oceanic 815'i hatırlayalım hemen. uçak adaya düştükten sonra others gelip, aralarında yaşamaya çoktan razı olan bir takım insanı kaçırmıştı ve aralarına almıştı. hostes cindy'i bunlara örnek verebiliriz. aynı zamanda uçakta bir ceset vardı. evet cristian shephard. onun kalp krizinden öldüğünü duyduk ama henüz nasıl ve neden öldüğünü görmedik. belki de oceanic 815'te aynı şekilde bir grup insanın adaya gitmesi için düzenlenmiş bir şeydi ve gerek cristian shephard gerek bizim görmediğimiz karakterler ve others'ın kaçırdığı insanlar adaya getirilmiş oldu.

316'nın da aynı şekilde düzenlenmiş bir uçuş olduğunu düşünebiliriz belki. benjamin ve oceanic 6 others tarafından kaçırılma süsü verilerek alınır. sahilde kalan hindistanlı vatandaşlar da bizim 1,2 ve 3. sezonda izlediğimiz lostie'lerin yerine geçmiş ve bi boktan haberleri olmadan geziyor olabilirler. bu da bizim oceanic 6'in others konumuna gelmesi manasına gelir ve bu da yeni lostielerin neden locke ve tayfasına ateş açtıklarını açıklar sanırsam.
--spoiler--

artık ne desek mantıklı görünüyor. bekleyip göreceğiz..
spoiler değil rahatça oku

inanç-iman ve rasyonelite arasındaki çatışmayı dizideki iki karakter, john locke* ve jack shephard* üzerinden güzel bir biçimde anlatan dizidir. özellikle ilk birkaç sezon boyunca, bu ikilinin sık sık tartışmasına tanık olmaktaydık: adada meydana gelen doğaüstü olaylara, john sürekli mistik bir biçimde yaklaşmaya çalışırken, jack sürekli olarak olayları bilimsel bir gözle ele almaya çalışmaktaydı. misal, john adaya gelmelerinin kaderlerinde olduğunu ve adanın kendilerini çağırdığını savunurken, jack, uçak kazası sonucu adaya rastgele düştüklerine inanmaktaydı.

spoiler değil rahatça oku
--spoiler--
senaristlerin;
- ilk bölümde her şeyi anlattık,
- ilk beş dakikada çok önemli bir olay oldu,
- ilk bölümde jacop görünüyor fakat repliği olmadığı için konuşmuyor

demeleri üzerine:

jacob, ilk sezon, ilk bölüm, ilk 5 dakikada görünür:
görsel

burada da, soldan sağa; jack-jacob-john:
görsel
--spoiler--
--spoilersa karışmam--
-ilk bölüme tekrar baktım da, Charlie Kate'e ''Biz öldük, bizi Jack kurtardı'' demiş. Son bölümlerde gördüğümüz, adanın yaptığı zaman yolculuğu bunu fena halde açıklamakta.
-- benden günah gitti--

-

-- mort olması yüksek spoiler --
Muhtemelen s1e1'deki ilk sahneyi, 6. sezon finalinden hemen önce görücez. Benjamin ve Jack'in adaya dönüşlerini gösterdiler ilk sahnede bize diye düşünmekteyim. Bu da demek oluyor ki 6. sezona kadar adaya geri dönemeyecekler.
-- mort olması yüksek spoiler --
coldplay in olayi astigi sarki.
(bkz: lost bilgisayarı)
spoiler--

benjamin linus hugoyu tokmaklıyor

spoiler--
5x06

--spoiler--
geriye kalanları tekrar uçağa bindirip uçağın kaza yapıp adaya tekrar düşmesinden sonra bi siktir dedirtmiştir. uçak düştükten sonra jin'in dharma girişimi çalışanı olarak adaya düşen jack, kate ve hurley'e silah doğrultması anlamsızdır. zaman kayması yaşamamış mıdır? aaron'u neden uçağa almamasının sebebi aaron'un adada doğmuş olması mıdır?

her şey bir kenera bugune kadar izlediğim en nefis bölümdür.
--spoiler--
seyrederken insanı alıp götüren,bir sonraki bölümü sabırsızlıkla beklenilen doğaüstü olayların gerçekleştiği,senaryonun mükemmel bir şekilde nakşedildiği 6 sezonluk kült olmaya aday dizi.
--spoiler--

5x6 gösterdi ki jack e gene ayak işleri vermişler..

--spoiler--
--spoiler--

5x6 dan sonra kate e tavsiyem : yaşa, başa, taşa oturma..

--spoiler--
--spoiler--

5x6 da locke un ayakları leş gibi kokmaktadır... ıyykk..

--spoiler--
--spoiler--
lapidus parlak çocuğa dönmüştür. o ne tip lan?
--spoiler--
rüyalarıma bile giren dizi.
-- spoiler--

lapidus ın da olması gayet güzel olmuştur. jin dharmacı olmuş ne iş bakalım görelim. sawyer da olmuş olabilir.
yalnız benjamin okumayı annesinden öğrendiğini söylüyor. benjamin in anası, onu doğururken ölmemiş miydi? bilen yazarlar mesaj atsın lan allahsızlar!

-- spoiler--

edit: teşekkürler stewie *
--spoiler--
ilk kazada kate'e olduğu gibi sayid'in de tutuklanıp tesadüfen aynı uçağa binmesi güzel bir detaydı. benjaminin son anda uçağa yetişmesi ve lapidus' un pilot olarak yine karşımıza çıkması yüzleri güldürmüştür. john locke yeni ruhani lider olacaksa jack' in babası namı diğer jacob ne olacak adada merak konusudur. ve daniel faraday' in annesinin çok zeki bir adam diye bahsettiği, sarkacı yapan kişi oğlu olsa gerek.
--spoiler--