bugün
- bik bik'in balona binmesi34
- cumaya gidenlerin çok azalması20
- vatandaşlık farkı alan otel19
- ayça tilki8
- anın görüntüsü18
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim14
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız10
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- futbolcu ismiyle nick almak10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- kanınıza rengini verir misiniz11
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan12
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı25
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş8
sadece dinin devlet işlerinden ayrılması değildir...
en genel tanımıyla "iktidarın gücünü ilahi bir temele dayandırmaması" durumudur...
devlet gerekirse din işlerini kontrol eder denetler... türkiyede olduğu gibi...
(bkz: devlet laik olur birey laik olamaz)
en genel tanımıyla "iktidarın gücünü ilahi bir temele dayandırmaması" durumudur...
devlet gerekirse din işlerini kontrol eder denetler... türkiyede olduğu gibi...
(bkz: devlet laik olur birey laik olamaz)
demoktarik,özgür, belirli bir dine bağlı kalmaksızın yönetilen ülkenin temellerinden biri
din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrı olması durumu.
Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti demektir.
Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz de dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, devlet ve millet işleri ile karıştırmamaya çalışıyoruz. Kaste ve eyleme dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz.
Laik hükümet kavramından dinsizlik manası çıkarmaya çalışan fesatçılara fırsat vermeyiniz.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz de dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, devlet ve millet işleri ile karıştırmamaya çalışıyoruz. Kaste ve eyleme dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz.
Laik hükümet kavramından dinsizlik manası çıkarmaya çalışan fesatçılara fırsat vermeyiniz.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Laiklik sadece din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması demek değildir.
Cumhuriyettir, demokrasidir, teokrasiye saltanata geçit vermeyen pratikte en pragmatist en gerekli oluşumdur.
Cumhuriyettir, demokrasidir, teokrasiye saltanata geçit vermeyen pratikte en pragmatist en gerekli oluşumdur.
açılımının ne olduğunu idrak edemeyenlerin "rejim değişmiyor yeaaeaea" şeklinde saçmaladıkları sistemdir. kağıt üzerinde ismi kalıyor ama içeriği boşaltılıyor lan. tabi bu tiplerin bunu kendi başlarına anlayabilmelerini ummak bizim polyannacılığımız yüzünden oluyor. anlayabilecek olsalar zaten saçmalamazlar..
tanımının dogru kavranması halinde butun insalığın saadete ereceğini düşündüğüm ataturk ilkelerinden biri
efendim timsah gözyaşlarıdır bunlar. ağlarlar aman bizlere ikinci sınıf vatandaş olarak davranılıyor, türbanlı diye oraya buraya alınmıyor, "mürşid mektepleri"ne -ki biz onlara "türkçe"de, kendi ülkemizin, kendi topraklarımızın dilinde okul diyoruz- bomba atılıyor, biz hakkımızca, biz özgürlüğümüzce yaşayamıyoruz hiçbir şeyi. sütten çıkmış ak kaşıklardır. evlerinde masum masum otururken, etliye sütlüye karışmazken bir anda ortadaki yuvarlağın da ortasına ittirilip sonra şamaroğlanına çevrilmişlerdir. geçiniz bunları. çocuk mu kandırıyorsunuz siz? türk gençliği bu içi boş ama süslü sözleri, bu duygusallık akan kelimeleri yemez. kimin ne olduğunu, kimin ne amaçla neler yaptığını herkes çok net biliyor. bırakın bu safsataları, ki bu safsatalar bile saf beyinleri yıkamak için kullandığınız taktiktir. ahh ahh, atam keşke yaşasaydın da görseydin sen ve ülkeyi kanlarıyla, emekleriyle sulayan o yüce insanların bıraktıkları bu toprakların üzerinde senelerce meydana gelmeyen karmaşanın son yirmi senedir nasıl ortaya çıktığını. sanayide, ekonomide, eğitimde, çağdaşlıkta, bilimde, teknolojide, üretimde sıfırdan başlayıp bir anda atılım ile ileriye fırlayan bir ülkenin son yirmi senedir içine girdiği bunalım ve düşüşün sebepleri olan takiyecileri gör. hayallerindeki türkiyeyi irana benzetmeye çalışan bir güruhun saman altından yürüttüğü her türlü işlemi artık ayyuka çıkmış bir şekilde, alenen gerçekleştirdiklerini gör. laiklik denilen özünde çok basit ve toplumsal yaşamda barışı ve süreçlerdeki uygunluğu sağlayacak bir sistemi lastik misali her tarafa çekip şekilsizleştirdikten sonra sonra da o genişlettikleri lastiği koparmak için çabalamalarını gör. hepsi akıllıdır bunların, hepsi cin gibidir. hepsi bilirler aslında neyin ne olduğunu, laikliğin de ne olduğunu bilirler çok iyi. ama işlerine gelmez doğruyu kabullenmek. çünkü kabullenirlerse nasıl irana dönüşebilir ki bir ülke. ha merak mı ettiniz laikliğin ne olduğunu, sürüsüne bereket açıklaması var her yerde. açıp okuması, öğrenmesi bedava. anlaması daha da bedava, fakat savunması bedava değil, milyonlarca şehit kanına bedel.
ayrıca, bu yazılanları kötüleyin ki kaç kişi olduğunuzu görelim. ama bilin ki entry kötülemekten başka bir şey elinizden gelemeyecek. bu ülkeye batırmaya çalıştığınız hançer de elinizde patlayacak. son söz;
atı eşeğe benzetmeye çalışacağınıza, gidin varolan bir eşeğe binin atı rahat bırakın. yoksa hem attan hem de eşekten olursunuz.
ayrıca, bu yazılanları kötüleyin ki kaç kişi olduğunuzu görelim. ama bilin ki entry kötülemekten başka bir şey elinizden gelemeyecek. bu ülkeye batırmaya çalıştığınız hançer de elinizde patlayacak. son söz;
atı eşeğe benzetmeye çalışacağınıza, gidin varolan bir eşeğe binin atı rahat bırakın. yoksa hem attan hem de eşekten olursunuz.
Din gibi temiz bir duygu, politika gibi kirli oyunlara alet edilemez. Din ait olduğu yerde, temiz vicdan sahnesinde yaşanmalıdır.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
laiklik kelimesini duyduklarında "dinsizlik" diyenlerin, aslında laikliğin dinlerini gönül rahatlığıyla ve özgürce yaşayabilmeleri için var olduğunu bilmemektedirler.
saygılarımla.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
laiklik kelimesini duyduklarında "dinsizlik" diyenlerin, aslında laikliğin dinlerini gönül rahatlığıyla ve özgürce yaşayabilmeleri için var olduğunu bilmemektedirler.
saygılarımla.
bu ak partililer herhalde şöyle falan sanıyor laikliği.
görsel
hele bir denesinler bakalım ne oluyor.
görsel
hele bir denesinler bakalım ne oluyor.
Çok onemli olup akp hükümetinin halen kavrayamadigi ilke.
Etimolojik Kökeni Eski Yunan dilinden (Laos) Latinceye geçmiş olan laicus kelimesidir, anlamı ise din dışıdır. Bu kelime iki zümre dışındakiler için kullanılırdı ki bu zümrenin genel ismi cleros adını taşımaktaydı. Kilise papazları, manastır rahip ve rahibeleri laicus sıfatının dışında kalırlar.
Bir sistem olarak laisizm, Fransız ihtilaliyle ortaya çıkıp 115 yıl sonra bulunan devlet ile kliseyi ayrıştırma formülü sayesinde 1904 sonrası şekillendi. Esasen laisizm rönesans ve reform akabinde 17.yüzyıl aydınlanma çağı ile hız kazanıp katman katman gün yüzüne çıkmış bir olgudur. Geçtiğimiz Son iki asırda Avrupa odaklı gelişen dünya taban tabana zıt olan Doğu ve batıyı evrensel gereklilikler çerçevesinde birleştirdi ve laik devletler ortaya çıkmaya başladı. islami telakkide devlet aynı zamanda din/şeriat çerçevesinde birlikte, devlet başkanı aynı zamanda Halifeydi. Hristiyan dünyanın maddi/manevi liderlik, klise ve krallıklar ayrılığı islam dünyasında mevcut değildi. Hristiyan dünya ortaçağda yaşanan klise tahakkümünden yüzyıllar sürecek bir süreç nihayetinde kurtulacaktı. Bu süreç 1904 de sona ermiş hukuk birliği ile beraber milli devletler ortaya çıkmıştı.
Anayasa hukuku profesörü Ali Fuat Başgil günümüze değin kurulmuş devletlerin din/devlet ilişkilerini üç başlık altında toplamıştır. ilki dine bağlı devlet sisteminin göründüğü devletlerdir ki %30-40 dolayında şerri hükümlere dayalı idare edilir ve örfi hukukun daha baskın olmasına rağmen Osmanlı devleti bu tip devletler için yerinde bir örnektir. ikincisi devlete bağlı din sisteminin görüldüğü devletlerdir ki buna Türkiye cumhuriyetini gösterebiliriz, zira laik sistemlerde devlet imam hatip okulları açmaz, mevcut anayasamızın 24. Maddesinde öngörüldüğü gibi "devlet tüm din ve inançlara eşit mesafededir." Olmalıdır. Üçüncü tip ise laik devletlerdir ve en güzel örneklerinden biri fransadır.
hukuki tanımı bir devletin anayasa ve kanunlarında herhangi bir din adı geçmiyor, din ve vicdan hürriyeti sağlanıyorsa o devlet laik devlettir. Türkiye Cumhuriyetinin ilk anayasası olan teşkilati esasiyenin (1921 anayasası) 2. Maddesinde devletin dini islam'dır maddesi vardı. 10 Nisan 1928 tarihinde (1924 anayasası dahilinde) bu madde anayasadan çıkarıldı, anayasa laik hale getirildi. Yine şeriye ve evkaf bakanlığı kaldırılarak yerine diyanet işleri bakanlığı kuruldu. Bugün de halen işlevini devam ettirmekte, ancak bir reforma ihtiyaç duyduğu kesin. Devlete bağlı din olgusunun görüldüğü Toplumlarda tüm kesimlerinin diyanette temsil edilmesi, hizipçilik ve cemaatçiliğin önüne geçecek yegane unsurdur. Aksi halde daha evvel yaşadığımız gibi belli kalıplar içinde servis edilen tek tip inanç baskısının yarattığı küçük gruplar sadece demokrasinin uygulanabilirliğini sağlayan laikliğe değil aynı zamanda gafilce devlete de düşman olabilirler. Her toplumun kendi dinamikleri, genel kaideleri vardır. Doğu medeniyetlerinin şaşan dengesi son iki yüzyılda Avrupa odaklı şekillenen dünyanın yarattığı jet lag nedeniyledir. Mustafa Kemal Atatürk durumun gayet tabii farkında olarak tam bir laik sistem yerine devlete bağlı din sisteminin kurulmasını fakat daha sonra çağın şartlarına uygun olarak, yine laiklik ve cumhuriyetçilikten asla ödün vermeksizin Yeniden düzenlenmesi gerektiğini öngörmüştür. Cumhuriyetçiliğin yara aldığı yerde demokrasiden, demokrasinin yara aldığı yerde laiklikten söz edilemez.
Bir sistem olarak laisizm, Fransız ihtilaliyle ortaya çıkıp 115 yıl sonra bulunan devlet ile kliseyi ayrıştırma formülü sayesinde 1904 sonrası şekillendi. Esasen laisizm rönesans ve reform akabinde 17.yüzyıl aydınlanma çağı ile hız kazanıp katman katman gün yüzüne çıkmış bir olgudur. Geçtiğimiz Son iki asırda Avrupa odaklı gelişen dünya taban tabana zıt olan Doğu ve batıyı evrensel gereklilikler çerçevesinde birleştirdi ve laik devletler ortaya çıkmaya başladı. islami telakkide devlet aynı zamanda din/şeriat çerçevesinde birlikte, devlet başkanı aynı zamanda Halifeydi. Hristiyan dünyanın maddi/manevi liderlik, klise ve krallıklar ayrılığı islam dünyasında mevcut değildi. Hristiyan dünya ortaçağda yaşanan klise tahakkümünden yüzyıllar sürecek bir süreç nihayetinde kurtulacaktı. Bu süreç 1904 de sona ermiş hukuk birliği ile beraber milli devletler ortaya çıkmıştı.
Anayasa hukuku profesörü Ali Fuat Başgil günümüze değin kurulmuş devletlerin din/devlet ilişkilerini üç başlık altında toplamıştır. ilki dine bağlı devlet sisteminin göründüğü devletlerdir ki %30-40 dolayında şerri hükümlere dayalı idare edilir ve örfi hukukun daha baskın olmasına rağmen Osmanlı devleti bu tip devletler için yerinde bir örnektir. ikincisi devlete bağlı din sisteminin görüldüğü devletlerdir ki buna Türkiye cumhuriyetini gösterebiliriz, zira laik sistemlerde devlet imam hatip okulları açmaz, mevcut anayasamızın 24. Maddesinde öngörüldüğü gibi "devlet tüm din ve inançlara eşit mesafededir." Olmalıdır. Üçüncü tip ise laik devletlerdir ve en güzel örneklerinden biri fransadır.
hukuki tanımı bir devletin anayasa ve kanunlarında herhangi bir din adı geçmiyor, din ve vicdan hürriyeti sağlanıyorsa o devlet laik devlettir. Türkiye Cumhuriyetinin ilk anayasası olan teşkilati esasiyenin (1921 anayasası) 2. Maddesinde devletin dini islam'dır maddesi vardı. 10 Nisan 1928 tarihinde (1924 anayasası dahilinde) bu madde anayasadan çıkarıldı, anayasa laik hale getirildi. Yine şeriye ve evkaf bakanlığı kaldırılarak yerine diyanet işleri bakanlığı kuruldu. Bugün de halen işlevini devam ettirmekte, ancak bir reforma ihtiyaç duyduğu kesin. Devlete bağlı din olgusunun görüldüğü Toplumlarda tüm kesimlerinin diyanette temsil edilmesi, hizipçilik ve cemaatçiliğin önüne geçecek yegane unsurdur. Aksi halde daha evvel yaşadığımız gibi belli kalıplar içinde servis edilen tek tip inanç baskısının yarattığı küçük gruplar sadece demokrasinin uygulanabilirliğini sağlayan laikliğe değil aynı zamanda gafilce devlete de düşman olabilirler. Her toplumun kendi dinamikleri, genel kaideleri vardır. Doğu medeniyetlerinin şaşan dengesi son iki yüzyılda Avrupa odaklı şekillenen dünyanın yarattığı jet lag nedeniyledir. Mustafa Kemal Atatürk durumun gayet tabii farkında olarak tam bir laik sistem yerine devlete bağlı din sisteminin kurulmasını fakat daha sonra çağın şartlarına uygun olarak, yine laiklik ve cumhuriyetçilikten asla ödün vermeksizin Yeniden düzenlenmesi gerektiğini öngörmüştür. Cumhuriyetçiliğin yara aldığı yerde demokrasiden, demokrasinin yara aldığı yerde laiklikten söz edilemez.
bugün ülkemizin geldiği durum itibariyle delinmeye çalışılan, ama başarmalarına müsade etmeyeceğimiz temel taşımız.
toplulumumuzun gericilige karsı bilinclendirilmesi amasıyla topyekün bir savas verilmektedir. son gunlerde artarak sürdürülen söylemde, laiklik "din ve vicdan özgürlüğü" olarak tanımlanmaktadır. bu tanımla laiklik din ve vicdan özgürlüğüne indirgenmekte ve anlamsız kılınmaya çalışılmaktadır. bu tanımlama aynı zamanda iki önemli sonuc dogurmaktadır. bunlardan birincisine göre, tanımlamayla tesettür amacıyla kullanılan türban bireysel özgürlük kapsamına alınarak, kamusal alanda da bu uygulamanın kaçınılmaz oldugu oldugu vurgulanmak istenmektedir. ikincisine göre ise; bu yaklaşım, toplumu "madem ki laiklik din ve inanç özgürlügüdür, laik düzende herkesin kendi istenciyle sececegi hukuk düzeninde yasama hakkı vardır" sonucuna kadar götürecektir. anayasa'daki tanıma göre laiklik, dinin toplumsal, siyasal ve hukuksal bir güç ve düzenleyici olmasını engelleyen temel ilkedir.
kaynak : milliyet gazetesi
not : ahmet necdet sezer'in harp akademilerinde yaptıgı konusmadan alıntıdır.
kaynak : milliyet gazetesi
not : ahmet necdet sezer'in harp akademilerinde yaptıgı konusmadan alıntıdır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar