bugün

ing. kanunsuz.

(bkz: lucy lawless)
kitleleri arkasından sürükleyen her işin altından hakkıyla kalkan kanun ve kural tanımaz yazar.
sohbeti, kişiliği ve belki de en önemlisi hayata karşı büründüğü yenilmezlik tavrı ile saygı görmeyi hak eden kadim dost.
yeni yılını en içten dileklerimle kutladığım,

kendisine sevgi, dostluk ve huzur dolu sağlıklı bir yıl dilediğim uludağ sözlük yazarı.
sırf kendisiyle aynı platformda olmak adına uludağ sözlük'e geldiğim üşenmeden 20 tane çaylaklık girisi girdiğim ve sonunda dokuzuncu nesil olarak kayıtlara geçtiğim yazar.
abla'nın diğer adıdır.
sevgilimin bana "defolu bu be iade mi etsem?" demesine içten şaşırmış kişidir.*
kırk yılda bir görseniz dahi çok yakın gelen insanlardandır kendisi. hani bir kırk yıl daha geçse üzerinden de öyle görsen yine sanki aynı hislerle onu karşılarsın onun seni karşılayacağını düşünürsün. ben hep kendisini anladığımı düşünürüm anladığım şeyin iyi bir şey olduğunu.... bence o da beni anlar. zaten sevmek, eğlenmek vs kavramlar son derece ele ayağa düşmüşken ve kimse birbirini anlama gayretine girmiyorken bu çok değerli bir şeydir. o yüzden kendisine çok değer veririm
sikerim lan böyle sonu filmlerindendir.
18 ocak 2013te türkiye'de gösterime girecek olan film. şöyle bi sorun var ki ben an itibariyle 1080p bluray halini torrent listeme eklemiş bulunmaktayım
Boğazı kesilen ve ölmeyen, mermi manyağı olan ve ölmeyen bir adam dans etti diye öldü ya, sonu komik ama biraz saçma olmuş filmin, onun dışında iyi bir filmdi 10 üzerinden 7 denilebilir.
bu tarz filmseverleri tatmin edici düzeyde bir film.
john hillcoat ve nick cave ortaklığı görünce çok şey beklediğim lakin izleyince, seyirlik bir hollywood yapımı olmasından öteye gidemeyeceğini rahatlıkla söyleyebileceğim filmdir.
western sevip, ekranda şiddet meraklısıysanız, kaçırmayın. katharsisiniz bol olsun.
http://www.karsikultur.com/lawless-kardeslik-baglari
2012 suç ve dram filmi. ayrıca based on a true story.

yönetmen: john hillcoat
yazar: nick cave (uyarlayan), matt bondurant (roman sahibi)
oyuncular: tom hardy, shia labeouf, jason clarke, guy pearce, jessica chastain, mia wasikowska, gary oldman...

---spoiler---

jack bondurant, forrest bondurant ve howard bondurant kardeşlerin hikayesini anlatıyor. 1931 yılındaki bir savaştan sağ kurtulan forrest bondurant'ın kendini ve bondurant ailesinin her ferdini ölümsüz olarak adlandırması, yaşadıkları bölgede bir efsaneye dönüşüyor.

bondurant ailesi babadan oğula kaçak içki üretimi ve satışını yapmaktadırlar. işler yolunda giderken, bölge savcısının atadığı charlie rakes adlı onun bunun çocuğu, çarka çomak sokar. bondurant'ların kendisine rüşvet ödemesini isteyen charlie rakes adındaki pisikopat, reddedilince zıvanadan çıkar.

forrest bondurant, işlettikleri bara şehir dışından gelen maggie beauford adlı güzel hatunu işe alır. sonra aşık oluyorlar birbirlerine. maggie beauford'u sikizlemeye gelen iki eleman, forrest bondurant'ten dayak yiyince sıvışmak zorunda kalırlar. lakin ki öyle değildir. pusuya yatar pezevenkler, ve sinsice yaklaşıp forrest bondurant'in boynunu ustura ile keserler. forrest bondurant efsaneyi onaylar bi şekilde ölmez, bi kaç gün hastanede yatar ve çıkar.

ailenin korkak, götü boklu üyesi jack bondurant, kasabadaki kilise papazının kızı bertha minnix'e gönlünü kaptırır. ona yaranmak için dönemin ünlü ve güçlü gangsteri floyd banner'ı kendine rol modeli olarak seçer. onun gibi giyinir, onun gibi davranmaya çalışır.

önce içki satışlarını engelleyen charlie rakes , ardından üretim yaptıkları alanı sikertir. orada yakaladıkları bondurant'ların ve tüm kasabanın sevdiği kriket pate adındaki sakat genç, orospu çocuğu charlie rakes tarafından boynu kırılarak öldürülür. önce sikizlemeye çalıştı.

bu gidişe bi dur demenin vakti geldi diyen bondurantlar, charlie rakes götünü öldürmeye giderler. daha önce zulüme boyun eğmiş kasaba halkı kriket pate'in ölümünün ardından eöh yeter amuğa goyim nidaları eşliğinde bondurant'ların yanında yer almışlardır.

köprüde charlie rakes'ı öldürmeye çalışırlarken, forrest bondurant mermi manyağı olur. lakin yine ölmez. howard bondurant, charlie rakes'ı öldürür fakat öldürenin jack bondurant olduğunu kasabalıya söyler.

ölümsüz forrest bondurant, zatürreden ölür. asdgfh. şaka gibi amk.

---spoiler---
rezalet bir filmdir. zaman kaybi tabirinin tam karsiligini verir. ne sonunu baglayabilmisler, ne gelismeyi yapabilmisler. Sacma sapan bir film.
guy pearce in beni arıyıp ayıp değilmi ettiğin bu kadar küfür dediği filmdir.

bir insan orospu çocuğu rolünü ancak bu kadar güzel oynar.
ağır ilerleyen, yavaş tempoda bir film.

sıkılıyor insan bayağa, fakat tom hardy yine karizmasıyla ve oyunculuguyla 10 puanı kapmış.
konuya ve kadroya kanıp izlediğim film. bana göre vakit kaybı olduğu için tavsiye etmiyorum.
Filmi izlerken Sık sık sözlüğe girdim öyle bir film işte.. Vaktiniz çok bolsa, harcayacak yeriniz yoksa bu film tam size göre...
2012 yapımı 116 dakikalık dram/suç filmi görsel

Kadroda guy pearce ve gary oldman'ı görünce balıklama atlamıştım fakat beklediğimin çok altında kalan bir film oldu. Bir kere esas oğlanı lebok(shia labeouf) yeteneksizi canlandırıyor, bu bile yeter filmden tiksinmek için. Suratında bile meymenet yok amk tipsizinin, dahası film saçma ve gereksiz olaylarla dolu. Ve en önemlisi gary oldman'ı toplam 3 dakika falan gördük, öyle bir efsaneyi ne diye harcarsınız ki? onu görücem diye 2 saatimi çöpe attım lan, aha şimdi çıkacak diye diye bekledim ama lebok'tan başka bir şey görmedim. bunca olumsuzlukların üzerine, bir de bal dudak tom hardy eklenince iyice seyir zevki kaçtı. Bir sürü filmini izledim ama bi türlü sevemedim şu adamı, tipinden midir nedir ısınamıyorum tom'a.

Gerçek anlamda zaman kaybıdır. Yalnız guy pearce'in performansı güzeldi, bir de gary'ciğimin cigaralı duruşu çok cool'du. 7.3 imdb puanı çok olmuş, en fazla 5.9 o da guy ve gary'nin hatrı için.
filmde ki guy pearce'ın oynadığı karakterin aşırı derecede the wall filmindeki bob geldof'ın oynadığı role benzemesi, adamı gördükçe the wall'u izler/dinler bir etki uyandırtmıştır.